Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

61

Ayet No: 

1296

Sayfa No: 

196

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمِنْهُمُ الَّذِينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيَقُولُونَ هُوَ أُذُنٌ ۚ قُلْ أُذُنُ خَيْرٍ لَّكُمْ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِينَ وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ ۚ وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Çeviriyazı: 

veminhümü-lleẕîne yü'ẕûne-nnebiyye veyeḳûlûne hüve üẕün. ḳul üẕünü ḫayril leküm yü'minü billâhi veyü'minü lilmü'minîne veraḥmetül lilleẕîne âmenû minküm. velleẕîne yü'ẕûne rasûle-llâhi lehüm `aẕâbün elîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yine onların içinde öyleleri vardır ki, Peygamber'i incitiyorlar ve "O her söyleneni dinleyen bir kulaktır." diyorlar. De ki; "Sizin için bir hayır kulağıdır. Allah'a inanır, müminlere inanır, ayrıca sizden iman edenlere de bir rahmettir". Allah'ın Resulünü incitenlere acıklı bir azap vardır.

Diyanet İşleri: 

İkiyüzlülerin içinde "O her şeye kulak kesiliyor" diyerek Peygamberi incitenler vardır. De ki: "O kulak, Allah'a inanan ve müminlere inanan, sizin için hayırlı olan, içinizden inanan kimselere rahmet olan bir kulaktır." Allah'ın Peygamberini incitenlere can yakıcı azab vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlardan öyleleri de var ki Peygamberi incitirler ve o derler, her söyleneni dinleyen bir kulak adeta. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır, Allah'a ve inananlara inanır ve sizden inananlara rahmettir. Allah'ın Peygamberini incitenlere elemli bir azap vardır.

Şaban Piriş: 

Onların içinde: O, bir kulaktır (her duyduğuna inanıyor), diyerek onu üzenler vardır. De ki: ‘O, sizin için hayrı (dinleyip, inanan) bir kulaktır. Allah'a iman eder, müminlere inanıp güvenir ve sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah’ın Rasûlü’nü üzenlere acıklı bir azap vardır.

Edip Yüksel: 

Onlardan kimi de, "O (haber toplayan) bir kulaktır," diyerek peygamberi incitiyorlar. De ki: "O, sizin için bir hayır kulağıdır. O, ALLAH'a inanır ve inananlara güvenir. İçinizdeki inananlar için de bir rahmettir. ALLAH'ın elçisini incitenler için acı bir azap vardır.

Ali Bulaç: 

İçlerinden Peygamberi incitenler ve: "O (her sözü dinleyen) bir kulaktır" diyenler vardır. De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah'a iman eder, mü'minlere inanıp-güvenir ve sizden iman edenler için bir rahmettir. Allah'ın elçisine eziyet edenler... Onlar için acı bir azap vardır."

Suat Yıldırım: 

Onlardan bazıları Peygamberi incitmek için “O herkese kulak veren safın biridir.” derler. De ki: “Evet öyledir, ama hep hakkınızdaki iyi sözlere kulak veren biridir, Allah'a inanır, müminlere güvenir.İman edenleriniz için bir rahmettir O!”İşte böylesi bir Allah Resulünü incitenler yok mu? En acı azap onlara olacaktır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve yine onlardan öyle kimseler de vardır ki, peygamberi incitirler. O bir kulaktır, (herkesi dinler) derler. De ki: «O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah Teâlâ´ya imân eder ve mü´minler için sözlerinin doğruluğuna inanır ve sizden imân edenler için bir rahmettir.» Ve o kimseler ki, Allah Teâlâ´nın Peygamberini incitiverirler, onlar için pek acıklı bir azap vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İçlerinden bazıları da o Peygamber'i incitirler ve şöyle derler: "O, her şeye kulak kesilir." De ki: "Hayır kulağıdır sizin için o; Allah'a iman eder, müminlere güvenir. İnananlarınız için de bir rahmettir o." Allah'ın resulüne eza edenler için korkunç bir azap öngörülmüştür.

Bekir Sadak: 

Ozur beyan etmeyin, inandiktan sonra inkar ettiniz. Icinizden bir toplulugu affetsek bile, suclarindan oturu bir topluluga da azap ederiz. *

İbni Kesir: 

Onlardan kimileri de

Adem Uğur: 

(Yine o münafıklardan:) O (Peygamber, her söyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek peygamberi incitenler de vardır. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır. Çünkü o Allah´a inanır, müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah´ın Resûlüne eziyet edenler için mutlaka elem verici bir azap vardır.

İskender Ali Mihr: 

Onlardan nebîye eza (eziyet) eden kimseler: “O bir kulak (gibi)dir, (her söyleneni dinler, inanır).” diyorlar. De ki: “O, sizin için hayrın kulağıdır (sözünüzü işitir, kabul eder

Celal Yıldırım: 

Onlardan kimi de Peygamber´i incitiyor ve «O (her şeyi işiten) bir kulaktır!» diyorlar. De ki: O, sizin için hayırlı kulaktır

Tefhim ul Kuran: 

İçlerinden peygamberi incitenler ve: «O (her sözü dinleyen) bir kulaktır» diyenler vardır. De ki: «O sizin için bir hayrın kulağıdır. Allah´a iman eder, müminlere inanıp güvenir ve sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah´ın Resulüne eziyet edenler, onlar için acıklı bir azab vardır.»

Fransızca: 

Et il en est parmi eux ceux qui font du tort au Prophète et disent : "Il est tout oreille" . - Dis : "Une oreille pour votre bien. Il croit en Allah et fait confiance aux croyants, et il est une miséricorde pour ceux d'entre vous qui croient. Et ceux qui font du tort au Messager d'Allah auront un châtiment douloureux.

İspanyolca: 

Hay entre ellos quienes molestan al Profeta y dicen: «¡Es todo oídos!» Di: «Por vuestro bien es todo oídos. Cree en Alá y tiene fe en los creyentes. Es misericordioso para aquéllos de vosotros que creen». Quienes molesten al Enviado de Alá, tendrán un castigo doloroso.

İtalyanca: 

Tra loro ci sono quelli che dileggiano il Profeta e dicono: «E' tutto orecchi» Di': «E' tutto orecchi per il vostro bene, crede in Allah e ha fiducia nei credenti, ed è una [testimonianza di] misericordia per coloro fra voi che credono. Quelli che tormentano il Messaggero di Allah avranno doloroso castigo».

Almanca: 

Und manche von ihnen sind diejenigen, die den Propheten belästigen und sagen: "Er ist (wie) ein Ohr ." Sag: "Ja, ein Ohr des Guten für euch, er verinnerlicht den Iman an ALLAH und glaubt den Mumin und er ist eine Gnade für diejenigen von euch, die den Iman verinnerlicht haben." Und diejenigen, die ALLAHs Gesandten belästigen, für diese ist eine qualvolle Peinigung bestimmt.

Çince: 

他们中有人伤害先知,称他为耳朵,你说:他对于你们是好耳朵,他信仰真主,信任信士们,他是你们中信道者的慈恩。伤害先知的人们,将受痛苦的刑罚。

Hollandaca: 

Er zijn sommigen onder hen, die den profeet belasteren en zeggen: Hij is een oor. Antwoord: Hij is een goed oor voor u; hij gelooft in God en hij vertrouwt den geloovige. En hij is eene genade voor degenen van u, die gelooven. Maar zij die Gods apostel beleedigen, zullen eene smartelijke straf ondergaan.

Rusça: 

Среди них есть такие, которые обижают Пророка и говорят: "Он есть ухо (выслушивает любые новости)". Скажи: "Он слушает только то, что лучше для вас. Он верует в Аллаха и доверяет верующим. Он является милостью для тех, которые уверовали". Тем же, которые обижают Посланника Аллаха, уготованы мучительные страдания.

