Arapça:
قَالَ الْمَلَأُ مِن قَوْمِهِ إِنَّا لَنَرَاكَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Çeviriyazı:
ḳâle-lmeleü min ḳavmihî innâ lenerâke fî ḍalâlim mübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kavminden ileri gelenler dediler ki: "Biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz".
Diyanet İşleri:
Milletinin ileri gelenleri: "Biz senin apaçık sapıklıkta olduğunu görüyoruz" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kavminden ileri gelenler, şüphe yok ki dediler, biz seni apaçık bir sapıklık içine dalmış görmedeyiz.
Şaban Piriş:
Kavminin ileri gelenleri: Biz, seni açıkça bir dalalet içinde görüyoruz.” dediler.
Edip Yüksel:
Halkının ileri gelenleri, "Seni apaçık bir sapıklık içinde gürüyoruz," dediler.
Ali Bulaç:
Kavminin önde gelenleri: "Gerçekte biz seni açıkça bir 'şaşırmışlık ve sapmışlık' içinde görüyoruz" dediler.
Suat Yıldırım:
Halkının söz sahibi yetkilileri: “Biz seni besbelli bir sapıklık içinde görüyoruz!” dediler. [83,32; 46,11]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Kavminden ileri gelen bir cemaat dedi ki: «Şüphe yok biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Toplumunun kodamanları dediler ki: "Vallahi biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz."
Bekir Sadak:
Ad milletine de, kardesleri Hud´u gonderdik «Ey milletim! Allah´a kulluk edin, O´ndan baska tanriniz yoktur karsi gelmekten sakinmaz misiniz?» dedi.
İbni Kesir:
Kavminden ileri gelenler de dedi ki: Biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz.
Adem Uğur:
Kavminden ileri gelenler dediler ki: Biz seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz!
İskender Ali Mihr:
Kavminin ileri gelenleri: “Muhakkak ki
Celal Yıldırım:
Kavminden ileri gelenler Ona : Doğrusu biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz, dediler.
Tefhim ul Kuran:
Kavminin önde gelenleri: «Gerçekte biz seni açıkça bir ´şaşırmışlık ve sapmışlık´ içinde görmekteyiz» dediler.
Fransızca:
Les notables de son peuple dirent : "Nous te voyons dans un égarement manifeste".
İspanyolca:
Los dignatarios de su pueblo dijeron: «Sí, vemos que estás evidentemente extraviado».
İtalyanca:
I notabili del suo popolo dissero: «Ti vediamo manifestamente sviato».
Almanca:
Die Entscheidungsträger seiner Leute sagten: "Gewiß, wir sehen dich doch im offenkundigen Irrtum."
Çince:
他的宗族中的众领袖说:我们的确认为你是在明显的迷误中的。
Hollandaca:
De opperhoofden van zijn volk antwoordden hem: Wij zien dat gij in eene grove dwaling verkeert.
Rusça:
Знатные люди из его народа сказали: "Мы видим, что ты находишься в очевидном заблуждении".
Somalice:
Waxay Dheheen Madaxdii Qoomkiisa ka mid ahayd waxaan kugu Aragnaa Baadi Cad.
Swahilice:
Wale watukufu katika kaumu yake wakasema: Hakika sisi tunakuona wewe umo katika upotofu ulio dhaahiri.
Uygurca:
قەۋمىنىڭ چوڭلىرى: ‹‹بىز سېنى ھەقىقەتەن روشەن گۇمراھلىقتا كۆرۈمىز›› دېدى
Japonca:
かれの民の長老たちは言った。「本当にわたしたちは,あなたが明らかに間違っていると思う。」
Arapça (Ürdün):
«قال الملأ» الأشراف «من قومه إنا لنراك في ضلالٍ مبين» بيَّن.
Hintçe:
तो उनकी क़ौम के चन्द सरदारों ने कहा हम तो यक़ीनन देखते हैं कि तुम खुल्लम खुल्ला गुमराही में (पड़े) हो
Tayca:
“บรรดาชนชั้นนำในหมู่ประชาชนของเขา ได้กล่าวว่า แท้จริงเขาเห็นท่านอยู่ในความหลงผิดอันชัดแจ้ง
İbranice:
אך נכבדי עמו אמרו 'אנו רואים שאתה תועה תעייה מוחלטת
Hırvatça:
A glavešine naroda njegova odgovarale su: "Mi smatramo da si ti, doista, u potpunoj zabludi."
Rumence:
Căpeteniile poporului său spuseră: “Noi te vedem rătăcit de-a binelea.”
Transliteration:
Qala almalao min qawmihi inna lanaraka fee dalalin mubeenin
Türkçe:
Toplumunun kodamanları dediler ki: "Vallahi biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz."
Sahih International:
Said the eminent among his people, "Indeed, we see you in clear error."
İngilizce:
The leaders of his people said: "Ah! we see thee evidently wandering (in mind)."
Azerbaycanca:
Tayfasının başçıları ona! “Biz səni (haqq yoldan) açıq-aydın azmış görürük!, - deyə cavab verdilər.
Süleyman Ateş:
Kavminden ileri gelenler dediler ki: "Biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz!"
Diyanet Vakfı:
Kavminden ileri gelenler dediler ki: Biz seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz!
Erhan Aktaş:
Halkının meleleri:(1) “Biz, seni kesin bir sapkınlık içinde görüyoruz.” dediler.
Kral Fahd:
Kavminden ileri gelenler dediler ki: Biz seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz!
Hasan Basri Çantay:
Kavminden ileri gelenler de şöyle dedi: «Biz seni hiç şübhesiz apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz».
Muhammed Esed:
Kavmi içinden önde gelenler: "Doğrusu, biz senin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu görüyoruz!" diye karşılık verdiler.
Gültekin Onan:
Kavminin önde gelenleri: "
Ali Fikri Yavuz:
Kavminin büyükleri, ona şöyle cevap verdiler: “- Biz, seni cidden apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz.”
Portekizce:
Os chefes, dentre seus povos, disseram: Vemos-te em um erro evidente.
İsveççe:
Folkets äldste svarade: "Vi anser att du helt misstar dig."
Farsça:
اشراف و سران قومش گفتند: مسلماً ما تو را در گمراهی آشکار می بینیم!
Kürtçe:
کاربەدەست و دەسەڵاتدارانی گەلەکەی ووتیان بەڕاستی ئێمە تۆ لەگومڕاییەکی ئاشکرادا دەبینین
Özbekçe:
Унинг қавмидан бўлган зодагонлар: «Албатта, биз сени очиқ-ойдин залолатда эканингни кўряпмиз», дедилар. (Ҳар бир қавмнинг ўз зодагонлари бўлади. Уларни зодагон қилган уларнинг мол-дунёси, пули, куч-қудрати, маккорлиги ва устамонлиги бўлади. Бу зотлар қавм номидан гапириш ҳаққини ўзларига ўзлари берганлар. Шу тоифа зодагонлар Нуҳ (а. с.) қавмларида ҳам бор эди.)
Malayca:
Ketua-ketua dari kaumnya berkata: "Sesungguhnya kami nampakmu (wahai Nuh) berada dalam kesesatan yang nyata".
Arnavutça:
Paria e popullit të tij thanë: “Na me të vërtetë, të shohim ty në humbje të madhe”.
Bulgarca:
Знатните от неговия народ казаха: “Виждаме, че си в явна заблуда.”
Sırpça:
А главари његовог народа одговарали су: „Ми сматрамо да си ти, заиста, у потпуној заблуди.“
Çekçe:
Však velmoži z lidu jeho řekli: 'My vidíme, žes věru upadl do bludu zjevného.'
Urduca:
اس کی قوم کے سرداروں نے جواب دیا "ہم کو تو یہ نظر آتا ہے کہ تم صریح گمراہی میں مبتلا ہو"
Tacikçe:
Бузургони қавмаш гуфтанд: «Ту] ро ба ошкоро дар гумроҳӣ мебинем».
Tatarca:
Нух кауменең аксакаллары әйтте: "Ий Нух! Без сине тәхкыйк адашкансың дип күрәбез", – дип.
Endonezyaca:
Pemuka-pemuka dari kaumnya berkata: "Sesungguhnya kami memandang kamu berada dalam kesesatan yang nyata".
Amharca:
ከሕዝቦቹ (የካዱት) መሪዎቹ፡- «እኛ በግልጽ መሳሳት ውስጥ ኾነህ በእርግጥ እናይሃለን» አሉት፡፡
Tamilce:
அவருடைய சமுதாயத்திலிருந்து முக்கிய பிரமுகர்கள் கூறினார்கள்: “(நூஹே!) உம்மை தெளிவான வழிகேட்டில் நிச்சயமாக நாம் காண்கிறோம்.”
Korece:
이때 백성의 족장들이 말하 길 우리가 지켜보리니 당신께서 분명히 그룻되어 있습니다 라고 하매
Vietnamca:
Những tên lãnh đạo và cầm quyền trong đám dân của (Nuh) bảo Y: “Bọn ta thấy ngươi mới thực sự là kẻ lầm lạc.”
Ayet Linkleri: