Arapça:
قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُم بِشَرٍّ مِّن ذَٰلِكَ مَثُوبَةً عِندَ اللَّهِ ۚ مَن لَّعَنَهُ اللَّهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَ ۚ أُولَٰئِكَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضَلُّ عَن سَوَاءِ السَّبِيلِ
Çeviriyazı:
ḳul hel ünebbiüküm bişerrim min ẕâlike meŝûbeten `inde-llâh. mel le`anehü-llâhü vegaḍibe `aleyhi vece`ale minhümü-lḳiradete velḫanâzîra ve`abede-ṭṭâgût. ülâike şerrum mekânev veeḍallü `an sevâi-ssebîl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır".
Diyanet İşleri:
Allah katında bundan daha kötü bir karşılığın bulunduğunu size haber vereyim mi? de, Allah kime lanet ve gazab ederse, kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana kullar kılarsa, işte onlar yeri en kötü ve doğru yoldan en çok sapmış olanlardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Bundan daha fena olanları, Allah'ın cezasına uğramış bulunanları haber vereyim mi size? Allah'ın lanet ettiği, gazabına uğrattığı, içlerinden bir kısmını maymun ve domuz şekline soktuğu kişiler ve Şeytan'a tapanlar. İşte bunlardır yeri daha kötü olanlar, doğru yoldan daha fazla sapmış bulunanlar.
Şaban Piriş:
De ki: Allah katında bundan daha kötü bir karşılığın bulunduğunu size haber vereyim mi? Allah kime lanet eder ve ona gazap ederse, kimlerden maymunlar, domuzlar ve tağuta ibadet edenler kılarsa, işte onlar yeri en kötü ve doğru yoldan en sapık olanlardır.
Edip Yüksel:
De: "ALLAH katında bundan daha kötü bir durumu size bildireyim mi? ALLAH kime lanet ve gazap ederek maymunlar, domuzlar, putperestler haline sokmuşsa, işte o kimseler yer bakımından daha kötü ve doğru yoldan en çok sapmış olanlardır.
Ali Bulaç:
De ki: "Allah Katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır."
Suat Yıldırım:
De ki: “Allah katında bir ceza olarak bundan daha beterini bildireyim mi?O kimseler ki Allah onlara lânet etmiş, gazabına uğratmış, içlerinden bir kısmını maymun, domuz ve tâgut'a tapan kimseler yapmıştır. Yerleri en fena olanlar, doğru yoldan büsbütün sapanlar, işte onlardır.” [2,65; 85,8; 9,74]
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «Allah Teâlâ´nın indinde cezaca kendisinden daha şerlisini size haber vereyim mi? O kimse ki, Allah Teâlâ ona lânet etti ve üzerine gazabta bulundu ve onlardan maymunlar ve hınzırlar ve Cenâb-ı Hak´tan başkasına tapanlar yaptı. İşte bunlar mevkice daha şerli, düz yoldan daha sapık kimselerdir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar."
Bekir Sadak:
Yahudiler, «Allah´in eli sikidir» dediler
İbni Kesir:
De ki: Allah katında bundan daha kötü bir cezanın bulunduğunu size haber vereyim mi? O kimse ki
Adem Uğur:
De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah´ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.
İskender Ali Mihr:
De ki
Celal Yıldırım:
De ki: Allah yanında ceza olarak bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi ? Allah´ın lanetlediği, gazab ettiği ve kendilerinden maymun ve domuz yaptığı ve Tâğût´a tapan kimseler (var ya), işte onlar yer ve makam itibariyle daha şer ve düz yoldan daha çok sapmışlardır.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Allah katında, ´kesinleşmiş bir ceza olarak´ bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah´ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar
Fransızca:
Dis : "Puis-je vous informer de ce qu'il y a de pire, en fait de rétribution auprès d'Allah ? Celui qu'Allah a maudit, celui qui a encouru Sa colère, et ceux dont Il a fait des singes, des porcs, et de même, celui qui a adoré le Tagut, ceux-là ont la pire des places et sont les plus égarés du chemin droit" .
İspanyolca:
Di: «No sé si informaros de algo peor aún que eso respecto a una retribución junto a Alá. Los que Alá ha maldecido, los que han incurrido en Su ira, los que Él ha convertido en monos y cerdos, los que han servido a los taguts, ésos son los que se encuentran en la situación peor y los más extraviados del camino recto».
İtalyanca:
Di': «Posso forse annunciarvi peggior ricompensa da parte di Allah? Coloro che Allah ha maledetto, che hanno destato la Sua collera e che ha trasformato in scimmie e porci, coloro che hanno adorato gli idoli, sono questi che hanno la condizione peggiore e sono i più lontani dalla retta via.
Almanca:
Sag: "Soll ich euch in Kenntnis setzen über schlimmere Vergeltung als für dies, (was ihr uns verübelt), bei ALLAH?: Es ist (die Vergeltung für) denjenigen, wen ALLAH verflucht, über den ER zürnt und aus denen ER Affen, Schweine und Taghut-Anbeter machte." Diese haben die niedrigere Stellung und sind vom rechten Weg noch mehr verirrt.
Çince:
你说:我告诉你们在真主那里所受的报酬有比这更恶劣的,好吗﹖有等人曾受主的弃绝和谴怒,他使他们-部分变成猴子和猪,一部分崇拜恶魔,这等人,他们的地位是更恶劣的,他们离开正道是更远的。
Hollandaca:
Zeg hun: zal ik u eene vreeselijker zaak verkondigen dan diegene, welke gij van God kunt verwachten? Zij die God heeft gevloekt, en omtrent welke God toornig was; die hij in apen en varkens veranderde; zij die Taghut aanbidden, zijn in den slechtsten staat en dwalen verder van den weg.
Rusça:
Скажи: "Сообщить ли вам о тех, кто получит еще худшее воздаяние от Аллаха? Это - те, кого Аллах проклял, на кого Он разгневался, кого Он превратил в обезьян и свиней и кто поклонялся тагуту. Они займут еще более скверное место и еще больше сбились с прямого пути".
Somalice:
Waxaad Dhahdaa maydinka warramaa waxa ka Sharbadan Arrintaas abaal Marinta Eebe Agtiisa waa mid Eebe Nacladay una Cadhooday kana Yeelay Daanyeerro, Doofaarro iyo Shaydaan Caabude, Kuwaasay Shar badantahay Meejoodu kana Dhumid Badan Jidka Toosan.
Swahilice:
Sema: Je! Nikwambieni yule ambaye ni mwenye malipo mabaya zaidi kuliko hayo mbele ya Mwenyezi Mungu? Ni yule ambaye Mwenyezi Mungu amemlaani na amemkasirikia, na amewafanya miongoni mwao manyani na nguruwe, na wakamuabudu Shet'ani. Hao ndio wenye mahali pabaya na wamepotea zaidi njia iliyo sawa.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) ئېيتقىنكى، «سىلەرگە اﷲ نىڭ نەزىرىدىكى بۇنىڭدىنمۇ يامان جازانى ئېيتىپ بېرەيمۇ؟ (ئۇ شۇنداق) كىشىلەرنىڭ (جازاسىكى)، اﷲ ئۇلارنى رەھمىتىدىن يىراق قىلدى ۋە ئۇلارغا غەزەپ قىلدى، اﷲ ئۇلارنىڭ بىر قىسمىنى مايمۇن ۋە چوشقا قىلدى، بىر قىسمىنى شەيتانغا ئىبادەت قىلىدىغان قىلدى، ئەنە شۇلارنىڭ ئورنى ئەڭ ياماندۇر (يەنى دوزاختۇر)، (ئۇلار) توغرا يولدىن ئەڭ ئاداشقاندۇر»
Japonca:
言ってやるがいい。「アッラーの御許の応報で,それよりも悪いものを,あなたがたに告げようか。それはアッラーが見放した者,御怒りを被むった者,サルまたはブタとされた者,そして邪神に仕える者,かれらは,最悪の境地におり,(正しい)道から遠く迷い去った者たちである。」
Arapça (Ürdün):
«قل هل أنبئكم» أخبركم «بشر من» أهل «ذلك» الذي تنقمونه «مثوبة» ثوابا بمعنى جزاء «عند الله» هو «من لعنه الله» أبعده عن رحمته «وغضب عليه وجعل منهم القردة والخنازير» بالمسخ «و» من «عَبَدَ الطاغوتَ» الشيطان بطاعته، وروعي في منهم معنى من وفيما قبله لفظها وهم اليهود، وفي قراءة بضم باء عبد وإضافته إلى ما بعد اسم جمع لعبد ونصبه بالعطف على القردة «أولئك شر مكانا» تمييز لأن مأواهم النار «وأضل عن سواء السبيل» طريق الحق وأصل السواء الوسط وذكر شر وأضل في مقابلة قولهم لا نعلم دينا شرا من دينكم.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम कह दो कि मैं तुम्हें ख़ुदा के नज़दीक सज़ा में इससे कहीं बदतर ऐब बता दूं (अच्छा लो सुनो) जिसपर ख़ुदा ने लानत की हो और उस पर ग़ज़ब ढाया हो और उनमें से किसी को (मसख़ करके) बन्दर और (किसी को) सूअर बना दिया हो और (ख़ुदा को छोड़कर) शैतान की परस्तिश की हो पस ये लोग दरजे में कहीं बदतर और राहे रास्त से भटक के सबसे ज्यादा दूर जा पहुंचे हैं
Tayca:
จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) ว่าจะให้ฉันบอกแก่พวกท่านไหม ถึงการตอบแทนที่เลวร้ายยิ่งกว่านั้น ณ ที่อัลลอฮ์ คือผู้ที่อัลลอฮ์ได้ทรงละอ์นัต เขาและกริ้วโกรธเขา และให้ส่วนหนึ่งในพวกเขาเป็นลิง และเป็นสุกร และเป็นผู้สักการะชัยฎอน ชนเหล่านี้แหละคือผู้ที่มีตำแหน่งอันชั่วร้ายและเป็นผู้ที่หลงไปจากทางอันเที่ยงตรง
İbranice:
אמור: 'האם אודיע לכם למי העונש הרע ביותר אצל אלוהים? לאלה אשר קיללם אלוהים ושפך את זעמו עליהם והפך אחדים מהם לקופים ולחזירים, ואשר עבדו את האלילים והשטן- הללו רע מכל מקומם (ביום הדין,) וגדולה מכל תעייתם מן הדרך הישר
Hırvatça:
Reci: "Hoćete li da vam kažem koji su gori od njih i koje će Allah još teže kazniti? Oni koje je Allah prokleo i na koje se rasrdio i učinio od njih majmune, i svinje, i one koji su tagutu - šejtanu robovali - njih čeka najgore mjesto i oni su najdalje s Pravog puta odlutali."
Rumence:
Spune: “Să vă vestesc că răsplata de la Dumnezeu va fi mult mai rea?” Dumnezeu i-a prefăcut în maimuţe şi în porci pe cei care i-a blestemat, pe cei asupra cărora s-a mâniat şi pe cei care s-au închinat lui Taghut. Aceştia sunt cei care se află în cel ma
Transliteration:
Qul hal onabbiokum bisharrin min thalika mathoobatan AAinda Allahi man laAAanahu Allahu waghadiba AAalayhi wajaAAala minhumu alqiradata waalkhanazeera waAAabada alttaghooti olaika sharrun makanan waadallu AAan sawai alssabeeli
Türkçe:
De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar."
Sahih International:
Say, "Shall I inform you of [what is] worse than that as penalty from Allah? [It is that of] those whom Allah has cursed and with whom He became angry and made of them apes and pigs and slaves of Taghut. Those are worse in position and further astray from the sound way."
İngilizce:
Say: "Shall I point out to you something much worse than this, (as judged) by the treatment it received from Allah? those who incurred the curse of Allah and His wrath, those of whom some He transformed into apes and swine, those who worshipped evil;- these are (many times) worse in rank, and far more astray from the even path!"
Azerbaycanca:
De: “Allah yanında cəza e’tibarilə bundan (dediklərinizdən) daha pisini sizə xəbər verimmi? Allahın lə’nətlədiyi, qəzəbləndiyi, özlərini meymunlara, donuzlara və şeytanlara (bütlərə) ibadət edənlərə döndərdiyi şəxslər mövqecə daha pis və doğru yoldan daha çox azanlardır!
Süleyman Ateş:
De ki: "Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size söyleyeyim mi? Allah kim(ler)e la'net ve gazab etmiş, kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte onların yeri daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır.
Diyanet Vakfı:
De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lanetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tağuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.
Erhan Aktaş:
De ki: “Allah’ın katında ceza olarak bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah’ın lânet ettiği, gazâbına uğrattığı ve onlardan maymunlar,(1) domuzlar(1) ve tâğûta(2) kulluk eden kimseler yapmışsa, işte bunlar, durumları bakımından en kötü olan ve doğru yoldan sapmış olanlardır.”
Kral Fahd:
De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan en çok sapmış olan kimselerdir.
Hasan Basri Çantay:
De ki: «Allah katında bir ceza olmak bakımından bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allahın lâ´net ve aleyhinde gazab etdiği, içlerinden maymunlar, domuzlar yaptığı kimselerle şeytana tapanlardır ki işte bunların mevkii daha kötü ve dümdüz yoldan daha sapıkdır».
Muhammed Esed:
De ki: "Allah katında bunlardan daha şiddetli bir cezayı hak edenleri size söyleyeyim mi? Onlar, Allahın lanetledikleridir; onlar Allahın gazap ettikleridir ve şeytani güçlere taptıkları için Allahın maymuna ve domuza çevirdikleridir: Bunlar durumu en kötü olanlar ve doğru yoldan (alaya alıcılardan) daha fazla sapanlardır".
Gültekin Onan:
5:59
Ali Fikri Yavuz:
De ki: Allah katında ceza bakımından bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? O kimseler ki, Allah kendilerine lânet etmiş, gazabına uğratmış, onlardan maymunlar, hınzırlar ve putlara (şeytanlara) tapanlar yapmış, işte onlar mevki bakımından daha fena ve dosdoğru yoldan daha sapkındırlar.
Portekizce:
Dize ainda: Poderia anunciar-vos um caso pior do que este, ante os olhos de Deus? São aqueles a quem Deusamaldiçoou, abominou e converteu em símios, suínos e adoradores do sedutor; estes, encontram-se em pior situação, e maisdesencaminhados da verdadeira senda.
İsveççe:
Säg: "Skall jag säga er vad som inför Gud förtjänar ett hårdare straff än detta? [Det är vad de gjorde] som, därför att de dyrkade onda makter, drabbades av Guds fördömelse och Hans vrede och som Han förvandlade till apor och svin. Deras läge var sämre och de hade förirrat sig ännu längre bort från den raka vägen."
Farsça:
بگو: آیا شما را از کسانی که کیفرشان [از مؤمنانی که به خیال خود از آنان عیب می گیرید و آنان را سزاوار عذاب می دانید] نزد خدا بدتر است، خبر دهم؟ [آنان] کسانی [از گذشتگان خود شما] هستند که خدا لعنتشان کرده، و بر آنان خشم گرفته، و برخی از آنان را به صورت بوزینه و خوک درآورده، و [نیز آنان که] طاغوت را پرستیدند؛ اینانند که جایگاه و منزلتشان بدتر و از راه راست گمراه ترند.
Kürtçe:
ئەی (موحەممەد ﷺ) بڵێ ئایا ھەواڵتان بدەمێ کێ شوێن و پاداشتی خراپترە لای خوا لەوە ئەوە کەسێکە خوا نەفرەتی لێ کردبێت وخەشمی لێگرتبێت وە ھەندێکی لێ کردبن بەمەیمون و بەراز وە بت وتاغوتی پەرستبێت ئەوانەی باسکران خراپترین شوێنیان ھەیە و گومڕاترین کەسن لەڕێگای ڕِاست
Özbekçe:
Сен: «Сизларга Аллоҳнинг ҳузуридаги бундан ҳам кўра ёмонроқ «савоб»нинг хабарини берайми? Ким Аллоҳнинг лаънатига учраган, ғазабига дучор бўлган, маймун ва чўчқага айлантирилган ва тоғутга ибодат қилган бўлса, ана ўшалар ёмон мартабадаги ва тўғри йўлдан бутунлай адашган кимсалардир», деб айт! (Ўзлари шундай улкан «савоб»га–Аллоҳнинг лаънатига учраб туриб, яна мусулмонларни Аллоҳга ва У нозил қилган нарсага иймон келтирганлари учунгина айблашни уларга ким қўйибди?!)
Malayca:
Katakanlah: "Mahukah, aku khabarkan kepada kamu tentang yang lebih buruk balasannya di sisi Allah daripada yang demikian itu? Ialah orang-orang yang dilaknat oleh Allah dan dimurkaiNya, dan orang-orang yang dijadikan di antara mereka sebagai kera dan babi, dan penyembah Taghut. Mereka inilah yang lebih buruk kedudukannya dan yang lebih sesat dari jalan yang betul".
Arnavutça:
Thuaj: “A doni t’ju tregoj juve për të keqën më të madhe (dhe kush meriton më të rëndin), dënimin te Perëndia? (Këta janë ata), në të cilët është pezmatuar Perëndia, dhe që i ka mallkuar, i ka shndërruar në majmunë dhe derra dhe ata që adhurojnë djallin – ata janë në vendin më të mjerueshëm, sepse, ata qëndrojnë larg rrugës së vërtetë”.
Bulgarca:
Кажи: “Да ви известя ли за по-голямо зло от това - като възмездие при Аллах?” Които Аллах прокле и им се разгневи, и направи от тях маймуни и свине, служещи на сатаната - тези са най-злочестите по място и най-отклонените от правия път.
Sırpça:
Реци: „Хоћете ли да вам кажем ко су гори од њих и које ће Аллах још теже да казни? Они које је Аллах проклео и на које се расрдио и учинио од њих мајмуне, и свиње, и оне који су обожавали ђавола - њих чека најгоре место и они су најдаље одлутали са Правог пута.“
Çekçe:
Rci: 'Mám vám oznámit něco horšího než odplatu, která je u Boha? Ti, které Bůh proklel a na něž se rozhněval a z nichž učinil opice a vepře, a ti, kteří uctívají Tághúta - ti jsou v nejhorším postavení a nejdále zbloudili z cesty rovné.'
Urduca:
پھر کہو "کیا میں اُن لوگوں کی نشاندہی کروں جن کا انجام خدا کے ہاں فاسقوں کے انجام سے بھی بدتر ہے؟ وہ جن پر خدا نے لعنت کی، جن پر اُس کا غضب ٹوٹا، جن میں سے بندر اور سور بنائے گئے، جنہوں نے طاغوت کی بندگی کی ان کا درجہ اور بھی زیادہ برا ہے اور وہ سَوَا٫ السّبیل سے بہت زیادہ بھٹکے ہوئے ہیں"
Tacikçe:
Бигӯ: «Оё шуморо аз касоне, ки дар назди Худо ҷазое бадтар аз ин доранд, хабар бидиҳам: Касоне, ки Худояшон лаънат карда ва бар онҳо хашм гирифта ва баъзеро бӯзинаву хук гардонидааст ва худ бут парастидаанд? Инҳоро бадтарин ҷойгоҳ аст ва аз роҳи рост гумгаштатаранд.