Somalice: 

waxaa ka mid ah (munaafiqiinta) kuwa dhiba nabiga oo dhaha waa wax walba maqle, waxaad dhahdaa waa Khayr maqlihiinna wuxuuna rumayn Eebe, wuxuuna u rumayn Mu'miniinta, waana u naxariista kuwa rumeeyey oo idinka mid ah, kuwa dhiba Rassulka Eebe waxay mudan cadaab daran.

Swahilice: 

Na miongoni mwao wapo wanao muudhi Nabii na kusema: Yeye huyu ni sikio tu. Sema: Basi ni sikio la kheri kwenu. Anamuamini Mwenyezi Mungu, na ana imani na Waumini, naye ni rehema kwa wanao amini miongoni mwenu. Na wanao muudhi Mtume wa Mwenyezi Mungu watapata adhabu chungu.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ بەزىلىرى پەيغەمبەرگە (سۆزى ۋە ھەرىكىتى ئارقىلىق) ئەزىيەت يەتكۈزىدۇ ۋە (پەيغەمبەرنى) «ئاڭلىغان نەرسىسىنىڭ ھەممىسىگە ئىشىنىدۇ» دەيدۇ. ئېيتقىنكى، «(دۇرۇس، ئۇ) سىلەرگە پايدىلىق سۆزلەرنى ئاڭلاپ ئىشىنىدۇ، اﷲ نىڭ سۆزلىرىگە ئىشىنىدۇ، مۆمىنلەرنىڭ سۆزىگە (ئۇلارنىڭ ئىخلاسىنى بىلگەنلىكتىن) ئىشىنىدۇ، ئۇ سىلەردىن ئىمان ئېيتقانلار ئۈچۈن رەھمەتتۇر» اﷲ نىڭ پەيغەمبىرىگە ئەزىيەت يەتكۈزىدىغانلار قاتتىق ئازابقا دۇچار بولىدۇ

Japonca: 

またかれらの中には,預言者を困らせて,「かれは(只の)耳です。」と言う者がある。言ってやるがいい。「かれはあなたがたのため,善いことの聞き手である,かれはアッラーを信仰し,信者たちを信頼する。またあなたがたの中の信仰する者のためには(アッラーからの)慈悲である。アッラーの使徒を悩ます者には,痛ましい懲罰がある。」

Arapça (Ürdün): 

«ومنهم» أي المنافقين «الذين يؤذون النبي» بعيبه وبنقل حديثه «ويقولن» إذا نُهوا عن ذلك لئلا يبلغه «هو أُذُنُ» أي يسمع كل قيل ويقبله فإذا حلفنا له أنَّا لم نقل صدَّقنا «قل» هو «أُذُن» مستمع «خيرٍ لكم» لا مستمع شر «يؤمن بالله ويؤمن» يصدق «للمؤمنين» فيما أخبروه به لا لغيرهم واللام زائدة للفرق بين إيمان التسليم وغيره «ورحمةٌ» بالرفع عطفا على أذن والجر عطفا على خير «للذين آمنوا منكم والذين يؤذون رسول الله لهم عذاب أليم».

Hintçe: 

और उसमें से बाज़ ऐसे भी हैं जो (हमारे) रसूल को सताते हैं और कहते हैं कि बस ये कान ही (कान) हैं (ऐ रसूल) तुम कह दो कि (कान तो हैं मगर) तुम्हारी भलाई सुन्ने के कान हैं कि ख़ुदा पर ईमान रखते हैं और मोमिनीन की (बातों) का यक़ीन रखते हैं और तुममें से जो लोग ईमान ला चुके हैं उनके लिए रहमत और जो लोग रसूले ख़ुदा को सताते हैं उनके लिए दर्दनाक अज़ाब हैं

Tayca: 

