Arapça:
وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا آمِنِينَ
Çeviriyazı:
vekânû yenḥitûne mine-lcibâli büyûten âminîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.
Diyanet İşleri:
Dağlarda, güven içinde olarak evler yontuyorlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve evlerini dağlarda oyarlar, emin bir halde yaşarlardı.
Şaban Piriş:
Onlar, dağları oyarak evler yapıyorlardı. Güven içindeydiler.
Edip Yüksel:
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Ali Bulaç:
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Suat Yıldırım:
Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onlar emniyet içinde olarak dağlardan evler yontar olmuşlardı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı.
Bekir Sadak:
And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha´yi ve Kurani Azim´i verdik.
İbni Kesir:
Onlar, dağlardan emin evler yontup oyarlardı.
Adem Uğur:
Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar, dağlardan (sağlamlığına) güvenilir evler (yontarak) oyuyorlardı.
Celal Yıldırım:
(82-83) Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı
Tefhim ul Kuran:
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Fransızca:
Et ils taillaient des maisons dans leur montagnes, vivant en sécurité.
İspanyolca:
Excavaban, tranquilos, casas en las montañas.
İtalyanca:
Scavavano nelle montagne [le loro] case sicure,
Almanca:
Und sie pflegten in die Felsenberge Wohnstätten zu meißeln, in voller Sicherheit.
Çince:
他们安全地凿山为屋,
Hollandaca:
Zij hieuwen huizen in de bergen uit om zich te beveiligen.
Rusça:
Они высекали в горах безопасные жилища.
Somalice:
Waxaana ahaayeen kuwo ka qota Buuraha Guryo aamina.
Swahilice:
Nao walikuwa wakichonga majumba katika milima kwa amani.
Uygurca:
ئۇلار (ئازابتىن) ئەمىن بولغان ھالدا تاغلارنى تېشىپ (بۇ بىزنى اﷲ نىڭ ئازابىدىن ساقلايدۇ دەپ) ئۆي سالاتتى
Japonca:
かれらは(岩)山に家を彫り込み,安全であると考えていた。
Arapça (Ürdün):
«وكانوا ينحتون من الجبال بيوتا آمنين».
Hintçe:
और बहुत दिल जोई से पहाड़ों को तराश कर घर बनाते रहे
Tayca:
และพวกเขาได้สะกัดภูเขาเป็นบ้านพักอย่างปลอดภัย
İbranice:
הם חצבו בתים בהרים ושכנו שם בבטחה
Hırvatça:
Oni su kuće u brdima klesali, vjerujući da su sigurni,
Rumence:
Pe când scobeau, în tihnă, locuinţe în munţi,
Transliteration:
Wakanoo yanhitoona mina aljibali buyootan amineena
Türkçe:
Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı.
Sahih International:
And they used to carve from the mountains, houses, feeling secure.
İngilizce:
Out of the mountains did they hew (their) edifices, (feeling themselves) secure.
Azerbaycanca:
Onlar (Allahın əzabından) salamat qurtarmaq üçün dağları yonub (özlərinə) evlər qurudular.
Süleyman Ateş:
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Diyanet Vakfı:
Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı
Erhan Aktaş:
Güya dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Kral Fahd:
Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı.
Hasan Basri Çantay:
Onlar dağlardan emîn, emîn evler yontub oyarlardı.
Muhammed Esed:
güya, dağları yontarak kendilerine güvenli konutlar yapıyorlardı:
Gültekin Onan:
Dağlardan güvenli (aminiyn) evler yontuyorlardı.
Ali Fikri Yavuz:
Dağlarda (kendilerini düşmanlardan, hırsızdan veya Allah’ın azabından kurtaracak) emniyetli zannettikleri evler yontup kuruyorlardı.
Portekizce:
E talharam as suas casas nas montanhas, crendo-se seguros!
İsveççe:
De högg ut bostäder åt sig ur klippan och bodde där i trygghet.
Farsça:
و همواره از کوه ها خانه ها می تراشیدند در حالی که [به خیال خود به سبب استحکام آن خانه ها] ایمن [از حوادث] بودند.
Kürtçe:
ئەوانە لە شاخەکاندا دەیانتاشی خانووی زۆر (قایمی) بێ ترس و بیم
Özbekçe:
Улар тоғдан ўйиб уй ясаб, омонликда юрар эдилар.
Malayca:
Dan mereka memahat sebahagian dari gunung-ganang, sebagai tempat tinggal dengan keadaan aman (dari sesuatu bahaya).
Arnavutça:
Ata gëdhendnin shtëpia me gurë-malesh, duke besuar se nuk do t’i gjejë asgjë,
Bulgarca:
И изсичаха домове в планините - в безопасност.
Sırpça:
Они су клесали куће у брдима, верујући да су сигурни,
Çekçe:
V horách si příbytky své, jsouce bezpečni, vysekávali
Urduca:
وہ پہاڑ تراش تراش کر مکان بناتے تھے اور اپنی جگہ بالکل بے خوف اور مطمئن تھے
Tacikçe:
Хонаҳои худро, то тинҷ бошанд, дар куҳҳо меканданд.
Tatarca:
Ґәзабтан котылыр өчен таш тавын тишеп өйләр ясадылар.
Endonezyaca:
dan mereka memahat rumah-rumah dari gunung-gunung batu (yang didiami) dengan aman.
Amharca:
ከኮረብታዎችም ቤቶችን ጸጥተኞች ኾነው ይጠርቡ ነበር፡፡
Tamilce:
மேலும், அச்சமற்றவர்களாக, மலைகளில் வீடுகளைக் குடைந்து (வாழ்ந்து) கொண்டிருந்தனர்.
Korece:
그 산에 집을 세위 하나님의벌을 피하고 안전하게 살려고 하 였으나
Vietnamca:
Chúng đã đục núi làm nhà ở và luôn cảm thấy an toàn (trong các ngôi nhà của chúng).
Ayet Linkleri: