Arapça:
إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا
Çeviriyazı:
innehû kâne fî ehlihî mesrûrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü o ailesi içinde sevinçli idi.
Diyanet İşleri:
Çünkü o, dünyada, adamlarının yanında iken zevk içindeydi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki o, ailesinin içinde sevinmedeydi.
Şaban Piriş:
Nitekim o, ailesinin yanında neşeli idi.
Edip Yüksel:
Oysa arkadaşları arasında sevinçliydi;
Ali Bulaç:
Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi.
Suat Yıldırım:
O dünyada iken ailesi içinde keyifli, şımarık idi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok ki o, ehli arasında sevinçli bir halde idi.
Yaşar Nuri Öztürk:
O, ailesi içinde sevinçli idi.
Bekir Sadak:
suphesiz siz bir durumdan digerine ugratilacaksiniz.
İbni Kesir:
Çünkü o, ailesi içinde iken şımarıktı.
Adem Uğur:
Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal mülk sebebiyle) şımarmıştı.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki o, (dünyada) ehlinin arasında iken surur içinde sevinçliydi.
Celal Yıldırım:
Çünkü o, (Dünya´da iken) yandaşlarının yanında (işlediği kötülüklerden dolayı) pek sevinçliydi.
Tefhim ul Kuran:
Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi.
Fransızca:
Car il était tout joyeux parme les siens,
İspanyolca:
Vivía alegre con los suyos,
İtalyanca:
Si rallegrava in mezzo ai suoi,
Almanca:
Gewiß, er war in seiner Familie glücklich.
Çince:
从前他在家属间原是快乐的,
Hollandaca:
Omdat hij op aarde onbeschaamd te midden van zijn gezin zijne genoegens naleefde;
Rusça:
Он радовался, находясь в кругу своей семьи,
Somalice:
Maxaa yeelay Markuu dadkiisii dhexjoogay yuu kabirsanaa (Adduunkii).
Swahilice:
Hakika alikuwa furahani kati ya jamaa zake.
Uygurca:
چۈنكى ئۇ (دۇنيادىكى چېغىدا) ئائىلىسىدە شاد - خۇرام ئىدى.
Japonca:
本当にかれは,自分の人々の中で歓楽していた。
Arapça (Ürdün):
«إنه كان في أهله» عشيرته في الدنيا «مسرورا» بطرا باتباعه لهواه.
Hintçe:
ये शख़्श तो अपने लड़के बालों में मस्त रहता था
Tayca:
แท้จริงเขา (ในโลกดุนยา) เคยว่าเริงอยู่กับครอบครัวของเขา
İbranice:
הוא נהג לחגוג עם חבריו
Hırvatça:
Zaista je on sa porodicom svojom radostan bio,
Rumence:
El a fost fericit dimpreună cu ai săi
Transliteration:
Innahu kana fee ahlihi masrooran
Türkçe:
O, ailesi içinde sevinçli idi.
Sahih International:
Indeed, he had [once] been among his people in happiness;
İngilizce:
Truly, did he go about among his people, rejoicing!
Azerbaycanca:
O, (dünyada) öz ailəsi (yaxınları) arasında sevinc içində idi.
Süleyman Ateş:
Çünkü o, (dünyada) ailesi arasında (şımarık ve) sevinçli idi.
Diyanet Vakfı:
Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı.
Erhan Aktaş:
O, dünyada yakınları içindeyken sevinçliydi.
Kral Fahd:
Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal mülk sebebiyle) şımarmıştı.
Hasan Basri Çantay:
Çünkü o, ehli içinde bir şımarıkdı.
Muhammed Esed:
Bakın, o adam, (yeryüzündeki hayatında) kendi görüş ve anlayışındaki insanlar arasında keyifle yaşadı;
Gültekin Onan:
Çünkü o, (dünyada) kendi ehli (yakınları) arasında sevinçliydi.
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü o, (dünyadaki) evinde keyifli ve sevinçli idi.
Portekizce:
Por se ter regozijado entre os seus,
İsveççe:
Han levde ett glatt och sorglöst liv med likasinnade
Farsça:
او همواره در میان خانواده اش [به ثروت و مال و مقام] خوشحال و شادمان بود.
Kürtçe:
(چونکە) بێگومان ئەو لەناو کەسوكاریدا دڵخۆش بووە
Özbekçe:
Чунки, у(бу дунёда) ўз аҳли билан хурсанд бўлиб ўтган эди. (Охиратни ҳеч ҳам ўйламаган эди. Фақат айшу ишрат, кўнгилхуши пайидан бўлган эди. Ғофил бўлиб, ўз аҳли ила беш кунлик дунёнинг матоҳига эришиш учун ҳаракат қилган эди. Шунинг учун энди қизиб турган дўзахда азобланмоқда.)
Malayca:
Sebenarnya ia semasa di dunia dahulu bersukaria dalam kalangan keluarganya (yang juga kufur ingkar)!
Arnavutça:
sepse, (në jetë) ka qenë i gëzueshëm në familjen e tij,
Bulgarca:
Той бе сред своите хора щастлив [на земята],
Sırpça:
Заиста је он са својом породицом био радостан,
Çekçe:
Žil věru s rodinou svou v radosti na zemi,
Urduca:
وہ اپنے گھر والوں میں مگن تھا
Tacikçe:
Ӯ дар дунё назди касонаш шодмон зиста буд.
Tatarca:
Тәхкыйк ул кеше дөньяда вакытта әһле арасында Аллаһудан курыкмау сәбәпле шат иде.
Endonezyaca:
Sesungguhnya dia dahulu (di dunia) bergembira di kalangan kaumnya (yang sama-sama kafir).
Amharca:
እርሱ በቤተሰቡ ውስጥ ተደሳች ነበርና፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக அவன் (உலகத்தில்) தன் குடும்பத்தில் மகிழ்ச்சியானவனாக இருந்தான்.
Korece:
실로 그는 그의 무리들과 즐 거히 방황 했을 뿐
Vietnamca:
Thật vậy, y đã từng sống vui vẻ và hạnh phúc giữa những người thân của y.
Ayet Linkleri: