Arapça:
وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا أَشْرَكُوا ۗ وَمَا جَعَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا ۖ وَمَا أَنتَ عَلَيْهِم بِوَكِيلٍ
Çeviriyazı:
velev şâe-llâhü mâ eşrakû. vemâ ce`alnâke `aleyhim ḥafîżâ. vemâ ente `aleyhim bivekîl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah dileseydi, ortak koşmazlardı. Biz, seni onlar üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!
Diyanet İşleri:
Allah dileseydi puta tapmazlardı. Seni onlara koruyucu yapmadık, onların vekili de değilsin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah dileseydi şirk koşmazlardı ve biz, seni onların üstüne bir bekçi dikmedik, onları korumaya, işlerini görüp kendilerini gözetmeye memur da değilsin.
Şaban Piriş:
Eğer Allah, dileseydi onlar şirk koşmazlardı. Seni onlara gözetici kılmadık. Sen onlara vekil de değilsin.
Edip Yüksel:
ALLAH isteseydi ortak koşamazlardı. Seni onların üzerine bekçi yapmadık. Onların avukatı da değilsin.
Ali Bulaç:
Eğer Allah dileseydi onlar şirk koşmazdı. Biz seni onlar üzerinde bir gözetleyici kılmadık; sen onlar üzerinde bir vekil değilsin.
Suat Yıldırım:
Eğer Allah dileseydi onlar müşrik olmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi olarak göndermedik. Sen onların işlerini yürütmekle de görevli değilsin. [13,40; 88,21-22]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve eğer Allah Teâlâ dilese idi onlar şirke düşmezlerdi. Ve seni onların üzerine bir muhafız kılmadık, ve sen onların üzerine bir vekil değilsin.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah dileseydi, şirke batmazlardı. Biz seni onlar üzerine bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin.
Bekir Sadak:
(112-11) 3 Aldatmak icin birbirlerine cazip sozler fisildayan cin ve insan seytanlarini her peygambere dusman yaptik. Bu seytanlar ahirete inanmayanlarin kalblerinin o sozlere yonelmesi, ondan hosnut olmasi ve kendilerinin isledikleri suclari islemeleri icin byle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardÙ, sen onlarÙ iftiralarÙ ile ba_ba_a bÙrak.
İbni Kesir:
Eğer Allah dileseydi
Adem Uğur:
Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.
İskender Ali Mihr:
Şâyet Allah dileseydi, şirk koşmazlardı. Seni onların üzerine muhafız yapmadık. Sen, onlara vekil de değilsin.
Celal Yıldırım:
Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onlar üzerine bir koruyucu kılmadık ve sen onlar üzerinde bir vekîl de değilsin.
Tefhim ul Kuran:
Eğer Allah dileseydi onlar şirk koşmazdı. Biz seni onlar üzerinde bir gözetleyici kılmadık ve sen onlar üzerinde bir vekil de değilsin.
Fransızca:
Si Allah voulait, ils ne seraient point associateurs ! Mais Nous ne t'avons pas désigné comme gardien sur eux; et tu n'es pas leur garant.
İspanyolca:
Si Alá hubiera querido, no habrían sido asociadores. No te hemos nombrado custodio de ellos, ni eres su protector.
İtalyanca:
Se Allah avesse voluto, non Gli avrebbero attribuito alcun consimile. Non ti abbiamo nominato loro custode e neppure sei loro difensore.
Almanca:
Und hätte ALLAH es gewollt, hätten sie kein Schirk betrieben. Und WIR haben dich über sie nicht als Hüter eingesetzt und du bist über sie kein Wakil.
Çince:
假若真主意欲,他们必不以物配主。我没有以你为他们的保护者,你也绝不是他们的监护者。
Hollandaca:
Indien het Gode had behaagd, zouden zij onschuldig aan afgoderij zijn geweest. Wij hebben u niet tot bewaker over hem aangesteld: noch om op hunne belangen toe te zien.
Rusça:
Если бы Аллах пожелал, то они не приобщали бы сотоварищей. Мы не назначили тебя их хранителем, и ты не являешься их попечителем.
Somalice:
Hadduu doono Eebe mayna la Wadaajiyeen kaagamana aanaan Yeelin Ilaaliye Wakiilnakama tihid.
Swahilice:
Na lau Mwenyezi Mungu angeli penda, wasingeli shiriki. Na Sisi hatukukufanya wewe uwe mtunzaji wao. Wala wewe si mlinzi juu yao.
Uygurca:
ئەگەر اﷲ (ئۇلارنىڭ ھىدايەت تېپىشنى) خالىسا، ئۇلار شېرىك كەلتۈرمەيتتى، سېنى ئۇلارغا كۆزەتچى قىلغىنىمىز يوق، سەن ئۇلارغا ھامىيمۇ ئەمەسسەن
Japonca:
もしアッラーの御心があれば,かれらはかれ以外を崇拝しなかったであろう。われは,かれらの行為の監視をあなたに委ない。あなたはかれらの後見人でもない。
Arapça (Ürdün):
«ولو شاء الله ما أشركوا وما جعلناك عليهم حفيظا» رقيبا فتجازيهم بأعمالهم «وما أنت عليهم بوكيل» فتجبرهم على الإيمان وهذا قبل الأمر بالقتال.
Hintçe:
और अगर ख़ुदा चाहता तो ये लोग शिर्क ही न करते और हमने तुमको उन लोगों का निगेहबान तो बनाया नहीं है और न तुम उनके ज़िम्मेदार हो
Tayca:
และหากว่าอัลลอฮ์ทรงประสงค์แล้ว พวกเขาก็ย่อมมิให้มีภาคีขึ้น และเราก็มิได้ให้เจ้าเป็นผู้พิทักษ์รักษาพวกเขา และเจ้าก็มิใช่เป็นผู้รับมอบหมาย ให้คุ้มครองรักษาพวกเขาด้วย”
İbranice:
לו רצה אלוהים, לא היו משתפים עמו אלילים, ואותך לא עשינו כשומר עליהם, ולא חובתך להשגיח עליהם
Hırvatça:
Da Allah hoće, oni ne bi širk činili, a Mi tebe nismo dali da ih nadzireš niti si ti za njih zadužen.
Rumence:
Dacă Dumnezeu ar fi vrut, ei nu I-ar fi făcut semeni. Noi nu te-am făcut paznic asupra lor şi nici să ai grija lor.
Transliteration:
Walaw shaa Allahu ma ashrakoo wama jaAAalnaka AAalayhim hafeethan wama anta AAalayhim biwakeelin
Türkçe:
Allah dileseydi, şirke batmazlardı. Biz seni onlar üzerine bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin.
Sahih International:
But if Allah had willed, they would not have associated. And We have not appointed you over them as a guardian, nor are you a manager over them.
İngilizce:
If it had been Allah's plan, they would not have taken false gods: but We made thee not one to watch over their doings, nor art thou set over them to dispose of their affairs.
Azerbaycanca:
Əgər Allah istəsəydi, onlar müşrik olmazdılar. Biz səni onların üzərində gözətçi qoymamışıq və sən onların vəkili də deyilsən!
Süleyman Ateş:
Allah isteseydi, ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!
Diyanet Vakfı:
Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsn.
Erhan Aktaş:
Eğer Allah dileseydi(1), onlar Müşrik olmazlardı. Seni onların üzerine koruyucu yapmadık. Ve Sen onların vekili de değilsin.
Kral Fahd:
Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.
Hasan Basri Çantay:
Eğer Allah dileseydi onlar (böyle Allaha) ortak katmazlardı. Biz seni onların başına bir gözcü yapmadık. Sen onların üzerine bir vekîl de değilsin.
Muhammed Esed:
Eğer Allah dilemiş olsaydı Ondan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmazlardı; Biz seni onların bekçisi yapmadık ve sen onların yaptıklarından sorumlu değilsin.
Gültekin Onan:
Eğer Tanrı dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onlar üzerinde bir gözetleyici kılmadık
Ali Fikri Yavuz:
Eğer Allah dileseydi, onlar Allah’a ortak koşup müşrik olmazlardı. Biz, seni, onlar üzerine bir gözcü yapmadık. Sen onların üzerine bir vekil de değilsin.
Portekizce:
Porém, se Deus quisesse, nunca se teriam dado á idolatria. Não te designamos (ó Mohammad) como seu defensor, nemcomo seu guardião.
İsveççe:
Om Gud hade velat skulle de inte ha satt medgudar vid Hans sida; Vi har inte utsett dig att vaka över dem och du är inte deras beskyddare.
Farsça:
اگر خدا می خواست آنان [به طور اجبار] شرک نمی آوردند، [ولی خواست خدا آزادی انسان در انتخاب است] و ما تو را بر آنان نگهبان و کارساز قرار ندادیم [تا آنان را به اجبار به پذیرش دین وادار کنی.]
Kürtçe:
وە ئەگەر خوا بیویستایە ھاوەڵیان دا نەدەنا و تۆمان نەدەکرد بەچاو دێرو پارێزەر بەسەریانەوە و تۆ زۆردارو دەسەڵاتدار نیت بەسەریانەوە
Özbekçe:
Агар Аллоҳ хоҳласа, ширк келтирмас эдилар. Биз сени уларга қўриқчи қилганимиз йўқ. Ва сен уларга вакил ҳам эмассан.
Malayca:
Dan kalau Allah menghendaki, nescaya mereka tidak mempersekutukanNya; dan Kami tidak menjadikan engkau (wahai Muhammad) penjaga dan pengawal mereka, dan engkau pula bukanlah wakil yang menguruskan hal-hal mereka (kerana semuanya itu terserah kepada Allah semata-mata).
Arnavutça:
Sikur të donte Perëndia, ata nuk do t’i bënin shok Atij. Na nuk të kemi bërë ty rojtar të tyre, e as që je mbikëqyrës i tyre.
Bulgarca:
Ако Аллах бе пожелал, не биха Го съдружавали. Не те сторихме Ние да си им надзирател и не си им разпоредител.
Sırpça:
Да Аллах хоће, они не би друга божанства обожавали, а Ми тебе нисмо учинили да над њима бдиш нити си ти за њих задужен.
Çekçe:
Kdyby Bůh chtěl, nebyli by modloslužebníky, však neučinili jsme tě ani strážcem jejich, ani dozorcem nad nimi.
Urduca:
اگر اللہ کی مشیت ہوتی تو (وہ خود ایسا بندوبست کرسکتا تھا کہ) یہ لوگ شرک نہ کرتے تم کو ہم نے ان پر پاسبان مقرر نہیں کیا ہے اور نہ تم ان پر حوالہ دار ہو
Tacikçe:
Агар Худо мехост онон ширк намеоварданд ва мо туро нигаҳбонашон насохтаем ва ту корсозашон нестӣ!
Tatarca:
Әгәр Аллаһ аларның мөшрик булуларын теләмәсә иде, әлбәттә, мөшрик булмас иделәр. Сине аларга сакчы яки ихтыярлы кылмадык, янә син аларны дингә көчләп кертүче вәкил түгелсең.
Endonezyaca:
Dan kalau Allah menghendaki, niscaya mereka tidak memperkutukan(Nya). Dan Kami tidak menjadikan kamu pemelihara bagi mereka; dan kamu sekali-kali bukanlah pemelihara bagi mereka.
Amharca:
አላህም በሻ ኖሮ ባላጋሩ ነበር፡፡ በእነሱም ላይ ጠባቂ አላደረግንህም፡፡ አንተም በእነሱ ላይ ኃላፊ አይደለህም፡፡
Tamilce:
அல்லாஹ் நாடியிருந்தால் (அவர்கள்) இணைவைத்திருக்க மாட்டார்கள். அவர்கள் மீது காவலராக நாம் உம்மை ஆக்கவில்லை. நீர் அவர்கள் மீது பொறுப்பாளராகவும் இல்லை.
Korece:
하나님의 뜻이 있었더라면그들은 다른 것을 그분께 비유하 여 거역하지 아니했으리라 하나 님온 그대를 그들위에 감시자로써그리고 그들의 위탁자로서 두지 아니 했노라
Vietnamca:
Nếu Allah muốn, không ai trong số họ phạm phải Shirk; và TA đã không phái Ngươi (Thiên Sứ) đến để giám hộ và trông chừng họ. Quả thật, Ngươi không phải là người trông chừng (các hành động và việc làm) của họ.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: