Arapça:
فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Çeviriyazı:
feeḫaẕethümü-rracfetü feaṣbeḥû fî dârihim câŝimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken o (müthiş) sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Diyanet İşleri:
Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken, şiddetli bir depremle azaba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helak olup gittiler.
Şaban Piriş:
Onları dehşetli bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküp kaldılar.
Edip Yüksel:
Bunun üzerine onları bir sarsıntı yakaladı da evlerinde diz üstü çöküverdiler.
Ali Bulaç:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Suat Yıldırım:
Derken şiddetli bir deprem onları kıskıvrak yakaladı ve derhal oldukları yerde çökekaldılar. [11,94; 26,189]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Derken onları şiddetli bir zelzele yakaladı da yurtlarında diz üstü çöken kimseler oldular.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.
Bekir Sadak:
Eger kasabalarin halki inanmis ve Bize karsi gelmekten sakinmis olsalardi, onlara gogun ve yerin bolluklarini verirdik. Ama yalanladilar
İbni Kesir:
Bunun üzerine onları sarsıntı yakalayıverdi. Ve yurtlarında dizüstü çökenler oldular.
Adem Uğur:
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.
İskender Ali Mihr:
Böylece şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı. Bunun üzerine kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.
Celal Yıldırım:
(91-92) Bunun üzerine onları müthiş sarsıntı yakalayıverdi ve (böylece) kendi yurtlarında oldukları yerde dizüstü çöküp kaldılar
Tefhim ul Kuran:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Fransızca:
Alors le tremblement (de terre) les saisit; et les voilà étendus, gisant dans leurs demeures.
İspanyolca:
Les sorprendió el Temblor y amanecieron muertos en sus casas.
İtalyanca:
Li colse il cataclisma e al mattino giacquero prostrati nelle loro dimore.
Almanca:
Dann ergriff sie das Beben und sie wurden in ihrem Wohnort zu leblosen Körpern.
Çince:
于是,地震袭击了他们,顷刻之间,他们都僵卧在各人的家里。
Hollandaca:
Daarom verraste hen een storm van den hemel, en des ochtends werden zij, in hunne woningen, dood en voorover liggende gevonden.
Rusça:
Их постигло землетрясение, и они оказались повергнуты ниц в своих домах.
Somalice:
Waxaase qabtay Gariir waxayna ahaayeen kuwo Guryahoodii ku Dhintay (Iyagoo lagdan).
Swahilice:
Basi tetemeko la ardhi likawanyakua, na wakaamkia majumbani mwao wamejifudikiza, wamekwisha kufa.
Uygurca:
ئۇلارغا قاتتىق زىلزىلە يۈزلەندى، ئۇلار ئۆيلىرىدە ئولتۇرغان پېتى قېتىپ قالدى
Japonca:
それで大地震がかれらを襲い,かれらはその家の中に平伏していた。
Arapça (Ürdün):
«فأخذتهم الرجفة» الزلزلة الشديدة «فأصبحوا في دارهم جاثمين» باركين على الركب ميِّتين.
Hintçe:
ग़रज़ उन लोगों को ज़लज़ले ने ले डाला बस तो वह अपने घरों में औन्धे पड़े रह गए
Tayca:
“แล้วความไหวอย่างแรงของแผ่นดินก็ได้คร่าพวกเขา แล้วพวกเขาก็กลายเป็นผู้นั่งคุกเข่าตายในบ้านของพวกเขา”
İbranice:
אז תקפה אותם הרעידה הקשה והם היו לגופות של מתים מוטלים בבתיהם
Hırvatça:
I zadesi ih potom strašan potres i oni osvanuše u zemlji svojoj mrtvi, nepomični.
Rumence:
Zguduitura i-a luat. A doua zi zăceau în casele lor.
Transliteration:
Faakhathathumu alrrajfatu faasbahoo fee darihim jathimeena
Türkçe:
Bunun üzerine o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.
Sahih International:
So the earthquake seized them, and they became within their home [corpses] fallen prone.
İngilizce:
But the earthquake took them unawares, and they lay prostrate in their homes before the morning!
Azerbaycanca:
Elə bu zaman onları dəhşətli bir sarsıntı (yerdən zəlzələ, göydən tükürpədici bir səs) bürüdü və onlar öz evlərində diz üstə düşüb qaldılar (bir göz qırpımında həlak oldular).
Süleyman Ateş:
Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Diyanet Vakfı:
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.
Erhan Aktaş:
Derken şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar.
Kral Fahd:
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.
Hasan Basri Çantay:
Bunun üzerine onları o müdhiş zelzele yakalayıverdi de yurdlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.
Muhammed Esed:
Derken, bir deprem onların işini bitirdi: kendi evlerinde cansız olarak yere serilip kaldılar.
Gültekin Onan:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Ali Fikri Yavuz:
Nihayet onları, o korkunç zelzele (sarsıntı) yakalayıverdi. Böylece evlerinde çöküp helâk oldular.
Portekizce:
Então, fulminou-os um terremoto, e a manhã encontrou-os jacentes em seus lares.
İsveççe:
Men ett jordskalv drabbade dem och morgonen fann dem liggande framstupa på marken i sina hem -
Farsça:
پس زلزله ای سخت آنان را فراگرفت و در خانه هایشان [به رو درافتاده] جسمی بی جان شدند!
Kürtçe:
جا بەھۆی ئەوە, وە بومەلەرزەیەکی توند لێیدان ھەموویان لەماڵەکانیاندا لەناوچوون (بێ گیان و جووڵە کەوتن)
Özbekçe:
Бас, уларни шиддатли зилзила олди ва жойларида ўтириб қолдилар.
Malayca:
Maka mereka dibinasakan oleh gempa, lalu menjadilah mereka mayat-mayat yang tersungkur di tempat masing-masing.
Arnavutça:
Dhe i goditi ata tërmeti katastrofal, e mbetën të vdekur në shtëpitë e tyre, të shtangur.
Bulgarca:
И ги обхвана сътресението, и осъмнаха безжизнени в домовете си.
Sırpça:
И задеси их потом страшан потрес и они освануше у земљи својој мртви, непомични.
Çekçe:
A postihlo je zemětřesení a nazítří zrána leželi v domech svých tvářemi k zemi
Urduca:
مگر ہوا یہ کہ ایک دہلا دینے والی آفت نے اُن کو آ لیا اور وہ اپنے گھروں میں اوندھے پڑے کے پڑے رہ گئے
Tacikçe:
Пас зилзилае сахт ононро фурӯ гирифт ва дар хонаҳои худ бар ҷой мурданд.
Tatarca:
Ул кәферләрнең башына зилзилә купты вә өйләреннән дә чыга алмыйча бөгелеп төшеп һәлак булдылар.
Endonezyaca:
Kemudian mereka ditimpa gempa, maka jadilah mereka mayat-mayat yang bergelimpangan di dalam rumah-rumah mereka,
Amharca:
ወዲያውም የምድር መንቀጥቀጥ (ጩኸትም) ያዘቻቸው፡፡ በከተማቸውም ውስጥ ተንከፍርረው አነጉ፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர்களை (கடும்) நிலநடுக்கம் பிடித்தது. ஆக, அவர்கள் தங்கள் பூமியில் இறந்தவர்களாக காலையை அடைந்தனர்.
Korece:
그때 땅이 진동하며그들을 덮치니 그들은 시체가 되어 넘어 지더라
Vietnamca:
Thế là một trận động đất kinh hoàng đã bắt lấy chúng khiến chúng trở thành những cái xác trong chính ngôi nhà của chúng.
Ayet Linkleri: