Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

46

Ayet No: 

835

Sayfa No: 

133

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَخَذَ اللَّهُ سَمْعَكُمْ وَأَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلَىٰ قُلُوبِكُم مَّنْ إِلَٰهٌ غَيْرُ اللَّهِ يَأْتِيكُم بِهِ ۗ انظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْآيَاتِ ثُمَّ هُمْ يَصْدِفُونَ

Çeviriyazı: 

ḳul era'eytüm in eḫaẕe-llâhü sem`aküm veebṣâraküm veḫateme `alâ ḳulûbiküm men ilâhün gayru-llâhi ye'tîküm bih. ünżur keyfe nüṣarrifü-l'âyâti ŝümme hüm yaṣdifûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Söyleyin bakalım, eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alır da kalblerinize mühür vurursa, Allah'tan başka onları size getirecek tanrı kimdir?". Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz, sonra da onlar yüz çeviriyorlar?

Diyanet İşleri: 

De ki: "Gördünüz mü? Allah, işitmenizi, gözlerinizi alsa, kalblerinizi kapasa, Allah'tan başka hangi tanrı onu sizlere getirebilir?" Ayetleri nasıl türlü türlü açıkladığımıza bir baksana, sonra da onlar yüz çevirirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder ve kalplerinizi mühürlerse Allah'tan başka hangi mabuttur dersiniz onları size geri verecek? Bak da gör, nasıl deliller getiriyoruz da gene onlara yüz çeviriyorlar.

Şaban Piriş: 

De ki: Söyleyin bana; Allah, kulaklarınızı ve gözlerinizi alsa, kalplerinizi de mühürlese, Allah’tan başka onu size geri getirecek ilâh kimdir? Ayetleri nasıl açıkladığımıza bir bak, sonra da onlar nasıl yüz çeviriyorlar.

Edip Yüksel: 

De: "Bir düşünün, ALLAH sizin işitme ve görme duyunuzu alıp belleğinizi kapasa, ALLAH'tan başka hangi tanrı onları size geri verebilir?" Ayetleri nasıl açıkladığımıza ve buna rağmen nasıl da yüz çevirdiklerine dikkat et!

Ali Bulaç: 

De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?" Bak, Biz nasıl ayetleri 'çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da' sonra onlar (yine) sırt çevirip-engelliyorlar?

Suat Yıldırım: 

De ki: “Söyleyin bakalım: Eğer Allah işitme ve görme duyunuzu alır, kalplerinizin üstüne bir de mühür vurursa Allah'tan başka hangi tanrı onları size geri getirebilir?”Bak, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz da, sonra onlar nasıl yüzçeviriyorlar! [67,23; 8,24; 10,31]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Haber veriniz, Eğer Allah Teâlâ sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıverse ve kalblerinizin üzerini mühürlese Allah Teâlâ´dan başka onu size getirecek hangi bir ilâh vardır?» Bak Biz âyetleri nasıl açıklıyoruz, sonra onlar yüz çeviriyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Düşünün bakalım; Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?" Bak nasıl türlü türlü açıklıyoruz ayetleri, yine de yüz çeviriyorlar!

Bekir Sadak: 

De ki: «Size Allah´in hazineleri elimdedir, demiyorum

İbni Kesir: 

De ki: Bana haber verir misiniz

Adem Uğur: 

De ki: Ne dersiniz

İskender Ali Mihr: 

(Ya Muhammed müşriklere) de ki: “Gördünüz mü? (aczinizi anladınız mı?) Şâyet Allah sizin işitme hassanızı ve görme özelliğinizi alsa ve sizin kalplerinizi mühürlese, Allah´tan başka hangi ilâh onları size (geri) getirir?” Bak, âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz! Sonra onlar yüz çeviriyorlar.

Celal Yıldırım: 

De ki: Haber verin bana, eğer Allah işitmenizi ve gözlerinizi alır, kalbleriniz üzerini mühürlerse, Allah´tan başka hangi ilâh onu size getirir? Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklayıp çeviriyoruz, sonra da onlar (inkarcı sapıklar) yüzçeviriyorlar!

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Düşündünüz mü hiç

Fransızca: 

Dis : "Voyez-vous ? Si Allah prenait votre ouïe et votre vue, et scellait vos coeurs, quelle divinité autre qu'Allah vous les rendrait ? Regarde comment, à leur intention, Nous clarifions les preuves ! Pourtant ils s'en détournent.

İspanyolca: 

Di: «¿Qué os parece? Si Alá os privara del oído y de la vista y sellara vuestros corazones, qué dios otro que Alá podría devolvéroslos?» ¡Mira cómo exponemos las aleyas! Aun así, ellos se apartan.

İtalyanca: 

Di': «Pensate che se Allah vi privasse dell'udito e della vista e sigillasse i vostri cuori, quale altro dio all'infuori di Allah ve li potrebbe rendere?». Guarda come esplicitiamo per loro i Nostri segni, eppure se ne allontanano.

Almanca: 

Sag: " Wie seht ihr es? Sollte ALLAH euch euer Gehör und euer Sehvermögen wegnehmen und eure Herzen versiegeln, welche Gottheit außer ALLAH wird euch dies zurückgeben?" Siehe, wie WIR die Ayat verdeutlichen, dann sie sich davon abwenden.

Çince: 

你说:你们告诉我吧,如果真主使你们失去听觉和视觉,而且封闭你们的心,那末,除真主外,还有哪个主宰能使你们复原呢?你看我是怎样阐述一切迹象的,然而,他们置之不顾。

Hollandaca: 

Zeg: wat denkt gij? indien God uw gehoor en uw gezicht weg nemen, en uwe harten verzegelen zou; welke god, behalve God, zou die u terug geven? Zie, op hoeveel verschillenden wijzen, wij de teekenen van Gods eenheid vertoonen, en toch wenden zij er zich van af.

Rusça: 

Скажи: "Скажите мне, если Аллах отнимет ваш слух и ваше зрение и запечатает ваши сердца, какое божество, кроме Аллаха, вернет вам все это?" Посмотри, как Мы разъясняем знамения, однако они все еще отворачиваются.

Somalice: 

Waxaad Dhahdaa Bal Warrama Hadduu Eebe qabto Maqalkiinna iyo Araggiinna oo Daboolo Quluubtiinna waa ILaahee ka soo Hadhay Eebe ee idiin keeni, Day Sedan u Cel-Celinno Aayaadka Markay say u Jeedsan.

Swahilice: 

Sema: Mwaonaje Mwenyezi Mungu akanyakua kusikia kwenu, na kuona kwenu, na akaziziba nyoyo zenu, ni mungu gani asiye kuwa Mwenyezi Mungu ataye kuleteeni hayo tena? Angalia vipi tunavyo zieleza Ishara, kisha wao wanapuuza.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) ئېيتقىنكى، «ئېيتىپ بېقىڭلارچۇ، ئەگەر اﷲ سىلەرنىڭ قۇلىقىڭلارنى گاس، كۆزۈڭلارنى كور قىلىپ قويسا، دىللىرىڭلارنى پېچەتلىۋەتسە (يەنى سىلەرنى ھېچ نەرسىنى چۈشەنمەيدىغان قىلىپ قويسا)، ئۇلارنى اﷲ تىن باشقا يەنە قايسى ئىلاھ ئەسلىگە كەلتۈرەلەيدۇ؟» قارىغىنكى، بىز (قۇدرىتىمىزنى كۆرسىتىپ بېرىدىغان) ئايەتلىرىمىزنى قانداق بايان قىلغانمىز، ئەمما ئۇلار (شۇ ئايەتلەردىن) يۈز ئۆرۈيدۇ (يەنى ئىمان ئېيتمايدۇ)

Japonca: 

言ってやるがいい。「あなたがたは考えなかったのか。アッラーが,もしあなたがたの視覚や聴覚を奪い。また心を封じられれば,アッラーの外にどの神がそれをあなたがたに返し授けられるかを。」見なさい。われは如何に印を繰り返したか,それでもかれらは背き去った。

Arapça (Ürdün): 

«قل» لأهل مكة «أرأيتم» أخبروني «إن أخذ الله سمعكم» أصمَّكم «وأبصاركم» أعماكم «وختم» طبع «على قلوبكم» فلا تعرفون شيئا «من إله غير الله يأتيكم به» بما أخذه منكم بزعمكم «أنظر كيف نصرف» نبين «الآيات» الدلالات على وحدانيتنا «ثم هم يصدفون» يعرِضون عنها فلا يؤمنون.

Hintçe: 

(कि क़िस्सा पाक हुआ) (ऐ रसूल) उनसे पूछो तो कि क्या तुम ये समझते हो कि अगर ख़ुदा तुम्हारे कान और तुम्हारी ऑंखे लें ले और तुम्हारे दिलों पर मोहर कर दे तो ख़ुदा के सिवा और कौन मौजूद है जो (फिर) तुम्हें ये नेअमतें (वापस) दे (ऐ रसूल) देखो तो हम किस किस तरह अपनी दलीले बयान करते हैं इस पर भी वह लोग मुँह मोडे ज़ाते हैं

Tayca: 

จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) พวกท่านเห็นแล้วมิใช่หรือ? หากอัลลอฮ์ทรงเอาหูของพวกท่าน และตาของพวกท่านไป และได้ทรงประทับตราบนหัวใจของพวกท่านด้วยแล้ว ใครเล่าคือผุ้ซึ่งได้รับการเคารพสักการะอื่นจากอัลลอฮ์ที่จะนำมันมาให้แก่พวกท่านได้ จงดูเถิดว่า อย่างไรเล่าที่เราแจกแจงโองการทั้งหลาย แล้วพวกเขาก็ยังหันเหไปได้

İbranice: 

אמור 'מה אתם חושבים, אם ייטול אלוהים מכם את שמיעתכם וראייתכם ויאטום את לבבכם, מי אלוה מלבד אלוהים אשר יחזירם לכם'? ראה כיצד אנו חוזרים על האזהרות אך הם פונים עורף

Hırvatça: 

Reci: "Kažite vi meni, ako bi vam Allah sluh vaš i vid vaš oduzeo i srca vaša zapečatio, koji bi vam bog, osim Allaha, to vratio?!" Pogledaj kako ajete i znakove izlažemo, a oni se opet okreću."

Rumence: 

Spune: “Vedeţi? Dacă Dumnezeu v-ar lua auzul şi văzul şi v-ar pecetlui inimile, ce alt dumnezeu în afară de Dumnezeu vi le-ar înapoia?” Iată cum tâlcuim semnele şi cum ei întorc apoi spatele!

Transliteration: 

Qul araaytum in akhatha Allahu samAAakum waabsarakum wakhatama AAala quloobikum man ilahun ghayru Allahi yateekum bihi onthur kayfa nusarrifu alayati thumma hum yasdifoona

Türkçe: 

De ki: "Düşünün bakalım; Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?" Bak nasıl türlü türlü açıklıyoruz ayetleri, yine de yüz çeviriyorlar!

Sahih International: 

Say, "Have you considered: if Allah should take away your hearing and your sight and set a seal upon your hearts, which deity other than Allah could bring them [back] to you?" Look how we diversify the verses; then they [still] turn away.

İngilizce: 

Say: "Think ye, if Allah took away your hearing and your sight, and sealed up your hearts, who - a god other than Allah - could restore them to you?" See how We explain the signs by various (symbols); yet they turn aside.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) De: “Bir deyin görüm, əgər Allah sizin qulaqlarınızı və gözlərinizi əlinizdən alsa, ürəklərinizə möhür vursa, onları sizə Allahdan qeyri hansı tanrı qaytara bilər?” Gör Biz ayələrimizi onlara necə izah edirik, sonra onlar ondan gör necə üz döndərirlər.

Süleyman Ateş: 

De ki: "Söyleyin bana, eğer Allah işitme(duyu)nuzu ve gözlerinizi alsa, kalblerinizin üstüne de mühür vursa, Allah'tan başka bun(lar)ı size getir(ip ver)ecek tanrı kimdir?" Bak, nasıl ayetleri döndürüp türlü türlü açıklıyoruz, sonra yine onlar yüz çeviriyorlar?

Diyanet Vakfı: 

De ki: Ne dersiniz; eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder, kalplerinizi de mühürlerse bunları size Allah'tan başka hangi tanrı geri verebilir! Bak, delilleri nasıl açıklıyoruz. Onlar hala yüz çeviriyorlar!

Erhan Aktaş: 

De ki: “Söyleyin bana! Eğer Allah; işitmenizi, görmenizi ve kalbinizin idrak etmesini yok etse, Allah’tan başka hangi ilâh onları size geri verebilir?” Bak, âyetlerimizi nasıl çok yönlü açıklıyoruz. Buna rağmen yine de yüz çeviriyorlar.

Kral Fahd: 

(Ey Muhammed! Onlara) de ki: Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alsa, kalplerinize de mühür vursa, Allah'tan başka onu size geri getirecek ilâh kimdir?" Bak, delilleri (Allah'tan başka hakkıyla ibadete layık ilah olmadığına dair) nasıl açıklıyoruz? Böyle olduğu halde, onlar yine de yüz çeviriyorlar.

Hasan Basri Çantay: 

(Habîbim, Mekkelilere) de ki: «Bana haber verin: Eğer Allah kulağınızı, gözlerinizi al (ıb sizi sağır ve kör bırak) ırsa, kalblerinizin üstüne bir de mühür vurursa Allahdan başka onları size getirecek tanrı kimdir»? Bak, âyetlerimizi türlü türlü nasıl açıklıyoruz da onlar yine (bu âyetlerimizden) yüz çeviriyorlar.

Muhammed Esed: 

De ki: "Ne sanıyorsunuz? Eğer Allah işitme ve görme duyularınızı elinizden alır ve kalplerinizi mühürlerse onları size Allahtan başka hangi ilah geri verebilir?" Bakın mesajlarımızı nasıl çok yönlü dile getiriyoruz, ama hala küçümseyerek yüz çeviriyorlar!

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Mekke’lilere) söyle: “- Bana haber verin bakayım! Eğer Allah, kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder ve kalblerinizi mühürleyiverirse, Allah’dan başka onları size getirecek ilâh kimdir? Bak, âyetlerimizi nasıl tekrar edip beyan ediyoruz? Sonra onlar yine bu âyetlerimizden yüz çeviriyorlar!...”

Portekizce: 

Dize-lhes: Que vos pareceria se Deus, repentinamente, vos privasse da audição, extiguisse-vos a visão e vos selasse oscorações? Que outra divindade, além de Deus, poderia restaurá-los? Repara em como lhes expomos as evidências e, nãoobstante, as desdenham!

İsveççe: 

Säg: "Vad anser ni? Om Gud skulle ta ifrån er hörsel och syn och bomma för era hjärtan, vem är den gud som kan ge er [allt] detta tillbaka, om inte Gud?" Se hur Vi förtydligar [Våra] budskap! Och ändå drar de sig undan!

Farsça: 

[به آنان که برای خدا به خیال باطلشان شریکانی قرار داده اند] بگو: به من خبر دهید اگر خدا گوش ها و چشم هایتان را بگیرد، و بر دل هایتان مُهر [تیره بختی] نِهد، کدام معبودی جز خداست که آنها را به شما دهد؟! با تأمل بنگر چگونه آیات خود را به صورت های گوناگون [برای هدایت اینان] بیان می کنیم، سپس آنان روی می گردانند.

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ پێم بڵێن ئەگەر خوا ھەستی بیستن و بینینتان لێ بسەنێتەوە مۆریش بنێت بەسەر دڵەکانتاندا چ پەرستراوێک ھەیە بێجگە خوا بۆتان بھێنێتەوە تەماشابکە چۆن بەڵگەکان دەگۆڕین و چەند بارەیان دەکەینەوە پاشان ئەوان پشتی تێدەکەن و ڕوو وەردەگێڕن

Özbekçe: 

Уларга: «Айтинг-чи, агар Аллоҳ қулоқ ва кўзларингизни олиб қўйса, қалбларингизга муҳр босса, Аллоҳдан ўзга қайси илоҳ уни сизга беради», дегин. Биз оятларни қандай келтиришимизга, сўнгра уларнинг қандай юз ўгириб кетишига назар сол.

Malayca: 

Katakanlah (wahai Muhammad): "Bagaimana fikiran kamu, jika Allah melenyapkan pendengaran serta penglihatan kamu, dan Ia pula memeteraikan atas hati kamu? Siapakah Tuhan selain Allah yang berkuasa mengembalikannya kepada kamu?" Lihatlah bagaimana Kami berulang-ulang menerangkan tanda-tanda kebesaran Kami (dengan berbagai cara), dalam pada itu, mereka tetap juga berpaling - ingkar.

Arnavutça: 

Thuaj: “Çka mendoni sikur t’jua merrte Perëndia të dëgjuarit dhe të pamit dhe t’ua vuloste zemrat tuaja; cili zot, përveç Perëndisë do t’ua kthente ato?” Shih si ua shpjegojmë Na dokumentet, e ata përsëri e kthejnë kryet.

Bulgarca: 

Кажи: “Как мислите, ако Аллах ви отнеме слуха и зрението, и ви запечата сърцата, кой друг бог освен Аллах би ви ги възстановил?” Виж как подробно им разясняваме знаменията! После пак се отвръщат.

Sırpça: 

Реци: „Кажите ви мени, ако би вам Аллах одузео ваш слух и ваш вид и запечатио ваша срца, који би вам бог, осим Аллаха, то вратио?!“ Погледај како доказе и знакове излажемо, а они се опет окрећу.“

Çekçe: 

Rci: 'Domníváte se, že jestliže Bůh vám odejme sluch i zrak a zapečetí srdce vaše, že božstvo jiné - kromě Boha - by vám to mohlo navrátit?' Pohleď, jak jim objasňujeme znamení, zatímco oni se odvracejí!

Urduca: 

اے محمدؐ! ان سے کہو، کبھی تم نے یہ بھی سوچا کہ اگر اللہ تمہاری بینائی اور سماعت تم سے چھین لے اور تمہارے دلوں پر مہر کر دے تو اللہ کے سوا اور کون سا خدا ہے جو یہ قوتیں تمہیں واپس دلاسکتا ہو؟ دیکھو، کس طرح ہم بار بار اپنی نشانیاں ان کے سامنے پیش کرتے ہیں اور پھر یہ کس طرح ان سے نظر چرا جاتے ہیں

Tacikçe: 

Бигӯ: «Оё медонед, ки агар Оллоҳ гӯшу чашмони шуморо бозситонад ва бар дилҳоятон мӯҳр ниҳад, чӣ худое ғайри Оллоҳ онҳоро ба шумо бозмегардонад? Бингар, ки оёти Худоро чӣ гуна ба шеваҳои гуногун баён мекунем. Боз ҳам рӯй барметобанд».

Tatarca: 

Әйт: "Ий Коръән белән гамәл кылмаучы гафилләр! Күрәсезме, фикерләп карыйсызмы? Әгәр Аллаһ колакларыгызны һәм күзләрегезне бөтенләй томалап куйса, Аллаһудан башка тагын Илаһә бармы? Бу нәрсәләрне сезгә кайтарып бирерләр. Карагыл дәлилләрне ничек ачык аңлатабыз, шуннан соң да алар аңламыйлар, хактан баш тарталар.

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Terangkanlah kepadaku jika Allah mencabut pendengaran dan penglihatan serta menutup hatimu, siapakah tuhan selain Allah yang kuasa mengembalikannya kepadamu?" Perhatikanlah bagaimana Kami berkali-kali memperlihatkan tanda-tanda kebesaran (Kami), kemudian mereka tetap berpaling (juga).

Amharca: 

ንገሩኝ አላህ መስሚያችሁንና ማያዎቻችሁን ቢወስድ በልቦቻችሁም ላይ ቢያትም ከአላህ ሌላ እሱን የሚያመጣላችሁ አምላክ ማነው በላቸው፡፡ አንቀጾችን እንዴት እንደምናብራራ ከዚያም እነሱ እንዴት እንደሚመለሱ ተመልከት፡፡

Tamilce: 

“அல்லாஹ், உங்கள் செவித் திறனையும் உங்கள் பார்வைகளையும் எடுத்தால்; இன்னும், உங்கள் உள்ளங்கள் மீது முத்திரையிட்டால், அல்லாஹ் அல்லாத வேறு இறைவன் யார் இருக்கிறார், அவர் அவற்றை உங்களுக்கு (திரும்ப)க் கொண்டு வருவாரா என்பதை அறிவியுங்கள்?’’ என்று (நபியே!) கூறுவீராக. (இன்னும், நபியே!) நாம் அத்தாட்சிகளை எவ்வாறு விவரிக்கிறோம் என்பதை கவனிப்பீராக. (இவ்வளவு தெளிவாக விவரித்த) பிறகும், அவர்கள் புறக்கணிக்கிறார்கள்.

Korece: 

일러 가로되 하나님께서 너 희들의 청각과 시각을 앗아가고 너희들의 마음을 밀폐하실때 그렇게 할수 있는 분이 하나님외에 다른 신이 있는가 말하여 보라 또한어떻게 그 예중을 설명하는가 보 라 그런데도 그들은 거역하더라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói với (những kẻ đa thần): “Các người hãy cho ta biết nếu Allah lấy đi thính giác và thị giác của các người đồng thời đóng dấu lên con tim của các người (để các người không thể nhận thức được gì nữa) thì thần linh nào ngoài Allah có thể phục hồi những thứ đó cho các người?” Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy xem TA đã trình bày rõ ràng các lời mặc khải (của TA) như thế nào, vậy mà họ vẫn ngoảnh mặt quay đi!