Arapça:
وَإِن يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَثَمُودُ
Çeviriyazı:
veiy yükeẕẕibûke feḳad keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv ve`âdüv veŝemûd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Ey Muhammed!) Eğer seni (müşrikler) yalanlıyorlarsa bil ki onlardan önce Nûh kavmi, Âd ve Semûd (kavimleri de kendi peygamberlerini) yalancı saydılar.
Diyanet İşleri:
Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud, İbrahim milleti, Lut milleti ve Medyen halkı da peygamberlerini yalancı saymış ve Musa da yalanlanmıştı. Ama Ben, kafirlere önce mehil verdim, sonra da onları yakalayıverdim; Beni tanımamak nasılmış görsünler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Seni yalanlarlarsa onlardan önce gelip geçen Nuh, Âd ve Semud kavimleri de yalanlamışlardı.
Şaban Piriş:
Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce de Nuh, Ad ve Semud kavmi de yalanlamıştı.
Edip Yüksel:
Seni yalanlarlarsa, onlardan önce Nuh, Ad ve Semud halkları da yalanlamışlardı
Ali Bulaç:
Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce Nuh, Ad, Semud kavmi de yalanlamıştı.
Suat Yıldırım:
Eğer onlar seni yalancı sayıyorlarsa sen bil ki onlardan önce Nuh, Âd ve Semûd halkı da, İbrâhim'in halkı da, Lut’un halkı da, Medyen ahalisi de resulleri yalanlamışlardı. Mûsâ da yalancı sayılmıştı. Ben de şöyle yaptım: Her seferinde inkârcılara mühlet verdim. Sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim. Onların inkârına mukabil nasıl olurmuş Benim inkârım, cümle âlem görüp bildi!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve eğer seni tekzîp ederlerse (üzülme). Muhakkak ki onlardan evvel Nûh, Âd ve Semûd kavmi de (peygamberlerini) tekzîp etmişti.
Yaşar Nuri Öztürk:
Eğer seni yalanlıyorlarsa bilesin ki, senden önce Nûh kavmi de Âd da, Semûd da yalanladı.
Bekir Sadak:
Nice kasabalara, haksiz olduklari halde, mehil vermistim
İbni Kesir:
Eğer seni yalanlıyorlarsa
Adem Uğur:
(Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh´un kavmi, Ad, Semûd (kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanladılar
İskender Ali Mihr:
Ve eğer seni yalanlıyorlarsa (bil ki), onlardan önce Nuh kavmi, Adn kavmi ve Semud kavmi de (peygamberlerini) yalanlamışlardı.
Celal Yıldırım:
(42-43-44) Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce Nûh kavmi, Âd ve Semûd kavmi, İbrâhim kavmi, Lût kavmi, Medyen halkı da yalanlamıştı
Tefhim ul Kuran:
Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce Nuh, Âd, Semud kavmi de yalanlamıştı.
Fransızca:
Et s'ils te traitent de menteur, [sache que] le peuple de Noé, les Aad, les Tamud avant eux, ont aussi crié au mensonge (à l'égard de leurs messagers),
İspanyolca:
Y si te desmienten, también desmintieron antes el pueblo de Noé, los aditas y los tamudeos,
İtalyanca:
E se ti considerano un impostore, ebbene [sappi che] prima di loro tacciarono di menzogna [i loro profeti] il popolo di Noè, gli 'Âd, i Thamûd,
Almanca:
Und sollten sie dich der Lüge bezichtigen, so leugneten vor ihnen die Leute von Nuh, 'Aad und Thamud ab.
Çince:
如果他们否认你,那末,在他们之前,否认使者的已有努哈的宗族、阿德人、赛莫德人、
Hollandaca:
Indien zij u, o Mahomet! van bedrog beschuldigen, neem dan in aanmerking, dat, vóór hen, het volk van Noach en de stammen van Ad en Thamoed
Rusça:
Если они сочтут тебя лжецом, то ведь еще раньше пророков считали лжецами народ Нуха (Ноя), адиты, самудяне,
Somalice:
Hadday ku Beeniyaan waxaa Beeniyey Ilortood Qoomkii (Nabi) Nuux iyo Caad iyo Thamuud.
Swahilice:
Na wakikukanusha basi walikwisha kanusha kabla yao watu wa Nuhu, na kina A'ad na kina Thamud,
Uygurca:
ئەگەر (مەككە مۇشرىكلىرى) سېنى ئىنكار قىلسا (سەن تۇنجى ئىنكار قىلىنغۇچى پەيغەمبەر ئەمەسسەن، سەندىن بۇرۇنقى پەيغەمبەرلەر ئىنكار قىلىنىپ سەۋر قىلىشقان)، ئۇلاردىن بۇرۇن نۇھنىڭ قەۋمى ئاد (خەلقى)، سەمۇد (خەلقى، ئىبراھىمنىڭ قەۋمى، لۇتنى (قەۋمى، مەديەن ئاھالىسى (پەيغەمبەرلىرىنى) ئىنكار قىلغان، مۇسامۇ ئىنكار قىلىنغان، كاپىرلارغا مۆھلەت بەردىم، ئاندىن ئۇلارنى جازالىدىم، مېنىڭ (ئۇلارغا بەرگەن) جازايىم قانداق ئىكەن
Japonca:
仮令かれらが,あなたを虚言の徒であるとしても,かれら以前にも,ヌーフの民も,アードもサムードも(その預言者を)信じなかった。
Arapça (Ürdün):
«وإن يكذبوك» إلى آخره فيه تسليه للنبي صلى الله عليه وسلم «فقد كذبت قبلهم قوم نوح» تأنيث قوم باعتبار المعنى «وعاد» قوم هود «وثمود» قوم صالح.
Hintçe:
और (ऐ रसूल) अगर ये (कुफ्फ़ार) तुमको झुठलाते हैं तो कोइ ताज्जुब की बात नहीं उनसे पहले नूह की क़ौम और (क़ौमे आद और समूद)
Tayca:
และหากพวกเขา (มุชริกีนมักกะฮ์) ปฏิเสธไม่ยอมเชื่อฟังเจ้า แม้จริงชนชาติของนูห์และอาาดและษะมูด ได้ปฏิเสธไม่เชื่อฟังนะบีของพวกเขามาก่อนหน้าพวกเขาแล้ว
İbranice:
אם יתכחשו לך, הרי לפניהם התכחשו גם עמי נוח ועאד ות'מוד
Hırvatça:
A to što te oni smatraju lažnim, pa i prije njih su narod Nuhov, i Ad, i Semud poslanike smatrali lažnim,
Rumence:
Dacă ei te socot mincinos, atunci să ştii că înaintea lor, poporul lui Noe, adiţii, tamudiţii
Transliteration:
Wain yukaththibooka faqad kaththabat qablahum qawmu noohin waAAadun wathamoodu
Türkçe:
Eğer seni yalanlıyorlarsa bilesin ki, senden önce Nûh kavmi de Âd da, Semûd da yalanladı.
Sahih International:
And if they deny you, [O Muhammad] - so, before them, did the people of Noah and 'Aad and Thamud deny [their prophets],
İngilizce:
If they treat thy (mission) as false, so did the peoples before them (with their prophets),- the People of Noah, and 'Ad and Thamud;
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Əgər (bu müşriklər) səni təkzib edərlərsə (ürəyini qısma). Səndən əvvəl Nuh, Ad və Səmud tayfası da (peyğəmbərlərini) təkzib etmişdi.
Süleyman Ateş:
(Ey Muhammed), eğer (bunlar) seni yalanlıyorlarsa (bil ki) bunlardan önce Nuh, 'Ad ve Semud kavmi de yalanlamıştı.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) Eğer onlar (inkarcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Ad, Semud(kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanladılar.
Erhan Aktaş:
Eğer seni yalanlıyorlarsa, bil ki onlardan önce; Nûh, Âd ve Semûd halkları da Nebilerini yalanlamışlardı.
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) Eğer onlar (inkarcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Âd, Semûd,
Hasan Basri Çantay:
(42-43-44) Eğer (kâfirler) seni tekzîb ediyorlarsa onlardan evvel Nuuh kavmi, Aad, Semuud (kavmleri), İbrâhîm kavmi, Lût kavmi ve Medyen Yârânı da (peygamberlerini) tekzîb etmişlerdir. Muusâ dahi tekzîb edilmiştir. Nihayet ben o kâfirlere (ukuubet hususunda) bir mühlet verdim de sonra onları yakaladım. (Bak) benim inkârım (inkılâbım) nasıl imiş!
Muhammed Esed:
İmdi, o (hakkı inkara şartlanmış olan) kimseler seni yalanlıyorlarsa, (ey Muhammed, unutma ki,) onlardan çok önce, Nuh toplumu, ´Ad ve Semud toplumu da (kendilerine gönderilen elçileri) yalanlamışlardı;
Gültekin Onan:
Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan önce Nuh, Ad, Semud kavmi de yalanlamıştı.
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), eğer seni (müşrikler) tekzib ediyorlarsa, bil ki, onlardan önce Nûh’un, Âd’ın ve Semûd’un kavimleri de (kendi peygamberlerini) tekzib ettiler
Portekizce:
Porém, se te desmentem (ó Mensageiros), o mesmo que fizeram, antes deles, os povos de Noé, de Ad e de Tamud.
İsveççe:
OCH OM de beskyller dig för lögn [Muhammad, skall du veta att] före deras tid Noas folk och stammarna Aad och Thamud
Farsça:
و اگر تو را تکذیب می کنند [کار جدیدی نیست] پیش از اینان قوم نوح و عاد و ثمود هم [پیامبرانشان را] تکذیب کردند.
Kürtçe:
وە ئەگەر (بێ باوەڕان) تۆ بە درۆزن دەزانن وباوەڕت پێ ناکەن ئەوە بێگومان پێش ئەوانیش (گەلانی تر) باوەڕیان نەکرد (بە پێغەمبەرەکانیان) (وەک) گەلی نوح و عاد و سەمود
Özbekçe:
Агар сени ёлғончи қилаётган бўлсалар, бас, булардан олдин Нуҳ қавми, Од ва Самуд ҳам ёлғончи қилган эдилар.
Malayca:
Dan jika mereka (yang kafir itu) mendustakanmu (wahai Muhammad), maka (yang demikian tidaklah pelik) kerana sesungguhnya sebelum mereka: Kaum Nabi Nuh, dan Aad (kaum Nabi Hud), serta Thamud (kaum Nabi Soleh) telah juga mendustakan Rasul masing-masing;
Arnavutça:
E, nëse ata ty të konsiderojnë për gënjeshtar, - madje edhe para teje i kanë quajtur gënjeshtarë (pejgamberët e vet): populli i Nuhut, edhe Adi, edhe Themudi,
Bulgarca:
И ако тези те взимат за лъжец [о, Мухаммад], то и преди тях народът на Нух и адитите, и самудяните взимаха за лъжци [пророците],
Sırpça:
А ако те они буду угонили у лаж, па и пре њих су народ Нојев, и Ад, и Семуд посланике угонили у лаж,
Çekçe:
Prohlašují-li tě za lháře, pak již před nimi prohlašoval proroky za lháře lid Noemův, ´Ádovci a Thamúdovci
Urduca:
اے نبیؐ، اگر وہ تمہیں جھٹلاتے ہیں تو اُن سے پہلے قوم نوحؑ اور عاد اور ثمود
Tacikçe:
Агар инҳо туро дурӯғ баровардаанд, пеш аз онҳо қавми Нӯҳ ва Од ва Самуд низ дурӯғ баровардаанд,
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м әгәр сине ялганчы дисәләр, бу кәферләрдән элек Нух кавеме Нухны ялганчы диделәр, вә Гад кавеме Гадны, Сәмуд кавеме Сәмудны ялганчы диделәр.
Endonezyaca:
Dan jika mereka (orang-orang musyrik) mendustakan kamu, maka sesungguhnya telah mendustakan juga sebelum mereka kaum Nuh, 'Aad dan Tsamud,
Amharca:
ቢያስተባብሉህም ከእነሱ በፊት የኑሕ ሕዝቦች ዓድና ሰሙድም በእርግጥ አስተባብለዋል፡፡
Tamilce:
(நபியே!) உம்மை இவர்கள் பொய்ப்பித்தால் (அதற்காக கவலைப்படாதீர்.) இவர்களுக்கு முன்னர் நூஹுடைய மக்களும் ஆது, இன்னும் ஸமூது சமுதாயத்தினரும் பொய்ப்பித்தார்கள்.
Korece:
그들이 그대를 거역한 것은 처음이 아니라 그들 이전의 노아 의 백성도 그랬으며 아드와 사무 드 백성도 그랬노라
Vietnamca:
Và nếu họ (đám dân của Ngươi – hỡi Thiên Sứ Muhammad) phủ nhận Ngươi thì quả thật trước họ đám dân của Nuh, của ‘Ad và của Thamud cũng đã phủ nhận (giống như vậy).
Ayet Linkleri: