Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

57

Ayet No: 

1421

Sayfa No: 

215

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-nnâsü ḳad câetküm mev`iżatüm mir rabbiküm veşifâül limâ fi-ṣṣudûri vehüdev veraḥmetül lilmü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, müminlere bir hidayet ve rahmet geldi.

Diyanet İşleri: 

Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalblerde olana şifa, inananlara doğruyu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerdeki dertlere şifa, inananlara hidayet ve rahmet geldi.

Şaban Piriş: 

Ey İnsanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerde olana bir şifa, hidayet ve müminler için bir rahmet gelmiştir.

Edip Yüksel: 

Ey halk, Rabbinizden size bir öğüt, gönülleri sıkan her şeye karşı bir şifa, inananlara bir yol gösterici ve bir rahmet gelmiş bulunuyor.

Ali Bulaç: 

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet geldi.

Suat Yıldırım: 

Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki dertlere bir şifa, müminlere doğru yolu gösteren bir hidâyet ve rahmet geldi. [17,82; 41,44]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey insanlar! Muhakkak ki, size Rabbinizden bir öğüt ve gönüllerde olana bir şifa ve mü´minler için bir hidâyet ve bir rahmet gelmiştir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey insanlar! İşte, size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi.

Bekir Sadak: 

Iyi bilin ki, Allah´in dostlarina korku yoktur, onlar uzulmeyeceklerdir.

İbni Kesir: 

Ey insanlar

Adem Uğur: 

Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.

İskender Ali Mihr: 

Ey insanlar! Size, Rabbinizden öğüt (vaaz) ve göğsünüzde olana (nefsinizin kalbindeki hastalıklara) şifa ve mü´minlere hidayet ve rahmet gelmiştir.

Celal Yıldırım: 

Ey insanlar! Size gerçekten Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki (manevî hastalıklara) bir şifâ ve mü´minlere doğru yolu gösteren (bir belge) ve rahmet gelmiştir.

Tefhim ul Kuran: 

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü´minler için bir hidayet ve rahmet geldi.

Fransızca: 

ô gens ! Une exhortation vous est venue, de votre Seigneur, une guérison de ce qui est dans les poitrines, un guide et une miséricorde pour les croyants.

İspanyolca: 

¡Hombres! Habéis recibido una exhortación procedente de vuestro Señor, remedio para los males de vuestros corazones, dirección y misericordia para los creyentes.

İtalyanca: 

O uomini, vi è giunta un'esortazione da parte del vostro Signore, guarigione per ciò che è nei petti, guida e misericordia per i credenti.

Almanca: 

Ihr Menschen! Bereits kam zu euch doch eine Ermahnung von eurem HERRN, eine Heilung von dem, was in den Brüsten (an Zweifel) ist, eine Rechtleitung und eine Gnade für die Mumin.

Çince: 

人们啊!确已降临你们的,是从你们的主发出的教诲,是治心病的良药,是对信士们的引导和慈恩。

Hollandaca: 

O menschen! thans is eene waarschuwinge van uwen Heer tot u gekomen en een geneesmiddel voor den twijfel, die in uwe borst bestaat, en eene leiding en genade voor de ware geloovigen

Rusça: 

О люди! К вам от вашего Господа явилось увещевание, исцеление для того, что в груди, верное руководство и милость для верующих.

Somalice: 

Dadow waxaa idiin timid Waano Eebihiin iyo Caafimaadka waxa Laabta ku sugan iyo Hanuun iyo naxariista Mu'miniinta.

Swahilice: 

Enyi watu! Yamekujieni mawaidha kutoka kwa Mola wenu Mlezi, na poza kuponyesha yaliyomo vifuani, na uwongofu, na rehema kwa Waumini.

Uygurca: 

ئى ئىنسانلار! سىلەرگە پەرۋەردىگارىڭلار تەرىپىدىن نەسىھەت بولغان، دىللاردىكى دەردكە (يەنى شەك ۋە نادانلىققا) شىپا بولغان، مۆمىنلەرگە ھىدايەت ۋە رەھمەت بولغان (قۇرئان) كەلدى

Japonca: 

人びとよ,あなたがたの主から確かに勧告が下された,これは胸の中にある(病い)を(癒?)し,また信者に対する導きであり慈悲である。

Arapça (Ürdün): 

«يا أيها الناس» أي أهل مكة «قد جاءتكم موعظة من ربكم» كتاب فيه ما لكم وما عليكم وهو القرآن «وشفاء» دواء «لما في الصدور» من العقائد الفاسدة والشكوك «وهدى» من الضلال «ورحمة للمؤمنين» به.

Hintçe: 

लोगों तुम्हारे पास तुम्हारे परवरदिगार की तरफ से नसीहत (किताबे ख़ुदा आ चुकी और जो (मरज़ शिर्क वगैरह) दिल में हैं उनकी दवा और ईमान वालों के लिए हिदायत और रहमत

Tayca: 

โอ้มนุษย์เอ๋ย ! แท้จริงข้อตักเตือน (อัลกุรอาน) จากพระเจ้าของพวกท่าน ได้มายังพวกท่านแล้ว และ(มัน) เป็นการบำบัดสิ่งที่มีอยู่ในทรวงอก และเป็นการชี้แนะทาง และเป็นความเมตตาแก่บรรดาผู้ศรัทธา

İbranice: 

הוי, האנשים! כבר באה לכם הטפה (הקוראן) מריבונכם, ובה רפואה ללב, והדרכה, ורחמים למאמינים

Hırvatça: 

O ljudi, već vam je stigla Opomena od Gospodara vašega, i lijek za vaša srca, i uputa i milost vjernicima.

Rumence: 

O, voi oameni! O predică de la Domnul vostru, un leac pentru cele din inimi, o călăuzire şi o milostivenie v-au venit pentru credincioşi.

Transliteration: 

Ya ayyuha alnnasu qad jaatkum mawAAithatun min rabbikum washifaon lima fee alssudoori wahudan warahmatun lilmumineena

Türkçe: 

Ey insanlar! İşte, size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi.

Sahih International: 

O mankind, there has to come to you instruction from your Lord and healing for what is in the breasts and guidance and mercy for the believers.

İngilizce: 

O mankind! there hath come to you a direction from your Lord and a healing for the (diseases) in your hearts,- and for those who believe, a guidance and a Mercy.

Azerbaycanca: 

(Ey insanlar!) Sizə Rəbbinizdən bir öyüd-nəsihət, ürəklərdə olana (cəhalətə, şəkk-şübhəyə, nifaqa) bir şəfa, mö’minlərə hidayət və mərhəmət (Qur’an) gəlmişdir!

Süleyman Ateş: 

Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, göğüslerde olan(sıkıntılar)a şifa ve inananlara bir yol gösterici ve rahmet gelmiştir.

Diyanet Vakfı: 

Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.

Erhan Aktaş: 

Ey insanlar! Rabb’inizden size bir öğüt; göğüslerde olana bir şifa, Mü’minler için bir hidâyet ve rahmet gelmiştir.

Kral Fahd: 

Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, göğüslerdeki (dert ve sıkıntılar) için bir şifa ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet gelmişir.

Hasan Basri Çantay: 

Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüd, gönüllerde olan (derd) lere bir şifâ, mü´minler için bir hidâyet ve rahmet gelmişdir.

Muhammed Esed: 

Ey insanlar! İşte Rabbinizden size bir öğüt, kalplerde olabilecek her türlü (darlık ve hastalık) için bir şifa ve (O´na) inanan herkes için hidayet ve rahmet gelmiş bulunuyor.

Gültekin Onan: 

Ey insanlar, rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve inançlılar için bir hidayet ve rahmet geldi.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden bir öğüt, kalblerdeki şüphelere bir şifa ve müminler için bir hidayet ve rahmet olan Kur’an geldi.

Portekizce: 

Ó humanos, já vos chegou uma exortação do vosso Senhor, a qual é um bálsamo para a enfermidade que há em vossoscorações, e é orientação e misericórdia para os fiéis.

İsveççe: 

MÄNNISKOR! Ni har nu fått ta emot förmaningar och varningar från er Herre och en läkedom mot det [onda] som bor i människors bröst, och vägledning och nåd för dem som tror.

Farsça: 

ای مردم! یقیناً از سوی پروردگارتان برای شما پند وموعظه ای آمده، و شفاست برای آنچه [ازبیماری های اعتقادی و اخلاقی] در سینه هاست، و سراسر هدایت و رحمتی است برای مؤمنان.

Kürtçe: 

ئەی خەڵکینە بێگومان بۆتان ھاتووە ئامۆژگاری (قورئان) لەلایەن پەروەردگارتانەوە, وە شیفا و چارەیە بۆ ئەوەی لە ناو دڵ و دەرونتاندایە وە ڕێنمونی و میھرەبانیە بۆ بڕواداران

Özbekçe: 

Эй одамлар! Сизга ўз Роббингиздан мавъиза, кўксингиздаги нарсага шифо, мўминларга ҳидоят ва раҳмат келди. (Эй одамлар! Қуръонни ёлғон деманг! Қуръонни фалончи тўқиган, деманг! Унинг тўғрисида шубҳа қилманг. У қалбингиздаги руҳий, маънавий дардларингизнинг барчасига шифо бўлиб келди. Ким Қуръонга иймон келтириб, мусулмон бўлса, у ўша одамни ҳидоятга бошлайди, Аллоҳнинг раҳматига эриштиради.)

Malayca: 

Wahai umat manusia! Sesungguhnya telah datang kepada kamu Al-Quran yang menjadi nasihat pengajaran dari Tuhan kamu, dan yang menjadi penawar bagi penyakit- penyakit batin yang ada di dalam dada kamu, dan juga menjadi hidayah petunjuk untuk keselamatan, serta membawa rahmat bagi orang-orang yang beriman.

Arnavutça: 

O njerëz, ju ka ardhur madje këshilla (Kur’ani) nga Zoti juaj, ilaç për zemrat tuaja, udhëzim dhe mëshirë për besimtarët.

Bulgarca: 

О, хора, при вас дойде поучение от вашия Господ и изцеление на онова, което е в гърдите, и напътствие, и милосърдие за вярващите.

Sırpça: 

О људи, већ вам је стигао Кур'ан као опомена од вашег Господара, он је лек за ваша срца, и упута и милост верницима.

Çekçe: 

Ó lidé, nyní vám přišlo od Pána vašeho varování a uzdravení toho, co v hrudích je skryto, i správné vedení a milosrdenství pro věřící.

Urduca: 

لوگو! تمہارے پاس تمہارے رب کی طرف سے نصیحت آ گئی ہے یہ وہ چیز ہے جو دلوں کے امراض کی شفا ہے اور جو اسے قبول کر لیں ان کے لیے رہنمائی اور رحمت ہے

Tacikçe: 

Эй мардум, барои шумо аз ҷониби Парвардигоратон панде омад ва шифое барои он беморие, ки дар дил доред ва роҳнамоиву раҳмате барои мӯъминон.

Tatarca: 

Ий кешеләр! Тәхкыйк тәрбиячегез булган Аллаһудан сезгә вәгазь булып Коръән килде, ул күңелдәге имансызлык, наданлык авыруларына шифа, күңелен аның белән шифалаган кешеләргә һидәят һәм мөэминнәргә рәхмәт.

Endonezyaca: 

Hai manusia, sesungguhnya telah datang kepadamu pelajaran dari Tuhanmu dan penyembuh bagi penyakit-penyakit (yang berada) dalam dada dan petunjuk serta rahmat bagi orang-orang yang beriman.

Amharca: 

እናንተ ሰዎች ሆይ! ከጌታችሁ ግሳጼ በደረቶች ውስጥም ላለው (የመጠራጠር በሽታ) መድኃኒት ለምእምናንም ብርሃንና እዝነት በእርግጥ መጣችላችሁ፡፡

Tamilce: 

மனிதர்களே! உங்கள் இறைவனிடமிருந்து உங்களுக்கு உபதேசமும், நெஞ்சங்களிலுள்ளவற்றை குணப்படுத்தும் மருந்தும் நேர்வழியும், (குறிப்பாக இந்த வேதத்தை பின்பற்றி நடக்கின்ற) நம்பிக்கையாளர்களுக்கு (இறைவனின்) கருணையும் (அருளும்) வந்துவிட்டன.

Korece: 

인간들이여 너희 주님으로부터 교훈과 마음의 치료와 믿는 사람을 위한 복음과 은혜가 도래 했노라

Vietnamca: 

Hỡi con người! Thật vậy, lời răn (Qur’an) từ Thượng Đế đã đến với các ngươi. Nó là một phương thức chữa tâm bệnh của các ngươi, là một nguồn chỉ đạo và là lòng thương xót dành cho những người có đức tin.

Rubu tag: 

Hizb tag: