Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

55

Ayet No: 

844

Sayfa No: 

134

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَكَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ الْآيَاتِ وَلِتَسْتَبِينَ سَبِيلُ الْمُجْرِمِينَ

Çeviriyazı: 

vekeẕâlike nüfeṣṣilü-l'âyâti velitestebîne sebîlü-lmücrimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye, âyetleri işte böyle genişçe açıklıyoruz.

Diyanet İşleri: 

Suçluların yolu belli olsun diye, böylece ayetleri uzun uzun açıklarız.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Suçluların yolu yoradamı iyice meydana çıksın diye delilleri bu çeşit açıklamadayız.

Şaban Piriş: 

Günahkârların yolu iyice belli olsun diye ayetleri işte böyle apaçık bir şekilde açıklıyoruz.

Edip Yüksel: 

Suçluların yolunun besbelli olması için ayetleri böyle açıklarız

Ali Bulaç: 

Suçlu-günahkarların yolu apaçık ortaya çıksın diye, ayetlerimizi işte böyle birer birer açıklıyoruz.

Suat Yıldırım: 

Suçlu kâfirlerin yolu, müminlerin yolundan ayırt edilsin diye, böylece âyetleri tam tamına açıklıyoruz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve böylece âyetleri mufassalan beyan ediyoruz ve günah işleyenlerin yolu apaçık seçilsin diye.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin!

Bekir Sadak: 

Gaybin anahtarlari O´nun katindadir, onlari ancak O bilir. Karada ve denizde olani bilir. Dusen yapragi, yerin karanliklarinda olan taneyi, yasi kuruyu ki apacik Kitap´tadir ancak O bilir.

İbni Kesir: 

Böylece ayetlerimizi açıklarız ki

Adem Uğur: 

Böylece suçluların yolu belli olsun diye âyetleri iyice açıklıyoruz.

İskender Ali Mihr: 

Ve işte böylece âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz, mücrimlerin (suçluların) yolu belli olsun diye.

Celal Yıldırım: 

İşte böylece âyetlerimizi bir bir açıklıyoruz ki suçluların yolu belli olup seçilsin.

Tefhim ul Kuran: 

Suçlu-günahkârların yolu apaçık ortaya çıksın diye, ayetlerimizi işte böyle birer birer açıklamaktayız.

Fransızca: 

C'est ainsi que Nous détaillons les versets, afin qu'apparaisse clairement le chemin des criminels.

İspanyolca: 

Así es como exponemos los signos, para que aparezca claro el camino de los pecadores.

İtalyanca: 

Così ripresentiamo continuamente i segni, affinché il sentiero dei malvagi sia evidente.

Almanca: 

Und solcherart verdeutlichen WIR die Ayat und damit du den Weg der schwer Verfehlenden erkennst.

Çince: 

我这样解释一切迹象,以便(真理昭著),而罪人的道路变成明白的。

Hollandaca: 

Zoo zetten wij onze teekens duidelijker uiteen, opdat het pad der boozen bekend zou zijn.

Rusça: 

Таким образом Мы разъясняем знамения, чтобы стал ясен путь грешников.

Somalice: 

Saasaanu u Kala Bixinaa Aayaadka si ay u Caddaato Jidka Dambiilayaasha.

Swahilice: 

Na ndio hivi tunavyo zieleza Ishara ili ibainike njia ya wakosefu.

Uygurca: 

(بۇ سۈرىدە مۇشرىكلارنىڭ گۇمراھلىقىنى كۆرسىتىدىغان دەلىللەرنى بايان قىلغىنىمىزدەك) گۇناھكارلارنىڭ يولى ئاشكارا بولسۇن ئۈچۈن، ئايەتلىرىمىزنى روشەن بايان قىلىمىز

Japonca: 

このようにわれは,印を詳細にわたって解明した。これは罪を犯す者の辿る道を明示するためである。

Arapça (Ürdün): 

«وكذلك» كما بينا ما ذكر «نفصِّل» نبين «الآيات» القرآن ليظهر الحق فيعمل به «ولتستبين» تظهر «سبيلُ» طريق «المجرمين» فتجتنب، وفي قراءة بالتحتانية، وفي أخرى بالفوقانية ونصب سبيل خطاب للنبي صلى الله عليه وسلم

Hintçe: 

और हम (अपनी) आयतों को यूं तफ़सील से बयान करते हैं ताकि गुनाहगारों की राह (सब पर) खुल जाए और वह इस पर न चले

Tayca: 

และในทำนองนั้นเราจะแจกแจงโองการทั้งหลาย และเพื่อที่วิถีทางของผู้กระทำผิดจะได้ประจักษ์ชัด

İbranice: 

כך אנו מבארים את האותות להבהרת דרכם של הכופרים המכחשים

Hırvatça: 

Tako Mi potanko izlažemo ajete i znakove, da bi očevidan bio put kojim idu prestupnici.

Rumence: 

Astfel, Noi lămurim semnele ca drumul nelegiuiţilor să fie limpede cunoscut.

Transliteration: 

Wakathalika nufassilu alayati walitastabeena sabeelu almujrimeena

Türkçe: 

İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin!

Sahih International: 

And thus do We detail the verses, and [thus] the way of the criminals will become evident.

İngilizce: 

Thus do We explain the signs in detail: that the way of the sinners may be shown up.

Azerbaycanca: 

Biz ayələrimizi belə müfəssəl izah edirik ki, günahkarların yolu açıq-aydın bilinsin.

Süleyman Ateş: 

Böylece ayetleri (döne, döne) açıklıyoruz ki, suçluların yolu belli olsun.

Diyanet Vakfı: 

Böylece suçluların yolu belli olsun diye ayetleri iyice açıklıyoruz.

Erhan Aktaş: 

Mücrimlerin(1) yolu besbelli olsun diye âyetleri ayrıntılı biçimde açıklıyoruz.

Kral Fahd: 

Böylece suçluların yolu belli olsun diye âyetleri iyice açıklıyoruz.

Hasan Basri Çantay: 

Günâh işleyenlerin yolu seçilib sana belli olsun diye böylece âyetleri açıklıyoruz.

Muhammed Esed: 

Böylece mesajlarımızı açık şekilde anlatıyoruz ki günaha batmış olanların yolu (dürüst ve erdemlilerinkinden) ayırt edilebilsin.

Gültekin Onan: 

Suçlu-günahkarların yolu apaçık ortaya çıksın diye ayetleri işte böyle birer birer açıklıyoruz.

Ali Fikri Yavuz: 

Günahkârların yolu seçilip durumları sana belli olsun diye âyetlerimizi böylece açıklarız.

Portekizce: 

Assim esclarecemos os versículos, para assinalar o caminho aos pecadores.

İsveççe: 

Denna framställning, fast och klar, av [Våra] budskap ger Vi för att de obotfärdiga syndarnas väg skall framstå med full tydlighet.

Farsça: 

و این گونه آیات را بیان می کنیم تا [حق روشن شود و] راه و رسم گناهکاران آشکار گردد.

Kürtçe: 

ئا بەو جۆرە ئایەتەکان ڕوون دەکەینەوە بۆ ئەوەی ڕێگای تاوانباران ڕوون بێتەوە

Özbekçe: 

Шундай қилиб, жиноятчиларнинг йўли ошкор бўлиши учун оятларни муфассал баён қиламиз.

Malayca: 

Dan demikianlah Kami terangkan ayat-ayat Al-Quran satu persatu (supaya jelas jalan yang benar), dan supaya jelas pula jalan orang-orang yang berdosa.

Arnavutça: 

Na kështu shpjegojmë hollësisht dokumentet, në mënyrë që të kuptohet rruga e njerëzve të këqinjë.

Bulgarca: 

Така разясняваме знаменията, за да проличи пътят на престъпниците.

Sırpça: 

Тако Ми подробно излажемо доказе и знакове, да би очигледан био пут којим иду грешници.

Çekçe: 

A takto My činíme znamení srozumitelnými, aby se stala zjevnou cesta provinilých.

Urduca: 

اور اس طرح ہم اپنی نشانیاں کھول کھول کر پیش کرتے ہیں تاکہ مجرموں کی راہ بالکل نمایاں ہو جائے

Tacikçe: 

Ва ин чунин оётро батафсил баён мекунем, то роҳу расми гунаҳгорон ошкор гардад!

Tatarca: 

Әнә шулай аятьләребезне кешеләргә ачык итеп бәян кылабыз азгыннарның адашу юлы ачык беленсен өчен.

Endonezyaca: 

Dan demikianlah Kami terangkan ayat-ayat Al-Quran (supaya jelas jalan orang-orang yang saleh, dan supaya jelas (pula) jalan orang-orang yang berdosa.

Amharca: 

እንደዚሁም (እውነቱ እንዲገለጽና) የወንጀለኞችም መንገድ ትብራራ ዘንድ አንቀጾችን እንገልጻለን፡፡

Tamilce: 

இவ்வாறுதான், (சத்தியம் தெளிவாகுவதற்காகவும்,) குற்றவாளிகளின் வழி தெளிவாகுவதற்காகவும் (நமது) வசனங்களை விவரிக்கிறோம்.

Korece: 

그리하여 하나님이 말씀을 자세히 설명하나니 이는 죄지은 자들의 길을 밝혀 주고자 함이라

Vietnamca: 

TA trình bày rõ các Lời Mặc Khải (của TA) như thế đó và để con đường của những kẻ tội lỗi trở nên rõ ràng.