Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

76

Ayet No: 

865

Sayfa No: 

137

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ اللَّيْلُ رَأَىٰ كَوْكَبًا ۖ قَالَ هَٰذَا رَبِّي ۖ فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَا أُحِبُّ الْآفِلِينَ

Çeviriyazı: 

felemmâ cenne `aleyhi-lleylü raâ kevkebâ. ḳâle hâẕâ rabbî. felemmâ efele ḳâle lâ üḥibbü-l'âfilîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü: "Rabb'im budur" dedi. Yıldız batınca da: " Ben batanları sevmem" dedi.

Diyanet İşleri: 

Gece basınca bir yıldız gördü, "işte bu benim Rabbim!" dedi; yıldız batınca, "batanları sevmem" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gece olup karanlık basınca bir yıldız görmüş de budur Rabbim demişti. Fakat yıldız battı mı demişti ki: Ben batanları sevmem.

Şaban Piriş: 

Üzerine gece bastırınca, bir yıldız görmüş ve: Bu, Rabbimdir, demişti. Fakat yıldız batınca: Ben, batanları sevmem, demişti.

Edip Yüksel: 

Üzerine gece basınca bir gezegen gördü, "Budur benim Rabbim!," dedi. Batınca, "Ben batanları sevmem," dedi.

Ali Bulaç: 

Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim Rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti.

Suat Yıldırım: 

Gece bastırınca İbrâhim bir yıldız gördü, “(İddianıza göre) Rabbim budur!” dedi.Yıldız sönünce de “Ben öyle sönüp batanları Tanrı diye sevmem!” dedi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki, üzerine yine gece bastı, bir yıldızı gördü, «Bu benim Rabbim,» dedi. Batınca da, «Ben öyle batanları sevmem,» deyiverdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri sevmem!" diye konuştu.

Bekir Sadak: 

«Allah´a kostugunuz ortaklardan nasil korkarim? Oysa siz, Allah´in hakkinda size bir delil indirmedigi bir seyi O´na ortak kosmaktan korkmuyorsunuz. Iki taraftan hangisine guvenmek daha gereklidir, bir bilseniz.»

İbni Kesir: 

Gece bastırınca

Adem Uğur: 

Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, Rabbim budur, dedi. Yıldız batınca, batanları sevmem, dedi.

İskender Ali Mihr: 

Gece onun üzerini örtünce, (gece olunca) bir yıldız gördü. “Bu benim Rabbim” dedi. Fakat kaybolunca, “Kaybolup gidenleri sevmem.” dedi.

Celal Yıldırım: 

Gece karanlığı basmaya başlayınca bir (büyükçe) yıldız gördü, «bu imiş Rabbim» dedi. Yıldız batınca da «ben batanları sevmem» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: «Bu benim rabbimdir.» Fakat (yıldız) kayboluverince: «Ben kaybolup gidenleri sevmem» demişti.

Fransızca: 

Quand la nuit l'enveloppa, il observa une étoile, et dit : "Voilà mon Seigneur ! " Puis, lorsqu'elle disparut, il dit : "Je n'aime pas les choses qui disparaissent".

İspanyolca: 

Cuando cerró la noche sobre él, vio una estrella y dijo: «¡Éste es mi Señor!». Pero, cuando se puso, dijo: «No amo a los que se ponen».

İtalyanca: 

Quando la notte l'avvolse, vide una stella e disse: «Ecco il mio Signore!» Poi quando essa tramontò disse: «Non amo quelli che tramontano».

Almanca: 

Als über ihn dann die Nacht hereinbrach, sah er einen Planeten. ER sagte: "Das ist mein HERR." Doch als dieser verschwand, sagte er: "Ich mag nicht solche, die verschwinden."

Çince: 

当黑夜笼罩著他的时候,他看见一颗星宿,就说:这是我的主。当那颗星宿没落的时候,他说:我不爱没落的。

Hollandaca: 

En toen de nacht hem omsluierde, zag hij eene ster, en hij zeide: Dit is mijn Heer; doch toen zij verdween, zeide hij: Ik bemin de goden niet die verdwijnen.

Rusça: 

Когда ночь покрыла его своим мраком, он увидел звезду и сказал: "Вот мой Господь!" Когда же она закатилась, он сказал: "Я не люблю тех, кто закатывается".

Somalice: 

Markuu ku Maddobaaday Habeenku wuxuu Arkay Xiddig Wuxuuna Yidhi kani ma Eebahaybaa, markuu Dhacay wuxuu Yidhi ma Jedi kuwa Dhaca.

Swahilice: 

Na ulipo muingilia usiku akiona nyota, akasema: Huyu ni Mola Mlezi wangu. Ilipo tua akasema: Siwapendi wanao tua.

Uygurca: 

ئىبراھىم كېچىنىڭ قاراڭغۇلۇقى باسقاندا بىر يۇلتۇزنى كۆرۈپ (قەۋمىنىڭ سۆزىنى دەلىل كەلتۈرۈپ، ئۇلارنى مات قىلىش ئۈچۈن): «بۇ مېنىڭ پەرۋەردىگارىمدۇر» دېدى. يۇلتۇز پېتىپ كېتىۋىدى، «مەن پېتىپ كەتكۈچىلەرنى (يەنى يۇلتۇزلارغا ئىبادەت قىلىشنى) ياقتۇرمايمەن» دېدى

Japonca: 

夜(の暗闇)がかれを覆う時,かれは一つの星を見た。かれは言った。「これがわたしの主です。」だが星が沈むと,かれは言った。「わたしは沈むものを好みません。」

Arapça (Ürdün): 

«فلما جن» أظلم «عليه الليل رأى كوكبا» قيل هو الزهرة «قال» لقومه وكانوا نجامين «هذا ربي» في زعمكم «فما أفل» غاب «قال لا أحب الآفلين» أن أتخذهم أربابا لأن الرب لا يجوز عليه التغير والانتقال لأنهما من شأن الحوادث فلم ينجع فيهم ذلك.

Hintçe: 

तो जब उन पर रात की तारीक़ी (अंधेरा) छा गयी तो एक सितारे को देखा तो दफअतन बोल उठे (हाए क्या) यही मेरा ख़ुदा है फिर जब वह डूब गया तो कहने लगे ग़ुरुब (डूब) हो जाने वाली चीज़ को तो मै (ख़ुदा बनाना) पसन्द नहीं करता

Tayca: 

ครั้นเมื่อกลางคืนปกคลุมเขา เขาได้เห็นดาวดวงหนึ่ง เขากล่าวว่า นี้คือพระเจ้าของฉัน แต่เมื่อมันลับไป เขาก็กล่าวว่า ฉันไม่ชอบบรรดาสิ่งที่ลับไป

İbranice: 

וכאשר ירד עליו הלילה, ראה כוכב , ואמר, 'זה ריבוני.' וכאשר שקע, אמר, 'אינני אוהב את השוקעים

Hırvatça: 

I kad nastupi noć, on ugleda zvijezdu i reče: "Ovo je Gospodar moj!" A pošto zađe, reče: "Ne volim one koji zalaze!"

Rumence: 

Atunci când noaptea îl învălui, el zări o stea şi spuse: “Iată-l pe Domnul meu!” Când ea asfinţi însă, spuse: “Nu-i iubesc pe cei care asfinţesc.”

Transliteration: 

Falamma janna AAalayhi allaylu raa kawkaban qala hatha rabbee falamma afala qala la ohibbu alafileena

Türkçe: 

Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri sevmem!" diye konuştu.

Sahih International: 

So when the night covered him [with darkness], he saw a star. He said, "This is my lord." But when it set, he said, "I like not those that disappear."

İngilizce: 

When the night covered him over, He saw a star: He said: "This is my Lord." But when it set, He said: "I love not those that set."

Azerbaycanca: 

Gecə qaranlığı (onu) bürüdükdə o, bir ulduz görüb: “Bu mənim Rəbbimdir!” dedi. (Ulduz) batdıqda isə: “Mən batanları sevmirəm”, söylədi.

Süleyman Ateş: 

Üzerine gece basınca (İbrahim) bir yıldız gördü; "Budur Rabbim" dedi. Yıldız batınca: "Batanları sevmem", dedi.

Diyanet Vakfı: 

Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, Rabbim budur, dedi. Yıldız batınca, batanları sevmem, dedi.

Erhan Aktaş: 

Gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “Rabb’im budur.” dedi. O, batınca da “Ben batanları sevmem!” dedi.

Kral Fahd: 

Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, Rabbim budur, dedi. Yıldız batınca, batanları sevmem, dedi.

Hasan Basri Çantay: 

İşte o, üstüne gece bürüyüb örtünce bir yıldız görmüş, «Bu mu benim Rabbim?!» demiş, o sönüb gidince ise şöyle demişdi: «Ben böyle sönüb batanları (Tanrı diye) sevmem».

Muhammed Esed: 

Sonra, gece onu karanlığı ile örttüğü zaman (gökte) bir yıldız gördü (ve) haykırdı: "İşte benim Rabbim bu!" Ama yıldız kaybolunca, "Ben batan şeyleri sevmem!" diye söylendi.

Gültekin Onan: 

Gece üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Vakta ki İbrahim’in üzerini gece bürüdü, bir yıldız gördü: “- Bu mu benim Rabbim?!” dedi. Derken yıldız batıverince: “- Ben öyle batanları sevmem” dedi.

Portekizce: 

Quando a noite o envolveu, viu uma estrela e disse: Eis aqui meu Senhor! Porém, quando esta desapareceu, disse: Nãoadoro os que desaparecem.

İsveççe: 

När nattens mörker sänkte sig över honom, såg han en stjärna och utropade: "Detta är min Herre!" Men när den sjönk [under horisonten], sade han: "Jag kan inte dyrka något som sjunker och försvinner."

Farsça: 

پس چون [تاریکی] شب او را پوشانید، ستاره ای دید [برای محکوم کردن ستاره پرستان با تظاهر به ستاره پرستی] گفت: این پروردگار من است؛ هنگامی که ستاره غروب کرد، گفت: من غروب کنندگان را دوست ندارم.

Kürtçe: 

کاتێک شەوی بەسەردا ھات ئەستێرەیەکی بینی ووتی ئەمە پەروەردگاری منە بەڵام کاتێ ئاوابوو ووتی من ھەرچی ئاوا بێ خۆشم ناوێت

Özbekçe: 

Уни тун ўраб олганида юлдузни кўриб: «Мана шу Роббимдир», деди. У ботиб кетганида эса: «Ботувчиларни ёқтирмасман», деди.

Malayca: 

Maka ketika ia berada pada waktu malam yang gelap, ia melihat sebuah bintang (bersinar-sinar), lalu ia berkata: "Inikah Tuhanku?" Kemudian apabila bintang itu terbenam, ia berkata pula: "Aku tidak suka kepada yang terbenam hilang".

Arnavutça: 

Dhe kur arriti nata, ai vërejti yllin dhe tha: “Ky është Zoti im!” Por, kur perëndoi ai yll, tha: “Nuk i dua ata që perëndojnë”.

Bulgarca: 

И когато го покри нощта, той видя звезда. Рече: “Това е моят Господ.” А когато залезе, рече: “Не обичам залязващите.”

Sırpça: 

И кад наступи ноћ, он угледа звезду и рече: "Ово је Господар мој!" А пошто зађе, рече: "Не волим оне који залазе!"

Çekçe: 

A když se nad ním rozprostřela noc, spatřil hvězdu a zvolal: 'Toto je Pán můj!' Když však zapadla, řekl: 'Nemám rád zapadající.'

Urduca: 

چنانچہ جب رات اس پر طاری ہوئی تو اُس نے ایک تار ا دیکھا کہا یہ میرا رب ہے مگر جب وہ ڈوب گیا تو بولا ڈوب جانے والوں کا تو میں گرویدہ نہیں ہوں

Tacikçe: 

Чун шаб ӯро фаро гирифт, ситорае дид. Гуфт: «Ин аст Парвардигори ман!» Чун ғоиб шуд, гуфт; «Фӯрушавандагонро дӯст надорам».

Tatarca: 

Кич караңгы булгач, Ибраһим йолдызларны күрде, йолдызларга гыйбадәт кылырга ярамаганлыкны аңлатыр өчен хәйлә корып, бу сүзләрне әйтте: "Йолдызга ишарә кылып, бу йолдыз минем Раббым", – диде, иртән йолдыз югалгач, мөшрикләр янына килгәч, аларга: "Үзгәреп-югалып киткән нәрсәләрне һич сөймим, Илаһә дияргә риза түгелмен", – диде.

Endonezyaca: 

Ketika malam telah gelap, dia melihat sebuah bintang (lalu) dia berkata: "Inilah Tuhanku", tetapi tatkala bintang itu tenggelam dia berkata: "Saya tidak suka kepada yang tenggelam".

Amharca: 

ሌሊቱም በእርሱ ላይ ባጨለመ ጊዜ ኮከብን አየ፡፡ «ይህ ጌታዬ ነው» አለ፡፡ በጠለቀም ጊዜ፡- «ጠላቂዎችን አልወድም» አለ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவரை இரவு சூழ்ந்தபோது அவர் ஒரு நட்சத்திரத்தைக் கண்டு “இது என் இறைவன்’’ எனக் கூறினார். ஆக, அது மறைந்தபோது, “மறையக் கூடியவற்றை (இறைவனாக எடுத்துக்கொள்ள நான்) விரும்பமாட்டேன்’’ எனக் கூறினார்.

Korece: 

그리하여 밤이 그를 어둠으 로 가리우니 그는 별을 보고 이 별이 나의 주님이란 말이뇨 말하 고 그러나 그것이 사라졌을 때 나 는 사라지는 것을 좋아하지 아니 함이라 말하였더라

Vietnamca: 

Khi đêm xuống, (Ibrahim) thấy một vì sao, Y bảo: “Đây là Thượng Đế của Ta.” Nhưng khi vì sao lặn khuất, Y bảo: “Ta không thích những thứ lặn khuất.”