Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

91

Ayet No: 

1045

Sayfa No: 

162

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ

Çeviriyazı: 

feeḫaẕethümü-rracfetü feaṣbeḥû fî dârihim câŝimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Derken o (müthiş) sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

Diyanet İşleri: 

Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken, şiddetli bir depremle azaba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helak olup gittiler.

Şaban Piriş: 

Onları dehşetli bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküp kaldılar.

Edip Yüksel: 

Bunun üzerine onları bir sarsıntı yakaladı da evlerinde diz üstü çöküverdiler.

Ali Bulaç: 

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Suat Yıldırım: 

Derken şiddetli bir deprem onları kıskıvrak yakaladı ve derhal oldukları yerde çökekaldılar. [11,94; 26,189]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Derken onları şiddetli bir zelzele yakaladı da yurtlarında diz üstü çöken kimseler oldular.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.

Bekir Sadak: 

Eger kasabalarin halki inanmis ve Bize karsi gelmekten sakinmis olsalardi, onlara gogun ve yerin bolluklarini verirdik. Ama yalanladilar

İbni Kesir: 

Bunun üzerine onları sarsıntı yakalayıverdi. Ve yurtlarında dizüstü çökenler oldular.

Adem Uğur: 

Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.

İskender Ali Mihr: 

Böylece şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı. Bunun üzerine kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

Celal Yıldırım: 

(91-92) Bunun üzerine onları müthiş sarsıntı yakalayıverdi ve (böylece) kendi yurtlarında oldukları yerde dizüstü çöküp kaldılar

Tefhim ul Kuran: 

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Fransızca: 

Alors le tremblement (de terre) les saisit; et les voilà étendus, gisant dans leurs demeures.

İspanyolca: 

Les sorprendió el Temblor y amanecieron muertos en sus casas.

İtalyanca: 

Li colse il cataclisma e al mattino giacquero prostrati nelle loro dimore.

Almanca: 

Dann ergriff sie das Beben und sie wurden in ihrem Wohnort zu leblosen Körpern.

Çince: 

于是,地震袭击了他们,顷刻之间,他们都僵卧在各人的家里。

Hollandaca: 

Daarom verraste hen een storm van den hemel, en des ochtends werden zij, in hunne woningen, dood en voorover liggende gevonden.

Rusça: 

Их постигло землетрясение, и они оказались повергнуты ниц в своих домах.

Somalice: 

Waxaase qabtay Gariir waxayna ahaayeen kuwo Guryahoodii ku Dhintay (Iyagoo lagdan).

Swahilice: 

Basi tetemeko la ardhi likawanyakua, na wakaamkia majumbani mwao wamejifudikiza, wamekwisha kufa.

Uygurca: 

ئۇلارغا قاتتىق زىلزىلە يۈزلەندى، ئۇلار ئۆيلىرىدە ئولتۇرغان پېتى قېتىپ قالدى

Japonca: 

それで大地震がかれらを襲い,かれらはその家の中に平伏していた。

Arapça (Ürdün): 

«فأخذتهم الرجفة» الزلزلة الشديدة «فأصبحوا في دارهم جاثمين» باركين على الركب ميِّتين.

Hintçe: 

ग़रज़ उन लोगों को ज़लज़ले ने ले डाला बस तो वह अपने घरों में औन्धे पड़े रह गए

Tayca: 

“แล้วความไหวอย่างแรงของแผ่นดินก็ได้คร่าพวกเขา แล้วพวกเขาก็กลายเป็นผู้นั่งคุกเข่าตายในบ้านของพวกเขา”

İbranice: 

אז תקפה אותם הרעידה הקשה והם היו לגופות של מתים מוטלים בבתיהם

Hırvatça: 

I zadesi ih potom strašan potres i oni osvanuše u zemlji svojoj mrtvi, nepomični.

Rumence: 

Zguduitura i-a luat. A doua zi zăceau în casele lor.

Transliteration: 

Faakhathathumu alrrajfatu faasbahoo fee darihim jathimeena

Türkçe: 

Bunun üzerine o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.

Sahih International: 

So the earthquake seized them, and they became within their home [corpses] fallen prone.

İngilizce: 

But the earthquake took them unawares, and they lay prostrate in their homes before the morning!

Azerbaycanca: 

Elə bu zaman onları dəhşətli bir sarsıntı (yerdən zəlzələ, göydən tükürpədici bir səs) bürüdü və onlar öz evlərində diz üstə düşüb qaldılar (bir göz qırpımında həlak oldular).

Süleyman Ateş: 

Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

Diyanet Vakfı: 

Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.

Erhan Aktaş: 

Derken şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar.

Kral Fahd: 

Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.

Hasan Basri Çantay: 

Bunun üzerine onları o müdhiş zelzele yakalayıverdi de yurdlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.

Muhammed Esed: 

Derken, bir deprem onların işini bitirdi: kendi evlerinde cansız olarak yere serilip kaldılar.

Gültekin Onan: 

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Ali Fikri Yavuz: 

Nihayet onları, o korkunç zelzele (sarsıntı) yakalayıverdi. Böylece evlerinde çöküp helâk oldular.

Portekizce: 

Então, fulminou-os um terremoto, e a manhã encontrou-os jacentes em seus lares.

İsveççe: 

Men ett jordskalv drabbade dem och morgonen fann dem liggande framstupa på marken i sina hem -

Farsça: 

پس زلزله ای سخت آنان را فراگرفت و در خانه هایشان [به رو درافتاده] جسمی بی جان شدند!

Kürtçe: 

جا بەھۆی ئەوە, وە بومەلەرزەیەکی توند لێیدان ھەموویان لەماڵەکانیاندا لەناوچوون (بێ گیان و جووڵە کەوتن)

Özbekçe: 

Бас, уларни шиддатли зилзила олди ва жойларида ўтириб қолдилар.

Malayca: 

Maka mereka dibinasakan oleh gempa, lalu menjadilah mereka mayat-mayat yang tersungkur di tempat masing-masing.

Arnavutça: 

Dhe i goditi ata tërmeti katastrofal, e mbetën të vdekur në shtëpitë e tyre, të shtangur.

Bulgarca: 

И ги обхвана сътресението, и осъмнаха безжизнени в домовете си.

Sırpça: 

И задеси их потом страшан потрес и они освануше у земљи својој мртви, непомични.

Çekçe: 

A postihlo je zemětřesení a nazítří zrána leželi v domech svých tvářemi k zemi

Urduca: 

مگر ہوا یہ کہ ایک دہلا دینے والی آفت نے اُن کو آ لیا اور وہ اپنے گھروں میں اوندھے پڑے کے پڑے رہ گئے

Tacikçe: 

Пас зилзилае сахт ононро фурӯ гирифт ва дар хонаҳои худ бар ҷой мурданд.

Tatarca: 

Ул кәферләрнең башына зилзилә купты вә өйләреннән дә чыга алмыйча бөгелеп төшеп һәлак булдылар.

Endonezyaca: 

Kemudian mereka ditimpa gempa, maka jadilah mereka mayat-mayat yang bergelimpangan di dalam rumah-rumah mereka,

Amharca: 

ወዲያውም የምድር መንቀጥቀጥ (ጩኸትም) ያዘቻቸው፡፡ በከተማቸውም ውስጥ ተንከፍርረው አነጉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்களை (கடும்) நிலநடுக்கம் பிடித்தது. ஆக, அவர்கள் தங்கள் பூமியில் இறந்தவர்களாக காலையை அடைந்தனர்.

Korece: 

그때 땅이 진동하며그들을 덮치니 그들은 시체가 되어 넘어 지더라

Vietnamca: 

Thế là một trận động đất kinh hoàng đã bắt lấy chúng khiến chúng trở thành những cái xác trong chính ngôi nhà của chúng.