Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

83

Sûredeki Ayet No: 

33

Ayet No: 

5881

Sayfa No: 

588

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ

Çeviriyazı: 

vemâ ürsilû `aleyhim ḥâfiżîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

Diyanet İşleri: 

Oysa kendileri, inananlara gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bunlar, inananların yaptıklarını görüp bellemek için gönderilmediler.

Şaban Piriş: 

Oysa onlara bekçi olarak da gönderilmemişlerdi.

Edip Yüksel: 

Oysa onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

Ali Bulaç: 

Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

Suat Yıldırım: 

Hoş bunları müminlere gözcü tayin eden de yoktu ya! (Fuzulî bir tarzda, kendi kendilerinde öyle bir yetki görürlerdi).

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Halbuki bunlar, onların üzerlerine gözeticiler olarak gönderilmemişlerdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Oysaki kendileri, inananlar üzerine bekçi gönderilmemişti.

Bekir Sadak: 

(3-5) Yer duzeltilip, icinde olanlari disari atarak bosaldigi zaman ve yer Rabbine boyun egdigi zaman, ki yer boyun egecektir

İbni Kesir: 

Halbuki onlar, bunların üzerine gözcüler olarak gönderilmemişlerdir.

Adem Uğur: 

Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.

İskender Ali Mihr: 

Ve onlar, onların (âmenû olanların) üzerine gözetici olarak gönderilmediler.

Celal Yıldırım: 

Halbuki kendileri onlar üzerine gözcü gönderilmemişlerdi.

Tefhim ul Kuran: 

Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

Fransızca: 

Or, ils n'ont pas été envoyés pour être leurs gardiens.

İspanyolca: 

Pero no han sido enviados para velar por ellos.

İtalyanca: 

Certo non hanno avuto l'incarico di vegliare su di loro.

Almanca: 

Und über ihnen wurden keine Bewahrende entsandt."

Çince: 

他们没有被派去监视信士们。

Hollandaca: 

Maar zij zijn niet gezonden om over hen te waken,

Rusça: 

Однако они не были посланы к ним хранителями.

Somalice: 

Loomana dirin inay ilaaliyaan Mu'miniinta.

Swahilice: 

Na wao hawakutumwa wawe walinzi juu yao.

Uygurca: 

ئۇلار مۆمىنلەرنى كۈزىتىشكە ئەۋەتىلگىنى يوق

Japonca: 

だがかれらは,かれら(信者)の監視者として遣わされた者ではない。

Arapça (Ürdün): 

قال تعالى: «وما أرسلوا» أي الكفار «عليهم» على المؤمنين «حافظين» لهم أو لأعمالهم حتى يدروهم إلى مصالحهم.

Hintçe: 

हालॉकि ये लोग उन पर कुछ निगराँ बना के तो भेजे नहीं गए थे

Tayca: 

และพวกเขา (ผู้ปฏิเสธศรัทธา) มิได้ถูกส่งมาเพื่อเป็นผู้ปกปักรักษาผู้ศรัทธาเหล่านั้น

İbranice: 

אף שהם לא נשלחו להיות להם לשומרים

Hırvatça: 

a oni nisu poslani da ih čuvaju.

Rumence: 

Ei nu au fost trimişi însă să fie asupra lor păzitori!

Transliteration: 

Wama orsiloo AAalayhim hafitheena

Türkçe: 

Oysaki kendileri, inananlar üzerine bekçi gönderilmemişti.

Sahih International: 

But they had not been sent as guardians over them.

İngilizce: 

But they had not been sent as keepers over them!

Azerbaycanca: 

Halbuki onlara (mö’minlərə) nəzarətçi göndərilməmişdir.

Süleyman Ateş: 

Oysa kendileri, onların üzerine bekçi gönderilmemişlerdi.

Diyanet Vakfı: 

Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.

Erhan Aktaş: 

Îmân Edenlerin üzerlerine gözetici olarak gönderilmediler.(1)

Kral Fahd: 

Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.

Hasan Basri Çantay: 

Halbuki onlar (mü´minlerin) üzerlerine gözcüler olarak gönderilmemişlerdi.

Muhammed Esed: 

Oysa onlara, başkaları(nın inançları) üzerinde gözetleyicilik görevi verilmiş değildir.

Gültekin Onan: 

Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

Ali Fikri Yavuz: 

Halbuki, üzerlerine gözcü gönderilmemişlerdi.

Portekizce: 

Embora não estivessem destinados a ser os seus guardiães.

İsveççe: 

Men de hade inget uppdrag att vaka över de troende!

Farsça: 

و حال آنکه کافران را بر مؤمنان نگهبان و مراقب نفرستاده بودند [که مراقب هدایت و گمراهی آنان باشند.]

Kürtçe: 

لە کاتێکدا کە(ئەوان) بە چاودێر نە نێرراون بۆ سەر بڕواداران (تا ئەم قسەیە بکەن)

Özbekçe: 

Ҳолбуки, улар а(мўмин)лар устидан кузатувчи қилиб юборилган эмаслар!

Malayca: 

Pada hal mereka tidak diutus untuk menjaga sesat atau tidaknya orang-orang yang beriman itu!

Arnavutça: 

e, ata nuk janë dërguar për kujdestarë të tyre (besimtarëve).

Bulgarca: 

А те не бяха пратени за техни надзиратели.

Sırpça: 

а они нису послани да их чувају.

Çekçe: 

A přec nebyli posláni k věřícím, aby je střežili.

Urduca: 

حالانکہ وہ اُن پر نگراں بنا کر نہیں بھیجے گئے تھے

Tacikçe: 

Ва ҳол он ки ононро ба нигаҳбониву муҳофизати амалҳои мӯъминон нафиристода буданд.

Tatarca: 

Бит ул кәферләр мөселманнарга сакчы итеп тә вә гамәлләрендә язучы итеп җибәрелмәделәр.

Endonezyaca: 

padahal orang-orang yang berdosa itu tidak dikirim untuk penjaga bagi orang-orang mukmin.

Amharca: 

በነርሱ ላይ ተጠባባቂዎች ተደርገው ያልተላኩ ሲኾኑ፡፡

Tamilce: 

(இக்குற்றவாளிகளுக்கு அவர்களைப் பற்றி ஏன் இவ்வளவு கவலை?) அவர்கள் மீது கண்காணிப்பவர்களாக இவர்கள் அனுப்பப்படவில்லையே!

Korece: 

그러나 불신자들은 믿는자를감시하기 위해 보내어진 자가 아 니매

Vietnamca: 

Nhưng chúng đâu phải là những người được cử phái đến trông chừng họ.