Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

81

Ayet No: 

1883

Sayfa No: 

266

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَآتَيْنَاهُمْ آيَاتِنَا فَكَانُوا عَنْهَا مُعْرِضِينَ

Çeviriyazı: 

veâteynâhüm âyâtinâ fekânû `anhâ mü`riḍîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz, onlara âyetlerimizi vermiştik de onlar, yüz çeviriyorlardı

Diyanet İşleri: 

Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde, yüz çevirmişlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Delillerimizi göstermiştik onlara, fakat onlardan yüz çevirmişlerdi.

Şaban Piriş: 

Onlara ayetlerimizi göndermiştik ama ondan yüz çevirmişlerdi.

Edip Yüksel: 

Kendilerine ayetlerimizi verdik, fakat ondan yüz çevirdiler.

Ali Bulaç: 

Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz çevirmişlerdi.

Suat Yıldırım: 

Onlara delil ve mûcizelerimizi verdik, ama onlar bu delillerden yüz çevirdiler [41,17]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlara âyetlerimizi vermiş idik de onlardan yüz çevirici olmuşlardı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ayetlerimizi onlara verdik ama onlardan yüz çeviriyorlardı.

Bekir Sadak: 

Dogrusu yaratan ve bilen ancak Rabbindir.

İbni Kesir: 

Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde yüz çevirmişlerdi.

Adem Uğur: 

Biz onlara mucizelerimizi vermiştik

İskender Ali Mihr: 

Onlara âyetlerimizi (mucizelerimizi, delillerimizi) verdik. Fakat onlar, ondan yüz çevirdiler.

Celal Yıldırım: 

Biz ise onlara âyetler (açık belgeler ve mu´cizeler) verdik

Tefhim ul Kuran: 

Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz çevirmişlerdi.

Fransızca: 

Nous leur avons montré Nos miracles, mais ils s'en étaient détournés.

İspanyolca: 

Les trajimos Nuestros signos y se apartaron de ellos.

İtalyanca: 

Demmo loro i Nostri segni, ma rimasero indifferenti.

Almanca: 

Und WIR ließen ihnen Unsere Ayat zuteil werden. So pflegten sie sich davon abzuwenden.

Çince: 

我确已把我的许多迹象昭示他们,但他们背离了它。

Hollandaca: 

En wij toonden hun onze teekens; maar zij wendden zich ver daarvan af.

Rusça: 

Мы даровали им Наши знамения, но они отвернулись от них.

Somalice: 

Waana siinay Aayaadkanagii waxayna ahaayeen Kuwa xageeda ka jeedsada.

Swahilice: 

Na tuliwapa ishara zetu, nao wakazipuuza.

Uygurca: 

ئۇلارغا مۆجىزىلىرىمىزنى كەلتۈردۇق (يەنى تاشتىن چىشى تۆگە چىقىرىشتەك قۇدرىتىمىزگە دالالەت قىلىدىغان مۆجىزىلەرنى ئۇلارغا كۆرسەتتۇق)، ئۇلار بۇ (مۆجىزە) لەردىن يۈز ئۆرۈدى

Japonca: 

われはかれらにわが種々の印を下したが,かれらはそれらを避け(て無視し)た。

Arapça (Ürdün): 

«وآتيناهم آياتنا» في الناقة «فكانوا عنها معرضين» لا يتفكرون فيها.

Hintçe: 

और (बावजूद कि) हमने उन्हें अपनी निशानियाँ दी उस पर भी वह लोग उनसे रद गिरदानी करते रहे

Tayca: 

และเราได้ให้สัญญาณต่างๆ ของเราแก่พวกเขา แล้วพวกเขาก็ผินหลังให้มัน

İbranice: 

וכאשר נתנו להם את אותותינו הם התנגדו להם

Hırvatça: 

a Mi smo im znakove Naše bili dali, ali su se oni od njih okretali.

Rumence: 

Noi le-am adus semnele Noastre, însă ei le-au fost potrivnici.

Transliteration: 

Waataynahum ayatina fakanoo AAanha muAArideena

Türkçe: 

Ayetlerimizi onlara verdik ama onlardan yüz çeviriyorlardı.

Sahih International: 

And We gave them Our signs, but from them they were turning away.

İngilizce: 

We sent them Our Signs, but they persisted in turning away from them.

Azerbaycanca: 

Biz onlara (Hicr əhalisinə) mö’cüzələrimizi göndərdik, lakin onlardan üz çevirdilər (bu mö’cüzələrə baxıb ibrət almadılar, Allahın qüdrəti, əzəməti haqqında düşünmədilər).

Süleyman Ateş: 

Onlara ayetlerimizi verdik, ama onlardan yüz çeviriyorlardı.

Diyanet Vakfı: 

Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz çevirmişlerdi.

Erhan Aktaş: 

Onlara âyetlerimizi(1) verdik, fakat ondan yüz çevirdiler.

Kral Fahd: 

Biz onlara mucizelerimizi vermiştik fakat onlardan yüz çevirmişlerdi.

Hasan Basri Çantay: 

Biz onlara âyetlerimizi vermişdik de bunlardan yüz çevirici idiler.

Muhammed Esed: 

Oysa, onlara mesajlarımızı bahşetmiştik; ne var ki, onlara inatla sırt çevirdiler;

Gültekin Onan: 

Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz çevirmişlerdi.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz, onlara, mûcizelerimizi vermiştik de onlardan yüz çevirip durmuşlardı.

Portekizce: 

Apesar de lhes termos apresentado os Nossos versículos; porém, eles os desdenharam,

İsveççe: 

Vi gav dem del av Våra budskap, men de vände envist ryggen till.

Farsça: 

و ما آیات و نشانه های خود را به آنان نشان دادیم، ولی از آنان روی گردان شدند.

Kürtçe: 

بەڵگەو نیشانەکانی خۆمانمان پێدان بەڵام ئەوان ڕوویان لێ وەرگێڕا

Özbekçe: 

Ва уларга оятларимизни бердик. Бас, юз ўгирувчи бўлдилар.

Malayca: 

Dan Kami telah berikan kepada mereka tanda-tanda (yang membuktikan kebenaran ugama dan Rasul Kami); dalam pada itu, mereka terus juga berpaling (mengingkarinya).

Arnavutça: 

Dhe Ne, u patëm dhënë atyre dokumentet Tona, por ata shmangeshin prej tyre.

Bulgarca: 

Дадохме им Наши знамения, ала се отдръпнаха от тях.

Sırpça: 

а Ми смо им доказе Наше дали, али су се они од њих окретали.

Çekçe: 

a přinesli jsme jim znamení Své, však oni se odvrátili.

Urduca: 

ہم نے اپنی آیات اُن کے پاس بھیجیں، اپنی نشانیاں اُن کو دکھائیں، مگر وہ سب کو نظر انداز ہی کرتے رہے

Tacikçe: 

Оёти Худро бар онон расонидем, вале аз он рӯй мегардонданд.

Tatarca: 

Без ул Сәмуд кауменә дәлилләр вә могҗизалар бирдек, ләкин алар һәммәсеннән баш тарттылар.

Endonezyaca: 

dan Kami telah mendatangkan kepada mereka tanda-tanda (kekuasaan) Kami, tetapi mereka selalu berpaling daripadanya,

Amharca: 

ተዓምራታችንንም ሰጠናቸው፡፡ ከእርሷም ዘንጊዎች ነበሩ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்களுக்கு நம் அத்தாட்சிகளைக் கொடுத்தோம். ஆனால், அவர்கள் அவற்றைப் புறக்கணித்தவர்களாக இருந்தனர்.

Korece: 

하나님이 그들에게 예증을 보냈으나 그들은 그에 관하여 불 신하며

Vietnamca: 

TA đã gửi đến chúng các dấu hiệu của TA nhưng chúng ngoảnh mặt quay đi.