Hizb 60

 
00:00

innâ enzelnâhü fî leyleti-lḳadr.

Arapça:

بِّسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ

Türkçe:

Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Biz o (Kur'ân)nu Kadir gecesinde indirdik.

Diyanet Vakfı:

Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.

İngilizce:

We have indeed revealed this (Message) in the Night of Power:

Fransızca:

Nous l'avons certes, fait descendre (le Coran) pendant la nuit d'Al-Qadr.

Almanca:

Gewiß, WIR sandten ihn in der Nacht von Al-qadr hinab.

Rusça:

Воистину, Мы ниспослали его (Коран) в ночь предопределения (или величия).

Açıklama:
 
00:00

vemâ edrâke mâ leyletü-lḳadr.

Arapça:

وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ

Türkçe:

Kadir Gecesi'nin niteliğini sana gösteren nedir?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin?

Diyanet Vakfı:

Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?

İngilizce:

And what will explain to thee what the night of power is?

Fransızca:

Et qui te dira ce qu'est la nuit d'Al-Qadr ?

Almanca:

Und was weißt du, was Al-qadr-Nacht ist?!

Rusça:

Откуда ты мог знать, что такое ночь предопределения (или величия)?

Açıklama:
 
00:00

leyletü-lḳadri ḫayrum min elfi şehr.

Arapça:

لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ

Türkçe:

Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

Diyanet Vakfı:

Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.

İngilizce:

The Night of Power is better than a thousand months.

Fransızca:

La nuit d'Al-Qadr est meilleure que mille mois.

Almanca:

Die Al-qadr-Nacht ist besser als tausend Monate.

Rusça:

Ночь предопределения (или величия) лучше тысячи месяцев.

Açıklama:
 
00:00

tenezzelü-lmelâiketü verrûḥu fîhâ biiẕni rabbihim. min külli emr.

Arapça:

تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ

Türkçe:

Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Melekler ve Ruh (Cebrail veya Ruh adındaki melek) o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.

Diyanet Vakfı:

O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.

İngilizce:

Therein come down the angels and the Spirit by Allah's permission, on every errand:

Fransızca:

Durant celle-ci descendent les Anges ainsi que l'Esprit , par permission de leur Seigneur pour tout ordre.

Almanca:

Die Engel und der Ruhh werden in ihr mit der Zustimmung ihres HERRN wegen jeder Angelegenheit nach und nach hinabgesandt.

Rusça:

В эту ночь ангелы и Дух (Джибриль) нисходят с дозволения их Господа по всем Его повелениям.

Açıklama:
 
00:00

selâmün. hiye ḥattâ maṭle`i-lfecr.

Arapça:

سَلَامٌ هِيَ حَتَّىٰ مَطْلَعِ الْفَجْرِ

Türkçe:

Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir.

Diyanet Vakfı:

O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.

İngilizce:

Peace!...This until the rise of morn!

Fransızca:

Elle est paix et salut jusqu'à l'apparition de l'aube.

Almanca:

Salam ist sie bis zum Anbruch der Morgendämmerung.

Rusça:

Она благополучна вплоть до наступления зари.

Açıklama:
 
00:00

lem yeküni-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi velmüşrikîne münfekkîne ḥattâ te'tiyehümü-lbeyyineh.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنفَكِّينَ حَتَّىٰ تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ

Türkçe:

Ehlikitap'tan küfre sapanlarla müşrikler, kendilerine beyyine/açık kanıt gelinceye kadar çözülüp ayrılacak değillerdi.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kitap ehlinden ve müşriklerden (Hakk'ı) tanımayanlar, kendilerine açık delil gelinceye kadar inkârlarından ayrılacak değillerdi.

Diyanet Vakfı:

Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkarcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi.

İngilizce:

Those who reject (Truth), among the People of the Book and among the Polytheists, were not going to depart (from their ways) until there should come to them Clear Evidence,-

Fransızca:

Les infidèles parmi les gens du Livre, ainsi que les Associateurs, ne cesseront pas de mécroire jusqu'à ce que leur vienne la Preuve évidente :

Almanca:

Diejenigen von den Schriftbesitzern, die Kufr betrieben haben, und die Muschrik werden nicht loslassen, bis zu ihnen die Deutlichkeit kommt,

Rusça:

Неуверовавшие люди Писания и многобожники не расстались с неверием, пока к ним не явилось ясное знамение -

Açıklama:
 
00:00

rasûlüm mine-llâhi yetlû ṣuḥufem müṭahherah.

Arapça:

رَسُولٌ مِّنَ اللَّهِ يَتْلُو صُحُفًا مُّطَهَّرَةً

Türkçe:

Allah tarafından gönderilen, tertemiz sayfalar okuyan bir resul gelinceye dek.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Bu delil), tertemiz sayfaları okuyan, Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir.

Diyanet Vakfı:

(İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.

İngilizce:

An messenger from Allah, rehearsing scriptures kept pure and holy:

Fransızca:

un Messager, de la part d'Allah, qui leur récite des feuilles purifiées,

Almanca:

ein Gesandter von ALLAH, der gereinigte Schriften vorträgt,

Rusça:

Посланник Аллаха, который читает очищенные свитки. В них содержатся правдивые Писания.

Açıklama:
 
00:00

fîhâ kütübün ḳayyimeh.

Arapça:

فِيهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌ

Türkçe:

O sayfalar içindedir dosdoğru-eskimez kitaplar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O sayfalarda, en doğru hükümler vardır.

Diyanet Vakfı:

En doğru hükümler vardır şu sahifelerde.

İngilizce:

Wherein are laws (or decrees) right and straight.

Fransızca:

dans lesquelles se trouvent des prescriptions d'une rectitude parfaite.

Almanca:

in denen wertvolle Kapitel sind.

Rusça:

Те, кому было даровано Писание, распались только после того, как к ним явилось ясное знамение.

Açıklama:
 
00:00

vemâ teferraḳa-lleẕîne ûtü-lkitâbe illâ mim ba`di mâ câethümü-lbeyyineh.

Arapça:

وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَةُ

Türkçe:

Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Diyanet Vakfı:

Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.

İngilizce:

Nor did the People of the Book make schisms, until after there came to them Clear Evidence.

Fransızca:

Et ceux à qui le Livre a été donné ne se sont divisés qu'après que la preuve leur fut venue.

Almanca:

Und diejenigen, denen die Schrift zuteil wurde, wurden nicht uneins außer, nachdem zu ihnen die Deutlichkeit gekommen war.

Rusça:

А ведь им было велено лишь поклоняться Аллаху, служа ему искренне, как единобожники, совершать намаз и выплачивать закят. Это - правая вера.

Açıklama:
 
00:00

vemâ ümirû illâ liya`büdü-llâhe muḫliṣîne lehü-ddîne ḥunefâe veyüḳîmu-ṣṣalâte veyü'tü-zzekâte veẕâlike dînü-lḳayyimeh.

Arapça:

وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ ۚ وَذَٰلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ

Türkçe:

Oysaki onlara, dini yalnız O'na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah'a ibadet etmeleri, namazı/duayı yerine getirmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Halbuki onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, Allah'ı birleyerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur.

Diyanet Vakfı:

Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

İngilizce:

And they have been commanded no more than this: To worship Allah, offering Him sincere devotion, being true (in faith); to establish regular prayer; and to practise regular charity; and that is the Religion Right and Straight.

Fransızca:

Il ne leur a été commandé, cependant, que d'adorer Allah, Lui vouant un culte exclusif, d'accomplir la Salat et d'acquitter la Zakat. Et voilà la religion de droiture.

Almanca:

Und ihnen wurde nicht geboten außer, daß sie ALLAH dienen - aufrichtig im Din Ihm gegenüber als Hanif - das rituelle Gebet ordnungsgemäß verrichten und die Zakat entrichten. Und dies ist der Din der Geradlinigkeit .

Rusça:

Воистину, неуверовавшие люди Писания и многобожники окажутся в огне Геенны и пребудут там вечно. Они являются наихудшими из тварей.

Açıklama:

Sayfalar

Hizb 60 beslemesine abone olun.