Adam

veleḳad ḫalaḳnâküm ŝümme ṣavvernâküm ŝümme ḳulnâ lilmelâiketi-scüdû liâdem. fesecedû illâ iblîs. lem yeküm mine-ssâcidîn.

Türkçe:
Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere "Âdem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o.
İngilizce:
It is We Who created you and gave you shape; then We bade the angels prostrate to Adam, and they prostrate; not so Iblis; He refused to be of those who prostrate.
Fransızca:
Nous vous avons créés, puis Nous vous avons donné une forme, ensuite Nous avons dit aux Anges : "Prosternez-vous devant Adam." Ils se prosternèrent, à l'exception d'Iblis qui ne fut point de ceux qui se prosternèrent.
Almanca:
Und gewiß, bereits erschufen WIR euch, dann formten WIR euch, dann sagten WIR den Engeln: "Vollzieht Sudschud vor Adam!" So vollzogen sie (alle) Sudschud, außer Iblis, er war keiner der Sudschud-Vollziehenden.
Rusça:
Мы сотворили вас, потом придали вам облик. Потом Мы сказали ангелам: "Падите ниц перед Адамом!" Они пали ниц, и только Иблис не был в числе поклонившихся.
Arapça:
وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ لَمْ يَكُن مِّنَ السَّاجِدِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: "Âdem'e secde edin" dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis, secde edenlerden olmadı.
Diyanet Vakfı:
Andolsun sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere, Âdem'e secde edin! diye emrettik. İblis'in dışındakiler secde ettiler. O secde edenlerden olmadı.

veyâ âdemü-skün ente vezevcüke-lcennete fekülâ min ḥayŝü şi'tümâ velâ taḳrabâ hâẕihi-şşecerate fetekûnâ mine-żżâlimîn.

Türkçe:
"Ey Âdem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz."
İngilizce:
O Adam! dwell thou and thy wife in the Garden, and enjoy (its good things) as ye wish: but approach not this tree, or ye run into harm and transgression.
Fransızca:
" ô Adam, habite le Paradis, toi et ton épouse; et ne mangez en vous deux, à votre guise; et n'approchez pas l'arbre que voici; sinon, vous seriez du nombre des injustes."
Almanca:
Und Adam! bewohne du mit deiner Frau die Dschanna und speist, wovon immer ihr wollt, aber nähert euch nicht diesem Baum, sonst wäret ihr von den Unrecht-Begehenden."
Rusça:
О Адам! Поселись в Раю вместе со своей супругой. Ешьте, где пожелаете, но не приближайтесь к этому дереву, а не то окажетесь беззаконниками".
Arapça:
وَيَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ فَكُلَا مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Sonra Allah, Âdem'e hitab etti): "Ey Âdem! Sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yeyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."
Diyanet Vakfı:
(Allah buyurdu ki): Ey Adem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğiniz yerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz.

veiẕ ḳulnâ lilmelâiketi-scüdû liâdeme fesecedû illâ iblîs. ḳâle eescüdü limen ḫalaḳte ṭînâ.

Türkçe:
Hani, meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik; onlar da secde etmişlerdi. Ama İblis secde etmemiş, şöyle demişti: "Çamur olarak yarattığın kişiye secde mi ederim?"
İngilizce:
Behold! We said to the angels: "Bow down unto Adam": They bowed down except Iblis: He said, "Shall I bow down to one whom Thou didst create from clay?"
Fransızca:
Et lorsque Nous avons dit aux Anges : "Prosternez-vous devant Adam", ils se prosternèrent, à l'exception d'Iblis, qui dit : "Me prosternerai-je devant quelqu'un que tu as créé d'argile ? "
Almanca:
Und (erinnere daran), als WIR den Engeln sagten: "Vollzieht Sudschud für Adam!" Und sie vollzogen Sudschud, außer Iblis, er sagte: "Soll ich etwa Sudschud vor dem vollziehen, den DU aus Lehm erschaffen hast?"
Rusça:
Вот Мы сказали ангелам: "Падите ниц перед Адамом!" Они пали ниц, и только Иблис сказал: "Неужели я паду ниц перед тем, кого Ты создал из глины?"
Arapça:
وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ قَالَ أَأَسْجُدُ لِمَنْ خَلَقْتَ طِينًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Yine unutma ki) Bir vakit meleklere: "Âdem'e secde edin" demiştik. İblis'ten başka hepsi secde ettiler. O ise: "Ben bir çamurdan yarattığın kimseye mi secde ederim?" demişti.
Diyanet Vakfı:
Meleklere: Âdem'e secde edin! demiştik. İblis'in dışında hepsi secde ettiler. İblis: "Ben, dedi, çamurdan yarattığın bir kimseye secde mi ederim!"

veiẕ ḳulnâ lilmelâiketi-scüdû liâdeme fesecedû illâ iblîs. kâne mine-lcinni fefeseḳa `an emri rabbih. efetetteḫiẕûnehû veẕürriyyetehû evliyâe min dûnî vehüm leküm `adüvv. bi'se liżżâlimîne bedelâ.

Türkçe:
Hani, biz meleklere "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi. Kendi Rabbinin emrine ters düştü. Şimdi siz, benim beri yanımdan, onu ve onun soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Hem de onlar sizin düşmanınızken. Zalimler için ne kötü bir değiştirmedir bu!
İngilizce:
Behold! We said to the angels, "Bow down to Adam": They bowed down except Iblis. He was one of the Jinns, and he broke the Command of his Lord. Will ye then take him and his progeny as protectors rather than Me? And they are enemies to you! Evil would be the exchange for the wrong-doers!
Fransızca:
Et lorsque Nous dîmes aux Anges : "Prosternez-vous devant Adam", ils se prosternèrent, excepté Iblis [Satan] qui était du nombre des djinns et qui se révolta contre le commandement de son Seigneur. Allez-vous cependant le prendre, ainsi que sa descendance, pour alliés en dehors de Moi, alors qu'ils vous sont ennemis ? Quel mauvais échange pour les injustes !
Almanca:
Und (erinnere daran), als WIR den Engeln sagten: "Vollzieht Sudschud für Adam!" Dann vollzogen sie Sudschud. Ausgenommen Iblis, er war von den Dschinn, so betrieb er Fisq dem Gebot seines HERRN gegenüber. Wollt ihr ihn und seine Nachkommenschaft als Wali an Meiner Stelle nehmen, während sie euch Feinde sind?! Erbärmlich ist für die Unrecht-Begehenden der Eintausch!
Rusça:
Вот сказали Мы ангелам: "Падите ниц перед Адамом!" Все они поклонились, кроме Иблиса. Он был одним из джиннов и ослушался воли своего Господа. Неужели вы признаете его и его потомков своими покровителями и помощниками вместо Меня, тогда как они являются вашими врагами? Плохая это замена для беззаконников!
Arapça:
وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ كَانَ مِنَ الْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ أَمْرِ رَبِّهِ ۗ أَفَتَتَّخِذُونَهُ وَذُرِّيَّتَهُ أَوْلِيَاءَ مِن دُونِي وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّ ۚ بِئْسَ لِلظَّالِمِينَ بَدَلًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yine o vakti hatırla ki biz, meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik. İblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da İblis'i ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir.
Diyanet Vakfı:
Hani biz meleklere: Âdem'e secde edin, demiştik; İblis hariç olmak üzere, onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi; Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne fena bir değişmedir!

veleḳad `ahidnâ ilâ âdeme min ḳablü fenesiye velem necid lehû `azmâ.

Türkçe:
Yemin olsun, biz daha önce Âdem'e ahit verdik de unuttu; biz onda bir kararlılık bulamadık.
İngilizce:
We had already, beforehand, taken the covenant of Adam, but he forgot: and We found on his part no firm resolve.
Fransızca:
En effet, Nous avons auparavant fait une recommandation à Adam; mais il oublia; et Nous n'avons pas trouvé chez lui de résolution ferme.
Almanca:
Und gewiß, bereits wiesen WIR Adam vorher an, doch er vergaß, und WIR stellten bei ihm keinen Vorsatz fest.
Rusça:
Прежде Мы заключили завет с Адамом, но он запамятовал, и Мы не нашли у него твердой воли.
Arapça:
وَلَقَدْ عَهِدْنَا إِلَىٰ آدَمَ مِن قَبْلُ فَنَسِيَ وَلَمْ نَجِدْ لَهُ عَزْمًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu bundan önce Âdem'e (bu ağaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlılık) bulmadık.
Diyanet Vakfı:
Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.
Adam beslemesine abone olun.