Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

147

Ayet No: 

936

Sayfa No: 

148

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِن كَذَّبُوكَ فَقُل رَّبُّكُمْ ذُو رَحْمَةٍ وَاسِعَةٍ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُهُ عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ

Çeviriyazı: 

fein keẕẕebûke feḳur rabbüküm ẕû raḥmetiv vâsi`ah. velâ yüraddü be'sühû `ani-lḳavmi-lmücrimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer seni yalanladılarsa, de ki: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilmez."

Diyanet İşleri: 

Seni yalanlarlarsa, "Rabbinizin rahmeti geniştir; O'nun azabı suçlu milletten geri çevrilemez" de.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Seni yalanlarlarsa hemen de ki: Rabbiniz geniş, engin bir rahmete sahiptir, fakat azabını da suçlu kavimden reddetmeye imkan yok.

Şaban Piriş: 

Seni yalanlarlarsa: "Rabbiniz, geniş rahmet sahibidir; O’nun azabı ise günahkâr toplumdan geri çevrilemez" de!

Edip Yüksel: 

Seni yalanlarlarsa: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir ve O'nun cezası suçlu toplumlardan geri çevrilemez," de.

Ali Bulaç: 

Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez."

Suat Yıldırım: 

Eğer onlar seni yalancı sayarsa de ki: “Rabbinizin merhameti geniştir; fakat dilediği zaman O'nun satveti ve azabı, suçlu toplumdan geri çevrilemez.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İmdi seni tekzîp ederlerse de ki: «Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Fakat onun ikâbı da günahkâr olan bir gürûhtan reddedilemez.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: "Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O'nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz."

Bekir Sadak: 

Yetim malina, erginlik cagina erisene kadar en iyi seklin disinda yaklasmayin

İbni Kesir: 

Seni yalanlarlarsa

Adem Uğur: 

Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O´nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.

İskender Ali Mihr: 

Artık seni yalanlarlarsa, o zaman de ki: “Sizin Rabbiniz geniş bir rahmetin sahibidir ve O´nun azabı, mücrimler (suçlular) kavminden geri çevrilemez.”

Celal Yıldırım: 

Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: Rabbınız geniş rahmet sahibidir

Tefhim ul Kuran: 

Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki: «Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Onun şiddetli çarpması, suçlu günahkârlar topluluğundan geri çevrilemez.

Fransızca: 

Puis, s'ils te traitent de menteur, alors dis : "Votre Seigneur est Détenteur d'une immense miséricorde cependant que Sa rigueur ne saura être détournée des gens criminels".

İspanyolca: 

Si te desmienten, di: «Vuestro Señor es el Dueño de una inmensa misericordia, pero no se alejará Su rigor del pueblo pecador».

İtalyanca: 

Se poi ti tacciano di menzogna, di': «Il vostro Signore possiede immensa misericordia, ma la Sua severità non potrà essere allontanata da un popolo empio».

Almanca: 

Und sollten sie dich des Lügens bezichtigen, dann sag: "Euer HERR verfügt über allumfassende Gnade. Doch Seine Peinigung ist von den schwer verfehlenden Leuten nicht abhaltbar."

Çince: 

如果他们否认你,你就说:你们的主,是有广大的慈恩的;但无人能替犯罪的民众抵抗他的刑罚。

Hollandaca: 

Indien zij u van bedrog beschuldigen, zeg: Uw Heer is met eene uitgebreide genade bekleed, maar zijne gestrengheid zal van den booze niet kunnen worden afgewend.

Rusça: 

Если они сочтут тебя лжецом, то скажи: "Ваш Господь обладает обширной милостью, но Его наказание невозможно отвратить от грешных людей".

Somalice: 

Hadday ku Beeniyaan waxaad dhahdaa Eebihiin war Naxariis badane lagamana Celiyo Ciqaabtiisa qoomka Dambiilayaasha ah.

Swahilice: 

Wakikukanusha basi wewe sema: Mola Mlezi wenu ni Mwenye rehema iliyo enea. Wala haizuiliki adhabu yake kwa watu wakhalifu.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) ئەگەر ئۇلار (يەنى يەھۇدىيلار) سېنى ئىنكار قىلسا، سەن: «پەرۋەردىگارىڭلار (قىلمىشىڭلار ئۈچۈن، سىلەرنى ئالدىراپ جازالىمىغانلىقتىن) كەڭ رەھمەت ئىگىسىدۇر، (اﷲ نىڭ رەھمىتىگە مەغرۇر بولماڭلاركى) اﷲ نىڭ ئازابى گۇناھكار قەۋمدىن قايتۇرۇلمايدۇ» دېگىن

Japonca: 

それでもかれらがあなたを虚言者であるとするなら,言ってやるがいい。「あなたがたの主は慈悲深い主で,凡てを包容なされる方である。だが不義の民は,かれの懲罰は免れられない。」

Arapça (Ürdün): 

«فإن كذَّبوك» فيما جئت به «فقل» لهم «ربكم ذو رحمة واسعة» حيث لم يعاجلكم بالعقوبة وفيه تلطف بدعائهم إلى الإيمان «ولا يُرد بأسه» عذابه إذا جاء «عن القوم المجرمين».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) पर अगर वह तुम्हें झुठलाएं तो तुम (जवाब) में कहो कि (अगरचे) तुम्हारा परवरदिगार बड़ी वसीह रहमत वाला है मगर उसका अज़ाब गुनाहगार लोगों से टलता भी नहीं

Tayca: 

หากพวกเขาปฏิเสธเจ้า ก็จงกล่าวเถิดว่าพระเจ้าของพวกเจ้านั้นเป็นผู้ทรงเอ็นดูเมตตาอันกว้างขวาง และการลงโทษของพระองค์นั้นจะไม่ถูกโต้กลับให้พ้นจากกลุ่มชนที่กระทำความผิด

İbranice: 

ואם יתכחשו לדבריך, אמור, 'ריבונכם אמנם רב- רחמים, אך לא ימנע את עונשו מהאנשים הכופרים המכחשים

Hırvatça: 

A ako ti oni ne budu vjerovali, ti reci: "Gospodar vaš je posjednik milosti neizmjerne, ali kazne Njegove ne bivaju pošteđeni ljudi prestupnici."

Rumence: 

Spune-le, când te învinuiesc de minciună: “Domnul vostru are o milostivenie nesfârşită, însă urgia Sa nu va fi abătută de la poporul nelegiuit.”

Transliteration: 

Fain kaththabooka faqul rabbukum thoo rahmatin wasiAAatin wala yuraddu basuhu AAani alqawmi almujrimeena

Türkçe: 

Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: "Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O'nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz."

Sahih International: 

So if they deny you, [O Muhammad], say, "Your Lord is the possessor of vast mercy; but His punishment cannot be repelled from the people who are criminals."

İngilizce: 

If they accuse thee of falsehood, say: "Your Lord is full of mercy all-embracing; but from people in guilt never will His wrath be turned back.

Azerbaycanca: 

Əgər onlar səni yalançı hesab etsələr, de: “Rəbbiniz böyük mərhəmət sahibidir. Onun günahkar bir tayfaya (verəcəyi) əzabın da qarşısı alına bilməz!”

Süleyman Ateş: 

Eğer seni yalanladılarsa, de ki: "Rabbiniz bol rahmet sahibidir. Fakat O'nun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilmez (gazabı suçluların üzerine bir indi mi, onu kimse geri çeviremez)."

Diyanet Vakfı: 

Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.

Erhan Aktaş: 

Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: “Rabb’iniz geniş rahmet sahibidir, ne var ki O’nun azâbı mücrim(1) halktan geri çevrilemez.”

Kral Fahd: 

Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.

Hasan Basri Çantay: 

Eğer (bunun üzerine) seni tekzîb ederlerse de ki: «Rabbiniz geniş bir rahmet saahibidir. Onun satvet (-ü kudret) i ise günahkârlar güruhundan (uzaklaşdırılıb) döndürülemez».

Muhammed Esed: 

Ve eğer senin yalan söylediğini iddia ederlerse onlara de ki: "Rabbinizin rahmeti sonsuzdur; ama günaha batmış insanları cezalandırması da kaçınılmazdır".

Gültekin Onan: 

Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer getirdiğin hükümlerde seni tekzib ederlerse şöyle de:”-Rabbiniz geniş rahmet sahibidir

Portekizce: 

Se te desmentirem, dize: Vosso Senhor é Clementíssimo; porém, Seu castigo, para os pecadores, jamais será contido.

İsveççe: 

Om de kallar dig lögnare, svara då: "Er Herres barmhärtighet når överallt, men ingen kan skydda de obotfärdiga syndarna mot Hans straff."

Farsça: 

اگر تو را تکذیب کردند، بگو: پروردگارمان صاحب رحمتی گسترده است، ولی عذاب او هم از گروه می رمان بازگردانده نخواهد شد.

Kürtçe: 

ئەمجا ئەگەر باوەڕیان پێ نەکردیت ئەوا (پێیان) بڵێ پەروەردگارتان خاوەنی میھرەبانی فراوانە وە سزاو تۆڵەی ئەو (خوا کەھات) لەھۆزی تاوانباران ناگێڕدرێتەوە

Özbekçe: 

Агар сени ёлғончига чиқарсалар: «Роббингиз кенг раҳмат соҳибидир, аммо Унинг азоби жиноятчи қавмлардан қайтарилмас», деб айт.

Malayca: 

Kemudian jika mereka mendustakanmu (wahai Muhammad) maka katakanlah: "Tuhan kamu mempunyai rahmat yang luas melimpah-ruah, dan azab seksaNya tidak dapat ditolak dari kaum yang berdosa".

Arnavutça: 

Nëse ata të përgënjeshtrojnë ty, thuaju: “Zoti juaj është pronar i mëshirës së gjerë, e ndëshkimi i Tij nuk pengohet nga populli mëkatarë”.

Bulgarca: 

А ако те взимат за лъжец, кажи: “Вашият Господ е с всеобхватна милост, ала не ще бъде отклонено Неговото мъчение от престъпните хора.”

Sırpça: 

А ако ти они не буду веровали, ти реци: „Господар ваш је поседник неизмерне милости, али казне Његове не бивају поштеђени људи грешници.“

Çekçe: 

Prohlašují-li tě za lháře, rci: 'Pán váš sice vládne nesmírným milosrdenstvím, avšak přísnost Jeho nebude odvrácena od lidu hříšného.'

Urduca: 

اب اگر وہ تمہیں جھٹلائیں تو ان سے کہہ دو کہ تمہارے رب کا دامن رحمت وسیع ہے اور مجرموں سے اس کے عذاب کو پھیرا نہیں جاسکتا

Tacikçe: 

Агар туро дурӯғ бароранд, бигӯ; «Парвардигори шумо соҳиби раҳмате васеъ аст ва хашму азобаш аз гунаҳгорон боздошта нахоҳад шуд».

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м! Әгәр кәферләр сине ялганчы дисәләр, син аларга әйт: "Раббыгыз киң рәхмәт иясе, сезне дөньяда" ґәзаб кылырга ашыкмас, әмма ахирәттә Аллаһуның ґәзабы залим каумнәрдән кире китмәс."

Endonezyaca: 

Maka jika mereka mendustakan kamu, katakanlah: "Tuhanmu mempunyai rahmat yang luas; dan siksa-Nya tidak dapat ditolak dari kaum yang berdosa".

Amharca: 

ቢያስተባብሉህም፡- «ጌታችሁ የሰፊ ችሮታ ባለቤት ነው፡፡ ብርቱ ቅጣቱም ከአመጸኞች ሕዝቦች ላይ አይመለስም» በላቸው፡፡

Tamilce: 

ஆக, (நபியே!) அவர்கள் உம்மைப் பொய்ப்பித்தால், (அவர்களை நோக்கி) கூறுவீராக: “உங்கள் இறைவன் விசாலமான கருணையுடையவன்; இன்னும், அவனது தண்டனை குற்றவாளிகளான மக்களை விட்டும் திருப்பப்படாது’’

Korece: 

그들이 그대를 거짓으로 비난한다면 일러가로되 주님은 은혜 로 충만하심이나 죄지은 백성은 그분의 노여움을 피하지 못하리라

Vietnamca: 

Nếu như họ phủ nhận Ngươi (hỡi Thiên Sứ) thì Ngươi hãy nói: “Thượng Đế của các ngươi có lòng thương xót bao la. Tuy nhiên, đám người tội lỗi sẽ không thể tránh khỏi sự trừng phạt của Ngài.”