Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

31

Sûredeki Ayet No: 

31

Ayet No: 

3500

Sayfa No: 

414

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَلَمْ تَرَ أَنَّ الْفُلْكَ تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِنِعْمَتِ اللَّهِ لِيُرِيَكُم مِّنْ آيَاتِهِ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ

Çeviriyazı: 

elem tera enne-lfülke tecrî fi-lbaḥri bini`meti-llâhi liyüriyeküm min âyâtih. inne fî ẕâlike leâyâtil likülli ṣabbârin şekûr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Görmedin mi ki Allah, âyetlerinden bir kısmını size göstersin diye gemiler, Allah'ın nimetiyle denizde akıp gidiyor. Şüphesiz bunda çok sabredenler ve çok şükredenler için nice ibretler vardır.

Diyanet İşleri: 

Gemilerin denizde Allah'ın lütfuyla yürüdüğünü görmez misin? Allah böylece size varlığının delillerini gösterir. Bunlarda, pek sabırlı ve çok şükreden kimselerin hepsine dersler vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Görmedin mi ki gemiler, gerçekten de Allah'ın nimetiyle denizlerde akıp gider size onun delillerini göstermek için; şüphe yok ki bundan adamakıllı sabreden ve adamakıllı şükreden herkese, elbette deliller var.

Şaban Piriş: 

Size ayetlerini/delillerini göstermesi için, Allah'ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görrmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ayetler/ibretler vardır.

Edip Yüksel: 

Size bazı ayetlerini göstermek için, ALLAH'ın lütfuyla gemilerin denizde akıp gittiğini görmez misin? Her sabreden ve şükreden için bunda dersler vardır.

Ali Bulaç: 

Görmüyor musun ki, size ayetlerinden (bazılarını) göstermesi için, gemiler Allah'ın nimetiyle denizde akıp gitmektedir! Hiç şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden için gerçekten ayetler vardır.

Suat Yıldırım: 

Görmez misiniz ki gemiler Allah'ın lütfu ile denizde yüzüyor. Bu, Allah’ın varlığının ve kudretinin bazı delillerini göstermek içindir. Elbette bunda pek sabırlı, çok şükürlü olanlar için ibretler vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Görmedin mi ki, muhakkak gemiler denizde Allah´ın nîmetiyle akar gider, size O´nun âyetlerinden göstermek için. Şüphe yok ki, bunda her bir çokça sabreden, çokça şükreden için ibretler vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Size, ayetlerinden göstermek için, Allah'ın nimetleriyle gemilerin denizde akıp gidişini görmedin mi? Kuşkusuz, bunda gereğince sabreden, gereğince şükreden herkes için kesin ibretler vardır.

Bekir Sadak: 

«Onu peygamberin kendisi uydurdu» diyorlar, oyle mi? Hayir

İbni Kesir: 

Görmez misin ki

Adem Uğur: 

Size varlığının delillerini göstermesi için, Allah´ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Gemilerin denizde Allah´ın ni´metiyle (yüzerek) seyrettiğini görmedin mi? Âyetlerinden size göstermek için. Muhakkak ki bunda, çok sabredenlerin ve şükredenlerin hepsi için elbette âyetler (deliller, ibretler) vardır.

Celal Yıldırım: 

Görmedin mi ki, gemi, Allah´ in nîmetiyle denizde yüzüp gider. Allah, bununla (kudretinin yüceliğine delâlet eden) bazı âyetlerini gösterir Şüphesiz ki bunda çokça sabreden, çokça şükreden herkese öğütler, ibretler vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Görmüyor musun ki, size ayetlerinden (bazılarını) göstermesi için, gemiler Allah´ın nimetiyle denizde akıp gitmektedir! Hiç şüphe yok bunda, çok sabreden, çok şükreden için gerçekten ayetler vardır.

Fransızca: 

N'as-tu pas vu que c'est par la grâce d'Allah que le vaisseau vogue dans la mer, afin qu'Il vous fasse voir de Ses merveilles ? Il y a en cela des preuves pour tout homme patient et reconnaissant.

İspanyolca: 

¿No ves que las naves navegan por la gracia de Alá, para que Él os muestre algunos de Sus signos? Ciertamente, hay en ello signos para todo aquél que tenga mucha paciencia, mucha gratitud.

İtalyanca: 

Non hai visto che è per grazia di Allah che la nave solca il mare, affinché vi mostri qualcuno dei Suoi segni? In verita in ciò vi sono segni per ogni uomo di perserveranza, di riconoscenza.

Almanca: 

Hast etwa nicht gesehen, daß die Schiffe auf dem Meer mit ALLAHs Gabe fahren, damit ER euch von Seinen Ayat zeigt. Gewiß, darin sind doch Ayat für jeden dankbaren sich äußerst in Geduld Übenden.

Çince: 

难道你不知道吗?船舶在海中带着真主的恩惠而航行,以便他指示你们他的一部分迹象,对于每个坚忍的、感谢的人,此中确有许多迹象。

Hollandaca: 

Ziet gij niet, dat de schepen door de gunst van God de zee bevaren, opdat hij u zijne teekenen zou kunnen toonen. Waarlijk, hierin zijn teekens voor ieder geduldig en dankbaar mensch.

Rusça: 

Разве ты не видишь, что по милости Аллаха корабль плывет по морю, чтобы Он показал вам некоторые из Своих знамений? Воистину, в этом - знамения для каждого, кто терпелив и благодарен.

Somalice: 

miyeydaan ogayn in Doontu dhexsocoto Badda Nicmada Eebe darteed si uu idiin tusiyo aayaadkiisa, arrintaasna aayaadbaa ugu sugan Samirbadane shugri badan oo dhan.

Swahilice: 

Kwani huoni kwamba marikebu hupita baharini zikichukua neema za Mwenyezi Mungu, ili kukuonyesheni baadhi ya Ishara zake? Hakika katika haya zipo Ishara kwa kila mwenye kusubiri, mwenye kushukuru.

Uygurca: 

كۆرمەمسەنكى، كېمىلەرنىڭ اﷲ نىڭ مەرھەمىتى بىلەن دېڭىزدا يۈرۈشى اﷲ نىڭ سىلەرگە (ئۆز قۇدرىتىنىڭ) بىر قىسىم دەلىللىرىنى كۆرسىتىشى ئۈچۈندۇر. بۇنىڭدا ھەر بىر سەۋر قىلغۇچى، شۈكۈر قىلغۇچى (بەندە ئۈچۈن ھەقىقەتەن) (چوڭ) ئىبرەت بار

Japonca: 

あなたは船が,アッラーの恵みで,大洋を航行するのを見ないのか。(それは)かれの印をあなたがたに示されたためではないか。本当にその中には,不断に耐え忍ぶ者と感謝する凡ての者のために,様々な印がある。

Arapça (Ürdün): 

«ألم ترَ أن الفلك» السفن «تجري في البحر بنعمة الله ليريكم» يا مخاطبين بذلك «من آياته إنَّ في ذلك لآياتٍ» عبرا «لكل صبَّار» عن معاصي الله «شكور» لنعمته.

Hintçe: 

क्या तूने इस पर भी ग़ौर नहीं किया कि ख़ुदा ही के फज़ल से कश्ती दरिया में बहती चलती रहती है ताकि (लकड़ी में ये क़ूवत देकर) तुम लोगों को अपनी (कुदरत की) बाज़ निशानियाँ दिखा दे बेशक उस में भी तमाम सब्र व शुक्र करने वाले (बन्दों) के लिए (कुदरत ख़ुदा की) बहुत सी निशानियाँ दिखा दे बेशक इसमें भी तमाम सब्र व शुक्र करने वाले (बन्दों) के लिए (क़ुदरते ख़ुदा की) बहुत सी निशानियाँ हैं

Tayca: 

เจ้ามิเห็นดอกหรือว่า เรือนั้นแล่นไปตามท้องทะเลเนื่องด้วยความโปรดปรานของอัลลอฮฺ เพื่อพระองค์จะให้พวกเจ้าได้เห็นสัญญาณต่าง ๆ ของพระองค์ แท้จริงในการนั้นย่อมเป็นสัญญาณแก่ผู้อดทนผู้ขอบคุณทุกคน

İbranice: 

האם לא תראה, כי האניות שטות בים בחסד אלוהים, למען יראה לכם את אותותיו? בזה יש אות לכל בעל סבלנות שמכיר תודה

Hırvatça: 

Zar ne vidiš da lađe Allahovom blagodati morem plove da bi vam pokazao neke znake Svoje?! U tome su, zaista, znaci za svakog ko strpljiv i zahvalan je.

Rumence: 

Nu vedeţi cum corabia pluteşte pe mare prin harul lui Dumnezeu ca să vă arate din semnele Sale. Întru acestea sunt semne pentru orice răbdător, mulţumitor.

Transliteration: 

Alam tara anna alfulka tajree fee albahri biniAAmati Allahi liyuriyakum min ayatihi inna fee thalika laayatin likulli sabbarin shakoorin

Türkçe: 

Size, ayetlerinden göstermek için, Allah'ın nimetleriyle gemilerin denizde akıp gidişini görmedin mi? Kuşkusuz, bunda gereğince sabreden, gereğince şükreden herkes için kesin ibretler vardır.

Sahih International: 

Do you not see that ships sail through the sea by the favor of Allah that He may show you of His signs? Indeed in that are signs for everyone patient and grateful.

İngilizce: 

Seest thou not that the ships sail through the ocean by the Grace of Allah?- that He may show you of His Signs? Verily in this are Signs for all who constantly persevere and give thanks.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Sizə öz qüdrət əlamətlərindən bə’zisini göstərsin deyə, gəmilərin dənizdə Allahın lütfü ilə üzdüyünü görmürsənmi? Həqiqətən, bunda (əziyyətlərə) səbr, (Allahın ne’mətlərinə) çox şükür edən hər kəs üçün ibrətlər vardır!

Süleyman Ateş: 

(Allah) size, bir kısım ayetlerini göstersin diye, Allah'ın ni'metiyle gemilerin denizde gittiğini görmedin mi? Şüphesiz bunda sabreden, şükreden herkes için ibretler vardır.

Diyanet Vakfı: 

Size varlığının delillerini göstermesi için, Allah'ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görrmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.

Erhan Aktaş: 

Allah’ın nimeti(1) ile denizde yüzen gemileri görmüyor musunuz? Allah, bununla size âyetlerinden(2) göstermektedir. Kuşkusuz bunda sabreden(3) ve şükredenler için dersler vardır.

Kral Fahd: 

Size varlığının delillerini göstermesi için, Allah'ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

(Kudret) delillerinden bir kısmını size göstermek için, Allahın ni´metiyle, denizde gemilerin akıb gitmekde olduğunu görmedin mi? Şübhe yok ki bunda çok sabreden, çok şükreden (ler) îçin ibretler vardır.

Muhammed Esed: 

Görmez misin, gemiler Allah´ın lütfu ile denizlerde nasıl yol alıyorlar ve böylece Allah kendi varlığının bazı işaretlerini önünüze nasıl koyuyor? Kuşkusuz bunda, sıkıntılara sonuna kadar göğüs geren ve (Allah´a karşı) derin bir şükran duygusu taşıyanlar için mesajlar vardır.

Gültekin Onan: 

Görmüyor musun ki, size ayetlerinden (bazılarını) göstermesi için, gemiler Tanrı´nın nimetiyle denizde akıp gitmektedir. Hiç şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden için gerçekten ayetler vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Görmedin mi, Allah’ın üzerinize bir nimeti olarak, (kudretine delâlet eden) alâmetlerinden size göstermek için, gemiler denizde akıb gidiyor. Muhakkak ki bunda, (zorluklara karşı) çok sabreden, (nimetlere) çok şükreden herkes için bir çok ibret alâmetleri vardır.

Portekizce: 

Não reparas, acaso, nos navios, que singram os mares pela graça de Deus, para mostrar-vos algo dos Seus sinais? Sabeique nisto há sinais para o perseverante, agradecido.

İsveççe: 

Ser du inte att Gud med Sin välsignelse låter skeppen segla över havet för att visa er några av Sina tecken? I detta ligger förvisso budskap till var och en som står fast i motgången och som tackar [Gud] i allt.

Farsça: 

آیا ندانسته ای که کشتی ها به سبب نعمت های خدا [چون باد، هوا و دیگر عوامل] در دریا روانند تا خدا برخی از نشانه های قدرت خود را به شما نشان دهد؛ بی تردید در این [واقعیت] برای هر شکیبای سپاس گزاری نشانه هایی [از توحید، قدرت و ربوبیت خدا] ست.

Kürtçe: 

ئایا نەتزانیوە (نەتدیوە) کە کەشتیەکان بە چاکە و فەزڵی خوا دەڕۆن لەدەریادا بۆ ئەوەی ھەندێك لەنیشانەکانی خۆیتان نیشان بدات چونکە بەڕاستی لەمەدا (کەباسکرا) چەند بەڵگەیە ھەیە بۆ ھەموو ئارام گرێکی شوکرانە بژێر

Özbekçe: 

Кемалар Аллоҳнинг неъмати ила сизга Унинг оят-белгиларини кўрсатиш учун денгизда юрганини кўрмадингми?! Албатта, бунда ҳар бир ўта сабрли ва ўта шукрлилар учун оят-белгилар бордир.

Malayca: 

Tidakkah engkau memerhatikan bahawasanya kapal-kapal belayar di laut dengan nikmat Kurnia Allah, untuk diperlihatkan kepada kamu sebahagian dari tanda- tanda kemurahanNya? Sesungguhnya yang demikian itu mengandungi keterangan- keterangan dan bukti (untuk berfikir) bagi tiap-tiap (mukmin) yang tetap teguh pendiriannya, lagi sentiasa bersyukur.

Arnavutça: 

A nuk po sheh ti, e anijet lundrojnë nëpër det me dhuntinë e Perëndisë, për t’ju treguar disa argumente të Veta? Këto janë, me të vërtetë, argumente për çdo njeri të durueshëm dhe mirënjohës.

Bulgarca: 

Нима не виждаш, че корабите плават по морето с милостта на Аллах, за да ви покаже Той от Своите знамения? В това има знамения за всеки многотърпелив, признателен.

Sırpça: 

Зар не видиш да лађе морем плове Аллаховом благодати да би вам показао неке Своје знаке?! У томе су, заиста, знаци за сваког ко је стрпљив и захвалан.

Çekçe: 

Což nevidíš, že lodi plují po moři díky dobrodiní Božímu a proto, aby vám ukázal některá ze Svých znamení? A věru jsou v tom znamení pro každého člověka trpělivého, vděčného.

Urduca: 

کیا تم دیکھتے نہیں ہو کہ کشتی سمندر میں اللہ کے فضل سے چلتی ہے تاکہ وہ تمہیں اپنی کچھ نشانیاں دکھائے؟ در حقیقت اس میں بہت سی نشانیاں ہیں ہر اُس شخص کے لیے جو صبر اور شکر کرنے والا ہو

Tacikçe: 

Оё надидаӣ, ки киштӣ ба неъмати Худо дар дарё равон мешавад, то Худо баъзе аз оёти қудрати худро ба шумо бинамоёнад? Дар ин барои мардуми сабркунандаи шукргузор ибратҳост!

Tatarca: 

Күрмисеңме хакыйкатьтә диңгездә көймәләр Аллаһуның рәхмәте белән йөриләр, сезгә Үзенең галәмәтләреннән бәгъзеләрен күрсәтмәк өчен, әлбәттә, нигъмәтләргә шөкер итүче вә авырлыкларга сабыр итүче мөэминнәргә Аллаһуның эшләрендә гыйбрәтләр бар.

Endonezyaca: 

Tidakkah kamu memperhatikan bahwa sesungguhnya kapal itu berlayar di laut dengan nikmat Allah, supaya diperlihatkan-Nya kepadamu sebahagian dari tanda-tanda (kekuasaan)-Nya. Sesungguhnya pada yang demikian itu benar-benar terdapat tanda-tanda bagi semua orang yang sangat sabar lagi banyak bersyukur.

Amharca: 

ከአስደናቂ ምልክቶቹ ሊያሳያችሁ መርከቦች በአላህ ችሮታ በባህር ውስጥ የሚንሻለሉ መሆናቸውን አታይምን? በዚህ ውስጥ በጣም ታጋሽ አመስጋኝ ለሆኑ ሁሉ ተዓምራቶች አሉበት፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக கப்பல்கள் கடலில் அல்லாஹ்வின் அருளினால் ஓடுகின்றன - அவன் தனது (வல்லமையின்) அத்தாட்சிகளை உங்களுக்குக் காண்பிப்பதற்காக (இதை செய்தான்) என்பதை நீர் கவனிக்கவில்லையா? பெரிய பொறுமையாளர்கள், அதிகம் நன்றி செலுத்துபவர்கள் எல்லோருக்கும் நிச்சயமாக இதில் பல அத்தாட்சிகள் உள்ளன.

Korece: 

하나님의 은혜로 말미암아 배들이 운행함을 알지 못하느뇨 이는 그분 예중을 너희에게 보여 주심이니 실로 그안에는 인내하고 감사하는 모든 자들을 위한 예증 이 있노라

Vietnamca: 

Lẽ nào ngươi (hỡi con người) không nhận thấy rằng những con tàu lướt sóng vượt trùng dương là do hồng ân của Allah để Ngài cho các ngươi thấy các dấu hiệu của Ngài? Quả thật, trong sự việc đó là các dấu hiệu cho tất cả những ai biết kiên nhẫn và tri ân.