“และในหมู่พวกเขานั้นมีบรรดาผู้ที่ก่อความเดือดร้อนแก่นะบี โดยที่พวกเขากล่าวว่า เขาคือหู จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) ว่า คือหูแห่งความดีสำหรับพวกท่าน โดยที่ศรัทธาต่ออัลลอฮ์ และเชื่อถือต่อผู้ศรัทธาทั้งหลาย และเป็นการเอ็นดูเมตตา แก่บรรดาผู้ศรัทธาในหมู่พวกท่านและบรรดาผู้ที่ก่อความเดือดร้อนแก่ร่อซูลของอัลลอฮ์ นั้นพวกเขาจะได้รับการลงโทษอันเจ็บปวด”

İbranice: 

יש ביניהם (הצבועים) אלה אשר מציקים לנביא, ואומרים 'הוא מטה אוזן ומאמין לכל אחד'. אמור 'הוא אוזן המקשיבה לכל דבר טוב שאתם אומרים לו, והוא מאמין באלוהים, ומאמין למאמינים. גם הוא רב רחמים לאלה שהאמינו מבינכם. אך אלה המציקים לשליח אלוהים להם עונש כואב

Hırvatça: 

Ima ih koji uznemiravaju Vjerovjesnika i govore: "On je kao uho - vjeruje u sve što čuje!" Reci: "On je kao uho koje čuje ono što je dobro po vas, vjeruje u Allaha i vjeruje vjernicima, i milost je onima između vas koji vjeruju." A one koji Allahova Poslanika uznemiravaju čeka patnja bolna.

Rumence: 

Mulţi dintre ei îi fac rău trimisului spunând: “El este numai urechi.” Spune: “El este numai urechi pentru binele vostru. El crede în Dumnezeu şi are încredere în cei care cred. El este milostiv cu cei care cred dintre voi. Cei care fac vreun rău trimisu

Transliteration: 

Waminhumu allatheena yuthoona alnnabiyya wayaqooloona huwa othunun qul othunu khayrin lakum yuminu biAllahi wayuminu lilmumineena warahmatun lillatheena amanoo minkum waallatheena yuthoona rasoola Allahi lahum AAathabun aleemun

Türkçe: 

İçlerinden bazıları da o Peygamber'i incitirler ve şöyle derler: "O, her şeye kulak kesilir." De ki: "Hayır kulağıdır sizin için o; Allah'a iman eder, müminlere güvenir. İnananlarınız için de bir rahmettir o." Allah'ın resulüne eza edenler için korkunç bir azap öngörülmüştür.

Sahih International: 

And among them are those who abuse the Prophet and say, "He is an ear." Say, "[It is] an ear of goodness for you that believes in Allah and believes the believers and [is] a mercy to those who believe among you." And those who abuse the Messenger of Allah - for them is a painful punishment.

İngilizce: 

Among them are men who molest the Prophet and say, "He is (all) ear." Say, "He listens to what is best for you: he believes in Allah, has faith in the Believers, and is a Mercy to those of you who believe." But those who molest the Messenger will have a grievous penalty.

Azerbaycanca: 

(Münafiqlər içində) Peyğəmbəri incidib: “O (hamını dinləyən, hər sözü eşidib inanan) bir qulaqdır”,- deyənlər də var. De: “O qulaq sizin üçün bir ne’mətdir. Allaha da inanır, mö’minlərə də. O sizdən iman gətirənlər üçün rəhmətdir. Allahın Rəsuluna əzab verənləri isə şiddətli bir əzab gözləyir!”

Süleyman Ateş: 

İçlerinden bazıları da Peygamberi incitirler: "O, (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır." derler. De ki: "(O), sizin için hayır kulağıdır. Allah'a inanır, mü'minlere inanır. Sizden inananlar için de (O), bir rahmettir, Allah'ın Elçisini incitenlere acı bir azab vardır."

Diyanet Vakfı: 

(Yine o münafıklardan:) O (Peygamber, her söyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek peygamberi incitenler de vardır. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır. Çünkü o Allah'a inanır, müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah'ın Resulüne eziyet edenler için mutlaka elem verici bir azap vardır.

Erhan Aktaş: 

Onlardan bir kısmı, “O, bir kulaktır.(1)” diyerek, Nebi’yi incitiyorlar. De ki: “O, sizin için hayır kulağıdır.” O, Allah’a inanır ve Mü’minlere inanır. Îmân Edenler için bir rahmettir. Allah’ın Resûl’ünü incitenler için can yakıcı bir azâp vardır.

Kral Fahd: 

(Yine o münafıklardan:) O (Peygamber, her söyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek peygamberi incitenler de vardır. De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır. Çünkü o Allah'a inanır, müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah'ın Rasûlüne eziyet edenler için mutlaka elem verici bir azap vardır.

Hasan Basri Çantay: 

(Yine o münafıkların) içlerinde öyle kimseler vardır ki peygambere ezâ ederler (onu incitirler) ve: «O, (her söyleyeni dinleyen) bir kulakdır» derler. De ki: «O, sizin için bir hayır kulağıdır, Allaha inanır, mü´minler (in sözün) e inanır. İçinizden iman edenler için de bir rahmetdir o. Allahın Resulünü incitenler (yok mu? İşte) en acıklı azab onlarındır.

Muhammed Esed: 

(Hakkın düşmanları) arasında "O her söze kulak veriyor" diyerek Peygamberi yerip kınayanlar var. De ki: "(Evet,) o, hakkınızda hayırlı olanı (duyup dinlemek için) kulaklarını açık tutuyor. Allaha inanıp müminlere güveniyor; (çünkü) içinizde imana erişenler için (Allahın) rahmeti(nin bir tecellisi)dir o. Ve Allahın Elçisini yerip kınayan o kimselere gelince, (öte dünyada) pek çetin bir azap bekliyor böylelerini.

Gültekin Onan: 

İçlerinden Peygamberi incitenler ve: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yine münafıklardan öyleleri vardır ki, Peygamberi inicitiyorlar ve: “- O, her söyleneni dinliyen bir kulaktır.” diyorlar. De ki: “- O, sizin için bir hayır kulağıdır

Portekizce: 

Entre eles há aqueles que injuriam o Profeta e dizem: Ele é todo ouvidos. Dize-lhes: É todo ouvidos sim, mas para ovosso bem; crê em Deus, acredita nos fiéis e é uma misericórdia para aqueles que, de vós, crêem! Mas aqueles queinjuriarem o Mensageiro de Deus sofrerão um doloroso castigo.

İsveççe: 

OCH DET finns de bland dem som förtalar Profeten och [spydigt] säger: "Han är idel öra." Säg: "Ja, han är idel öra [för det som gäller] ert bästa. Han tror på Gud [och Hans ord] och han litar på de troendes uppriktighet och [genom honom flödar] nåd över dem av er som har tron. Men på dem som talar illa om Guds Sändebud [väntar] ett plågsamt straff."

Farsça: 

و از منافقان کسانی هستند که همواره پیامبر را آزار می دهند، و می گویند: شخص زود باور و نسبت به سخن این و آن سراپا گوش است. بگو: او در جهت مصلحت شما سراپا گوش و زود باور خوبی است، به خدا ایمان دارد و فقط به مؤمنان اعتماد می ورزد، و برای کسانی از شما که ایمان آورده اند، رحمت است، و برای آنانکه همواره پیامبر خدا را آزار می دهند، عذابی دردناک است.

Kürtçe: 

وە لەو ناپاکانەدا کەسانێک ھەیە کە ئازاری پێغەمبەر ﷺ دەدەن و دەڵێن ئەو خۆش باوەڕ و گوێگرە بۆ ھەموو شت تۆش بڵێ گوێگری چاکەیە (کە قازانجە) بۆتان باوەڕی ھەیە بەخوا و باوەڕی بەئیمانداران ھەیە و میھرەبانیە بۆ ئەوانەی بڕوایان ھێناوە لە ئێوه، وە ئەوانەی کە ئازاری پێغەمبەری خوا ﷺ دەدەن سزایەکی ئازاردەریان بۆ ھەیە

Özbekçe: 

Улардан Пайғамбарга озор берадиган ва: «У қулоқдир» дейдиганлар бор. Сен: «У сизга яхшилик нарсаларга қулоқдир. Аллоҳга иймон келтирадир, мўминларга ишонадир, сизлардан иймон келтирганларга раҳматдир. Аллоҳнинг Расулига озор берадиганларга аламли азоб бордир», деб айт. (Пайғамбаримиз (с. а. в.) ҳамма билан яхши муомалада бўлардилар. Ҳамманинг дардига қулоқ осар эдилар. Мунофиқлар бу юксак одоб намунасидан ҳам эгри хулоса чиқариб, моғор босган қалблари ҳиқду ҳасадга тўлиб, фитна гап ўйлаб чиқардилар. Пайғамбаримизга (с. а. в.) «қулоқ» деб лақаб қўйдилар.)

Malayca: 

Dan di antara mereka (yang munafik itu) ada orang-orang yang menyakiti Nabi sambil mereka berkata: "Bahawa dia (Nabi Muhammad) orang yang suka mendengar (dan percaya pada apa yang didengarnya)". Katakanlah: "Dia mendengar (dan percaya) apa yang baik bagi kamu, ia beriman kepada Allah dan percaya kepada orang mukmin, dan ia pula menjadi rahmat bagi orang-orang yang beriman di antara kamu". Dan orang-orang yang menyakiti Rasulullah itu, bagi mereka azab seksa yang tidak terperi sakitnya.

Arnavutça: 

Ka asosh që e shqetësojnë Pejgamberin dhe thonë: “Ai është vesh (dëgjon çdo gjë që i thuhet)”. Thuaj (o Muhammed): “Ai dëgjon atë që është e mirë për ju, beson në Perëndinë dhe u beson besimtarëve. Dhe ai është mëshirë për ata që besojnë”. E, ata që e shqetësojnë Profetin e Perëndisë, i pret ndëshkim i dhembshëm.

Bulgarca: 

Сред тях са и онези, които обиждат Пророка и казват: “Той надава ухо за всичко.” Кажи: “Ухо за ваше добро.” Той вярва в Аллах и вярва на вярващите, и е милост за онези от вас, които вярват. А за онези, които обиждат Пратеника на Аллах, за тях има болезне

Sırpça: 

Има их који узнемиравају Веровесника и говоре: „Он је као уво - верује у све што чује!“ Реци: „Он је као уво које чује оно што је добро по вас, верује у Аллаха и верује верницима, и милост је онима између вас који верују.“ А оне који Аллаховог Посланика узнемиравају чека болна патња.

Çekçe: 

A jsou mezi nimi ti, kdož urážejí proroka a říkají: 'On je jenom uchem!' Odpověz: 'On je uchem dobra pro vás, on věří v Boha a má víru ve věřící a je milosrdenstvím pro ty z vás, kdož uvěřili; však pro ty, kdož uráželi posla Božího, je připraven trest bo

Urduca: 

ان میں سے کچھ لوگ ہیں جو اپنی باتوں سے نبی کو دکھ دیتے ہیں اور کہتے ہیں کہ یہ شخص کانوں کا کچا ہے کہو، "وہ تمہاری بھلائی کے لیے ایسا ہے، اللہ پر ایمان رکھتا ہے اور اہل ایمان پر اعتماد کرتا ہے اور سراسر رحمت ہے ان لوگوں کے لیے جو تم میں سے ایماندار ہیں اور جو لوگ اللہ کے رسول کو دکھ دیتے ہیں ان کے لیے دردناک سزا ہے"

Tacikçe: 

Баъзе аз онҳо паёмбарро меозоранду мегӯянд, ки ӯ ба сухани ҳар кас гӯш медиҳад. Бигӯ: «Ӯ барои шумо шунавандаи сухани хайр аст. Ба Худо имон дорад ва мӯъминонро бовар дорад ва раҳматест барои онҳое, ки имон овардаанд. Ва онон, ки расули Худоро биёзоранд, ба шиканҷае дардовар гирифтор хоҳанд шуд.

Tatarca: 

Монафикълардан расүл г-мне теле белән рәнҗетүче кешеләр әйтәләр: "Ул нәрсә ишетсә шуңа ышанучан", – дип. Син аларга әйт: "Сезнең хәерле сүзләрегезне генә ишетеп ышанучыдыр, әмма сез әйткәнчә ни ишетсә, шуңа ышанучы түгел, Аллаһуга вә мөэминнәргә ышаныр вә Сезләрдән мөэмин булганнарга рәхмәттер, әмма расүллаһны рәнҗетүчеләргә рәнҗеткүче ґәзаб булачак".

Endonezyaca: 

Di antara mereka (orang-orang munafik) ada yang menyakiti Nabi dan mengatakan: "Nabi mempercayai semua apa yang didengarnya". Katakanlah: "Ia mempercayai semua yang baik bagi kamu, ia beriman kepada Allah, mempercayai orang-orang mukmin, dan menjadi rahmat bagi orang-orang yang beriman di antara kamu". Dan orang-orang yang menyakiti Rasulullah itu, bagi mereka azab yang pedih.

Amharca: 

ከእነሱም (ከመናፍቃን) እነዚያ ነቢዩን የሚያሰቃዩ «እርሱም ጆሮ ነው» (ወሬ ሰሚ ነው) የሚሉ አልሉ በላቸው፡፡ ለእናንተ የበጎ (ወሬ) ሰሚ ነው፡፡ በአላህ ያምናል፣ ምእምናንንም ያምናቸዋል፣ ከእናንተም ውስጥ ለነዚያ ላመኑት እዝነት ነው፡፡ እነዚያም የአላህን መልክተኛ የሚያሰቃዩ ለነሱ አሳማሚ ቅጣት አላቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், “அவர் (அனைத்தையும் செவியேற்கும்) ஒரு காது” என்று கூறி நபியை இகழ்பவர்களும் அவர்களில் உள்ளனர். (நபியே!) கூறுவீராக: “(அவர்) உங்களுக்கு நல்ல(தை செவியுறுகின்ற) காது ஆவார். அவர் அல்லாஹ்வை நம்பிக்கை கொள்கிறார். இன்னும், நம்பிக்கையாளர்க(ள் கூறும் செய்திக)ளை ஏற்றுக் கொள்கிறார். இன்னும், உங்களில் நம்பிக்கை கொண்டவர்களுக்கு கருணையாக இருக்கிறார்.” இன்னும், எவர்கள் அல்லாஹ்வின் தூதரை இகழ்கிறார்களோ, துன்புறுத்தக்கூடிய தண்டனை அவர்களுக்கு உண்டு.

Korece: 

그들 가운데 선지자를 괴를 히려 그분은 귀가 있는가 또 그는들은대로 모든 것을 믿는 사람이 아닌가 라고 묻는 자 있으니 일러가로되 그는 하나님을 믿고 믿음 이 있는 사람들을 위해 복음만 들으시는 분이시라 믿는 사람들에 게는 은헤가 있을 것이오 하나님 의 선지자를 괴롭힌 자에게는 고 통스러운 벌이 있으리라

Vietnamca: 

Trong bọn chúng (những kẻ giả tạo đức tin) có kẻ đã xúc phạm Nabi (Muhammad). Chúng nói rằng Y là kẻ chỉ biết nghe theo chứ không phân biệt đúng sai. Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nói (với chúng): “(Vị Thiên Sứ của Allah) chỉ nghe những điều tốt cho các ngươi, Y tin nơi Allah và tin (những gì mà) những người có đức tin đã cho Y biết; và Y là một hồng phúc dành cho những ai có đức tin. Còn những kẻ nào xúc phạm Thiên Sứ của Allah chắc chắn sẽ bị trừng phạt đau đớn.”