Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

16

Ayet No: 

1818

Sayfa No: 

263

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِي السَّمَاءِ بُرُوجًا وَزَيَّنَّاهَا لِلنَّاظِرِينَ

Çeviriyazı: 

veleḳad ce`alnâ fi-ssemâi bürûcev vezeyyennâhâ linnâżirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun biz, gökte birtakım burçlar yarattık ve bakanlar için onu süsledik.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, gökte burçlar meydana getirdik, onları bakanlar için donattık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki gökte burçlar halkettik ve göğü, seyredenlere bezedik.

Şaban Piriş: 

Gökte burçlar (yıldızlar) varettik ve onları bakanlar için süsledik.

Edip Yüksel: 

Gökte galaksiler yerleştirdik, ve gözleyenler için onları süsledik.

Ali Bulaç: 

Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.

Suat Yıldırım: 

Gerçekten Biz, gökte burçlar yarattık ve onları seyredenler için yıldızlarla süsledik.Hem onu kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı edenler olursa, onu da parlak bir ışık kovalar. [25,61; 85,1; 26,212; 37,8-10] {KM, Luka 10,18}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, Biz gökte burçlar yaptık ve onu nazar edenler için tezyin ettik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, biz gökte burçlar oluşturduk ve onu/onları, seyredenler için süsledik.

Bekir Sadak: 

Hazinesi Bizim katimizda olmayan hicbir sey yoktur. Biz onu ancak belli bir olcuye gore indiririz.

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyr edenler için onu süsledik.

İskender Ali Mihr: 

Andolsun ki

Celal Yıldırım: 

Şanıma and olsun ki, gökte burçlar yarattık ve onları seyredenler için süsleyip (çekici görünümde) donattık.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.

Fransızca: 

ils diraient : "Vraiment nos yeux sont voilés. Mais plutôt, nous sommes des gens ensorcelés".

İspanyolca: 

Sí, hemos puesto constelaciones en el cielo, las hemos engalanado a las miradas,

İtalyanca: 

In verità ponemmo costellazioni nel cielo e lo abbellimmo per coloro che lo osservano.

Almanca: 

Und gewiß, bereits haben WIR im Himmel Sternbilder eingesetzt und für die Betrachter schön gemacht.

Çince: 

我确已在天上创造了(十二)宫,我为观察者而修饰天空。

Hollandaca: 

Wij hebben de twaalf teekens in den hemel geplaatst en die in verschillende vormen voorgesteld voor hen, die acht geven.

Rusça: 

Воистину, Мы воздвигли на небе созвездия и украсили его для тех, кто смотрит.

Somalice: 

waxaan yeellay samada buruuj (Meelo) waxaan u qurxinnay kuwa dayi (eegi).

Swahilice: 

Na hakika tumeweka katika mbingu vituo vya sayari, na tumezipamba kwa wenye kuangalia.

Uygurca: 

بىز ئاسماندا بۇرۇجلارنى ياراتتۇق ۋە كۆزەتكۈچىلەر ئۈچۈن ئاسماننى (يۇلتۇزلار بىلەن) بېزىدۇق

Japonca: 

われは天に星座を定めて見る者に美しく眺めさせ,

Arapça (Ürdün): 

«ولقد جعلنا في السماء بروجا» اثني عشر: الحمل والثور والجوزاء والسرطان والأسد والسنبلة والميزان والعقرب والقوس والجدي والدلو والحوت، وهي منازل الكواكب السبعة السيارة: المريخ وله الحمل والعقرب، والزهرة ولها الثور والميزان، وعطارد وله الجوزاء والسنبلة، والقمر وله السرطان، والشمس ولها الأسد، والمشتري وله القوس والحوت، وزحل له الجدي والدلو «وزيناها» بالكواكب «للناظرين».

Hintçe: 

और हम ही ने आसमान में बुर्ज बनाए और देखने वालों के वास्ते उनके (सितारों से) आरास्ता (सजाया) किया

Tayca: 

และโดยแน่นอน เราให้มีหมู่ดวงดาวในท้องฟ้า และเราได้ประดับมันให้สวยงามแก่บรรดาผู้เฝ้ามอง

İbranice: 

וכבר עשינו את הכוכבים בשמיים וקישטנו אותם (את השמיים) להנאת המתבוננים

Hırvatça: 

Mi smo na nebu velike zvijezde stvorili i okitili ga za one koji posmatraju.

Rumence: 

Noi am pus zodii pe cer şi l-am împodobit pentru cei care îl privesc

Transliteration: 

Walaqad jaAAalna fee alssamai buroojan wazayyannaha lilnnathireena

Türkçe: 

Yemin olsun, biz gökte burçlar oluşturduk ve onu/onları, seyredenler için süsledik.

Sahih International: 

And We have placed within the heaven great stars and have beautified it for the observers.

İngilizce: 

It is We Who have set out the zodiacal signs in the heavens, and made them fair-seeming to (all) beholders;

Azerbaycanca: 

Biz səmada bürclər yaratdıq, onlara baxanlar üçün (ulduzlarla) bəzədik.

Süleyman Ateş: 

Andolsun biz, gökte burçlar yaptık. Ve onu bakanlar için süsledik.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyr edenler için onu süsledik.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun, Biz(1), semada burçlar yaptık ve bakanlar için onu donattık.

Kral Fahd: 

Gökte büyük yıldızlar yarattık ve onları bakanlar için süsledik.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun, biz gökde burçlar yapmış, onları (ibretle) temâşâ edenler için süslenmişizdir.

Muhammed Esed: 

Gerçekten de, Biz gökyüzüne büyük takım yıldızları serpiştirdik ve onları, seyredenler için süsleyip bezedik:

Gültekin Onan: 

Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten biz, gökte burclar yarattık ve göğü, bakan kimseler için yıldızlarla süsledik

Portekizce: 

Colocamos constelações no firmamento e o adornamos para os contempladores.

İsveççe: 

OCH VI har lagt ut stjärnbilder på himlens valv till glädje för [nattliga] betraktare;

Farsça: 

به راستی که ما در آسمان، برج هایی قرار دادیم و آن را برای بینندگان [به شکل صورت های فلکی] آراستیم.

Kürtçe: 

سوێند بە خوا بێگومان ئێمە دروستمان کردووە چەند بورجێک لە ئاسماندا و ئەو (ئاسمانە) مان ڕازاندۆتەوە بۆ سەرەنجدەران و تەماشاکەران

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, Биз осмонларда буржлар қилиб қўйдик ва уни назар солувчилар учун зийнатлаб қўйдик. (Осмон ҳамманинг кўз ўнгида турибди. Лекин ҳамма ҳам осмонни Аллоҳнинг қудратига далолат қилувчи буюк мўъжиза деб тушунавермайди. Аслида, у мўъжизадир. Хўш, шундай улкан, бепоён, чексиз осмонни ким яратган? Яратганда ҳам, юлдузлар юрадиган йўллар–буржлар билан ким яратган? Албатта, Аллоҳ яратган.)

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya! Kami telah menjadikan di langit: bintang-bintang (yang berbagai bentuk dan keadaan) serta kami hiasi langit itu bagi orang-orang yang melihatnya.

Arnavutça: 

Na kemi krijuar hyllësi në qiej dhe i kemi zbukuruar ato për shikuesin,

Bulgarca: 

И направихме на небето съзвездия, и го разкрасихме за гледащите,

Sırpça: 

Ми смо на небу сазвежђа створили и за оне који их посматрају украсили…

Çekçe: 

A na nebi jsme umístili znamení zvěrokruhu a učinili jsme je pro ty, kdo na ně patří, krásnými

Urduca: 

یہ ہماری کار فرمائی ہے کہ آسمان میں ہم نے بہت سے مضبوط قلعے بنائے، اُن کو دیکھنے والوں کے لیے مزین کیا

Tacikçe: 

Ва албатта дар осмон бурҷҳое офаридем ва барон бинандагонашон биёростем.

Tatarca: 

Тәхкыйк күктә йолдызлар халык кылдык вә караучылар өчен күкне шул йолдызлар белән зиннәтле иттек.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Kami telah menciptakan gugusan bintang-bintang (di langit) dan Kami telah menghiasi langit itu bagi orang-orang yang memandang(nya),

Amharca: 

በሰማይም ላይ ቡርጆችን በእርግጥ አድርገናል፡፡ ለተመልካቾችም (በከዋክብት) አጊጠናታል፡፡

Tamilce: 

திட்டவட்டமாக வானத்தில் பெரிய நட்சத்திரங்களை அமைத்து, பார்ப்பவர்களுக்கு அதை அலங்கரித்தோம்.

Korece: 

그리하여 하나님은 하늘에 천도를 만들고 보는 자들을 위해 그것을 장식하였으며

Vietnamca: 

Quả thật, TA (Allah) đã đặt trong bầu trời các chòm sao và đã làm đẹp nó cho những người quan sát, ngắm nhìn.