Arapça:
وَإِن يُرِيدُوا خِيَانَتَكَ فَقَدْ خَانُوا اللَّهَ مِن قَبْلُ فَأَمْكَنَ مِنْهُمْ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Çeviriyazı:
veiy yürîdû ḫiyâneteke feḳad ḫânü-llâhe min ḳablü feemkene minhüm. vellâhü `alîmün ḥakîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer sana hıyanet etmek isterlerse iyi bilsinler ki, bundan önce Allah'a hainlik ettiklerinden dolayı Allah onların ezilmelerine imkân verdi. Allah her şeyi hakkıyla bilen hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri:
Esirler sana hıyanet etmek isterlerse, bilsinler ki esasen daha önce de Allah'a hıyanet etmişlerdi, Allah bundan ötürü onları yenmen için sana imkan verdi. Allah Bilen'dir, Hakim'dir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Fakat sana hainlik etmeyi kurarlarsa bilsinler ki daha önce Allah'a hainlik etmişlerdi de seni onlara üstetmişti o ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Şaban Piriş:
Esirler sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Allah’a da hainlik etmişlerdi. Allah sana, onlara karşı imkân verdi. Allah her şeyi bilendir, Hakim'dir.
Edip Yüksel:
Yok, sana ihanet etmek istiyorlarsa, zaten daha önce ALLAH'a ihanet etmişlerdi. Bunun üzerine onları yenik düşürdü. ALLAH Bilendir, Bilgedir.
Ali Bulaç:
Eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Allah'a da ihanet etmişlerdi; böylece O da, "bozguna uğramaları (için) sana imkan vermişti.' Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Suat Yıldırım:
Eğer sana hıyanet etmek isterlerse unutmasınlar ki daha önce de onlar Allah'a hıyanet etmişlerdi de, Allah onlara karşı sana imkân ve kudret vermişti, onları senin eline düşürmüştü. Allah alîmdir, hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve eğer sana hiyânet etmek isterlerse muhakkak ki, daha evvel Allah Teâlâ´ya hiyânet ettiler de mağlup edilmelerine imkan verdi. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sana hıyanet etmek isterlerse kesin olan şu ki, daha önce Allah'a hıyanet ettiler de Allah, aleyhlerine bir imkân yarattı. Allah herşeyi bilen, her hikmete sahip olandır.
Bekir Sadak:
(1-2) Allah´tan ve peygamberinden, kendileriyle andlasma yaptiginiz musriklere ihtardir: Yeryuzunde dort ay daha dolasabilirsiniz. Allah´i aciz birakamiyacaginizi, Allah´in inkarcilari rezil edecegini bilin.
İbni Kesir:
Eğer sana hainlik yapmak isterlerse
Adem Uğur:
Eğer sana hainlik etmek isterlerse (üzülme, çünkü) daha önce Allah´a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı sana imkân ve kudret vermişti. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
İskender Ali Mihr:
Ve şâyet onlar, sana ihanet etmek isterlerse, bu şekilde daha önce de Allah´a ihanet etmişlerdi, o zaman onlardan (onlara karşı) sana imkânlar verdi. Ve Allah
Celal Yıldırım:
Sana hıyanette bulunmayı istiyorlarsa (üzülme), onlar bundan önce Allah´a da hıyanet etmişlerdi. Allah da onlara karşı (sana) imkân ve güç verdi. Allah her şeyi lâyıkıyle bilendir
Tefhim ul Kuran:
Eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Allah´a da ihanet etmişlerdi
Fransızca:
Et s'ils veulent te trahir..., c'est qu'ils ont déjà trahi Allah [par la mécréance]; mais Il a donné prise sur eux [le jour de Badr]. Et Allah est Omniscient et Sage.
İspanyolca:
Y si quieren traicionarte, ya antes traicionaron a Alá. Y Él ha dado poder sobre ellos. Alá es omnisciente, sabio.
İtalyanca:
E se vogliono tradirti, è Allah che già hanno tradito, ed Egli li ha dati in vostro potere. Allah è saggio, sapiente.
Almanca:
Doch sollten sie dich verraten wollen, so haben sie ALLAH bereits vorher verraten, dann hat ER sie unterwerfen lassen. Und ALLAH ist allwissend, allweise.
Çince:
如果他们想欺骗你,那末,他们以前对于真主确已表示欺骗了;但真主使你战胜他们。真主是全知的,至睿的。
Hollandaca:
Maar indien zij trachten u te bedriegen, waarlijk, dan hebben zij God bedrogen; daarom heeft hij u de macht over hen gegeven, en God is alwetend en wijs.
Rusça:
Но если они захотят предать тебя, то ведь еще раньше они предали Аллаха, и Он отдал их во власть мусульманам. Аллах - Знающий, Мудрый.
Somalice:
Hadday Doonaan Khiyaamadaadana waxay Khayaameen Eebe mar hore markaasuu idin Makaniyey Eebana waa Oge Falsan.
Swahilice:
Ikiwa wanataka kukufanyia khiana, wao walikwisha mfanyia khiana Mwenyezi Mungu kabla yake, na Yeye akakuwezesha kuwashinda. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kujua Mwenye hikima.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) ئەگەر ئۇلار (يەنى مۇشۇ ئەسەرلەر ئىماننى دەۋا قىلىش ئارقىلىق) ساڭا خىيانەت قىلماقچى بولغان بولسا، ئۇنداقتا ئىلگىرى ئۇلار (كۇفرى بىلەن، ئەھدىنى بۇزۇش بىلەن) اﷲ قا خىيانەت قىلغان ئىدى، اﷲ سېنى ئۇلارنىڭ ئۈستىدىن غالىب قىلدى. اﷲ (بولغۇسى ھەممە ئىشنى) بىلگۈچى، ئۆز ھېكمىتى بويىچە ئىش قىلغۇچىدۇر
Japonca:
だがかれらがもしあなたを裏切ろうとするならば,いや,かれらは以前からアッラーを裏切っていたので,かれは(あなたに)かれらを制圧させる。アッラーは全知にして英明であられる。
Arapça (Ürdün):
«وإن يريدوا» أي الأسرى «خيانتك» بما أظهروا من القول «فقد خانوا الله من قبل» قبل بدر بالكفر «فأمكن منهم» ببدر قتلا وأسرا فليتوقعوا مثل ذلك إن عادوا «والله عليم» بخلقه «حكيم» في صنعه.
Hintçe:
और अगर ये लोग तुमसे फरेब करना चाहते है तो ख़ुदा से पहले ही फरेब कर चुके हैं तो (उसकी सज़ा में) ख़ुदा ने उन पर तुम्हें क़ाबू दे दिया और ख़ुदा तो बड़ा वाक़िफकार हिकमत वाला है
Tayca:
“และถ้าหากพวกเขาต้องการจะทุจริตต่อเจ้า ก็แท้จริงนั้นพวกเขาได้ทุจริตต่ออัลลอฮฺมาก่อนแล้ว แล้วพระองค์ก็ทรงให้สมารถ ชนะพวกเขาได้ และอัลลอฮฺเป็นผู้ทรงรอบรู้ ผู้ทรงปรีชาญาณ”
İbranice:
אם ירצו לבגוד בך, הן, גם ניסו לבגוד באלוהים לפני כן, ולכן השליט אותך עליהם, כי אלוהים הוא היודע והחכם
Hırvatça:
A ako htjednu da te prevare, pa - oni su i prije Allaha nastojali varati i zato ti je On omogućio da ih pobijediš; a Allah je Onaj Koji sve zna i mudar je.
Rumence:
Dacă vor să te trădeze, ei l-au trădat mai întâi pe Dumnezeu. El v-a dat apoi puterea asupra lor. Dumnezeu este Ştiutor, Înţelept.
Transliteration:
Wain yureedoo khiyanataka faqad khanoo Allaha min qablu faamkana minhum waAllahu AAaleemun hakeemun
Türkçe:
Sana hıyanet etmek isterlerse kesin olan şu ki, daha önce Allah'a hıyanet ettiler de Allah, aleyhlerine bir imkân yarattı. Allah herşeyi bilen, her hikmete sahip olandır.
Sahih International:
But if they intend to betray you - then they have already betrayed Allah before, and He empowered [you] over them. And Allah is Knowing and Wise.
İngilizce:
But if they have treacherous designs against thee, (O Messenger!), they have already been in treason against Allah, and so hath He given (thee) power over them. And Allah so He Who hath (full) knowledge and wisdom.
Azerbaycanca:
Əgər əsirlər sənə xəyanət etmək istəsələr, (bilsinlər ki) bundan (Bədr vuruşundan) əvvəl Allaha xəyanət etmişdilər. Allah (sənə Bədrdə olanlardan intiqam almağa) imkan verdi. Allah (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!
Süleyman Ateş:
Eğer sana hainlik yapmak isterlerse, daha önce Allah'a da hainlik yapmışlardı. Bu yüzden (Allah) onlara karşı (sana) imkan verdi. Allah (herşeyi) bilendir, yerli yerince yapandır.
Diyanet Vakfı:
Eğer sana hainlik etmek isterlerse (üzülme, çünkü) daha önce Allah'a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı sana imkan ve kudret vermişti. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
Erhan Aktaş:
Eğer sana ihanet etmek isterlerse; daha önce Allah’a da ihanet etmişlerdi. Allah, onlara karşı sana imkân verdi. Allah, Her Şeyi Bilen’dir, En İyi Hüküm Veren’dir.
Kral Fahd:
Yok eğer sana hainlik etmek istiyorlarsa, zaten daha önce de Allah'a hainlik etmişlerdi de, onlara (gâlib gelecek) imkânı, Allah sana vermişti. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.
Hasan Basri Çantay:
Eğer sana haainlik etmek isterlerse... Onlar daha evvel Allaha da haainlik etmişlerdir de O, sana kendilerine karşı imkân ve kudret vermişdi. Allah (her şey´i) hakkıyle bilicidir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir.
Muhammed Esed:
Ve eğer sana ihanet etmeye yeltenirlerse, (unutmasınlar ki) daha önce Allaha da ihanet etmişlerdi de bu yüzden Allah (inananları) onlara baskın çıkarmıştı. Çünkü Allah doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir.
Gültekin Onan:
Eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Tanrı´ya da ihanet etmişlerdi
Ali Fikri Yavuz:
Eğer o esirler, sana hainlik etmek isterlerse bilsinler ki, bundan önce Allah’a hiyanet ettiler de (Bedir’de) kahredilmelerine, Allah sana imkân vermişti, Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.
Portekizce:
Mas se intentarem atraiçoar-te, como atraiçoaram antes Deus, Ele os deixará nas tuas mãos, porque é Sapiente,Prudentíssimo.
İsveççe:
Om de skulle vilja föra dig bakom ljuset, [minns då att] de förut ville bedra Gud, men Han gav [dig] segern över dem. Gud är allvetande, vis.
Farsça:
و اگر اسیران آزاد شده بخواهند [پس از آزاد شدنشان] به تو خیانت ورزند، [کار جدید و تازه ای نیست] آنان پیش از این هم به خدا خیانت ورزیدند، پس او تو را بر آنان مسلط ساخت؛ و خدا دانا و حکیم است.
Kürtçe:
وەئەگەر (ئەو دیلانە) بیانەوێت ناپاکیت لەگەڵدا بکەن ئەوە بێگومان ناپاکیان لەگەڵ خوادا کرد لەپێش (ئەمەدا) خواش (تۆی) زاڵ کرد بەسەریاندا وەخوا زانای دانایە
Özbekçe:
Агар сенга хиёнат қилишни истасалар, батаҳқиқ, бундан олдин Аллоҳга хиёнат қилган эдилар. Бас У уларга қарши имкон топди. Аллоҳ билгувчи ва ҳикматли зотдир.
Malayca:
Dan jika mereka (orang-orang tawanan itu) bertujuan hendak melakukan khianat kepadamu, maka sesungguhnya mereka telahpun melakukan khianat kepada Allah (dengan kekufuran mereka) sebelum itu, lalu Allah menjadikan (engkau) mengalahkan dan menundukkan mereka; kerana Allah Maha Mengetahui, lagi Maha Bijaksana.
Arnavutça:
E, nëse ata duan të të tradhëtojnë ty, e ata – qysh më parë kanë tradhëtuar Perëndinë, dhe prandaj, Ai ty ta mundësoi fitoren ndaj tyre. Perëndia është i Plotëdijshëm dhe i Gjithëdijshëm.
Bulgarca:
И ако искат да ти изменят, те вече измениха на Аллах преди, затова Той ти даде власт над тях. Аллах е всезнаещ, премъдър.
Sırpça:
А ако желе да те преваре, па они су и пре настојали Аллаха да варају и зато ти је Он омогућио да их победиш; а Аллах је Онај Који све зна и мудар је.
Çekçe:
A hodlají-li tě zradit nyní, vždyť již předtím zradili Boha, avšak On vám umožnil se jich zmocnit, neboť Bůh vševědoucí je i moudrý.
Urduca:
لیکن اگر وہ تیرے ساتھ خیانت کا ارادہ رکھتے ہیں تو اس سے پہلے وہ اللہ کے ساتھ خیانت کر چکے ہیں، چنانچہ اسی کی سزا اللہ نے انہیں دی کہ وہ تیرے قابو میں آ گئے، اللہ سب کچھ جانتا اور حکیم ہے
Tacikçe:
Агар қасди хиёнат ба туро дошта бошанд, пеш аа ин ба Худо хиёнат намудаанд ва Худо туро бар онҳо нусрат додааст, ки донову ҳаким аст!
Tatarca:
Әгәр ул әсирләр сиңа бер хыянәт итүне теләсәләр, тәхкыйк алар моннан элек Аллаһуга да хыянәт иттеләр, шуның өчен бәдер сугышында сине көчле кылдык. Аллаһ белүче вә хәким.
Endonezyaca:
Akan tetapi jika mereka (tawanan-tawanan itu) bermaksud hendak berkhianat kepadamu, maka sesungguhnya mereka telah berkhianat kepada Allah sebelum ini, lalu Allah menjadikan(mu) berkuasa terhadap mereka. Dan Allah Maha Mengetahui lagi Maha Bijaksana.
Amharca:
ሊከዱህም ቢፈልጉ ከዚህ በፊት አላህን በእርግጥ ከድተዋል፡፡ ከነሱም አስመችቶሃል፡፡ አላህም ዐዋቂ ጥበበኛ ነው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) ஆனால், அவர்கள் உமக்கு மோசடி செய்ய நாடினால் (இதற்கு) முன்னர் அவர்கள் அல்லாஹ்விற்கு(ம்) மோசடி செய்துள்ளனர். ஆகவே, அவர்கள் மீது (அல்லாஹ் உங்களுக்கு) ஆதிக்கமளித்தான். அல்லாஹ் நன்கறிந்தவன், மகா ஞானவான் ஆவான்.
Korece:
그러나 그들이 그대를 배반 한다면 이들은 이미 하나님을 배 반한 것이라 그리하여 그대에게 힘을 주셨으니 하나님은 아심과 지헤로 충만하심이라
Vietnamca:
Còn nếu như (những kẻ thờ đa thần ở Makkah) có ý lừa Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) thì (Ngươi hãy biết rằng) quả thật trước đây chúng cũng đã từng lừa Allah như thế. Vì vậy, Ngài đã giúp các ngươi đánh bại chúng. Quả thật, Allah là Đấng Toàn Tri, Đấng Sáng Suốt.
Ayet Linkleri: