Arapça:
۞ وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا ۚ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ وَلَا تَنقُصُوا الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ ۚ إِنِّي أَرَاكُم بِخَيْرٍ وَإِنِّي أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ مُّحِيطٍ
Çeviriyazı:
veilâ medyene eḫâhüm şu`aybâ. ḳâle yâ ḳavmi-`büdü-llâhe mâ leküm min ilâhin gayruh. velâ tenḳuṣü-lmikyâle velmîzâne innî erâküm biḫayriv veinnî eḫâfü `aleyküm `aẕâbe yevmim müḥîṭ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Medyen'e de kardeşleri Şu'ayb'i gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur. Ölçeği de, teraziyi de eksik tutmayın. Ben sizi hayır (bolluk) içinde görüyorum. Bununla beraber yine de sizi kuşatacak bir gününazabından korkuyorum."
Diyanet İşleri:
Medyen halkına kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey milletim! Allah'a kulluk edin; O'ndan başka tanrınız yoktur. Ölçüyü tartıyı eksik tutmayın. Doğrusu ben sizi bolluk içinde görüyorum ve hakkınızda kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Medyen'e de, kardeşleri Şuayb'i göndermiştik de ey kavmim demişti, Allah'a kulluk edin, ondan başka bir mabudunuz yok. Ölçeğitartıyı eksik tutmayın, çünkü ben gerçekten de hayırlara uğradığınızı görmedeyim ve şüphe yok ki ben, bir gün sizi çepeçevre kuşatıverecek bir azaba uğramanızdan korkuyorum.
Şaban Piriş:
Medyen’e de kardeşleri Şuayib’i (gönderdik). Ey halkım, dedi. Yalnızca Allah’a ibadet edin. Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Ölçü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben, sizi hayır (bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, sizi kuşatacak bir günün azabından korkuyorum.
Edip Yüksel:
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı... Dedi ki: "Ey halkım, ALLAH'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur. Ölçüyü tartıyı eksik tutmayın. Sizi refah içinde görüyorum ve sizin için, kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."
Ali Bulaç:
Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, O'ndan başka İlahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir 'bolluk ve refah (hayır)' içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum."
Suat Yıldırım:
Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. O da onlara: “Ey halkım! dedi, yalnız Allah’a ibadet edin, çünkü sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. Hem ölçü ve tartıyı eksik tutmayın!Ben sizin bolluk içinde olduğunuzu görüyorum. Ama böyle devam edecek olursanız, sizi azapla kuşatacak olan bir günden korkuyorum. [7,85-93]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik). Dedi ki: «Ey Kavmim! Allah´a ubûdiyette bulunun, sizin için O´ndan başka bir mabûd yoktur. Ve ölçeği ve teraziyi eksik kılmayın. Şüphe yok, ben sizi bir hayır içinde görüyorum. Ve ben muhakkak ki, sizin üzerinize bir kaplayıcı günün azabından korkarım.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı göndermiştik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet-bereket içinde görüyorum, ama sizin için sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum."
Bekir Sadak:
«Ey Milletim! Bana karsi gelmeniz, Nuh milletine veya Hud milletine yahut da Salih milletine gelen felaketin bir benzerini, sakin basiniza getirmesin. Lut milleti sizden uzak degildir.»
İbni Kesir:
Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı. Dedi ki: Ey kavmim
Adem Uğur:
Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah´a kulluk edin! Sizin için ondan başka tanrı yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zira ben sizi hayır (ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.
İskender Ali Mihr:
Ve Medyen kavmine, onların kardeşi Şuayb şöyle dedi: “Ey kavmim, Allah´a kul olun! Sizin için ondan başka ilâh yoktur. Ölçeği ve tartıyı eksiltmeyin. Gerçekten ben sizi hayırda (bollukta, refahta) görüyorum. Ve muhakkak ki ben, ihata eden (kuşatan) günün azabının üzerinize olmasından korkuyorum.”
Celal Yıldırım:
Medyen´e de kardeşleri Şuâyb´ı (peygamber olarak) gönderdik. Ey kavmim, dedi, Allah´a kulluk edin
Tefhim ul Kuran:
Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik) . Dedi ki: «Ey kavmim, Allah´a ibadet edin, sizin O´ndan başka ilahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın
Fransızca:
Et (Nous avons envoyé) au Madyan, leur frère Chuaïb qui leur dit : "ô mon peuple, adorez Allah; vous n'avez point de divinité en dehors Lui. Et ne diminuez pas les mesures et le poids. Je vous vois dans l'aisance, et je crains pour vous [si vous ne croyez pas] le châtiment d'un jour qui enveloppera tout.
İspanyolca:
Y a los madianitas su hermano Suayb. Dijo: «¡Pueblo! ¡Servid a Alá! No tenéis a ningún otro dios que a Él. ¡No defraudéis en la medida ni en el peso! Os veo en el bienestar, pero temo por vosotros el castigo de un día de alcance universal.
İtalyanca:
E ai Madianiti [mandammo] il loro fratello Shu'ayb. Disse: «O popol mio, adorate Allah. Non avete altro dio all'infuori di Lui. Non truffate sul peso e sulla misura. Vi vedo in agiatezza, ma temo per voi il castigo di un Giorno che avvolgerà.
Almanca:
Und zu Madyan (entsandten WIR) ihren Bruder Schu'aib. Er sagte: "Meine Leute! Dient ALLAH! Ihr habt doch keine Gottheit außer Ihm und mindert nicht das Maß und das Wiegen. Ich sehe doch, daß es euch gut geht, auch gewiß, ich fürchte um euch die Peinigung eines alles umfassenden Tages.
Çince:
我确已派遣麦德彦人的弟兄舒阿卜去教化他们,他说:我的宗族啊!你们应当崇拜真主,除他外,绝无应受你们崇拜的。你们不要用小斗和小秤,我的确认为你们是昌盛的,我的确怕你们遭受围困日的惩罚。
Hollandaca:
En tot Madian zonden wij hunnen broeder Shoaïb. Hij zeide: O mijn volk! aanbid God; gij hebt geen God buiten hem; en verminder geen maat of gewicht. Waarlijk, ik zie dat gij in een gelukkigen toestand verkeert; maar ik vrees voor u de straf van den dag, die de goddeloozen zal omstrikken.
Rusça:
Мы отправили к мадьянитам их брата Шуейба. Он сказал: "О мой народ! Поклоняйтесь Аллаху, ибо нет у вас иного божества, кроме Него. Не обмеривайте и не обвешивайте. Я вижу, как вы благоденствуете, и боюсь, что вас постигнут мучения в Объемлющий день.
Somalice:
Madyanna waxaan u diray Walaalkood (Nabi) Shucayb, wuxuuna yidhi Qoomkayow Caabuda Eebe idiinma sugna Ilaah kalee, hana nusqaaminina Beegidda (Miisiidda) iyo miisaanka waxaan idinku arkaa khayre (xoolo) waxaana idiinka cabsan Cadaab Maalin koobi.
Swahilice:
Na kwa watu wa Madyana tuliwatumia ndugu yao Shua'ib. Akasema: Enyi watu wangu! Muabuduni Mwenyezi Mungu. Nyinyi hamna Mungu ila Yeye, wala msipunguze vipimo na mizani. Mimi nakuoneni mmo katika hali njema, nami nakukhofieni adhabu ya Siku kubwa hiyo itakayo kuzungukeni.
Uygurca:
مەديەن (ئەھلى) ئۇلارنىڭ قېرىندىشى شۇئەيبنى (پەيغەمبەر قىلىپ) ئەۋەتتۇق، ئۇ ئېيتتى: «ئى قەۋمىم! اﷲ قا ئىبادەت قىلىڭلار، سىلەرگە اﷲ تىن باشقا ھېچ مەبۇد (بەرھەق) يوقتۇر، ئۆلچەمدە ۋە تارازىدا كەم بەرمەڭلار، مەن سىلەرنى ھەقىقەتەن باي ھېسابلايمەن، مەن ھەقىقەتەن سىلەرنىڭ ھەممىنى قورشاپ تۇرغۇچى كۈن (يەنى قىيامەت كۈنى) نىڭ ئازابىغا دۇچار بولۇشۇڭلاردىن قورقىمەن
Japonca:
(われは)またマドヤンの民にその同胞のシュアイブを(遣わした)。かれは言った。「わたしの人びとよ,アッラーに仕えなさい。あなたがたには,かれの外に神はないのである。また寸法や量目を少なくしてはならない。見たところあなたがたは繁栄しているが,わたしはあなたがたに,(一切を)取り巻く日の懲罰が下るのを恐れる。」
Arapça (Ürdün):
«و» أرسلنا «إلى مدين أخاهم شعيبا قال يا قوم اعبدوا الله» وَحّدوه «ما لكم من إله غيره ولا تنقصوا المكيال والميزان إني أراكم بخير» نعمة تغنيكم عن التطفيف «وإني أخاف عليكم» إن لم تؤمنوا «عذاب يوم محيط» بكم يهلككم ووصف اليوم به مجاز لوقوعه فيها.
Hintçe:
और हमने मदयन वालों के पास उनके भाई शुएब को पैग़म्बर बना कर भेजा उन्होंने (अपनी क़ौम से) कहा ऐ मेरी क़ौम ख़ुदा की इबादत करो उसके सिवा तुम्हारा कोई ख़ुदा नहीं और नाप और तौल में कोई कमी न किया करो मै तो तुम को ऑसूदगी (ख़ुशहाली) में देख रहा हूँ (फिर घटाने की क्या ज़रुरत है) और मै तो तुम पर उस दिन के अज़ाब से डराता हूँ जो (सबको) घेर लेगा
Tayca:
และยังกลุ่มชนของมัดยัน เราได้ส่งพี่น้องคนหนึ่งของพวกเขาคือชุอัยบ์ เขากล่าวว่า “โอ้กลุ่มชนของฉันเอ๋ย! พวกท่านจงเคารพอิบาดะฮ์อัลลอฮ์เถิด พวกท่านนั้นไม่มีพระเจ้าอื่นใดนอกจากพระองค์ และพวกท่านอย่าให้การตวง และการชั่งบกพร่อง แท้จริงฉันเห็นพวกท่านยังอยู่ในความดี และแท้จริงฉันกลัวแทนพวกท่านต่อการลงโทษในวันที่ถูกห้อมล้อมไว้
İbranice:
ואל בני מדין שלחנו את (הנביא) שועיב אחיהם. אמר':הוי, בני עמי! עיבדו את אלוהים, כי אין לכם אלוה אחר מלבדו, ואל תרמו במידה ובמשקל , אני רואה כי המצב שלכם הוא טוב, אך אני מפחד כי יבוא עליכם העונש המקיף
Hırvatça:
I Medjenu- brata njihova Šu'ajba poslasmo. "O narode moj", govorio je on, "Allahu ibadet činite, vi drugog boga osim Njega nemate, i nemojte iz posude za mjerenje i sa vage ništa umanjivati. Vidim da zaista u obilju živite i bojim se za vas kazne na Dan koji će sve skoliti.
Rumence:
Oamenilor din Madian li l-am trimis pe fratele lor Şu’aib? El spuse: “O, popor al meu! Închinaţi-vă lui Dumnezeu! Voi nu aveţi alt dumnezeu afară de El! Nu micşoraţi măsurile şi greutăţile. Vă văd în bunăstare, însă mă tem pentru voi de osânda unei zile
Transliteration:
Waila madyana akhahum shuAAayban qala ya qawmi oAAbudoo Allaha ma lakum min ilahin ghayruhu wala tanqusoo almikyala waalmeezana innee arakum bikhayrin wainnee akhafu AAalaykum AAathaba yawmin muheetin
Türkçe:
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı göndermiştik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet-bereket içinde görüyorum, ama sizin için sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum."
Sahih International:
And to Madyan [We sent] their brother Shu'ayb. He said, "O my people, worship Allah; you have no deity other than Him. And do not decrease from the measure and the scale. Indeed, I see you in prosperity, but indeed, I fear for you the punishment of an all-encompassing Day.
İngilizce:
To the Madyan People (We sent) Shu'aib, one of their own brethren: he said: "O my people! worship Allah: Ye have no other god but Him. And give not short measure or weight: I see you in prosperity, but I fear for you the penalty of a day that will compass (you) all round.
Azerbaycanca:
Mədyən əhlinə də qardaşları Şüeybi (peyğəmbər göndərdik). O dedi: “Ey qövmüm! Allaha ibadət edin. Sizin Ondan başqa heç bir tanrınız yoxdur. Ölçünü və çəkini əskiltməyin. Mən sizi xeyir-bərəkət içində (firavan yaşamaqda) görürəm. Bununla belə (Allahın hökmlərinə riayət etməyəcəyiniz təqdirdə) sizi (hər tərəfdən) bürüyəcək bir günün əzabından qorxuram!
Süleyman Ateş:
Medyen'e de kardeşleri Şu'ayb'i (gönderdik): "Ey kavmim, dedi, Alah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka tanrınız yoktur; ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum ve ben sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum!"
Diyanet Vakfı:
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin! Sizin için ondan başka tanrı yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zira ben sizi hayır (ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.
Erhan Aktaş:
Medyen halkına da kardeşleri Şu’ayb’ı gönderdik. “Ey halkım! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka ilâh yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben, sizi bir hayır(1) içinde görüyorum. Ve sizin için kuşatıcı bir günün azâbından korkuyorum.” dedi.
Kral Fahd:
Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı göndermiştik. Şuayb kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Sizin için kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a ibadet edin. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum ve sizin hesabınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."
Hasan Basri Çantay:
Medyen´e de biraderleri Şuaybı (gönderdik). Dedi ki: «Ey kavmim, Allaha kulluk edin. Sizin ondan başka hiç bir Tanrınız yokdur. Ölçeği, tartıya eksik tutmayın. Ben sizi hakıykat bir ni´met (ve refah) içinde görüyorum. Şübhesiz ki ben bir gün (hepinizi) çepçevre kuşatıcı bir azâbdan korkmakdayım».
Muhammed Esed:
Ve Medyen halkına da kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik. Onlara:) "Ey kavmim! (yalnızca) Allah´a kulluk edin!" dedi, "(Çünkü) sizin O´ndan başka tanrınız yok. Ve (birbirinizle olan alışverişinizde) ölçüyü tartıyı eksik tutmayın. Gerçi (şimdi) sizi refah ve zenginlik içinde görüyorum; ama, doğrusu sizin için, (dehşetiyle) kuşatacak bir Gün´ün azabından korkuyorum!
Gültekin Onan:
Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik). Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Medyen şehri halkına da kardeşleri Şuayb’i gönderdik. O, şöyle dedi: “- Ey Kavmim! Allah’a ibadet edin. Sizin ondan başka hiç bir ilâhınız yoktur. Ölçeği ve tartıyı noksan yapmayın
Portekizce:
E enviamos ao povo de Madian seu irmão Xuaib (Jetro), o qual disse: Ó povo meu, adorai a Deus porque não tereisoutra divindade além d'Ele; e não altereis a medida nem o peso, porque vejo a prosperidade em vós; porém temo por vós ocastigo do dia abrangedor.
İsveççe:
OCH TILL Madyans [folk sändes] deras broder Shu`ayb. Han sade: "Dyrka Gud, mitt folk! Ni har ingen gud utom Honom. Och mät inte och väg inte upp för knappt. Jag ser att välstånd råder hos er, men jag bävar för det straff [som kan drabba er] en Dag då ni finner er inringade [utan möjlighet att fly].
Farsça:
و به سوی [مردم] مَدین، برادرشان شعیب را [فرستادیم.] گفت: ای قوم من! خدا را بپرستید، شما را جز او هیچ معبودی نیست؛ و از پیمانه و ترازو مکاهید، همانا من شما را در توانگری و نعمت [ی که بی نیاز کننده از کم فروشی است] می بینم و بر شما از عذاب روزی فراگیر بیمناکم.
Kürtçe:
وە (ناردمان) بۆ (خەڵکی) مەدیەنیش شوعەیبی برایان ووتی ئەی گەلەکەم خوا بپەرستن ھیچ پەرستراوێکتان نیە بێجگە ئەو وە کەم و کوڕی مەکەن لەپێوانە و کێشانەدا بەڕاستی من دەتان بینم بەماڵ و سامانی زۆرەوە, وە بەڕاستی من دەترسم لێتان سزایەک گەمارۆتان بدات و لێی رزگار نەبن
Özbekçe:
Ва Мадянга биродарлари Шуайбни (юбордик). У: «Эй қавмим, Аллоҳга ибодат қилинг, сиз учун Ундан ўзга илоҳ йўқ. Ўлчовни ва тортишни камайтирманглар. Албатта, мен сизларнинг яхшиликда (мўл-кўлликда) эканликларингизни кўриб турибман. Албатта, мен сизларга қамровли кун азобидан қўрқмоқдаман.
Malayca:
Dan kepada penduduk "Madyan" Kami utuskan saudara mereka: Nabi Syuaib. Ia berkata: "Wahai kaumku! Sembahlah kamu akan Allah! (Sebenarnya) tiada Tuhan bagi kamu selain daripadaNya. Dan janganlah kamu mengurangi sukatan dan timbangan. Sesungguhnya aku melihat kamu berada dalam kemewahan; dan sesungguhnya aku bimbang, kamu akan ditimpa azab hari yang meliputi (orang- orang yang bersalah).
Arnavutça:
(Ia dërguam) Medjenit – vëllaun e tyre Shuajbin. Ai tha: “O populli im, adhuronie Perëndinë! Ju s’keni tjetër zot përveç Tij. Mos pakësoni (mungoni) as gjatë matjes me litër as me kandar. Unë po shoh se ju gjendeni në begati të mirë dhe druaj se juve, do t’ju godas dënimi, i një dite që u përfshinë të gjithëve.
Bulgarca:
И при мадянитите - брат им Шуайб... Рече: “О, народе мой, служете на Аллах! Нямате друг бог освен Него. И не занижавайте мярката и везната! Виждам ви в благоденствие, но се страхувам за вас от мъчение в Деня, който [всичко] обхваща.
Sırpça:
И Медену - посласмо њиховог брата Јофора. „О народе мој“, говорио је он, „Аллаха обожавајте, ви немате истинског бога осим Њега, и немојте из посуде за мерење и са ваге ништа да умањујете. Видим да заиста у обиљу живите и бојим се за вас казне на Дан који ће све да обухвати.
Çekçe:
A k Madjanovcům jsme vyslali bratra jejich Šu´ajba a on pravil jim: 'Lide můj, uctívejte Boha a nemějte božstvo vedle Něho. A nedávejte špatné míry a váhy! Já vidím, že v blahobytu si žijete, však obávám se pro vás trestu dne, jenž vše obklopí.
Urduca:
اور مدین والوں کی طرف ہم نے ان کے بھائی شعیبؑ کو بھیجا اُس نے کہا "اے میری قوم کے لوگو، اللہ کی بندگی کرو، اس کے سوا تمہارا کوئی خدا نہیں ہے اور ناپ تول میں کمی نہ کیا کرو آج میں تم کو اچھے حال میں دیکھ رہا ہوں، مگر مجھے ڈر ہے کہ کل تم پر ایسا دن آئے گا جس کا عذاب سب کو گھیر لے گا
Tacikçe:
Ва бар Мадян бародарашон Шуъайбро фиристодем. Гуфт: «Эй қавми ман, Худои якторо бипарастед, шуморо ҳеҷ худое ҷуз Ӯ нест! Ва дар паймонаву тарозу нуқсон макунед! Инак шуморо дар неъмат мебинам. Ва аз рӯзе, ки азобаш шуморо фурӯ гирад, бимнокам.
Tatarca:
Вә Мәдйән халкына пәйгамбәр итеп кардәшләре Шөґәебне җибәрдек. Ул әйтте: "Ий каумем Аллаһуга гыйбадәт кылыгыз! Ул Аллаһудан башка сезнең Илаһәгыз юк. Дәхи бер нәрсәне үлчәп кешегә биргәндә, килограмм үлчәвендә дә, литр яки берәр савыт үлчәвендә дә киметеп үлчәмәгез! Тәхкыйк мин сезне бик байлыкта күрәмен, һәм сезнең өчен куркамын кыямәт көненең чолгап алучы ґәзабыннан.
Endonezyaca:
Dan kepada (penduduk) Mad-yan (Kami utus) saudara mereka, Syu'aib. Ia berkata: "Hai kaumku, sembahlah Allah, sekali-kali tiada Tuhan bagimu selain Dia. Dan janganlah kamu kurangi takaran dan timbangan, sesungguhnya aku melihat kamu dalam keadaan yang baik (mampu) dan sesungguhnya aku khawatir terhadapmu akan azab hari yang membinasakan (kiamat)".
Amharca:
ወደ መድየንም ወንድማቸውን ሹዐይብን (ላክን)፡፡ አላቸው «ሕዝቦቼ ሆይ! አላህን ተገዙ፡፡ ከእርሱ ሌላ ለናንተ አምላክ የላችሁም፡፡ ስፍርንና ሚዛንንም አታጉድሉ፤ እኔ በጸጋ ላይ ሆናችሁ አያችኋለሁ፡፡ እኔም በእናንተ ላይ የከባቢን ቀን ቅጣት እፈራለሁ፡፡
Tamilce:
இன்னும், ‘மத்யன்’ (வாசிகளு)க்கு அவர்களுடைய சகோதரர் ஷுஐபை (தூதராக அனுப்பினோம்). அவர் கூறினார்: “என் மக்களே! அல்லாஹ்வை வணங்குங்கள்; அவனை அன்றி (உண்மையில் வணங்கத்தகுதியான) இறைவன் யாரும் உங்களுக்கில்லை. இன்னும், அளவையிலும் நிறுவையிலும் (பொருள்களை) குறைக்காதீர்கள். நிச்சயமாக நான், நல்லதொரு வசதியில் உங்களை காண்கிறேன். நிச்சயமாக நான், சூழ்ந்து விடக்கூடிய ஒரு நாளின் தண்டனையை உங்கள் மீது பயப்படுகிறேன்.”
Korece:
마드얀 백성에게 그들의 형 제 슈아이브를 보내니 그가 이르 더라 백성들이여 하나님을 섬기라 그분 외에는 너희를 위한 신이 없 도다 또한 양파 무게를 적게하지 말라 나는 너희가 번성하는 것을 보고 있으나 멸망되는 날 너희 에게 벌이 있을까 두렵노라
Vietnamca:
Người dân Madyan, (TA đã cử) Shu’aib, người anh em của chúng đến với chúng. (Shu’aib) nói: “Hỡi người dân của ta, các ngươi hãy thờ phượng một mình Allah, các ngươi không hề có Thượng Đế nào khác ngoài Ngài. Các ngươi đừng đong đo và cân thiếu. Quả thật, Ta thấy các ngươi đang thịnh vượng nhưng Ta thực sự lo sợ cho các ngươi về sự trừng phạt của Ngày bao trùm tất cả.”
Ayet Linkleri: