Arapça:
فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
Çeviriyazı:
febeşşirhüm bi`aẕâbin elîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onun için onlara elem verici bir azabı müjdele.
Diyanet İşleri:
Onlara can yakıcı azabı müjde et.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık müjdele onları elemli bir azapla.
Şaban Piriş:
Onlara acı bir azabı müjdele.
Edip Yüksel:
Onları acı bir azapla müjdele.
Ali Bulaç:
Bu durumda sen, onlara acı bir azap ile müjde ver.
Suat Yıldırım:
Sen de onlara gayet acı bir azap müjdele!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık onları pek acıklı bir azap ile müjdele.
Yaşar Nuri Öztürk:
O halde, onlara acıklı bir azap muştula!
Bekir Sadak:
85:4
İbni Kesir:
Onlara elim bir azabı müjdele.
Adem Uğur:
(Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele!
İskender Ali Mihr:
Artık onları elîm azapla müjdele.
Celal Yıldırım:
Artık sen, onları elem verici bir azâbla müjdele!.
Tefhim ul Kuran:
Bu durumda sen, onlara acıklı bir azab ile müjde ver.
Fransızca:
Annonce-leur donc un châtiment douloureux.
İspanyolca:
Anúnciales, pues, un castigo doloroso!
İtalyanca:
Annuncia loro un doloroso castigo,
Almanca:
So überbringe ihnen die "frohe Botschaft" über eine qualvolle Peinigung,
Çince:
故你当以一种痛苦的刑罚向他们报喜,
Hollandaca:
Kondig hun dus eene vreeselijke straf aan.
Rusça:
Обрадуй же их мучительными страданиями,
Somalice:
Ugu bishaaree caddibaad daran.
Swahilice:
Basi wabashirie adhabu chungu!
Uygurca:
ئۇلارغا قاتتىق ئازاب بىلەن خۇش خەۋەر بەرگىن
Japonca:
それであなたは,痛烈な懲罰をかれらに伝えなさい。
Arapça (Ürdün):
«فبشرهم» أخبرهم «بعذاب أليم» مؤلم.
Hintçe:
तो (ऐ रसूल) उन्हें दर्दनाक अज़ाब की ख़ुशख़बरी दे दो
Tayca:
ดังนั้นเจ้า (มุฮัมมัด) จงแจ้งแก่พวกเขาถึงการลงโทษอันเจ็บปวด
İbranice:
לכן, בשר להם על העונש הכואב
Hırvatça:
zato im navijesti patnju bolnu!
Rumence:
Vesteşte-le lor o dureroasă osândă,
Transliteration:
Fabashshirhum biAAathabin aleemin
Türkçe:
O halde, onlara acıklı bir azap muştula!
Sahih International:
So give them tidings of a painful punishment,
İngilizce:
So announce to them a Penalty Grievous,
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) Onlara (qiyamət günü düçar olacaqları) şiddətli bir əzabla müjdə ver!
Süleyman Ateş:
Onlara acı bir azabı müjdele.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) Onlara acı azabı müjdele!
Erhan Aktaş:
O halde onları elem verici azâpla haberdar et!
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) Onlara acı azabı müjdele!
Hasan Basri Çantay:
Bunun için sen (Habibim) onları elem verici bir azâb ile müjdele!
Muhammed Esed:
O halde, onlara (öteki dünyada) şiddetli azabı haber ver,
Gültekin Onan:
Bu durumda sen, onlara acı bir azab ile müjde ver.
Ali Fikri Yavuz:
Onun için (Ey Rasûlüm), sen onları acıklı bir azabla müjdele!...
Portekizce:
Anuncia-lhes, pois, um doloroso castigo,
İsveççe:
Låt dem därför veta att de har att se fram mot ett plågsamt straff,
Farsça:
پس آنان را به عذابی دردناک بشارت ده.….
Kürtçe:
کەواتە مژدەیان بدەرێ بە سزای سەختی (قیامەت)
Özbekçe:
Уларга аламли азобнинг «башоратини» бер.
Malayca:
Maka khabarkanlah kepada mereka dengan azab yang tidak terperi sakitnya;
Arnavutça:
prandaj, sihariqoi ata me dënim të dhembshëm!
Bulgarca:
И възвести ги за болезнено мъчение,
Sırpça:
зато им наговести болну патњу!
Çekçe:
Ohlas jim zvěst radostnou o trestu bolestném, jenž stihne je -
Urduca:
لہٰذا اِن کو دردناک عذاب کی بشارت دے دو
Tacikçe:
Пас ононро ба азобе дардовар хушхабар деҳ
Tatarca:
Аларга сөенеч бир бик каты рәнҗеткүче ґәзаб белән.
Endonezyaca:
Maka beri kabar gembiralah mereka dengan azab yang pedih,
Amharca:
በአሳማሚ ቅጣትም አብስራቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, துன்புறுத்துகிற தண்டனையைக் கொண்டு அவர்களுக்கு நற்செய்தி கூறுவீராக!
Korece:
그들에게 고통스러운 벌이 있을 것이라는 것을 경고하라
Vietnamca:
Vì vậy, Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy báo cho chúng về một sự trừng phạt đau đớn.
Ayet Linkleri: