Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

8

Sûredeki Ayet No: 

47

Ayet No: 

1207

Sayfa No: 

183

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ خَرَجُوا مِن دِيَارِهِم بَطَرًا وَرِئَاءَ النَّاسِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ ۚ وَاللَّهُ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطٌ

Çeviriyazı: 

velâ tekûnû kelleẕîne ḫaracû min diyârihim beṭarav veriâe-nnâsi veyeṣuddûne `an sebîli-llâh. vellâhü bimâ ya`melûne müḥîṭ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çalım atarak ve halka gösteriş yaparak yurtlarından çıkanlar ve Allah yoluna engel koyanlar gibi olmayın. Allah onların bütün yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Diyanet İşleri: 

Yurtlarından böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak çıkan ve Allah yolundan men edenler gibi olmayın. Allah onların işlediklerini her yönüyle bilendir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ülkelerinden böbürlenmek ve halka gösteriş yapmak için çıkanlara ve insanları Allah yolundan menedenlere benzemeyin ve Allah onların bütün yaptıklarını bilgisiyle kavramıştır.

Şaban Piriş: 

Yurtlarından böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak çıkan ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın! Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Edip Yüksel: 

ALLAH'ın yoluna engel olmak amacıyla, halka gösteriş yaparak yurtlarından çıkan o kendini beğenmişler gibi olmayın. ALLAH yaptıklarını çepeçevre Kuşatır.

Ali Bulaç: 

Bir de yurtlarından refahtan şımarıp-azıtarak, insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve (halkı) Allah'ın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatandır.

Suat Yıldırım: 

Memleketlerinden çalım satarak, halka gösteriş yaparak savaşa çıkan ve Allah yolundan insanları uzaklaştıranlar gibi olmayın.Allah onların bütün yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o kimseler gibi olmayınız ki yurtlarından çalım satarak ve nâsa gösteriş yaparak ve Allah yolundan menederek çıktılar. Allah Teâlâ ise ne yaptıklarını tamamıyla kuşatıcıdır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnsanlara çalım satarak, gösteriş yaparak yurtlarından çıkan ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Bekir Sadak: 

Firavun taifesi ve onlardan oncekilerin gidisi gibi, Allah´in ayetlerini yalanladilar da Allah onlari gunahlarindan oturu yoketti. Allah kuvvetlidir, cezalandirmasi siddetlidir.

İbni Kesir: 

Hem yurtlarından böbürlenerek ve insanlara gösteriş yaparak çıkan ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatandır.

Adem Uğur: 

Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kâfirler) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

İskender Ali Mihr: 

Ve siz, diyarlarından (yurtlarından) kibirle (gururla, çalımla) ve insanlara gösteriş yaparak çıkan kimseler ve Allah´ın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Ve Allah, yaptığımız şeyleri (ilmiyle, hakimiyetiyle, hükmüyle) kuşatandır.

Celal Yıldırım: 

Yurtlarından şımarıklık göstererek, böbürlenip halka gösteriş yaparak ve (insanları) Allah yolundan men´ederek çıkanlar gibi olmayın, Allah onların yapageldiklerini (ilim ve kudretiyle) kuşatmıştır.

Tefhim ul Kuran: 

Bir de yurtlarından refahtan şımarıp azıtarak, insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve (halkı) Allah´ın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatandır.

Fransızca: 

Et ne soyez pas comme ceux qui sortirent de leurs demeures pour repousser la vérité et avec ostentation publique, obstruant le chemin d'Allah. Et Allah cerne ce qu'ils font .

İspanyolca: 

No seáis como los que salieron de sus casas con pompa y ostentación, desviando a otros del camino de Alá. Alá abarca lo que hacen.

İtalyanca: 

E non siate come quelli che uscirono dalle loro case con insolenza e osten- tazione di fronte alla gente e che mettevano ostacoli sul sentiero di Allah. Allah abbraccia [nel Suo sapere] tutto quello che fanno.

Almanca: 

Und seid nicht wie diejenigen, die ihre Wohnstätten verlassen haben aus Übermut und Riyaa den Menschen gegenüber und damit sie von ALLAHs Weg abzuhalten. ALLAH ist dessen, was sie tun, allumfassend.

Çince: 

你们不要仿效那等人,他们骄傲自满地、沽名钓誉地从家乡出去,并阻止别人遵循真主的大道。真主是洞察他们的行为的。

Hollandaca: 

En weest niet als zij, die onbeschaamd hunne huizen verlieten en met pralen onder de menschen verschenen, en van den weg van God afwenden; want God begrijpt wat zij doen.

Rusça: 

Не уподобляйтесь тем, которые горделиво вышли из своих домов, показывая себя перед людьми, и сбивали других с пути Аллаха. Аллах объемлет все, что они совершают.

Somalice: 

Hana ka mid Noqonina kuwii ka baxay Guryahooda Kibir iyo istuska Dadka Darttiis kana Celinaya (Dadka) Jidka Eebe, Eebana waa Koobay waxay Camal Fali.

Swahilice: 

Wala msiwe kama wale walio toka majumbani mwao kwa fakhari na kujionyesha kwa watu, na wakawazuilia watu Njia ya Mwenyezi Mungu. Na Mwenyezi Mungu ameyazunguka yote wanayo yafanya.

Uygurca: 

يۇرتلىرىدىن چوڭچىلىق ۋە رىيا بىلەن چىققان كىشىلەر (يەنى قۇرەيش مۇشرىكلىرى) گە ئوخشاش بولماڭلار، ئۇلار (كىشىلەرنى) اﷲ نىڭ يولىدىن توسىدۇ، اﷲ ئۇلارنىڭ ھەممە ئىشلىرىنى بىلگۈچىدۇر

Japonca: 

誇らしげに,人びとに見られるために家を出で,アッラーの道から(人びとを)阻む者のようであってはならない。アッラーはかれらの行うことを凡て知っておられる。

Arapça (Ürdün): 

«ولا تكونوا كالذين خرجوا من ديارهم» ليمنعوا غيرهم ولم يرجعوا بعد نجاتها «بطرا ورئاء الناس» حيث قالوا لا نرجع حتى نشرب الخمر وننحر الجزور وتضرب علينا القيان ببدر فيتسامع بذلك الناس «ويصدون» الناس «عن سبيل الله والله بما يعملون» بالياء والتاء «محيط» علما فيجازيهم به.

Hintçe: 

और उन लोगों के ऐसे न हो जाओ जो इतराते हुए और लोगों के दिखलाने के वास्ते अपने घरों से निकल खड़े हुए और लोगों को ख़ुदा की राह से रोकते हैं और जो कुछ भी वह लोग करते हैं ख़ुदा उस पर (हर तरह से) अहाता किए हुए है

Tayca: 

“และจงอย่าเป็นเช่นบรรดาผู้ที่ออกจากหมู่บ้านของพวกเขา ไป ด้วยความหยิ่งผยอง และโอ้อวดผู้คน และขัดขวาง ให้เขวออกจากทางของอัลลอฮฺ และอัลลอฮฺนั้นทรงล้อม สิ่งที่พวกเขากระทำกันอยู่”

İbranice: 

ואל תהיו כמו (הכופרים של מכה) אלה אשר יצאו מבתיהם בהתרברבות והתפארות בפני האנשים, ואשר מונעים מללכת בשביל של אלוהים , ואלוהים את מה שהם עושים מקיף

Hırvatça: 

I ne budite kao oni koji su, da se pokažu svijetu, nadmeno iz grada svoga izišli da bi od Allahova puta odvraćali, a Allah sve što rade obuhvata.

Rumence: 

Nu fiţi asemenea celor care ies din casele lor plini de ei ca să fie văzuţi de oameni şi care îndepărtează de la calea lui Dumnezeu. Ştiinţa lui Dumnezeu cuprinde ceea ce făptuiesc.

Transliteration: 

Wala takoonoo kaallatheena kharajoo min diyarihim bataran wariaa alnnasi wayasuddoona AAan sabeeli Allahi waAllahu bima yaAAmaloona muheetun

Türkçe: 

İnsanlara çalım satarak, gösteriş yaparak yurtlarından çıkan ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Sahih International: 

And do not be like those who came forth from their homes insolently and to be seen by people and avert [them] from the way of Allah. And Allah is encompassing of what they do.

İngilizce: 

And be not like those who started from their homes insolently and to be seen of men, and to hinder (men) from the path of Allah: For Allah compasseth round about all that they do.

Azerbaycanca: 

(Ey mö’minlər!) Yurdlarından təkəbbürlə, özlərini camaata göstərmək üçün çıxanlar və (insanları) Allah yolundan döndərənlər (Məkkə müşrikləri) kimi olmayın. Allah onların nə etdiklərindən xəbərdardır!

Süleyman Ateş: 

Yurtlarından çalım satarak, insanlara gösteriş yaparak çıkan ve Allah yolundan men'edenler gibi olmayın. Allah, onların bütün yaptıklarını kuşatmıştır.

Diyanet Vakfı: 

Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kafirler) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Erhan Aktaş: 

Çalım satarak, insanlara gösteriş yaparak ve Allah’ın yolundan alıkoyarak yurtlarından çıkanlar gibi olmayın. Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Kral Fahd: 

Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kâfirler) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Hasan Basri Çantay: 

Yurdlarından çalım satarak, insanlara gösteriş yaparak çıkanlar (halkı) Allahın yolundan (hak dîninden) men´edenler gibi olmayın. Onlar ne yaparlarsa (hepsini) Allah (ilmi ve kudreti ile) çepçevre kuşatıcıdır.

Muhammed Esed: 

İnsanların gözlerini kamaştıran bir gösteriş içinde ve kurum satarak yurtlarından çıkıp gelen (o inanmayan) kimseler gibi olmayın: Çünkü onlar başkalarını Allahın yolundan çevirmeye çabalıyorlardı. Oysa Allah onların edip eylediği her şeyi (sınırsız kudretiyle) kuşatmış bulunuyordu.

Gültekin Onan: 

Bir de yurtlarından refahtan şımarıp azıtarak, insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve (halkı) Tanrı´nın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Tanrı onların yaptıklarını çepeçevre kuşatandır.

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Mü’minler), yurdlarından çalım satarak, insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve Allah yolundan alıkoymaya çalışanlar (Mekke’liler) gibi olmayın. Allah, onların bütün yaptıklarını kuşatıcıdır.

Portekizce: 

E não sejais como aqueles que saíram de suas casas por petulância e ostentação, para desviar os outros da senda deDeus; sabei que Deus está inteirado de tudo quanto fazem.

İsveççe: 

Och bete er inte som de som lämnade sina hem i skrytsamt övermod för att ses [och beundras] av människorna. De ville hindra [andra] att följa Guds väg, men Gud håller uppsikt över [dem och] deras företag.

Farsça: 

و مانند کسانی مباشید که از خانه هایشان از روی مستی و غرور، و برای خودنمایی بیرون آمدند و مردم را از راه خدا بازمی داشتند [ولی سرانجام دچار شکست ذلت باری شدند]؛ و خدا به آنچه انجام می دهند، احاطه دارد.

Kürtçe: 

وەک ئەوانە (وەک بت پەرستەکان) مەبن دەرچوون لەماڵ و وڵاتی خۆیان بەفیزو و ڕووپامایی بۆ خەڵک کردن وە ڕێگری (خەڵکیان) دەکرد لەڕێگەی خوا وە خوا بەھەموو ئەو کارانەی دەیکەن ئاگادارە

Özbekçe: 

Ва диёрларидан кибру ҳаво билан, одамларга риё учун чиқиб, Аллоҳнинг йўлидан тўсадиганларга ўхшаманг. Аллоҳ нима қилаётганларини иҳота қилгувчидир. (Ушбу ояти каримада кофирларга, жумладан, Маккадан Бадрга қараб отланган қурайшликларга ишора қилинмоқда. Улар урушга катта дабдаба билан борардилар. Кибру ҳаволари дунёни оларди. Қаерга тушсалар, туялар сўйишар, ўйинчи қизларни ўйнатиб, қўшиқ айттиришар, одамларни меҳмон қилишар эди. Бу дабдабалар риё учун, куч -қувватларини бошқаларга кўрсатиш учун эди.)

Malayca: 

Dan janganlah kamu menjadi seperti orang-orang yang keluar dari negerinya dengan berlagak sombong dan menunjuk-nunjuk (kekuatan mereka) kepada orang ramai (kerana hendak meminta dipuji), serta mereka pula menghalang manusia dari jalan Allah dan (ingatlah) Allah Maha Meliputi pengetahuanNya akan apa yang mereka kerjakan.

Arnavutça: 

Mos u bëni si ata që dolën nga shtëpitë e tyre me mendjemadhësi, e për sy e faqe të botës, - e i pengojnë njerëzit nga rruga e Perëndisë. Perëndia, i përfshinë të gjitha ato që punojnë ata.

Bulgarca: 

И не бъдете като онези, които излязоха от домовете си с надменност и за показ пред хората! Те възпират от пътя на Аллах. Аллах обгръща техните дела.

Sırpça: 

И не будите као они који су, да се покажу свету, надмено из свога града изашли да би одвраћали од Аллаховог пута, а Аллах обухвата оно што раде.

Çekçe: 

Nebuďte jako ti, kdož vyrazili ze svých obydlí domýšlivě a stavějíce se na odiv lidem, aby odvraceli jiné od cesty Boží - však Bůh objímá ve vědění svém vše, co dělají.

Urduca: 

اور اُن لوگوں کے سے رنگ ڈھنگ نہ اختیار کرو جو اپنے گھروں سے اِتراتے اور لوگوں کو اپنی شان دکھاتے ہوئے نکلے اور جن کی روش یہ ہے کہ اللہ کے راستے سے روکتے ہیں جو کچھ وہ کر رہے ہیں وہ اللہ کی گرفت سے باہر نہیں ہے

Tacikçe: 

Монанди он касон мабошед, ки сармасти ғурур ва барон худнамоӣ аз диёри худ берун омаданд ва дигаронро аз роҳи Худо боздоштанд. Ва Худо ба ҳар коре, ки мекунанд, (бо илми худ) иҳота дорад.

Tatarca: 

Кураеш кәферләре халык арасында шөһрәтебез артсын дип сугышка рия белән тәкәбберләнеп чыктылар, сез алар кеби булмагыз! Алар кешеләрне Аллаһ юлыннан тыялар, Аллаһ алар кылган эшне белә, эшләренә карата җәзасын бирер.

Endonezyaca: 

Dan janganlah kamu menjadi seperti orang-orang yang keluar dari kampungnya dengan rasa angkuh dan dengan maksud riya' kepada manusia serta menghalangi (orang) dari jalan Allah. Dan (ilmu) Allah meliputi apa yang mereka kerjakan.

Amharca: 

እንደነዚያ ለትዕቢትና ለሰዎች ይዩልኝ ሲሉ ከአላህም መንገድ ለማገድ ከአገራቸው እንደወጡት አትኹኑ፡፡ አላህም በሚሠሩት ሁሉ (በዕውቀቱ) ከባቢ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், எவர்கள் பெருமைக்காகவும் மக்களுக்குக் காண்பிப்பதற்காகவும் தங்கள் இல்லங்களிலிருந்து புறப்பட்டார்களோ; இன்னும், அல்லாஹ்வின் பாதையை விட்டு (மக்களை) தடுக்கிறார்களோ அவர்களைப் போன்று நீங்கள் ஆகிவிடாதீர்கள். அல்லாஹ் அவர்கள் செய்பவற்றை சூழ்ந்திருப்பவன் ஆவான்.

Korece: 

그들이 주거지를 떠났을 때 거만하고 사람들에게 오만을 피우며 하나님의 길을 방해하는 그들 같이 되지 말라 하나님은 그들이 행하는 모든 것을 알고 계시니라

Vietnamca: 

Các ngươi đừng giống như những kẻ (đa thần) rời xứ sở (Makkah) của chúng với dáng điệu ngạo mạn và thái độ xấc xược, muốn phô trương uy thế và sức mạnh cho thiên hạ thấy và muốn ngăn cản (thiên hạ) khỏi con đường của Allah. Tuy nhiên, Allah bao quát tất cả những gì chúng làm.