Arapça:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَتَّقُوا اللَّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَانًا وَيُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ۗ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Çeviriyazı:
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû in tetteḳu-llâhe yec`al leküm fürḳânev veyükeffir `anküm seyyiâtiküm veyagfir leküm. vellâhü ẕü-lfaḍli-l`ażîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, O, size bir furkan (hakkı batıldan ayırdedecek bir anlayış) verir ve günahlarınızı örtbas eder, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.
Diyanet İşleri:
Ey inananlar! Allah'tan sakınırsanız, O size iyiyi kötüden ayırdedecek bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol nimet sahibidir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey inananlar, Allah'tan çekinirseniz hayırla şerri ayırt etme kabiliyetini verir size ve suçlarınızı örter, yarlıgar sizi ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir.
Şaban Piriş:
Ey iman edenler! Eğer Allah’tan sakınırsanız O size iyiyi kötüden ayıracak bir furkan verir. Ve sizin günahlarınızı örter. Sizi bağışlar. Allah son derece büyük lütuf sahibidir.
Edip Yüksel:
Ey inananlar, ALLAH'ı dinlerseniz, size doğruyu yanlıştan ayıracak anlayışı verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. ALLAH Büyük Lütuf Sahibidir.
Ali Bulaç:
Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
Suat Yıldırım:
Ey iman edenler! Siz Allah'ı sayar haramlardan sakınırsanız,Allah size hakkı batıldan ayırd edecek bir anlayış kuvveti verir, sizin günahlarınızı örter, sizi affeder. Allah büyük lütuf sahibidir. [57,28]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ey imân edenler! Eğer Allah Teâlâ´dan korkarsanız sizin için bir furkan kılar ve sizin günahlarınızı örter ve sizin için mağfiret buyurur. Ve Allah Teâlâ pek büyük bir fazl sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun sahibidir.
Bekir Sadak:
Yoksa Mescidi Haram´a girmekten menederlerken Allah onlara nicin azap etmesin? Hem de O´nun dostu degiller
İbni Kesir:
Ey iman edenler
Adem Uğur:
Ey iman edenler! Eğer Allah´tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
İskender Ali Mihr:
Ey âmenû olanlar, Allah´a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
Celal Yıldırım:
Ey imân edenler I Eğer Allah´ tan korkup (kötülüklerden) sakınırsanız
Tefhim ul Kuran:
Ey iman edenler, Allah´tan korkup sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
Fransızca:
ô vous qui croyez ! Si vous craignez Allah, Il vous accordera la faculté de discerner (entre le bien et le mal), vous effacera vos méfaits et vous pardonnera. Et Allah est le Détenteur de l'énorme grâce.
İspanyolca:
¡Creyentes! Si teméis a Alá, Él os concederá un Criterio, borrará vuestras malas obras y os perdonará. Alá es el Dueño del favor inmenso.
İtalyanca:
O voi che credete! Se temete Allah, vi concederà la capacità di distinguere
Almanca:
Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Wenn ihr ALLAH gegenüber Taqwa gemäß handelt, gewährt ER euch Unterscheidungsvermögen, tilgt euch eure gottmißfälligen Taten und vergibt euch. Und ALLAH ist von unermeßlicher Gunst!
Çince:
信道的人们啊!如果你们敬畏真主,他将以鉴识赏赐你们,并原谅你们的罪行,饶恕你们。真主是有鸿恩的。
Hollandaca:
O ware geloovigen! indien gij God vreest, zal hij u eene onderscheiding verleenen. Hij zal uwe zonden vergeven, en u vergiffenis schenken; want zijne genade is groot.
Rusça:
О те, которые уверовали! Если вы будете бояться Аллаха, то Он одарит вас способностью различать истину и ложь, отпустит вам ваши прегрешения и простит вас. Воистину, Аллах обладает великой милостью.
Somalice:
Kuwa (XAQA) Rumeeyow haddaad ka Dhawrsataan Eebe wuxuu idiin yeeli Faraj (iyo Nabadgalyo) wuxuuna Asturi Xumaantiinna «Dambigiinna», Wuuna idiin Dhaafi Eebana waa Fadli Wayne.
Swahilice:
Enyi mlio amini! Mkimcha Mwenyezi Mungu atakupeni kipambanuo, na atakufutieni makosa, na atakusameheni, na Mwenyezi Mungu ni Mwenye fadhila kubwa.
Uygurca:
ئى مۆمىنلەر! ئەگەر اﷲ تىن قورقساڭلار، اﷲ سىلەرگە ھەق بىلەن باتىلنى ئايرىيدىغان ھىدايەت ئاتا قىلىدۇ، گۇناھىڭلارنى كەچۈرىدۇ، سىلەرگە مەغپىرەت قىلىدۇ. اﷲ كاتتا پەزل ئىگىسىدۇر
Japonca:
信仰する者よ,もしあなたがたがアッラーを畏れるならば,かれはあなたがたに識別を与え,あなたがたの諸悪を消滅し赦して下される。本当にアッラーは偉大な恩恵の主であられる。
Arapça (Ürdün):
«يا أيها الذين آمنوا إن تتقوا الله» بالإنابة وغيرها «يجعل لكم فرقانا» بينكم وبين ما تخافون فتنجون «ويكفِّر عنكم سيئآتكم ويغفر لكم» ذنوبكم «والله ذو الفضل العظيم».
Hintçe:
और यक़ीनन ख़ुदा के हॉ बड़ी मज़दूरी है ऐ ईमानदारों अगर तुम ख़ुदा से डरते रहोगे तो वह तुम्हारे वास्ते इम्तियाज़ पैदा करे देगा और तुम्हारी तरफ से तुम्हारे गुनाह का कफ्फ़ारा क़रार देगा और तुम्हें बख्श देगा और ख़ुदा बड़ा साहब फज़ल (व करम) है
Tayca:
“บรรดาผู้ศรัทธาทั้งหลาย ! หากพวกเจ้ายำเกรงอัลลอฮฺ พระองค์ก็จะทรงให้มีแก่พวกเจ้าซึ่งสิ่งที่จำแนกระหว่างความจริงและความ เท็จและจะทรงลบล้างบรรดาความผิดของพวกเจ้าออกจากพวกเจ้าและจะทรงอภัยโทษให้แก่พวกเจ้าด้วยและอัลลอฮฺนั้นคือผู้ทรงมีบุญคุณอันใหญ่หลวง”
İbranice:
הוי אלה אשר האמינו! אם תיראו את אלוהים, הוא ייתן לכם יכולת להבדיל (בין הצדק וההבל) ויכפר על חטאיכם ויסלח לכם, כי אלוהים רב-החסד האדיר
Hırvatça:
O vi koji vjerujete, ako se budete Allaha bojali, On će vam ono što istinu od neistine razdvaja dati i preko ružnih postupaka vaših će preći i oprostiti vam. A Allahova je dobrota neizmjerna.
Rumence:
O, voi cei ce credeţi! Dacă vă temeţi de Dumnezeu, El vă va da putinţa să deosebiţi binele de rău, va şterge relele voastre şi vă va ierta vouă. Dumnezeu este Stăpânul Harului cel Mare.
Transliteration:
Ya ayyuha allatheena amanoo in tattaqoo Allaha yajAAal lakum furqanan wayukaffir AAankum sayyiatikum wayaghfir lakum waAllahu thoo alfadli alAAatheemi
Türkçe:
Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun sahibidir.
Sahih International:
O you who have believed, if you fear Allah, He will grant you a criterion and will remove from you your misdeeds and forgive you. And Allah is the possessor of great bounty.
İngilizce:
O ye who believe! if ye fear Allah, He will grant you a criterion (to judge between right and wrong), remove from you (all) evil (that may afflict) you, and forgive you: for Allah is the Lord of grace unbounded.
Azerbaycanca:
Ey iman gətirənlər! Əgər Allahdan qorxsanız, O sizə haqla-nahaqı ayırd edən (bir nur) verər (dünyada və axirətdə çıxış yolu göstərər), günahlarınızın üstünü örtüb sizi bağışlayar. Allah böyül lütf (mərhəmət) sahibidir!
Süleyman Ateş:
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük lutuf sahibidir.
Diyanet Vakfı:
Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Erhan Aktaş:
Ey Îmân Edenler! Eğer Allah için takvâlı olursanız; O, size bir Fûrkan(1) verir, kötülüklerinize kâfirlik eder(2) ve sizi bağışlar. Allah, Büyük Fazl(3) Sahibidir.
Kral Fahd:
Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Hasan Basri Çantay:
Ey îman edenler, eğer Allahdan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırd edecek (bir marifet ve nur) verir, suçlarınızı örter, sizi yarlığar. Allah büyük lutf-ü inayet saahibidir.
Muhammed Esed:
Siz ey imana erişenler! Eğer Allaha karşı sorumluluk bilinci içinde olursanız O size, hakkı batıldan ayırmaya yarayan bir ölçü bahşedecek ve kötü işlerinizi silip örtecek, sizi bağışlayacaktır: Çünkü Allah, bağış ve cömertliğinde sınır olmayandır.
Gültekin Onan:
Ey inananlar, Tanrı´dan korkup sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıracak bir nur ve furkan verir, kötülüklerinizi örter (yükeffir) ve sizi bağışlar. Tanrı, büyük fazl sahibidir.
Ali Fikri Yavuz:
Ey mü’minler! Eğer Allah’dan korkarsanız (emirlerine bağlanır, yasaklarından sakınırsanız), o, size hak ile batılı ayırdedecek bir anlayış ve nur verir. Günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah, çok büyük lütûf sahibidir.
Portekizce:
Ó fiéis, se temerdes a Deus, Ele vos concederá discernimento, apagará os vossos pecados e vos perdoará, porque éAgraciante por excelência.
İsveççe:
Troende! Om ni fruktar Gud skall Han ge er en måttstock som hjälper er att mäta och skilja rätt från orätt, och [då] skall Han [ur er bok] stryka ut era dåliga handlingar och förlåta era synder. Guds nåd är en outsinlig källa.
Farsça:
ای اهل ایمان! اگر [در همه امورتان] از خدا پروا کنید، برای شما [بینایی و بصیرتی ویژه] برای تشخیص حق از باطل قرار می دهد، و گناهانتان را محو می کند، و شما را می آمرزد؛ و خدا دارای فضل بزرگ است.
Kürtçe:
ئەی ئەو کەسانەی کە باوەڕتان ھێناوە ئەگەر ئێوە خواناس بن و خۆتان بپارێزن ھۆی جیاکەرەوەی (ڕاست و ناڕاست) تان بۆ فەراھەم دەھێنێت و لە گوناھەکانتان دەبورێت و لێتان خۆش دەبێت وە خوا خاوەن بەھرە و چاکەی زۆر گەورەیە
Özbekçe:
Эй иймон келтирганлар! Агар Аллоҳга тақво қилсангиз, сизга фурқон беради, сизнинг гуноҳларингизни ювиб, мағфират қиладир. Аллоҳ улуғ фазл эгасидир.
Malayca:
Wahai orang-orang yang beriman! Jika kamu bertaqwa kepada Allah, nescaya Ia mengadakan bagi kamu (petunjuk) yang membezakan antara yang benar dengan yang salah, dan menghapuskan kesalahan-kesalahan kamu, serta mengampunkan (dosa- dosa) kamu. Dan Allah (sememangnya) mempunyai limpah kurnia yang besar.
Arnavutça:
O besimtarë! Nëse i druani Perëndisë, Ai do t’ju japë aftësinë e të gjykuarit (të bëni dallimin në mes të vërtetës dhe të pavërtetës), do t’ju mbulon mëkatet tuaja dhe do t’ju falë. Perëndia është bamirës i madh.
Bulgarca:
О, вярващи, ако се боите от Аллах, Той ще направи да разграничавате [доброто и злото], и ще ви избави от лошите ви постъпки, и ще ви опрости. Аллах е Владетеля на великата благодат.
Sırpça:
О ви који верујете, ако се будете бојали Аллаха, Он ће способност да вам дарује да раздвајате истину од неистине и преко ваших ружних поступака ће да пређе и опростиће вам. А Аллахова је доброта неизмерна.
Çekçe:
Vy, kteří věříte! Budete-li bohabojní, On dá vám spásné rozlišení a promine vám vaše špatné činy a odpustí vám; vždyť Bůh je pln laskavosti nesmírné.
Urduca:
اے ایمان لانے والو، اگر تم خدا ترسی اختیار کرو گے تو اللہ تمہارے لیے کسوٹی بہم پہنچا دے گا اور تمہاری بُرائیوں کو تم سے دُور کر دے گا، اور تمہارے قصور معاف کر دے گا اللہ بڑا فضل فرمانے والا ہے
Tacikçe:
Эй касоне, ки имон овардаед, агар аз Худо би тарсед, шуморо биноии шинохти ҳақ аз ботил диҳад ва гуноҳонатонро нест кунад ва шуморо биёмурзад, ки соҳиби фазлу караме бузург аст!
Tatarca:
Ий мөэминнәр! Әгәр Аллаһудан куркып Аның хөкемнәрен бозудан саклансагыз, Аллаһ сезгә хак белән батыл арасын аера белмәкне бирер вә гөнаһларыгызны җуяр вә сезне ярлыкар. Бит Аллаһ олугъ юмартлык иясе.
Endonezyaca:
Hai orang-orang beriman, jika kamu bertakwa kepada Allah, Kami akan memberikan kepadamu Furqaan. Dan kami akan jauhkan dirimu dari kesalahan-kesalahanmu, dan mengampuni (dosa-dosa)mu. Dan Allah mempunyai karunia yang besar.
Amharca:
እናንተ ያመናችሁ ሆይ! አላህን ብትፈሩ የእውነት መለያን ብርሃን ያደርግላችኋል፡፡ ክፉ ሥራዎቻችሁንም ከእናንተ ላይ ያብስላችኋል፡፡ ለእናንተም ይምራችኋል፡፡ አላህም የታላቅ ችሮታ ባለቤት ነው፡፡
Tamilce:
நம்பிக்கையாளர்களே! நீங்கள் அல்லாஹ்வை அஞ்சினால் அவன் உங்களுக்கு (எதிரிகளின் பொய்யையும் உங்களின் உண்மையை பிரித்தறிவிக்கும்) ஒரு வித்தியாசத்தை (-ஓர் அளவுகோலை) ஏற்படுத்துவான்; இன்னும், உங்களை விட்டு உங்கள் பாவங்களை அகற்றி விடுவான்; இன்னும், உங்களை மன்னிப்பான். அல்லாஹ் மகத்தான அருளுடையவன் ஆவான்.
Korece:
믿는자들이여 하나님을 두려워 하라 그분은 너희를 위해 옳고그름을 판단할 기준을 주셨으며 너희의 죄를 사하여 주시고 용서 하여 주시니 하나님은 은혜로 충 만하심이라
Vietnamca:
Hỡi những người có đức tin, nếu các ngươi sợ Allah, Ngài sẽ phú cho các ngươi tiêu chuẩn phân biệt (lẽ phải) đồng thời sẽ xóa tội lỗi của các ngươi và tha thứ cho các ngươi. Quả thật, Allah có vô vàn thiên ân vĩ đại.
Ayet Linkleri: