Arapça:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا آبَاءَكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاءَ إِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى الْإِيمَانِ ۚ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Çeviriyazı:
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tetteḫiẕû âbâeküm veiḫvâneküm evliyâe ini-steḥabbü-lküfra `ale-l'îmân. vemey yetevellehüm minküm feülâike hümu-żżâlimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları dost edinmeyiniz. Sizden her kim onları dost edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir.
Diyanet İşleri:
Ey inananlar! Babalarınızı, kardeşlerinizi küfrü imana tercih ediyorlarsa dost edinmeyin. Sizden onları kim dost edinirse doğrusu kendine yazık etmiş olurlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey inananlar, kafirliği severler ve küfrü imana tercih ederlerse babalarınızı ve kardeşlerinizi de dost edinmeyin ve içinizden kim onları severse onlardır zulmedenler.
Şaban Piriş:
Ey İman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi veli edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse , İşte onlar da zalimlerin ta kendileridir.
Edip Yüksel:
Ey inananlar, inkarı imana tercih ettikleri taktirde ana babalarınızı ve kardeşlerinizi dost edinmeyin. Kim onları dost edinirse onlar zalimlerdir.
Ali Bulaç:
Ey iman edenler, eğer imana karşı inkarı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir.
Suat Yıldırım:
Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi bile veli edinmeyin.İçinizden onları dost edinenler, zalimlerin ta kendileridir. [58, 22]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ey mü´minler! Eğer küfrü imân üzerine ihtiyar etmişler ise babalarınızı, kardaşlarınızı dost tutmayınız ve sizden onları kimler ki dost tutarsa, işte zalim olanlar onlardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey iman edenler! Babalarınız ve kardeşleriniz, eğer imana karşı inkârı seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyin. İçinizden onları dost edinenler zalimlerin ta kendileridirler.
Bekir Sadak:
Ey inananlar! Dogrusu puta tapanlar pistirler, bu sebeple, bu yillardan sonra Mescidi Haram´a yaklasmasinlar. Eger fakirlikten korkarsaniz, bilin ki Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginlestirecektir. Allah suphesiz bilendir, hakimdir.
İbni Kesir:
Ey iman edenler
Adem Uğur:
Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.
İskender Ali Mihr:
Ey âmenû olanlar! Îmâna karşı (îmânın üstüne), îmândan üstün tutarak şâyet küfrü severlerse babalarınızı ve kardeşlerinizi dostlar edinmeyin. Ve sizden kim onlara dönerse işte onlar, onlar zalimlerdir.
Celal Yıldırım:
Ey imân edenler! Babalarınızı ve kardeşlerinizi, eğer küfrü imândan üstün tutup seviyorlarsa, (gönülden) dost edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, kendilerine çok yazık etmiş olurlar.
Tefhim ul Kuran:
Ey iman edenler, eğer imana karşı küfrü sevip tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte zulme sapanlar bunlardır.
Fransızca:
ô vous qui croyez ! Ne prenez pas pour alliés, vos pères et vos frères s'ils préfèrent la mécréance à la foi. Et quiconque parmi vous les prend pour alliés... ceux-là sont les injustes.
İspanyolca:
¡Creyentes! No toméis como amigos a vuestros padres y a vuestros hermanos si prefieren la incredulidad a la fe. Quienes de vosotros les consideran amigos, ésos son los impíos.
İtalyanca:
O voi che credete, non prendete per alleati i vostri padri e i vostri fratelli se preferiscono la miscredenza alla fede. Chi di voi li prenderà per alleati sarà tra gli ingiusti.
Almanca:
Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Nehmt euch eure Eltern und eure Geschwister nicht als Wali, wenn sie den Kufr dem Iman vorziehen. Und wer von euch sie als Wali nimmt, diese sind die wirklichen Unrecht-Begehenden.
Çince:
信道的人们啊!你们不要以自己的父兄为保护人,如果他们弃正信而取迷信的话。你们中谁以他们为保护人,谁是不义者。
Hollandaca:
O ware geloovigen! kiest uwe vaderen of uwe broeders niet tot uwe vrienden, indien zij ongeloof boven geloof beminnen; en wie uwer hen tot zijne vrienden mocht kiezen, zal onder de goddeloozen worden geteld.
Rusça:
О те, которые уверовали! Не берите своих отцов и братьев себе в помощники и друзья, если они предпочли вере неверие. А те из вас, которые берут их себе в помощники и друзья, являются беззаконниками.
Somalice:
kuwa (xaqa) rummeyow ha ka yeelanina Aabayaalkiin iyo walaalihiin sokeeye hadday ka jeelaadaan gaalnimada iimaanka, ciddiise ka sokeeye yeelata oo idinka mida kuwaasu iyaga umbaa daalimiina.
Swahilice:
Enyi mlio amini! Msiwafanye baba zenu na ndugu zenu kuwa vipenzi vyenu ikiwa wanastahabu ukafiri kuliko Imani. Na katika nyinyi atakaye wafanya hao ndio vipenzi vyake, basi hao ndio madhaalimu.
Uygurca:
ئى مۆمىنلەر! ئەگەر ئاتىلىرىڭلار، قېرىندىشىڭلار ئىماندىن كۇفرىنى ئارتۇق كۆرسە (كۇفرىدا مەھكەم تۇرسا)، ئۇلارنى دوست تۇتماڭلار. ئىچىڭلاردىن كىملەركى، ئۇلارنى دوست تۇتىدىكەن، ئۇلار زالىملاردۇر (يەنى ئۇلارغا ئوخشاش مۇشرىكتۇر، چۈنكى مۇشرىكلىككە رازى بولغان ئادەممۇ مۇشرىك ھېسابلىنىدۇ)
Japonca:
信仰する者よ,もしあなたがたの父または兄弟が,信仰より不信心を好むならば,かれらを親しい友としてはならない。もしあなたがたの中,かれらを親しい友とする者があれば,それらは不義の徒である。
Arapça (Ürdün):
ونزل فيمن ترك الهجرة لأجل أهله وتجارته: «يا أيها الذين آمنوا لا تتخذوا آباءكم وإخوانكم أولياء إن استحبوا» اختاروا «الكفر على الإيمان ومن يتولهم منكم فأولئك هم الظالمون».
Hintçe:
ऐ ईमानदारों अगर तुम्हारे माँ बाप और तुम्हारे (बहन) भाई ईमान के मुक़ाबले कुफ़्र को तरजीह देते हो तो तुम उनको (अपना) ख़ैर ख्वाह (हमदर्द) न समझो और तुममें जो शख़्स उनसे उलफ़त रखेगा तो यही लोग ज़ालिम है
Tayca:
“บรรดาผู้ศรัทธาทั้งหลาย ! จงอย่าได้ถือเอาบิดาของพวกเจ้า และพี่น้องของพวกเจ้าเป็นมิตร หากพวกเขาชอบการปฏิเสธศรัทธา เหนือการอีมาน และผู้ใดในหมู่พวกเจ้าให้พวกเขาเป็นมิตรแล้ว ชนเหล่านี้แหละพวกเขาคือผู้อธรรม”
İbranice:
הוי אלה אשר האמינו! אל תיקחו את אבותיכם ואחיכם אדונים לכם אם הם בוחרים בכפירה במקום האמונה, וכל הלוקח אותם כאדונים הן, אלה הם המקפחים
Hırvatça:
O vi koji vjerujete, ne uzimajte za prisne prijatelje ni očeve svoje ni braću svoju, ako više vole nevjerovanje od vjerovanja. A ko god od vas bude s njima prisno prijateljevao, pa takvi su pravi zulumćari.
Rumence:
O, voi cei ce credeţi! Nu-i ţineţi de prieteni pe taţii şi pe fraţii voştri, dacă ei iubesc mai mult tăgada decât credinţa. Cei dintre voi care îi vor fi luat ca prieteni, sunt nedrepţi.
Transliteration:
Ya ayyuha allatheena amanoo la tattakhithoo abaakum waikhwanakum awliyaa ini istahabboo alkufra AAala aleemani waman yatawallahum minkum faolaika humu alththalimoona
Türkçe:
Ey iman edenler! Babalarınız ve kardeşleriniz, eğer imana karşı inkârı seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyin. İçinizden onları dost edinenler zalimlerin ta kendileridirler.
Sahih International:
O you who have believed, do not take your fathers or your brothers as allies if they have preferred disbelief over belief. And whoever does so among you - then it is those who are the wrongdoers.
İngilizce:
O ye who believe! take not for protectors your fathers and your brothers if they love infidelity above Faith: if any of you do so, they do wrong.
Azerbaycanca:
Ey iman gətirənlər! Əgər atalarınız və qardaşlarınız küfrü imandan üstün tuturlarsa, onları özünüzə dost bilməyin. Sizdən onları dost tutanlar özlərinə zülm etmiş olarlar.
Süleyman Ateş:
Ey inananlar, eğer imana karşı küfrü seviyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli tanır(dost tutar)sa işte zalimler onlardır.
Diyanet Vakfı:
Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.
Erhan Aktaş:
Ey Îmân Edenler! Eğer küfrü îmâna tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi evliya(1) edinmeyin. Sizden kim onlara dönerse,(2) işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.
Kral Fahd:
Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli (dost) edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işle onlar zalimlerin kendileridir.
Hasan Basri Çantay:
Ey îman edenler, babalarınızı, kardeşlerinizi — eğer küfrü sevib Onu îman üzerine tercîh ediyorlarsa — velîler edinmeyin. İçinizden kim onların velilikleri altına girerse onlar zaalimlerin ta kendileridir.
Muhammed Esed:
Siz ey imana erişenler! Hakkın inkarı eğer gönüllerinde imandan daha çok yer tutuyorsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) dost ve yakın bilmeyin: çünkü içinizden kimler ki onlarla dostluk kurarsa, (bilin ki), işte onlardır kötülüğü seçen ve işleyen kimseler!
Gültekin Onan:
Ey inananlar, eğer inanca karşı küfrü sevip tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir.
Ali Fikri Yavuz:
Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz, iman üzerine küfrü tercih edip seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyiniz. Sizden kim, onları veli (dost) edinirse, işte onlar, nefislerine zulmedenlerdir.
Portekizce:
Ó fiéis, não tomeis por confidentes vossos pais e irmãos, se preferirem a incredulidade à fé; aqueles, dentre vós, que ostomarem por confidentes, serão iníquos.
İsveççe:
TROENDE! Tag inte era fäder och era bröder till bundsförvanter om de sätter förnekelse högre än tro; de bland er som sluter sig till dem begår orätt [mot sig själva].
Farsça:
ای اهل ایمان! اگر پدرانتان و برادرانتان کفر را بر ایمان ترجیح دهند، آنان را دوستان و سرپرستان خود مگیرید؛ و کسانی از شما که آنان را دوست و سرپرست خود گیرند، هم اینانند که ستمکارند.
Kürtçe:
ئەی ئەوانەی کەبڕواتان ھێناوە باوک و براکانتان دامەنێن (ھەڵمەبژێرن) بەدۆست و خۆشەویست ئەگەر بێ باوەڕییان لەباوەڕ لا خۆشەویسترو چاکتربوو وە ھەر کەس لەئێوە ئەوانە بکات بەدۆستی خۆی ئەوە ھەر ئەوانە ستەمکارن
Özbekçe:
Эй иймон келтирганлар! Агар куфрни иймондан устун кўрсалар, ота-онангиз ва ака-укаларингизни дўст тутманг. Сиздан ким уларни дўст тутса, бас, ана ўшалар, ўзлари золимлардир. (Ислом ақидаси учун соф қалб керак. Ақида тоза қалбдан жой олиши учун ундан бошқа манфаатлар узилиши лозим. Яъни, иймон, эътиқод, дину диёнат масаласи ҳамма нарсадан устун қўйилмоғи керак. Ҳатто ота-она ва ака-ука каби дунёдаги энг яқин кишилар бошқа диёнатни танлаган бўлсалар, уларни ҳам дўст тутиб бўлмайди. Яъни, қалбдан яхши кўриш мумкин эмас. Улар билан алоқа, муомалалар бўлаверади, аммо қалб фақат ақида учун холис қолади. Куфрни ихтиёр этган қариндошларни дўст-валий тутиш ширкнинг бир кўринишидир. Шунинг учун бу ишни қилганлар оятда золимлар деб аталмоқдалар.)
Malayca:
Wahai orang-orang yang beriman! Janganlah kamu menjadikan bapa-bapa kamu dan saudara-saudara kamu sebagai orang-orang yang didampingi jika mereka memilih kufur dengan meninggalkan iman; dan sesiapa di antara kamu yang menjadikan mereka orang-orang yang didampingi, maka merekalah orang-orang yang zalim.
Arnavutça:
O besimtarë! Mos e bëni mik baban tuaj dhe vëllezërit tuaj, nëse ata më tepër e duan mohimin se sa besimin. Kushdo prej jush që i bënë ata miq, është zullumqarë.
Bulgarca:
О, вярващи, не взимайте за ближни своите бащи и братя, ако са предпочели неверието пред вярата. А които от вас се сближат с тях, те са угнетителите.
Sırpça:
О ви који верујете, не узимајте за присне пријатеље ни своје очеве ни своју браћу, ако више воле неверовање од веровања. А ко год од вас буде одржавао са њима присно пријатељство, па такви су прави неправедници.
Çekçe:
Vy, kteří věříte! Neberte si za přátele otce své a bratry své, jestliže je jim nevěrectví milejší než víra. A ti z vás, kdož se s nimi přátelí, jsou nespravedliví!'
Urduca:
اے لوگو جو ایمان لائے ہو، اپنے باپوں اور بھائیوں کو بھی اپنا رفیق نہ بناؤ اگر وہ ایمان پر کفر کو ترجیح دیں تم میں سے جو ان کو رفیق بنائیں گے وہی ظالم ہوں گے
Tacikçe:
Эй касоне, ки имон овардаед, агар падарону бародаронатон дӯст доранд, ки куфрро ба ҷои имон биинтихобанд, онҳоро ба дӯстӣ магиред ва ҳар кас аз шумо дӯсташон бидорад, аз ситамкорон хоҳад буд.
Tatarca:
Ий мөэминнәр! Аталарыгызны вә кардәшләрегезне дус тотмагыз әгәр алар иманны ташлап имансыз, динсез булуны ихтыяр итсәләр. Әгәр Сезләрдән берәү динсез кардәшләрен дус тотса алар залимнәр.
Endonezyaca:
Hai orang-orang beriman, janganlah kamu jadikan bapa-bapa dan saudara-saudaramu menjadi wali(mu), jika mereka lebih mengutamakan kekafiran atas keimanan dan siapa di antara kamu yang menjadikan mereka wali, maka mereka itulah orang-orang yang zalim.
Amharca:
እናንተ ያመናችሁ ሆይ! አባቶቻችሁና ወንድሞቻችሁ ክህደትን ከእምነት አብልጠው ቢወዱ ወዳጆች አድርጋችሁ አትያዙዋቸው፡፡ ከእናንተም ውስጥ ወዳጅ የሚያደርጋቸው እነዚያ እነሱ በዳዮች ናቸው፤
Tamilce:
நம்பிக்கையாளர்களே! உங்கள் தந்தைமார்களையும், (உங்கள் தாய்மார்களையும்) உங்கள் சகோதரர்களையும் (உங்கள் சகோதரிகளையும் உங்களுக்கு உற்ற நேசர்களாகவும்) பொறுப்பாளர்களாக(வும்) எடுத்துக் கொள்ளாதீர்கள், - அவர்கள் (இஸ்லாமை ஏற்காமல்) இறைநம்பிக்கையை விட நிராகரிப்பை விரும்பினால். இன்னும், உங்களில் எவர்கள் அவர்களை பொறுப்பாளர்களாக (நேசர்களாக) ஆக்கிக் கொள்வார்களோ அவர்கள்தான் அநியாயக்காரர்கள் ஆவார்கள்.
Korece:
믿는 사람들아 너희의 아버 지들과 형제들이 믿음 보다는 불 신을 택한다면 그들을 보호자로 택하지 말라 하였으니 그들을 보 호자로 하는 자는 누구든 우매한 자들이라
Vietnamca:
Hỡi những người có đức tin, các ngươi đừng lấy cha ông và anh em của các ngươi làm đồng minh của các ngươi nếu họ thích sự vô đức tin (nơi Allah) hơn có đức tin (nơi Ngài). Người nào trong các ngươi lấy họ làm đồng minh thì là những kẻ sai quấy.
Ayet Linkleri: