Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

23

Sûredeki Ayet No: 

63

Ayet No: 

2736

Sayfa No: 

346

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

بَلْ قُلُوبُهُمْ فِي غَمْرَةٍ مِّنْ هَٰذَا وَلَهُمْ أَعْمَالٌ مِّن دُونِ ذَٰلِكَ هُمْ لَهَا عَامِلُونَ

Çeviriyazı: 

bel ḳulûbühüm fî gamratim min hâẕâ velehüm a`mâlüm min dûni ẕâlike hüm lehâ `âmilûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hayır, onların kalpleri bu hususta cehalet içindedir. Ayrıca onların bundan öte birtakım kötü işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar.

Diyanet İşleri: 

Ama, kafirlerin kalbleri bundan habersizdir. Bundan başka da onların yapageldikleri işler de vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hayır, onların gönülleri, bu hususta sapıklık içindedir ve onların, bundan başka işledikleri işler var, onlar, o işleri işlerler.

Şaban Piriş: 

Oysa (kâfirlerin) kalpleri bundan gaflet içindedir ve onların yapmakta oldukları daha başka amelleri de vardır.

Edip Yüksel: 

Zihinleri bundan (mesajdan) gafil olup buna aykırı işlerde çalışıp durmaktadırlar.

Ali Bulaç: 

Hayır, onların kalpleri bundan dolayı bir gaflet içindedir. Üstelik onların, bunun dışında yapmakta oldukları (birtakım şeyler) vardır; onlar bunun için çalışmaktadırlar.

Suat Yıldırım: 

Fakat onların kalbleri bundan gafildir. Ayrıca onların bundan başka birtakım pis işleri daha var ki onları işler dururlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Fakat kâfirlerin kalpleri bundan derin bir cehalet içindedir ve onlar için bundan başka işler vardır. Onlar o işler için çalışanlardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Fakat onların kalpleri bundan gaflet içindedir. Onların bundan başka da işleri vardır ki, hep o işler için çalışmaktadırlar.

Bekir Sadak: 

Veya peygamberlerini tanimadilar da

İbni Kesir: 

Hayır, onların kalbleri bundan habersizdir. Onların bundan başka da yapageldikleri işler vardır.

Adem Uğur: 

Hayır, onların (o inkârcıların) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir. Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkârcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar.

İskender Ali Mihr: 

Hayır, onların kalpleri bundan dolayı gaflette (dalâlette)dir. Ve onların bundan başka yaptıkları amelleri (de) vardır. Onlar, onu yapanlardır.

Celal Yıldırım: 

Ne var ki, onların (o inkarcı sapıkların) kalbi bundan bilgisizlik ve dalgınlık içindedir

Tefhim ul Kuran: 

Hayır, onların kalpleri bundan dolayı bir gaflet içindedir. Üstelik onların, bunun dışında da yapmakta oldukları (birtakım şeyler) vardır

Fransızca: 

Mais leurs coeurs restent dans l'ignorance à l'égard de cela [le Coran]. [En outre] ils ont d'autres actes (vils) qu'ils accomplissent,

İspanyolca: 

Pero sus corazones están en un abismo respecto a esto y, en lugar de aquellas obras, hacen otras.

İtalyanca: 

Ma a proposito [di questo Corano] i loro cuori sono distratti. Ci sono azioni verso le quali gli iniqui andranno inevitabilmente.

Almanca: 

Nein, sondern ihre Herzen sind in Achtlosigkeit demgegenüber. Und sie haben andere Taten als diese, die sie immer wieder tun.

Çince: 

不然,他们的心,对于这部经典,是浸沉在困境之中的。此外,他们还有许多行为,将要做出来。

Hollandaca: 

Maar hunne harten zijn verzonken in achteloosheid nopens dezen godsdienst, en zij hebben werken, die verschillen van de door ons vermelde; maar zij gaan voort die uit te voeren.

Rusça: 

Однако их сердца слепы к этому (Корану). А наряду с этим они совершают менее тяжкие злодеяния.

Somalice: 

waxayse kaga Sugantahay Quluubtoodu Halmaansho Xagga Kaas, waxayna Leeyihiin Camallo Kaas ka Duwan (oo Xun) oy iyagu u Camal Fali.

Swahilice: 

Lakini nyoyo zao zimeghafilika na hayo, na wanavyo vitendo vinginevyo wanavyo vifanya.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى گۇناھكار كۇففارلار) نىڭ دىللىرى بۇنىڭدىن (يەنى قۇرئاندىن) غەپلەتتىدۇر، ئۇنىڭدىن يەنى كۇفرىدىن) باشقا ئۇلار كېلەچەكتە نۇرغۇن (يامان) ئىشلارنى قىلىدۇ

Japonca: 

いや,かれらの心はこれ(クルアーンの教え)を全く理解出来ないでいる。ところでかれらの行為は,それより酷い行いである。

Arapça (Ürdün): 

«بل قلوبهم» أي الكفار «في غمره» جهالة «من هذا» القرآن «ولهم أعمال من دون ذلك» المذكور للمؤمنين «هم لها عاملون» فيعذبون عليها.

Hintçe: 

उनके दिल उसकी तरफ से ग़फलत में पडे हैं इसके अलावा उन के बहुत से आमाल हैं जिन्हें ये (बराबर किया करते है) और बाज़ नहीं आते

Tayca: 

แต่ว่าจิตใจของพวกเขาอยู่ในปลักแห่งความงมงายจากอัลกุรอาน และสำหรับพวกเขามีการงานอื่นอีกจากนั้น โดยที่พวกเขาต้องปฏิบัติมัน

İbranice: 

אבל, הלבבות שלהם שקועים עמוק בתעייה, כי מעשיהם אינם כמעשי היראים

Hırvatça: 

Ali, srca njihova su u nemaru prema ovom, a pored toga oni imaju djela koja će sigurno uraditi.

Rumence: 

însă inimile lor sunt în prăpastie şi, pe lângă aceasta, ei mai au şi alte fapte pe care le săvârşesc.

Transliteration: 

Bal quloobuhum fee ghamratin min hatha walahum aAAmalun min dooni thalika hum laha AAamiloona

Türkçe: 

Fakat onların kalpleri bundan gaflet içindedir. Onların bundan başka da işleri vardır ki, hep o işler için çalışmaktadırlar.

Sahih International: 

But their hearts are covered with confusion over this, and they have [evil] deeds besides disbelief which they are doing,

İngilizce: 

But their hearts are in confused ignorance of this; and there are, besides that, deeds of theirs, which they will (continue) to do,-

Azerbaycanca: 

Lakin (kafirlərin) qəlbləri bundan (Qur’andan) xəbərsizdir (bu barədə cəhalət içindədir) . Onların bundan başqa (Allaha xoş getməyən) ayrı işləri də vardır ki, elə onları edib durarlar (küfr edib günaha batarlar).

Süleyman Ateş: 

Fakat onların kalbleri, bundan gaflet içindedir. Onların bundan başka (birtakım pis) işleri daha var ki, onlar hep o işler için çalışırlar.

Diyanet Vakfı: 

Hayır, onların (o inkarcıların) kalpleri bu hususta cehalet içindedir. Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkarcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar.

Erhan Aktaş: 

Fakat onların kalpleri(1) bundan gaflet(2) içindedir. Onlar, başka işlerle(3) uğraşıp durmaktadırlar.

Kral Fahd: 

Hayır, onların (o inkârcıların) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir. Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkârcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar.

Hasan Basri Çantay: 

Hayır, onların (kâfirlerin) kalbleri bundan (derin bir) cehalet içindedirler. Hem Onların bundan başka bizzat işlemekde oldukları daha nice (kötü) amel (ve hareket) leri de vardır.

Muhammed Esed: 

Ama, (din ve inanç birliğini bozanlara gelince,) onların kalpleri bütün bu gerçeklerden yana aymazlık içindedir! Fakat, onların (içlerinde) bu (bozgunculuk eğiliminden) başka (daha kötü) eylemlere kalkışma (eğilimleri) de var; ve onlar bu tür eylemlere devam edip gidecekler;

Gültekin Onan: 

Hayır, onların kalpleri bundan dolayı bir gaflet içindedir. Üstelik onların, bunun dışında yapmakta oldukları (birtakım şeyler) vardır onlar bunun için çalışmaktadırlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat kâfirlerin kalbleri bu Kur’an’dan bir gaflet içindedir. Onların, müminlerin amelinden başka bir takım kötü işleri vardır ki, hep onlar için çalışıp dururlar.

Portekizce: 

Porém, com respeito a isso, seus corações estão indecisos e, ademais, cometem outros atos, além desse.

İsveççe: 

NEJ, deras hjärtan är fulla av oro och förvirring som döljer för dem [sanningen i] denna [Koran]. Men dessutom bär de på [en börda av] onda handlingar och de kommer att fortsätta att begå dem,

Farsça: 

[چنین نیست که کافران تکلیف را بیش از اندازه گنجایش و توان خود حس کنند] بلکه دل هایشان از این [حقیقت] در بی خبری عمیقی است، و برای آنان غیر از این [بی خبری] اعمالی [زشت و ناپسند] است که همواره آنها را انجام می دهند،

Kürtçe: 

بەڵام (بێ بڕوایان) دڵەکانیان لەبێ ئاگایی و نەزانیدایە لەم (کتێب و نامەی کردەوانە) وە ئەوان چەند کردەوەی خراپی تریان ھەیە جیاوازە لە کردەوەی باوەڕداران کە ئەوان ھەمیشە ئەنجام دەریانن

Özbekçe: 

Йўқ! Уларнинг қалблари бундан ғафлатдадир. Уларнинг бундан бошқа амаллари бордир. Улар ўша (амал)ларни қилгувчидирлар.

Malayca: 

(Sekalipun demikian, orang-orang yang ingkar tidak juga berfikir) bahkan hati mereka tenggelam di dalam kejahilan, lalai daripada (memahami ajaran Al-Quran) ini; dan mereka pula mempunyai lagi amal-amal (yang jahat) selain dari itu, yang mereka terus-menerus mengerjakannya;

Arnavutça: 

Por, zemrat e mohuesve janë indiferente ndaj kësaj (Kur’anit), e ata kanë punë tjera më të këqia se këto që i punojnë (vazhdimisht).

Bulgarca: 

Но сърцата им са в бездна [от заблуда] относно това. За тях [-неверниците] има и други деяния, които непременно ще извършат.

Sırpça: 

Али, срца неверника су према овом сасвим равнодушна, а поред тога и ружна дела стално чине.

Çekçe: 

Přesto však srdce jejich jsou v omylu hlubokém ohledně Knihy této a jsou u nich činy jiné, jež konají proti tomu.

Urduca: 

مگر یہ لوگ اس معاملے سے بے خبر ہیں اور ان کے اعمال بھی اس طریقے سے (جس کا اوپر ذکر کیا گیا ہے) مختلف ہیں وہ اپنے یہ کرتوت کیے چلے جائیں گے

Tacikçe: 

На! Дилҳояшон аз ин сухан дар пардаи ғафлат аст. Ва онҳоро корҳоест ҷуз ин корҳо, ки мекунанд.

Tatarca: 

Бәлки динсезләрнең күңелләре ошбу Коръәннән гафләттә вә наданлыктадыр, ул имансызлар өчен мөэминнәрнең гамәленнән башка гамәлләр бардыр ки, ул батыл гамәл нәҗес эшләрдер, алар ул эшләрне эшләүчеләрдер.

Endonezyaca: 

Tetapi hati orang-orang kafir itu dalam kesesatan dari (memahami kenyataan) ini, dan mereka banyak mengerjakan perbuatan-perbuatan (buruk) selain daripada itu, mereka tetap mengerjakannya.

Amharca: 

በእውነቱ (ከሓዲዎች) ልቦቻቸው ከዚያ (መጽሐፍ) በዝንጋቴ ውስጥ ናቸው፡፡ ለእነሱም ከዚህ ሌላ እነሱ ለርሷ ሠሪዎችዋ የኾኑ (መጥፎ) ሥራዎች አሏቸው፡፡

Tamilce: 

மாறாக, அவர்களது உள்ளங்கள் இ(ந்த வேதத்)தை அறியாமல் இருப்பதில் இருக்கின்றன. இன்னும், அவர்களுக்கு அவை அல்லாத (இறை நம்பிக்கையாளர்கள் செய்கின்ற நல்லறங்கள் அல்லாமல்) வேறு (பாவ) செயல்கள் (மட்டுமே) உள்ளன. அவர்கள் அவற்றைத்தான் செய்கிறார்கள். (அவர்கள் நல்லோர் செய்கின்ற நல்லறங்களை செய்ய மாட்டார்கள்.)

Korece: 

그러나 그들의 마음은 이것 을 전혀 염두에 두지 않으며 혼 돈과 그 밖의 다른 행위를 계속 하니

Vietnamca: 

Không, trái tim của họ đang thờ ơ với Qur’an này và họ còn những tội lỗi khác đang làm.