Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

40

Ayet No: 

994

Sayfa No: 

155

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّىٰ يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ ۚ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ

Çeviriyazı: 

inne-lleẕîne keẕẕebû biâyâtinâ vestekberû `anhâ lâ tüfetteḥu lehüm ebvâbü-ssemâi velâ yedḫulûne-lcennete ḥattâ yelice-lcemelü fî semmi-lḫiyâṭ. vekeẕâlike neczi-lmücrimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bizim âyetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara göğün kapıları açılmayacak ve deve (veya halat) iğne deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir. İşte suçluları böyle cezalandırırız.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu ayetlerimizi yalan sayıp, onlara karşı büyüklük taslayanlara, göğün kapıları açılmaz; deve iğnenin deliğinden geçmedikçe cennete de giremezler. Suçluları böyle cezalandırırız.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Âyetlerimizi yalan sayıp onlara inanmaya tenezzül etmeyenlere gök kapıları kesin olarak açılmaz ve deve iğne yordamından geçer de onlar gene cennete giremezler ve biz, mücrimleri işte böyle cezalandırırız.

Şaban Piriş: 

Ayetlerimizi yalanlayıp, onlara karşı büyüklük taslayanlara, (öldükten sonra ruhları için) gök kapıları açılmayacak, deve iğne deliğinden geçmedikçe, onlar cennete giremeyeceklerdir. İşte biz, suçluları böyle cezalandırırız.

Edip Yüksel: 

Ayetlerimizi inkar edenlere ve onlara karşı büyüklük taslayanlara göğün kapısı açılmaz ve deve iğne deliğinden geçmedikçe de cennete girmezler. Suçluları böyle cezalandırırız.

Ali Bulaç: 

Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkarları işte böyle cezalandırırız.

Suat Yıldırım: 

Âyetlerimizi yalan sayanlara ve onları kabule tenezzül etmeyenlere gök kapıları açılmayacak ve deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar da cennete giremeyeceklerdir.İşte Biz, suçlu kâfirleri böyle cezalandırırız! {KM, Markos 10,25; Luka 18,25}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok o kimseler ki, âyetlerimizi tekzîp ettiler ve onlara karşı tekebbürde bulundular. Onlar için gök kapıları açılmaz ve deve iğnenin deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir. Ve işte mücrimleri böyle cezalandırırız.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılamayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz.

Bekir Sadak: 

7:44

İbni Kesir: 

Muhakkak ki ayetlerimizi yalan sayıp onlara karşı büyüklük taslayanlara

Adem Uğur: 

Bizim âyetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler

Celal Yıldırım: 

Elbette âyetlerimizi yalanlayıp onları kabul etmeyi (bir türlü) gururlarına yediremiyenlere şüphesiz göklerin (rahmet) kapıları açılmaz ve deve iğne deliğinden geçmedikçe, onlar da Cennet´e giremiyeceklerdir. İşte günahkâr suçluları biz böyle cezalandırırız.

Tefhim ul Kuran: 

Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkârları işte böyle cezalandırırız.

Fransızca: 

Pour ceux qui traitent de mensonges Nos enseignements et qui s'en écartent par orgueil, les portes du ciel ne leur seront pas ouvertes, et ils n'entreront au Paradis que quand le chameau pénètre dans le chas de l'aiguille. Ainsi rétribuons-Nous les criminels.

İspanyolca: 

A quienes hayan desmentido Nuestros signos y se hayan apartado altivamente de ellos, no se les abrirán las puertas del cielo ni entrarán en el Jardín hasta que entre un camello en el ojo de una aguja. Así retribuiremos a los pecadores.

İtalyanca: 

In verità le porte del cielo non si apriranno mai per coloro che smentiscono i Nostri segni allontanandosene orgogliosamente: non entreranno in Paradiso sino a quando un cammello non passi per la cruna di un ago. Così Noi compensiamo i peccatori.

Almanca: 

Gewiß, denjenigen, die Unsere Ayat leugneten und sich ihnen gegenüber in Arroganz erhoben, werden die Tore des Himmels nicht geöffnet und sie werden in 1 die Dschanna nicht eintreten, bis das Kamel in das Nadelöhr hineingeht. Und solcherart vergelten WIR es den schwer Verfehlenden.

Çince: 

否认我的迹象而加以藐视者,所有的天门必不为他们而开放,他们不得入乐园,直到缆绳能穿过针眼。我要这样报酬犯罪者。

Hollandaca: 

Waarlijk, hun die onze teekens van valschheid zullen beschuldigen, en deze trotsch verwerpen, hun zullen de deuren des hemels niet geopend worden; nimmer zullen zij het paradijs binnentreden, tot een kemel door het oog van eene naald gaat, en zóó zullen wij de boosdoeners beloonen.

Rusça: 

Воистину, не откроются врата небесные для тех, кто считал ложью Наши знамения и превозносился над ними. Они не войдут в Рай, пока верблюд не пройдет сквозь игольное ушко. Так Мы воздаем грешникам.

Somalice: 

Kuwa Beeniyey Aayadkanaga oo iska Kibriyey looma Furo Iridaha Samada mana Galaan Janada intuu ka Galo Riti Irbad Dulkeed Saasaana ku abaal marinaa Dambiilayaasha,

Swahilice: 

Hakika wale wanao zikanusha Ishara zetu na wakazifanyia kiburi hawatafunguliwa milango ya mbingu, wala hawataingia Peponi mpaka apite ngamia katika tundu ya sindano. Na hivi ndivyo tunavyo walipa wakosefu.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ئىنكار قىلغان ۋە ئۇلارغا ئىمان ئېيتىشقا گەدەنكەشلىك قىلغانلارغا ئاسماننىڭ دەرۋازىسى ئېچىلمايدۇ (يەنى ئۇلارنىڭ ياخشى ئەمەلى ۋە دۇئاسى قوبۇل بولمايدۇ)، تاكى تۆگە يىڭنىنىڭ تۆشۈكىدىن ئۆتكۈچە ئۇلار جەننەتكە كىرمەيدۇ (يەنى ئۇلار ھەرگىزمۇ جەننەتكە كىرمەيدۇ)، گۇناھكارلارغا مۇشۇنداق جازا بېرىمىز

Japonca: 

わが印を偽りであるとし,それに対し高慢であった者たちには,天の間は決して開かれないであろう。またラクダが針の穴を通るまで,かれらは楽園に入れないであろう。このようにわれは罪ある者に報いる。

Arapça (Ürdün): 

«إن الذين كذبوا بآياتنا واستكبروا» تكبروا «عنها» فلم يؤمنوا بها «لا تفتَّح لهم أبواب السماء» إذا عرج بأرواحهم إليها بعد الموت فيهبط بها إلى سجين بخلاف المؤمن فتفتح له ويصعد بروحه إلى السماء السابعة كما ورد في حديث «ولا يدخلون الجنة حتى يلج» يدخل «الجمل في سمِّ الخياط» ثقب الإبرة وهو غير ممكن فكذا دخولهم «وكذلك» الجزاء «نجزي المجرمين» بالكفر.

Hintçe: 

और उनसे सरताबी की न उनके लिए आसमान के दरवाज़े खोले जाएंगें और वह बेहश्त ही में दाखिल होने पाएगें यहाँ तक कि ऊँट सूई के नाके में होकर निकल जाए (यानि जिस तरह ये मुहाल है) उसी तरह उनका बेहश्त में दाखिल होना मुहाल है और हम मुजरिमों को ऐसी ही सज़ा दिया करते हैं उनके लिए जहन्नुम (की आग) का बिछौना होगा

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ปฏิเสธโองการต่าง ๆของเรา และได้แสดงโอหังต่อโองการเหล่านั้น บรรดาประตูแห่งฟากฟ้าจะไม่ถูกเปิดให้แก่พวกเขา และพวกเขาจะไม่ได้เข้าสวรรค์ จนกว่าอูฐจะลอดเข้าไปในรูเข็มได้ และในทำนองนั้นแหละ เราจะตอบแทนลงโทษแก่ผู้กระทำความผิด

İbranice: 

אכן אלה אשר התכחשו לאותותינו והתייחסו אליהם ביהירות, להם לא ייפתחו שערי השמיים והם לא יכנסו לגן העדן, עד אשר יעבור הגמל בחור המחט. כך נעניש את הכופרים המכחשים

Hırvatça: 

Doista, onima koji ajete i znakove Naše budu poricali i prema njima se budu oholo odnosili - kapije nebeske neće se otvoriti, niti će oni u Džennet ući sve dok se deva kroz iglene uši ne provuče!? Eto tako ćemo Mi prestupnike kazniti.

Rumence: 

Porţile cerului nu vor fi deschise celor care au socotit semnele Noastre minciuni şi nici celor care au întors spatele cu trufie: ei nu vor intra în Rai câtă vreme cămila nu va trece prin urechile acului. Astfel îi răsplătim pe cei păcătoşi.

Transliteration: 

Inna allatheena kaththaboo biayatina waistakbaroo AAanha la tufattahu lahum abwabu alssamai wala yadkhuloona aljannata hatta yalija aljamalu fee sammi alkhiyati wakathalika najzee almujrimeena

Türkçe: 

Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılamayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz.

Sahih International: 

Indeed, those who deny Our verses and are arrogant toward them - the gates of Heaven will not be opened for them, nor will they enter Paradise until a camel enters into the eye of a needle. And thus do We recompense the criminals.

İngilizce: 

To those who reject Our signs and treat them with arrogance, no opening will there be of the gates of heaven, nor will they enter the garden, until the camel can pass through the eye of the needle: Such is Our reward for those in sin.

Azerbaycanca: 

Ayələrimizi yalan hesab edənlərə və onlara təkəbbürlə yanaşanlara göyün qapıları açılmaz (əməlləri, duaları qəbul olunmaz, ruhları göyə qalxmaz) və dəvə iynənin gözündən keçməyənə qədər onlar da Cənnətə daxil ola bilməzlər. Biz günahkarlara (müşriklərə və kafirlərə) belə cəza veririk!

Süleyman Ateş: 

Bizim ayetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmağa tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve deve, iğne deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir! İşte suçluları böyle cezalandırırız.

Diyanet Vakfı: 

Bizim ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!

Erhan Aktaş: 

Âyetlerimizi yalanlayan ve büyüklenenler var ya, onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar deve(1) iğnenin deliğinden geçmedikçe, Cennet’e giremeyeceklerdir. Mücrimleri(2) böyle cezalandırırız.

Kral Fahd: 

Bizim âyetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve, iğne deliğinden geçmedikçe Cennet'e giremezler. Suçluları işte böyle cezalandırırız!

Hasan Basri Çantay: 

Bizim âyetlerimizi yalan sayıb da onlara karşı kibirlenmek isteyenler (yok mu?) onlar için gök kapıları açılmayacak, onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar, cennete girmeyeceklerdir. Biz günahkârları böyle cezalandırırız.

Muhammed Esed: 

Gerçek şu ki, Ayetlerimizi yalanlamaya kalkışan ve onlara tepeden bakan kimselere göğün kapıları açılmayacaktır; ve onlar, halatın iğne deliğinden geçebilmesinden daha kolay giremeyecekler cennete. Günaha gömülüp gidenleri Biz işte böyle cezalandırırız.

Gültekin Onan: 

Kuşkusuz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkarları işte böyle cezalandırırız.

Ali Fikri Yavuz: 

Âyetlerimizi yalanlıyanlar ve onlara iman etmeyi kibirlerine yediremeyenler (var ya), onlara gök kapıları açılmaz (ruhları göğe yükselmez) ve deve iğnenin deliğinden geçinceye kadar (hiç bir zaman) cennete giremezler. İşte biz, günahkârlara (müşriklere) böyle ceza veririz.

Portekizce: 

Àqueles que desmentirem os Nossos versículos e se ensoberbecerem, jamais lhes serão abertas as portas do céu, nementrarão no Paraíso, até que um camelo passe pelo buraco de uma agulha. Assim castigamos os pecadores.

İsveççe: 

HIMLENS portar skall förbli stängda för dem som påstår att Våra budskap är lögn och högmodigt vänder sig ifrån dem; det blir inte lättare för dem att komma in i paradiset än för ett rep att tränga igenom ett nålsöga. Så belönar Vi de obotfärdiga syndarna.

Farsça: 

قطعاً کسانی که آیات ما را تکذیب کردند، و از پذیرفتن آنها تکبّر ورزیدند، درهای آسمان [برای نزول رحمت] بر آنان گشوده نخواهد شد، و در بهشت هم وارد نمی شوند مگر آنکه شتر در سوراخ سوزن درآید!! [پس هم چنانکه ورود شتر به سوراخ سوزن محال است، ورود آنان هم به بهشت محال است؛] این گونه گنهکاران را کیفر می دهیم.

Kürtçe: 

بەڕاستی ئەوانەی بێ بڕوا بوون بەئایەتەکانی ئێمە وە خۆیان بەگەورە و زل دادەنا لە بەرامبەریاندا ئەوانە دەرگاکانی ئاسمانیان بۆ ناکرێتەوە و ناچنە بەھەشتەوە ھەتا حوشتر نەچێت بەکونی دەرزی دروماندا (ئەمەش مەرجێکە ھەرگیز نایەتە دی) ئا بەو جۆرە تۆڵە لە تاوانباران دەسێنین

Özbekçe: 

Албатта, оятларимизни ёлғонга чиқарганлар ва улардан кибр қилганларга осмон эшиклари очилмас ва улар туя игна тешигидан ўтмагунча жаннатга кирмаслар. Жиноятчиларни мана шундай жазолаймиз. (Уларнинг руҳлари осмонга олиб чиқилганда, эшик очилмай, аҳволлари расво бўлган эди. Энди жаннатга киришлари учун ғоят оғир шарт қўйилмоқда. Бир тарафда улкан жуссали тоғдек туя дарёдек пишқириб турибди. Иккинчи тарафда кўз илғаб-илғамай бир игна. Аммо унинг тешигини, унга нигоҳи ўткир одам яқинроқдан тикилмаса, кўрмайди ҳам. Бу баҳайбат туя ушбу кичкина тешикдан ўтса, бош устига, «анавилар» ҳам жаннатга кираверсинлар. Бу илоҳий таъбир оддийгина қилиб, абадул абад жаннатга кирмайди, дейишдан кўра юз чандон таъсирчандир. Бу ҳам уларнинг азобига азоб, жазосига жазо қўшиш учундир.)

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang mendustakan ayat-ayat (perintah) Kami dan yang angkuh (merasa dirinya lebih) daripada mematuhinya, tidak sekali-kali akan dibukakan bagi mereka pintu-pintu langit dan mereka tidak akan masuk Syurga sehingga unta masuk di lubang jarum dan demikianlah Kami membalas orang-orang yang melakukan kesalahan.

Arnavutça: 

me të vërtetë, ata që argumentet Tona i konsiderojnë gënjeshtra e të cilët, janë sjellë me mendjemadhësi ndaj atyre, nuk do t’u hapën dyert e qiellit, as që do të hyjnë në xhennet, derisa të mos kalojë devja nëpër birë të gjilpërës. Kështu Na i ndëshkojmë mëkatarët.

Bulgarca: 

На онези, които взимат за лъжа Нашите знамения и се големеят пред тях, не ще им бъдат разтворени небесните двери и не ще влязат в Рая, додето камила не мине през иглено ухо. Така въздаваме на престъпниците.

Sırpça: 

Заиста, онима који Наше речи и доказе буду порицали и према њима се буду охоло односили - небеске капије се неће отворити, нити ће они у Рај да уђу све док се камила кроз иглене уши не провуче! Ето тако ћемо Ми преступнике да казнимо.

Çekçe: 

Věru těm, kdož znamení Naše za lživá prohlašovali a pyšně se od nich odvraceli, nebudou otevřeny nebes brány a oni nevstoupí do ráje, dokud neprojde velbloud uchem jehly. A takto My odměňujeme provinilé.

Urduca: 

یقین جانو، جن لوگوں نے ہماری آیات کو جھٹلایا ہے اور ان کے مقابلہ میں سرکشی کی ہے ان کے لیے آسمان کے دروازے ہرگز نہ کھولے جائیں گے اُن کا جنت میں جانا اتنا ہی ناممکن ہے جتنا سوئی کے ناکے سے اونٹ کا گزرنا مجرموں کو ہمارے ہاں ایسا ہی بدلہ ملا کرتا ہے

Tacikçe: 

Дарҳои осмон бар рӯи касоне, ки оёти Моро дурӯғ гуфтанд ва аз онҳо сар тофтаанд, кушода намешаванд ва ба биҳишт намедароянд, то он гоҳ, ки шутур аз сӯрохи сузан бигзарад. Ва осиёнро инчунин ҷазо медиҳем!

Tatarca: 

Бәгъзе кешеләр аятьләребезне ялган диделәр вә аятьләребез белән гамәл кылудан тәкәбберләнделәр, аларга Күк ишекләре ачылмас, ягъни азрак изгелекләре булса, ул да кабул булмас һәм җәннәткә кермәсләр, хәтта дөя энә күзеннән чыкканчы, ягъни дөянең энә күзеннән чыгуы мөмкин булмаса, аларның да җәннәткә керүе мөмкин түгел. Залимнәрне әнә шулай җәза кылырбыз.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang mendustakan ayat-ayat Kami dan menyombongkan diri terhadapnya, sekali-kali tidak akan dibukakan bagi mereka pintu-pintu langit dan tidak (pula) mereka masuk surga, hingga unta masuk ke lubang jarum. Demikianlah Kami memberi pembalasan kepada orang-orang yang berbuat kejahatan.

Amharca: 

እነዚያ አንቀጾቻችንን ያስተባበሉ ከእርሷም የኮሩ ለእነርሱ የሰማይ ደጃፎች አይከፈቱላቸውም፡፡ ግመል በመርፌ ቀዳዳ እስከሚገባም ድረስ ገነትን አይገቡም፡፡ እንደዚሁም አጋሪዎችን እንቀጣለን፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக எவர்கள் நம் வசனங்களைப் பொய்ப்பித்தார்களோ; இன்னும், அவற்றை விட்டு பெருமையடித்து புறக்கணித்தார்களோ அவர்களுக்கு வானத்தின் வாசல்கள் திறக்கப்படாது. ஊசியின் காதில் ஒட்டகம் நுழையும் வரை அவர்கள் சொர்க்கத்தில் நுழைய மாட்டார்கள். இன்னும், குற்றவாளிகளுக்கு இவ்வாறே நாம் கூலிகொடுப்போம்.

Korece: 

하나님의 말씀을 거역하며 오만하고 거만하는 자 그들에게는 하늘에의 문이 열리지 아니하며 그들이 천국에 들어가는 것은 낙 타가 바늘구멍 들어가는 것과 같 으니 이것이 죄지은 자들에 대한 대가라

Vietnamca: 

Quả thật, những kẻ phủ nhận các Lời Mặc Khải của TA (Allah) và ngạo mạn với chúng, sẽ không có cổng trời nào được mở ra cho họ, và họ sẽ không vào được Thiên Đàng trừ phi con lạc đà chui qua được cái lỗ của chiếc kim may. TA trừng phạt những kẻ tội lỗi đúng như thế đó.