
ḳîle-dḫuli-lcenneh. ḳâle yâ leyte ḳavmî ya`lemûn.
Arapça:
قِيلَ ادْخُلِ الْجَنَّةَ ۖ قَالَ يَا لَيْتَ قَوْمِي يَعْلَمُونَ
Türkçe:
"Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!"
Diyanet Vakfı:
Ona: Cennete gir" denilince. "Keşke, dedi, kavmim bilseydi!"
İngilizce:
It was said: "Enter thou the Garden." He said: "Ah me! Would that my People knew (what I know)!-
Fransızca:
Alors il [lui] fut dit : Entre au Paradis. Il dit : Ah si seulement mon peuple savait !
Almanca:
Es wurde gesagt: "Tritt in die Dschanna ein!" Er sagte: "Würden meine Leute doch über das Kenntnis haben,
Rusça:
Ему было сказано: "Войди в Рай!" Он сказал: "О, если бы мой народ знал,
Açıklama:

bimâ gafera lî rabbî vece`alenî mine-lmükramîn.
Arapça:
بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ الْمُكْرَمِينَ
Türkçe:
Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını.
Diyanet Vakfı:
"Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını!"
İngilizce:
For that my Lord has granted me Forgiveness and has enrolled me among those held in honour!
Fransızca:
... en raison de quoi mon Seigneur m'a pardonné et mis au nombre des honorés.
Almanca:
was mir mein HERR vergab, und daß ER mich zu einem der Gewürdigten machte!"
Rusça:
за что мой Господь простил меня (или что мой Господь простил меня) и что Он сделал меня одним из почитаемых!"
Açıklama:
Sayfalar
