Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

74

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

5513

Sayfa No: 

575

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ

Çeviriyazı: 

innehû fekkera veḳaddera.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.

Diyanet İşleri: 

Çünkü o, düşündü, ölçtü biçti;

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki o, iyice bir düşündü de kendince ölçtübiçti.

Şaban Piriş: 

Çünkü o düşündü, ölçtü ve biçti.

Edip Yüksel: 

Nitekim o düşündü; ölçtü biçti.

Ali Bulaç: 

Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tespit etti.

Suat Yıldırım: 

O düşündü, ölçtü, biçti...

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(18-19) Şüphe yok ki o, düşündü ve ölçtü biçti. Artık kahrolası, nasıl ölçtü biçti.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Derin derin düşündü o; ölçtü-biçti.

Bekir Sadak: 

(24-25) «Bu sadece ogretilegelen bir sihirdir. Bu Kuran yalnizca bir insan sozudur» dedi.

İbni Kesir: 

Doğrusu o, düşündü ve ölçüp biçti.

Adem Uğur: 

Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki o, (Kur´ân hakkında) tefekkür etti (düşündü) ve karar verdi.

Celal Yıldırım: 

Çünkü gerçekten o, iyice düşündü, ölçüp biçti.

Tefhim ul Kuran: 

Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tesbit etti.

Fransızca: 

Il a réfléchi. Et il a décidé.

İspanyolca: 

Ha reflexionado y tomado una decisión,

İtalyanca: 

Ha ponderato e l'ha definito.

Almanca: 

Gewiß, er dachte und schätzte ein.

Çince: 

他碓已思考,确已计划。

Hollandaca: 

Want hij heeft honende uitdrukkingen uitgedacht en gereed gemaakt, om den Koran belachelijk te maken.

Rusça: 

Он подумал и рассчитал.

Somalice: 

Gaalkaasu wuu Fikiray waxbuuna Goostay.

Swahilice: 

Kwani hakika yeye alifikiri na akapima.

Uygurca: 

ئۇ (پەيغەمبەر ۋە قۇرئان ھەققىدە) ئويلاندى، (قۇرئان توغرۇلۇق نېمە دېيىشنى ۋە قانداق بوھتان قىلىشنى) پىلانلىدى

Japonca: 

かれは想を練り,策謀した。

Arapça (Ürdün): 

«إنه فكر» فيما يقول في القرآن الذي سمعه النبي صلى الله عليه وسلم «وقدر» في نفسه ذلك.

Hintçe: 

उसने फिक्र की और ये तजवीज़ की

Tayca: 

แท้จริงเขาได้ใคร่ครวญและคาดคะเน

İbranice: 

הוא חישב ותכנן

Hırvatça: 

jer je smišljao i računao,

Rumence: 

S-a gândit şi a hotărât.

Transliteration: 

Innahu fakkara waqaddara

Türkçe: 

Derin derin düşündü o; ölçtü-biçti.

Sahih International: 

Indeed, he thought and deliberated.

İngilizce: 

For he thought and he plotted;-

Azerbaycanca: 

O (Qur’an barəsində) fikirləşdi və (orada deyilənləri öz ürəyində) ölçdü-biçdi.

Süleyman Ateş: 

Zira o düşündü, ölçtü, biçti.

Diyanet Vakfı: 

Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

Erhan Aktaş: 

Düşündü ve karar verdi.

Kral Fahd: 

Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. 

Hasan Basri Çantay: 

Çünkü o (Kur´an hakkında ne diyeceğini) uzun uzadıya düşündü, (kendine göre gûyâ bir) ölçü koydu.

Muhammed Esed: 

Bakınız, (mesajlarımız hakikati inkara şartlanmış olan birine aktarıldığında, onları nasıl çürüteceğini) düşünür ve (onu) hesaplar,

Gültekin Onan: 

Çünkü o, düşündü (fekkere) ve bir ölçü tesbit etti.

Ali Fikri Yavuz: 

Çünkü o (Velid İbni Muğire), kendi kendine bir düşündü ve (zannınca peygambere söyliyecek sözünü) uydurub kurdu.

Portekizce: 

Porque meditou e planejou.

İsveççe: 

Han tänker skarpt och överväger [hur han skall angripa dessa budskap] -

Farsça: 

او [برای باطل کردن دعوت قرآن] اندیشید و [آن را] سنجید؛

Kürtçe: 

(چونکە) بیری کردەوە وھەڵیسەنگاند (قسەکەی خۆی)

Özbekçe: 

Албатта, у тафаккур қилди ва чамалаб кўрди.

Malayca: 

Kerana sesungguhnya ia telah memikirkan dan mereka-reka berbagai tuduhan terhadap Al-Quran) -

Arnavutça: 

sepse, ka paramenduar dhe ka kurdisur (kundër Kur’anit), -

Bulgarca: 

Размисли той и прецени,

Sırpça: 

јер је смишљао и рачунао,

Çekçe: 

On věru vymýšlel a rozhodoval,

Urduca: 

اس نے سوچا اور کچھ بات بنانے کی کوشش کی

Tacikçe: 

Ӯ андешид ва тарҳе афканд (нақшае кашид).

Tatarca: 

Тәхкыйк ул – Вәлид Коръән һәм пәйгамбәр хакында ничек мәкерлек кылырга дип фикерләде, үзенчә халыкларга сөйләргә ялган сүзләр дә хәзерләде.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya dia telah memikirkan dan menetapkan (apa yang ditetapkannya),

Amharca: 

እርሱ (በቁርኣን ነገር) ሐሰበ፤ ገመተም፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக அவன் யோசித்தான். இன்னும், திட்டமிட்டான்.

Korece: 

그는 숙고하고서도 음모하 였으니

Vietnamca: 

Y quả thật đã suy tính và mưu đồ.