Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

799

Sayfa No: 

129

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذِينَ سَخِرُوا مِنْهُم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ

Çeviriyazı: 

veleḳadi-stühzie birusülim min ḳablike feḥâḳa billeẕîne seḫirû minhüm mâ kânû bihî yestehziûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıverdi.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, senden önce birçok peygamberler alaya alınmıştı, onlarla eğlenenleri, alaya aldıkları şey mahvetti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Senden önceki peygamberlerle de alay edildi de alay edenler, alaylarının cezasına uğradılar.

Şaban Piriş: 

Zaten, senden önceki rasûllerle de alay edilmişti de alay ettikleri şey, onlardan alay edenleri çepeçevre kuşatmıştı.

Edip Yüksel: 

Senden önceki elçiler de eğlence konusu yapılmıştı. Ne var ki, alay edenleri eğlendikleri gerçek kuşatıverdi.

Ali Bulaç: 

Andolsun, senden önceki elçiler de alaya alındı da alaya aldıkları şey, onlardan maskaralık yapanları çepeçevre kuşatıverdi.

Suat Yıldırım: 

Senden önce de nice peygamberlerle alay edilmişti. Fakat alay ettikleri gerçek, o maskaralık edenlerin üzerine inip her taraflarından sararak mahvetti.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, senden evvelki peygamberler ile de elbette istihzâda bulunulmustur. Artık o kendisiyle istihzâda bulundukları şey, onlardan istihzâda bulunanları her taraftan kuşatıverdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun ki, senden önceki resullerle de alay edildi; fakat eğlence konusu yaptıkları şey, o maskaralığı sergileyenleri kıskıvrak sarıverdi.

Bekir Sadak: 

«okleri ve yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah´tan baska bir dost mu edinirim?» de. «Dogrusu ben ilk musluman olmakla emrolundum» de

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Senden önceki peygamberlerle de alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri şey (azap) kuşatıvermişti.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki

Celal Yıldırım: 

And olsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi, o alaya aldıkları şey onların üzerine inip her taraflarından sararak mahvetti.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, senden önceki peygamberler de alaya alındı da kendisini alaya aldıkları şey, onlardan maskaralık yapanları çepeçevre kuşatıverdi.

Fransızca: 

Certes, on s'est moqué de messagers avant toi, mais ceux qui se sont raillés d'eux, leur propre raillerie les enveloppa.

İspanyolca: 

Se burlaron de enviados que te precedieron, pero los que se burlaban se vieron cercados por aquello de que se burlaban.

İtalyanca: 

Anche i messaggeri che vennero prima di te furono oggetto di scherno. Quello di cui si burlavano, oggi li avvolge.

Almanca: 

Und gewiß, bereits vor dir wurden Gesandte verspottet, dann überkam diejenigen, die sie verspottet haben, das (an Peinigung), worüber sie gespottet haben.

Çince: 

在你之前,有许多使者,确已被人嘲笑,但嘲笑者所嘲笑的(刑罚),已降临他们了。

Hollandaca: 

Andere apostelen zijn vóór u bespot, maar de straf waarmede zij spotten, heeft de spotters bereikt.

Rusça: 

До тебя посланников также подвергали осмеянию, но тех, кто насмехался над ними, окружало (или постигало) то, над чем они издевались.

Somalice: 

Waxaa Dhab ahaan loogu Jeesjeesay Rasuullo kaa Horreeyey Waxaana kuwii Jees jeesay ku dhacay (Ciqaabti) waxay ku Jees jeeseen.

Swahilice: 

Na hakika Mitume walio kabla yako walifanyiwa kejeli, lakini walio wafanyia kejeli wakaja kuzungukwa na yale yale waliyo kuwa wao wanayafanyia kejeli.

Uygurca: 

سەندىن ئىلگىرى ئۆتكەن پەيغەمبەرلەر (كاپىرلار تەرىپىدىن) مەسخىرە قىلىندى، مەسخىرە قىلغۇچىلار مەسخىرە قىلغانلىقلىرىنىڭ ئاقىۋېتىنى كۆردى

Japonca: 

あなた以前の使徒たちも,確かに嘲笑されていた。だが嘲笑したものは,その嘲笑していたこと(懲罰)に取り囲まれるであろう。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد استُهزئ برسل من قبلك» فيه تسلية للنبي صلى الله عليه وسلم «فحاق» نزل «بالذين سخروا منهم ما كانوا به يستهزئون» وهو العذاب فكذا يحيق بمن استهزأ بك.

Hintçe: 

(ऐ रसूल तुम दिल तंग न हो) तुम से पहले (भी) पैग़म्बरों के साथ मसख़रापन किया गया है पस जो लोग मसख़रापन करते थे उनको उस अज़ाब ने जिसके ये लोग हॅसी उड़ाते थे घेर लिया

Tayca: 

และแน่นอนบรรดาร่อซูล ก่อนเจ้านั้นได้ถูกเย้ยหยันมาแล้ว ดังนั้นจึงได้ล้อมบรรดาผู้ที่เย้ยหยันร่อซูลเหล่านั้นไว้ ซึ่งสิ่งที่พวกเขาเคยเย้ยหยันกัน

İbranice: 

וכבר זלזלו בשליחים לפניך, ואז הקיף את אלה אשר היו מזלזלים בהם, כל אשר היו מזלזלים בו

Hırvatça: 

Poslanicima su se i prije tebe rugali, pa je one koji su im se rugali stiglo baš ono čemu su se rugali.

Rumence: 

Trimişii dinaintea ta au fost batjocoriţi, însă pe zeflemitori i-a împresurat ceea ce batjocoreau.

Transliteration: 

Walaqadi istuhzia birusulin min qablika fahaqa biallatheena sakhiroo minhum ma kanoo bihi yastahzioona

Türkçe: 

Yemin olsun ki, senden önceki resullerle de alay edildi; fakat eğlence konusu yaptıkları şey, o maskaralığı sergileyenleri kıskıvrak sarıverdi.

Sahih International: 

And already were messengers ridiculed before you, but those who mocked them were enveloped by that which they used to ridicule.

İngilizce: 

Mocked were (many) messengers before thee; but their scoffers were hemmed in by the thing that they mocked.

Azerbaycanca: 

Əlbəttə, səndən əvvəlki peyğəmbərlər də məsxərəyə qoyulmuşdular. Lakin məsxərəyə qoyanları məsxərəyə qoyduqlarının özü məhv etdi.

Süleyman Ateş: 

Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlarla alay edenleri, alay ettikleri gerçek kuşatıverdi.

Diyanet Vakfı: 

Senden önceki peygamberlerle de alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri şey (azap) kuşatıvermişti.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun, senden önce de Resûllerle alay edildi. Onlarla alay edenleri, alaya aldıkları şey çepeçevre kuşatıverdi.

Kral Fahd: 

Senden önceki peygamberlerle de alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri şey (azap) kuşatıvermişti.

Hasan Basri Çantay: 

(Habîbim) andolsun, senden evvelki peygamberlerle de istihza (alay) edildi de eğlenmekde oldukları şey (ler, ya´ni hak), içlerinden o maskaralık edenleri çepeçevre kuşatıverdi.

Muhammed Esed: 

Gerçekte, senden önceki elçilerle (de) alay edilmişti ama ne var ki, onları küçümseyen kimseleri, (sonunda,) alay edip durdukları şeyin kendisi tepeleyiverdi.

Gültekin Onan: 

Andolsun, senden önceki elçiler de alaya alındı da alaya aldıkları şey, onlardan maskaralık yapanları çepeçevre kuşattı.

Ali Fikri Yavuz: 

Andolsun ki, (ey Rasûlüm) senden önce gönderilen peygamberlerle de eğlenildi. Fakat eğlendikleri o hak, içlerinden maskaralık edenleri kuşatıverdi (de helâk oldular).

Portekizce: 

Mensageiros anteriores a ti foram escarnecidos; porém, os escarnecedores foram envolvidos por aquilo de queescarneciam.

İsveççe: 

[Människorna] har gjort narr av [andra] sändebud före dig, men [till sist] blev dessa upptågsmakare inringade av just det som deras skämt riktade sig mot?

Farsça: 

مسلماً پیامبران پیش از تو هم مسخره شدند؛ پس بر کسانی که پیامبران را مسخره می کردند، عذاب و کیفری که همواره به استهزا می گرفتند نازل شد و آنان را فرا گرفت.

Kürtçe: 

سوێند بێت بێگومان گاڵتە کراوە بە پێغەمبەرانی پێش تۆیش سەرئەنجام بۆ ئەوانەیان گاڵتەیان دەکرد دابەزی و دەوریدان تۆڵەی ئەوەی گاڵتەیان پێدەکرد (لەسزای سەخت)

Özbekçe: 

Сендан олдинги Пайғамбарлар ҳам истеҳзо қилинганлар. Уларни масхара қилганларни қилган истеҳзолари ўз домига тортган.

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya! Telah diperolok-olok beberapa Rasul sebelummu, lalu orang-orang yang mengejek-ejek di antara mereka ditimpakan (balasan azab) bagi apa yang mereka telah perolok-olokkan itu.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, janë përqeshur shumë pejgamberë para teje, e i përfshin ata që i i përqeshnin (pejgamberët) dënimi i talljes së tyre.

Bulgarca: 

Подиграваха се и на пратеници преди теб, но онези, които им се присмиваха, ги връхлетя онова, на което се подиграваха.

Sırpça: 

Посланицима су се и пре тебе ругали, па је оне који су им се ругали стигло баш оно чему су се ругали.

Çekçe: 

A posmívali se již před tebou poslům, avšak ti, kdož smích si tropili, byli obklopeni tím, čemu se posmívali.

Urduca: 

اے محمدؐ! تم سے پہلے بھی بہت سے رسولوں کا مذاق اڑایا جا چکا ہے، مگر ان مذاق اڑانے والوں پر آخر کار وہی حقیقت مسلط ہو کر رہی جس کا وہ مذاق اڑاتے تھے

Tacikçe: 

Паёмбаронеро ҳам, ки пеш аз ту буданд, масхара мекарданд. Пас масхаракунандагонро азобе, ки барои масхара карданашон буд, фурӯ шрифт.

Tatarca: 

Синнән әүвәлге пәйгамбәрләр дә шулай мәсхәрә кылындылар, аларга да мәсхәрә кылганнары хәтле мәсхәрә ителергә, хөкем итенделәр, җәзасын алырлар.

Endonezyaca: 

Dan sungguh telah diperolok-olokkan beberapa rasul sebelum kamu, maka turunlah kepada orang-orang yang mencemoohkan di antara mereka balasan (azab) olok-olokan mereka.

Amharca: 

ካንተ በፊትም በመልክተኞች በእርግጥ ተላግጧል፡፡ በእነዚያም ከእነሱ ባላገጡት ላይ በእርሱ ያላግጡ የነበሩት ነገር (ቅጣት) ወረደባቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், திட்டவட்டமாக உமக்கு முன்னர் (பல) தூதர்கள் ஏளனம் செய்யப்பட்டனர். ஆக, அவர்களை கேலி செய்தவர்களை அவர்கள் எதை வைத்து ஏளனம் செய்து வந்தார்களோ அது சூழ்ந்து விட்டது.

Korece: 

그대 이전의 많은 선지자들이 조롱을 당했으나 그들은 그들 이 조롱한 것들로 에워싸여지게 되노라

Vietnamca: 

Quả thật, các Sứ Giả trước Ngươi (hỡi Thiên Sứ) đã từng bị giễu cợt và nhạo báng nhưng (sự trừng phạt) sẽ vây hãm những kẻ chế giễu bởi những điều mà họ đã thường bỡn cợt và trêu đùa.