Arapça:
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا
Çeviriyazı:
innehüm kânû lâ yercûne ḥisâbâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü onlar hiçbir hesap ummazlardı.
Diyanet İşleri:
Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini sanmazlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki onlar, hiçbir soru ummazlardı.
Şaban Piriş:
Çünkü onlar, hesabı ummuyorlardı.
Edip Yüksel:
Onlar bir hesap ummuyorlardı.
Ali Bulaç:
Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.
Suat Yıldırım:
Çünkü onlar bu hesap gününe inanmıyor (onu hesaba almıyorlardı).
Ömer Nasuhi Bilmen:
78:26
Yaşar Nuri Öztürk:
Doğrusu onlar böyle bir hesap ummuyorlardı.
Bekir Sadak:
78:31
İbni Kesir:
Çünkü onlar hiç bir hesab beklemezlerdi.
Adem Uğur:
Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki onlar bir hesap ummuyorlardı.
Celal Yıldırım:
Çünkü onlar hiç de hesabı ummazlardı.
Tefhim ul Kuran:
Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.
Fransızca:
Car ils ne s'attendaient pas à rendre compte,
İspanyolca:
No contaban con el ajuste de cuentas
İtalyanca:
[poiché] non si aspettavano il rendiconto;
Almanca:
Gewiß, sie pflegten auf keine Abrechnung zu hoffen,
Çince:
他们的确不怕清算,
Hollandaca:
Want zij hoopten, dat zij geene rekenschap zouden moeten afleggen.
Rusça:
Воистину, они не ожидали расчета
Somalice:
Waxayna ahaayeen kuwa aan ka yaabaynin xisaab.
Swahilice:
Hakika hao hawakuwa wakitaraji kuwa kuna hisabu.
Uygurca:
چۈنكى ئۇلار (قىلمىشلىرىدىن) ھېساب ئېلىنىشتىن قورقمايتتى
Japonca:
本当にかれらは,(その行いに対する)清算を希望しないでいた。
Arapça (Ürdün):
«إنهم كانوا لا يرجون» يخافون «حسابا» لإنكارهم البعث.
Hintçe:
बेशक ये लोग आख़ेरत के हिसाब की उम्मीद ही न रखते थे
Tayca:
เพราะพวกเขามิได้หวังว่าจะมีการชำระสอบสวน
İbranice:
מפני שהם מעולם לא חשבו שהם ייאלצו לתת את הדין והחשבון
Hırvatça:
Zaista se oni nisu nadali polaganju računa
Rumence:
Ei nu aşteptau nici o Judecată,
Transliteration:
Innahum kanoo la yarjoona hisaban
Türkçe:
Doğrusu onlar böyle bir hesap ummuyorlardı.
Sahih International:
Indeed, they were not expecting an account
İngilizce:
For that they used not to fear any account (for their deeds),
Azerbaycanca:
Çünki onlar haqq-hesab çəkiləcəyinə ümid bəsləmirdilər (qiyamət gününə inanmır, onun əzabından qorxmurdular).
Süleyman Ateş:
Çünkü onlar bir hesap (görüleceğini) ummuyorlardı.
Diyanet Vakfı:
Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.
Erhan Aktaş:
Onlar, hesap görüleceğini ummuyorlardı.
Kral Fahd:
Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.
Hasan Basri Çantay:
Çünkü onlar hiçbir hisâb ummuyorlardı,
Muhammed Esed:
Doğrusu onlar hesaba çekileceklerini beklemiyorlardı,
Gültekin Onan:
Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini hiç ummuyorlardı,
Portekizce:
Porque nunca temeram o cômputo,
İsveççe:
De fruktade varken räkenskapen [eller domen]
Farsça:
اینان بودند که به [روز] حساب امیدی نداشتند،
Kürtçe:
چونکە بێگومان ئەوان بەتەمای لێپرسینەوە نەبوون
Özbekçe:
Чунки улар ҳисоб-китоб бўлишига ишонмасдилар.
Malayca:
Kerana sesungguhnya mereka dahulu tidak menaruh ingatan terhadap hari hitungan amal,
Arnavutça:
Ata, me të vërtetë, nuk kanë menduar në dhënie të llogarisë,
Bulgarca:
Не се надяваха те на равносметка.
Sırpça:
Заиста се они нису надали полагању рачуна
Çekçe:
Vždyť oni v zúčtování nedoufali
Urduca:
وہ کسی حساب کی توقع نہ رکھتے تھے
Tacikçe:
Зеро онон ба рӯзи ҳисоб умед надоштанд.
Tatarca:
Тәхкыйк алар кыямәттә булачак хисабны көтми һәм ышанмый иделәр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya mereka tidak berharap (takut) kepada hisab,
Amharca:
እነርሱ ምርመራን የማይፈሩ ነበሩና፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக அவர்கள் (மறுமையில் தங்களது செயல்கள்) விசாரிக்கப்படுவதை பயப்படாதவர்களாக இருந்தார்கள்.
Korece:
그들은 그들의 행위에 대한 어떤 계산도 두려워 하지 아니하 고
Vietnamca:
Quả thật, chúng đã không quan tâm đến việc (chúng sẽ phải đối mặt với) việc phán xét.
Ayet Linkleri: