Cuz 30

 
00:00

bienne rabbeke evḥâ lehâ.

Arapça:

بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَىٰ لَهَا

Türkçe:

Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.

Diyanet Vakfı:

Rabbinin ona bildirmesiyle.

İngilizce:

For that thy Lord will have given her inspiration.

Fransızca:

selon ce que ton Seigneur lui aura révélé [ordonné].

Almanca:

daß dein HERR ihr Wahy zuteil werden ließ.

Rusça:

потому что Господь твой внушит ей это.

Açıklama:
 
00:00

yevmeiẕiy yaṣdüru-nnâsü eştâtel liyürav a`mâlehüm.

Arapça:

يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ

Türkçe:

O gün insanlar, yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

Diyanet Vakfı:

O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler.

İngilizce:

On that Day will men proceed in companies sorted out, to be shown the deeds that they (had done).

Fransızca:

Ce jour-là, les gens sortiront séparément pour que leur soient montrées leurs oeuvres.

Almanca:

An diesem Tag kommen die Menschen zerstreut hervor, damit ihnen ihre Taten gezeigt werden.

Rusça:

В тот день люди выйдут толпами, чтобы узреть свои деяния.

Açıklama:
 
00:00

femey ya`mel miŝḳâle ẕerratin ḫayray yerah.

Arapça:

فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ

Türkçe:

Artık, kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

Diyanet Vakfı:

Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.

İngilizce:

Then shall anyone who has done an atom's weight of good, see it!

Fransızca:

Quiconque fait un bien fût-ce du poids d'un atome, le verra,

Almanca:

Also, wer das Gewicht eines Stäubchens Gutes tut, der wird es sehen.

Rusça:

Тот, кто сделал добро весом в мельчайшую частицу, увидит его.

Açıklama:
 
00:00

vemey ya`mel miŝḳâle ẕerratin şerray yerah.

Arapça:

وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

Türkçe:

Ve kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.

Diyanet Vakfı:

Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.

İngilizce:

And anyone who has done an atom's weight of evil, shall see it.

Fransızca:

et quiconque fait un mal fût-ce du poids d'un atome, le verra.

Almanca:

Und wer das Gewicht eines Stäubchens Böses tut, der wird es sehen.

Rusça:

И тот, кто сделал зло весом в мельчайшую частицу, увидит его.

Açıklama:
 
00:00

vel`âdiyâti ḍabḥâ.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا

Türkçe:

Yemin olsun soluyuşlarıyla ses çıkararak koşanlara/nefes nefese saldıranlara,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O harıl harıl (savaşa) koşanlara,

Diyanet Vakfı:

Harıl harıl koşanlara,

İngilizce:

By the (Steeds) that run, with panting (breath),

Fransızca:

Par les coursiers qui halètent,

Almanca:

Bei den schnaubenden Rennenden,

Rusça:

Клянусь скачущими, запыхаясь!

Açıklama:
 
00:00

felmûriyâti ḳadḥâ.

Arapça:

فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا

Türkçe:

Çakıp çakıp ateş çıkaranlara,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Tırnaklarıyla yerden) ateş çıkaranlara,

Diyanet Vakfı:

(Nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara,

İngilizce:

And strike sparks of fire,

Fransızca:

qui font jaillir des étincelles,

Almanca:

dann den Funken-Schlagenden,

Rusça:

Клянусь высекающими искры!

Açıklama:
 
00:00

felmügîrâti ṣubḥâ.

Arapça:

فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا

Türkçe:

Sabahleyin akın edenlere/baskın yapıp toprak fethedenlere,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sabahleyin akın edenlere,

Diyanet Vakfı:

(Ansızın) sabah baskını yapanlara,

İngilizce:

And push home the charge in the morning,

Fransızca:

qui attaquent au matin.

Almanca:

dann den am Morgen Anstürmenden,

Rusça:

Клянусь нападающими на заре,

Açıklama:
 
00:00

feeŝerne bihî naḳ`â.

Arapça:

فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا

Türkçe:

Derken, onunla toz duman çıkaranlara,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Tozu dumana karıştıranlara,

Diyanet Vakfı:

Orada tozu dumana katanlara,

İngilizce:

And raise the dust in clouds the while,

Fransızca:

et font ainsi voler la poussière,

Almanca:

dann wirbelten sie damit Staub auf,

Rusça:

которые оставляют его (врага) в пыли

Açıklama:
 
00:00

fevesaṭne bihî cem`â.

Arapça:

فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا

Türkçe:

Derken, onunla bir topluluğun ortasına dalanlara ki,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Derken bir topluluğun ortasına dalanlara yemin ederim ki,

Diyanet Vakfı:

Derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki,

İngilizce:

And penetrate forthwith into the midst (of the foe) en masse;-

Fransızca:

et pénètrent au centre de la troupe ennemie.

Almanca:

dann drangen sie damit in die Mitte der Versammlung ein!

Rusça:

и врываются с ним (со всадником) в гущу.

Açıklama:
 
00:00

inne-l'insâne lirabbihî lekenûd.

Arapça:

إِنَّ الْإِنسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ

Türkçe:

İnsan, Rabbine karşı gerçekten çok nankördür!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.

Diyanet Vakfı:

Şüphesiz insan, Rabbine karşı pek nankördür.

İngilizce:

Truly man is, to his Lord, ungrateful;

Fransızca:

L'homme est, certes, ingrat envers son Seigneur;

Almanca:

Gewiß, der Mensch ist seinem HERRN gegenüber doch undankbar.

Rusça:

Воистину, человек неблагодарен своему Господу,

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 30 beslemesine abone olun.