Tatarca:
Әйт: "Әйә сез яһүдләр! Сез яманлаган мөселманнардан да яманрак кешеләрдер". Хәбәр биримме эшләренә карата Аллаһ хозурында тиешле җәзаны алу йөзеннән? Алар яһүдләр. Аллаһ аларны ләгънәт кылды һәм аларга ачуланды һәм дә бәгъзеләренең сүрәтен маймыл сүрәтенә, бәгьзеләренең сүрәтен дуңгыз сүрәтенә алыштырды. Алар шайтанга ияреп Аллаһудан башкага гыйбадәт кылдылар. Ул яһүдләр хак юлдан ерак китеп ныграк адашучылар һәм ахирәттә иң яман урын алар урыныдыр.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Apakah akan aku beritakan kepadamu tentang orang-orang yang lebih buruk pembalasannya dari (orang-orang fasik) itu disisi Allah, yaitu orang-orang yang dikutuki dan dimurkai Allah, di antara mereka (ada) yang dijadikan kera dan babi dan (orang yang) menyembah thaghut?". Mereka itu lebih buruk tempatnya dan lebih tersesat dari jalan yang lurus.
Amharca:
«አላህ ዘንድ ቅጣቱ ከዚህ የከፋ ነገር ልንገራችሁን» በላቸው፡፡ (እርሱም) «አላህ የረገመው ሰው በእርሱም ላይ ተቆጣበት፡፡ ከእነርሱም ዝንጀሮዎችንና ከርከሮዎችን ያደረገው ጣዖትንም የተገዛ ሰው (ሃይማኖት) ነው፡፡ እነዚያ በጣም በከፋ ስፍራ ናቸው፡፡» ከቀጥተኛውም መንገድ በጣም የተሳሳቱ ናቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக: “அல்லாஹ்விடம் தண்டனையால் இதைவிட மிகக் கெட்டவனை நான் உங்களுக்கு அறிவிக்கவா? எவர்களை அல்லாஹ் சபித்தானோ; இன்னும், எவர்கள் மீது கோபித்தானோ; இன்னும், எவர்களில் சிலரைக் குரங்குகளாகவும் பன்றிகளாகவும் ஆக்கினானோ; இன்னும், எவர்கள் ஷைத்தானை வணங்கினார்களோ அவர்கள்தான் தகுதியால் மிகக் கெட்டவர்கள்; இன்னும், நேரான பாதையிலிருந்து மிகவும் வழிதவறியவர்கள் ஆவார்கள்.’’
Korece:
일러 가로되 내가 너희에게 그것보다 사악한 것을 일러주사 하나님으로부터 벌이 있으리라 하나님의 저주와 분노를 초래하는 그들과 그들 가운데 일부가 원숭 이나 돼지로 형상화 된 그들과 우상을 숭배하는 그들이니라 이들은 가장 나쁜 곳에서 올바른 길을벗어나 방황하리라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói với họ: “Các người (dân Kinh Sách) có muốn Ta báo cho các người biết một thứ còn tệ hại hơn điều đó và đáng bị trừng phạt ở nơi Allah? Đó là những kẻ mà Allah đã nguyền rủa, đã phẫn nộ, những kẻ mà Ngài biến một số tên trong bọn họ thành khỉ, heo và những kẻ mà Ngài đã khiến họ thờ phượng Taghut (tà thần). Họ là những kẻ sẽ có được một nơi cư ngụ tồi tệ nhất (ở cõi Đời Sau) là một đám người lạc xa con đường (chân lý).”
Ayet Linkleri: