
allâhü lâ ilâhe illâ hû. lehü-l'esmâü-lḥusnâ.
Türkçe:
Allah'tır O. İlah yok O'ndan başka. Esmaül Hüsna, en güzel isimler O'nundur.
İngilizce:
Allah! there is no god but He! To Him belong the most Beautiful Names.
Fransızca:
Allah ! Point de divinité que Lui ! Il possède les noms les plus beaux.
Almanca:
ALLAH, es gibt keine Gottheit außer Ihm! Ihm gebühren die schönsten Namen.
Rusça:
Аллах - Тот, кроме Которого нет иного божества и у Которого самые прекрасные имена.
Arapça:
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah O'dur ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur.
Diyanet Vakfı:
Allah, kendisinden başka ilah olmayandır. En güzel isimler O'na mahsustur.

vehel etâke ḥadîŝü mûsâ.
Türkçe:
Ulaştı mı sana Mûsa'nın haberi?
İngilizce:
Has the story of Moses reached thee?
Fransızca:
Le récit de Moïse t'est-il parvenu ?
Almanca:
Und wurde dir die Begebenheit von Musa etwa nicht zuteil?!
Rusça:
Дошел ли до тебя рассказ о Мусе (Моисее)?
Arapça:
وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Habîbim!) Musa'nın (başından geçen hayat) hikayesi sana geldi mi?
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) Musa (olayının) haberi sana ulaştı mı?

iẕ raâ nâran feḳâle liehlihi-mküŝû innî ânestü nâral le`allî âtîküm minhâ biḳabesin ev ecidü `ale-nnâri hüdâ.
Türkçe:
Hani, bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: "Bekleyin! Gözüme bir ateş ilişti. Olabilir ki, ondan size bir kor parçası getiririm, yahut onun üzerinde bir kılavuz bulurum."
İngilizce:
Behold, he saw a fire: So he said to his family, "Tarry ye; I perceive a fire; perhaps I can bring you some burning brand therefrom, or find some guidance at the fire."
Fransızca:
Lorsqu'il vit du feu, il dit à sa famille : "Restez ici ! Je vois du feu de loin; peut-être vous en apporterai-je un tison, ou trouverai-je auprès du feu de quoi me guider" .
Almanca:
Nachdem er Feuer gesehen hatte, sagte er seiner Familie: "Bleibt! Ich sah Feuer, vielleicht bringe ich euch davon Feuerbrand oder finde beim Feuer (jemanden, der) mich rechtleitet.
Rusça:
Вот он увидел огонь и сказал своей семье: "Оставайтесь здесь! Я увидел огонь. Быть может, я принесу вам головню или же найду возле огня дорогу".
Arapça:
إِذْ رَأَىٰ نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَّعَلِّي آتِيكُم مِّنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine: "Yerinizde durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum" demişti.
Diyanet Vakfı:
Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine: Bekleyin! Eminim ki bir ateş gördüm. Belki ondan size bir meş'ale getiririm veya ateşin yanında bir rehber bulurum, demişti.

felemmâ etâhâ nûdiye yâ mûsâ.
Türkçe:
Onun yanına geldiğinde kendisine "Mûsa!" diye seslenildi.
İngilizce:
But when he came to the fire, a voice was heard: "O Moses!
Fransızca:
Puis, lorsqu'il y arriva, il fut interpellé : "Moïse !
Almanca:
Und als er daran war, wurde gerufen: "Musa!
Rusça:
Когда он подошел к нему, раздался глас: "О Муса (Моисей)!
Arapça:
فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ يَا مُوسَىٰ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: "Ey Musa!
Diyanet Vakfı:
Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:

innî ene rabbüke faḫla` na`leyk. inneke bilvâdi-lmüḳaddesi ṭuvâ.
Türkçe:
"Benim ben, senin Rabbin! Hadi, pabuçlarını çıkar; sen kutsal vadide, Tuva'dasın."
İngilizce:
Verily I am thy Lord! therefore (in My presence) put off thy shoes: thou art in the sacred valley Tuwa.
Fransızca:
Je suis ton Seigneur. Enlève tes sandales : car tu es dans la vallée sacrée Tuwa.
Almanca:
Gewiß, ICH bin dein HERR, so ziehe deine Schuhe aus, denn du bist gewiß im rein gehaltenen Tal Tuwa.
Rusça:
Воистину, Я - твой Господь. Сними же свою обувь. Ты находишься в священной долине Тува (Това).
Arapça:
إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ ۖ إِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben şüphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasın.
Diyanet Vakfı:
Muhakkak ki ben, evet ben senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vadi Tuva'dasın!
Sayfalar
