Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

8

Sûredeki Ayet No: 

2

Ayet No: 

1162

Sayfa No: 

177

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

Çeviriyazı: 

inneme-lmü'minûne-lleẕîne iẕâ ẕükira-llâhü vecilet ḳulûbühüm veiẕâ tüliyet `aleyhim âyâtühû zâdethüm îmânev ve`alâ rabbihim yetevekkelûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, âyetleri okunduğu zaman imanlarını arttırır. Ve bunlar yalnızca Rablerine tevekkül ederler.

Diyanet İşleri: 

İnananlar ancak, o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, ayetleri okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır. Ve Rablerine güvenirler; namaz kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarf ederler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnananlar, ancak onlardır ki Allah anılınca yürekleri titrer, onlara ayetleri okununca da inançlarını arttırır ve Rablerine dayanırlar.

Şaban Piriş: 

Müminler ancak, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, ayetleri kendilerine okununca imanları artan ve Rablerine tevekkül eden kimselerdir.

Edip Yüksel: 

İnananlar öyle kimselerdir ki, ALLAH anıldığında yürekleri titrer, O'nun ayetleri kendilerine okunduğunda inançları artar ve Rab'lerine güvenirler.

Ali Bulaç: 

Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.

Suat Yıldırım: 

Gerçek müminler ancak o kimselerdir ki yanlarında Allah zikredilince kalpleri ürperir, kendilerine O'nun âyetleri okununca bu, onların imanlarını artırır ve yalnız Rab’lerine güvenip dayanırlar. [3,135; 39,23; 9,124]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Filhakika mü´min olanlar o kimselerdir ki, Allah Teâlâ zikredildiği zaman yürekleri titrer ve onlara Cenâb-ı Hakk´ın âyetleri okunduğu vakit imânlarını arttırır ve Rablerine tevekkülde bulunurlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar.

Bekir Sadak: 

(7-8) Allah bu iki taifeden birini size vadetmisti

İbni Kesir: 

Mü´minler, ancak onlardır ki

Adem Uğur: 

Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah´ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.

İskender Ali Mihr: 

Gerçek mü´minler onlardır ki

Celal Yıldırım: 

Gerçek mü´minler o kimselerdir ki, Allah anildığı zaman kalbleri ürperir

Tefhim ul Kuran: 

Mü´minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, O´nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.

Fransızca: 

Les vrais croyants sont ceux dont les coeurs frémissent quand on mentionne Allah. Et quand Ses versets leur sont récités, cela fait augmenter leur foi. Et ils placent leur confiance en leur Seigneur.

İspanyolca: 

Son creyentes sólo aquéllos cuyos corazones tiemblan a la mención de Alá, que, cuando se les recitan Sus aleyas, éstas aumentan su fe, que confían en su Señor,

İtalyanca: 

In verità i [veri] credenti sono quelli i cui cuori tremano quando viene menzionato Allah e che, quando vengono recitati i Suoi versetti, accrescono la loro fede. Nel Signore confidano,

Almanca: 

Die Mumin sind ausschließlich diejenigen, deren Herzen Ehrfurcht empfinden, wenn ALLAH erwähnt wird, und wenn ihnen Seine Ayat vorgetragen werden, lassen diese ihren Iman zunehmen, und sie üben Tawakkul ihrem HERRN gegenüber.

Çince: 

只有这等人是信士:当记念真主的时候,他们内心感觉恐惧;当宣读真主的迹象的时候,那些迹象增加了他们信仰,他们只信任他们的主;

Hollandaca: 

Waarlijk, de ware geloovigen zijn zij, wier harten vreezen als God wordt genoemd, en wier geloof vermeerderd wordt, zoo hun zijne teekens worden herinnerd en die op God vertrouwen.

Rusça: 

Верующими являются только те, сердца которых испытывают страх при упоминании Аллаха, вера которых усиливается, когда им читают Его аяты, которые уповают на своего Господа,

Somalice: 

Mu'miniinta dhabta ah waa uun kuwa marka Eebe la Xuso ay Cabsato Quluubtoodu, marka lagu Akhriyo korkooda Aayaadka Eebana ay Iimaan u kordhiso, Eebahood uun tala saarta,

Swahilice: 

Hakika Waumini ni wale ambao anapo tajwa Mwenyezi Mungu nyoyo zao hujaa khofu, na wanapo somewa Aya zake huwazidisha Imani, na wakamtegemea Mola wao Mlezi.

Uygurca: 

پەقەت اﷲ ياد ئېتىلسە دىللىرىدا قورقۇنچ پەيدا بولىدىغان، اﷲ نىڭ ئايەتلىرى تىلاۋەت قىلىنسا ئىمانى كۈچىيىدىغان، پەرۋەردىگارىغا تەۋەككۈل قىلىدىغان كىشىلەرلا (كامىل) مۆمىنلەردۇر

Japonca: 

信者は,アッラーのことに話が進んだ時,胸が(畏敬の念で)戦く者たちで,かれらに印が読誦されるのを聞いて信心を深め,主に信頼する者たち,

Arapça (Ürdün): 

«إنما المؤمنون» الكاملون الإيمان «الذين إذا ذكر الله» أي وعيده «وجلت» خافت «قلوبهم وإذا تليت عليهم آياته زادتهم إيمانا» تصديقا «وعلى ربهم يتوكلون» به يثقون لا بغيره.

Hintçe: 

सच्चे ईमानदार तो बस वही लोग हैं कि जब (उनके सामने) ख़ुदा का ज़िक्र किया जाता है तो उनके दिल हिल जाते हैं और जब उनके सामने उसकी आयतें पढ़ी जाती हैं तो उनके ईमान को और भी ज्यादा कर देती हैं और वह लोग बस अपने परवरदिगार ही पर भरोसा रखते हैं

Tayca: 

“แท้จริงบรรดาผู้ที่ศรัทธานั้น คือ ผู้ที่เมื่ออัลลอฮฺถูกกล่าวขึ้นแล้ว หัวใจของพวกเขาก็หวั่นเกรง และเมื่อบรรดาโองการของพระองค์ถูกอ่านแก่พวกเขา โองการเหล่านั้นก็เพิ่มพูนความศรัทธาแก่พวกเขา และแด่พระเจ้าของพวกเขานั้น พวกเขามอบหมายกัน”

İbranice: 

אמנם המאמינים הם אלה שאם יוזכר אלוהים, יתמלא לבבם יראה, ובהיקרא אותותיו (משפטי הקוראן) לפניהם, מתחזקת אמונתם, ועל ריבונם סומכים

Hırvatça: 

Pravi su vjernici samo oni čija se srca strahom ispune kad se Allah spomene, a kad im se ajeti Njegovi uče, vjerovanje im povećaju i samo se na Gospodara svoga oslanjaju,

Rumence: 

Credincioşi sunt doar cei ale căror inimi freamătă când este amintit Dumnezeu, cei a căror credinţă creşte când li se recită versetele Sale şi se încredinţează Domnului lor,

Transliteration: 

Innama almuminoona allatheena itha thukira Allahu wajilat quloobuhum waitha tuliyat AAalayhim ayatuhu zadathum eemanan waAAala rabbihim yatawakkaloona

Türkçe: 

İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar.

Sahih International: 

The believers are only those who, when Allah is mentioned, their hearts become fearful, and when His verses are recited to them, it increases them in faith; and upon their Lord they rely -

İngilizce: 

For, Believers are those who, when Allah is mentioned, feel a tremor in their hearts, and when they hear His signs rehearsed, find their faith strengthened, and put (all) their trust in their Lord;

Azerbaycanca: 

Mö’minlər yalnız o kəslərdir ki, Allah adı çəkiləndə (Onun heybət və əzəmətindən) ürəkləri qorxudan titrəyər, Allahın ayələri oxunduğu zaman həmin ayələr onların imanlarını daha da artırar, onlar ancaq öz Rəbbinə təvəkkül edər.

Süleyman Ateş: 

Mü'minler o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, O'nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman imanlarını artırır ve Rablerine tevekkül ederler.

Diyanet Vakfı: 

Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.

Erhan Aktaş: 

Gerçekten Mü’minler o kimselerdir ki: Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir, onlara Allah’ın âyetleri okunduğunda bu îmânlarını artırır ve yalnızca Rabb’lerine tevekkül(1) ederler.

Kral Fahd: 

Müminler ancak, o kimselerdir ki; (yanlarında) Allah anıldığı zaman, yürekleri ürperir; kendilerine Onun âyetleri okunduğu zaman da imanları artar ve yalnız Allah'a dayanıp güvenirler.

Hasan Basri Çantay: 

Mü´minler ancak onlardır ki Allah anıldığı zaman yürekleri titrer, karşılarında âyetleri okununca (bu), onların îmanını artırır, onlar ancak Rablerine dayanıb güvenirler.

Muhammed Esed: 

İnananlar ancak o kimselerdir ki, her ne zaman Allahtan söz edilse kalpleri korkuyla titrer; ve kendilerine her ne zaman Onun ayetleri ulaştırılsa inançları güçlenir; ve Rablerine güven beslerler.

Gültekin Onan: 

İnançlılar ancak o kimselerdir ki, Tanrı anıldığında kalpleri titrer, O´nun ayetlerinin kendilerine okunması inançlarını arttırır ve yalnızca rablerine tevekkül ederler.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçek müminler, yalnız o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri korkarak ürperir

Portekizce: 

Só são fiéis aqueles cujos corações, quando lhes é mencionado o nome de Deus estremecem e, quando lhes são recitadosos Seus versículos, é-lhes acrescentada a fé, e se encomendam ao seu Senhor.

İsveççe: 

Troende är enbart de som bävar i sina hjärtan då de hör Guds namn nämnas, och som känner sig stärkta i tron då de hör Hans budskap läsas upp, och som litar helt till sin Herre,

Farsça: 

مؤمنان، فقط کسانی هستند که چون یاد خدا شود، دل هایشان ترسان می شود، وهنگامی که آیات او بر آنان خوانده شود بر ایمانشان می افزاید، و بر پروردگارشان توکل می کنند.

Kürtçe: 

بێگومان بڕواداران تەنھا کەسانێکن کاتێک کە باسی خوا کرا و ناوی ھێنرا دڵیان دەترسێت و ترسی لێ دەنیشێت کاتێکیش ئایەتەکانی خوا بخوێنرێتەوە بەسەریاندا بڕوایان (پێی) زیاد دەبێت و ھەر پشت بە پەروەردگاری خۆیان دەبەستن

Özbekçe: 

Албатта, Аллоҳ зикр қилинса, қалблари титрагувчи, оятлари тиловат этилса, иймонларини зиёда қилгувчи ва Роббиларига таваккул қилгувчиларгина мўминлардир.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang beriman itu (yang sempurna imannya) ialah mereka yang apabila disebut nama Allah (dan sifat-sifatNya) gementarlah hati mereka; dan apabila dibacakan kepada mereka ayat-ayatNya, menjadikan mereka bertambah iman, dan kepada Tuhan mereka jualah mereka berserah.

Arnavutça: 

Besimtarë të vërtetë janë vetëm ata, zemrat e të cilëve, kur të përmendet Perëndia, vërgëllojnë (nga frika dhe përulja), e kur t’u lexohen argumentet e Tij, iu shtohet thellimi në besim dhe vetëm te Zoti i tyre mbështeten,

Bulgarca: 

Вярващите са онези, които щом бъде споменат Аллах, сърцата им тръпнат, и щом им бъдат четени Неговите знамения, те усилват вярата им, и на своя Господ се уповават;

Sırpça: 

Прави су верници само они чија се срца страхом испуне кад се Аллах спомене, а кад им се речи Његове казују, веровање им повећају и ослањају се само на свога Господара.

Çekçe: 

Věřícími jsou věru ti, jichž srdce se zachvívají, když Boha je vzpomínáno, a jichž víra se znásobí, když přednášena jsou jim Jeho znamení, a na Pána svého spoléhají,

Urduca: 

سچّے اہل ایمان تو وہ لوگ ہیں جن کے دل اللہ کا ذکر سُن کر لرز جاتے ہیں اور جب اللہ کی آیات ان کے سامنے پڑھی جاتی ہیں تو ان کا ایمان بڑھ جاتا ہے اور وہ اپنے رب پر اعتماد رکھتے ہیں

Tacikçe: 

Мӯъминон касоне ҳастанд, ки чун номи Худо бурда шавад, хавф дилҳошонро фаро гирад ва чун оёти Худо бар онон хонда шавад, имонашон афзун гардад ва бар Парвардигорашон таваккал мекунанд,

Tatarca: 

Хак мөэминнәр әнә шулардыр: кайчан Аллаһ зекер ителсә, күңелләре йомшарып, Аллаһудан куркырлар вә һәркайчан аларга Аллаһуның аятьләре укылса, ул аятьләр аларның иманнарын арттырыр һәм алар һәрвакыт Аллаһуга тәвәккәл кылырлар.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang beriman ialah mereka yang bila disebut nama Allah gemetarlah hati mereka, dan apabila dibacakan ayat-ayat-Nya bertambahlah iman mereka (karenanya), dan hanya kepada Tuhanlah mereka bertawakkal.

Amharca: 

ፍጹም ምእምናን እነዚያ አላህ በተወሳ ጊዜ ልቦቻቸው የሚፈሩት፣ በነሱም ላይ አንቀጾቻችን በተነበቡ ጊዜ እምነትን የሚጨምሩላቸው፣ በጌታቸውም ላይ ብቻ የሚመኩት ናቸው፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்கள் எல்லாம், அல்லாஹ் நினைவு கூரப்பட்டால் அவர்களுடைய உள்ளங்கள் நடுங்கும்; இன்னும், அவனுடைய வசனங்கள் அவர்கள் முன் ஓதப்பட்டால் அவை அவர்களுக்கு நம்பிக்கையை அதிகப்படுத்தும்; இன்னும், அவர்கள் தங்கள் இறைவன் மீதே நம்பிக்கை வை(த்து அவனையே சார்ந்து இரு)ப்பார்கள்.

Korece: 

신앙인이란 하나님을 염원할 때 마음의 두려움을 느끼는 자이 며 하나님의 계시가 그들에게 낭 송될 때 그들의 믿음이 더하여지 고 주님께 의탁하는 자들이라

Vietnamca: 

Quả thật, những người có đức tin là những người mà khi nghe nhắc đến Allah thì con tim của họ sợ hãi, còn khi nghe xướng đọc các Lời Mặc Khải của Ngài thì họ tăng thêm đức tin và họ hoàn toàn phó thác cho Thượng Đế của họ.