Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

71

Sûredeki Ayet No: 

9

Ayet No: 

5428

Sayfa No: 

570

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا

Çeviriyazı: 

ŝümme innî a`lentü lehüm veesrartü lehüm isrârâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli.

Diyanet İşleri: 

Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonra açığa vurup yaydım onlara ve gizlice konuştum, davet ettim onları da.

Şaban Piriş: 

Sonra onlara açıktan açığa da, gizli gizli de (davet ettim).

Edip Yüksel: 

Sonra onlara ilan ettim, gizliden gizliye de konuştum.

Ali Bulaç: 

Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim.

Suat Yıldırım: 

Daha sonra onları gâh açıkça çağırdım, gâh iyice gizli bir dâvet yönelttim, her türlü yolu denedim.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(9-10) «Sonra şüphesiz ki, ben onlar için ilan ettim ve onlara gizliden gizliye de bildirdim. Artık dedim ki, Rabinizden mağrifet dileyiniz, şüphe yok ki O, çok mağfiret buyurucudur.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Daha sonra bir başka duyuru yönelttim. Ve onları gizli gizli de çağırdım.

Bekir Sadak: 

«Allah´in, gogu yedi kat uzerine nasil yarattigini gormez misiniz?»

İbni Kesir: 

Sonra onlara

Adem Uğur: 

Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.

İskender Ali Mihr: 

Daha sonra da muhakkak ki ben onlara alenî olarak ilân ettim ve onlara sır olarak (tek tek çağırarak) gizli gizli de bildirdim.

Celal Yıldırım: 

Sonra yine ben, açıktan duyuruda bulundum ve gizli gizli görüşmeler de yaptım

Tefhim ul Kuran: 

«Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim.»

Fransızca: 

Puis, je leur ai fait des proclamations publiques, et des confidences en secret.

İspanyolca: 

y les he hablado en público y en secreto.

İtalyanca: 

Li ho arringati e ho parlato loro in segreto,

Almanca: 

dann legte ich es ihnen offen und teilte es ihnen aber 3 auch heimlich mit.

Çince: 

然后我公开地训导他们,秘密地劝谏他们,

Hollandaca: 

En ik sprak tot hen in het openbaar. Ik vermaande hen ook in het geheim.

Rusça: 

Затем я обращался к ним всенародно и говорил с ними наедине.

Somalice: 

Waana u qaylyey, hoosna waan ugu yeeray.

Swahilice: 

Kisha nikawatangazia kwa kelele, tena nikasema nao kwa siri.

Uygurca: 

ئاندىن ئۇلارنى ئاشكارا دەۋەت قىلدىم ۋە يوشۇرۇن دەۋەت قىلدىم

Japonca: 

或る時は公に,また(或る時は)密かにかれらに(訴えて),

Arapça (Ürdün): 

«ثم إني أَعلنت لهم» صوتي «وأسررت» الكلام «لهم إسرارا».

Hintçe: 

और उनकी पोशीदा भी फ़हमाईश की कि मैंने उनसे कहा

Tayca: 

แล้วข้าพระองค์ก็ได้ประกาศแก่พวกเขาอย่างเปิดเผยอีกทั้งข้าพระองค์ยังได้บอกกล่าวแก่พวกเขาอย่างลับ ๆ อีกด้วย

İbranice: 

והזהרתי אותם גם בסתר

Hırvatça: 

a onda sam im javno objavljivao i u povjerenju im šaputao,

Rumence: 

Le-am spus pe faţă şi în taină.

Transliteration: 

Thumma innee aAAlantu lahum waasrartu lahum israran

Türkçe: 

"Daha sonra bir başka duyuru yönelttim. Ve onları gizli gizli de çağırdım."

Sahih International: 

Then I announced to them and [also] confided to them secretly

İngilizce: 

Further I have spoken to them in public and secretly in private,

Azerbaycanca: 

Daha sonra onlara (iman gətirmək lazım olduğunu) aşkar söylədim və gizli bildirdim”.

Süleyman Ateş: 

Sonra onlara açıktan söyledim, gizli gizli söyledim: And lo! I have made public proclamation unto them, and I have appealed to them in private.

Diyanet Vakfı: 

Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.

Erhan Aktaş: 

“Sonra onlara; çağrımı toplu olarak da birebir görüşerek de ilettim.”

Kral Fahd: 

Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.

Hasan Basri Çantay: 

«Sonra da onları hem i´lân ederek da´vet etdim, hem kendilerine gizli gizli söyledim».

Muhammed Esed: 

onlara açıktan tebliğde bulundum; (ayrıca) onlarla gizlice, özel olarak da konuştum;

Gültekin Onan: 

71:6

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra, hem ilân ederek onlara söyledim, hem gizliden gizliye söyledim onlara...

Portekizce: 

Depois os exortei palatina e privativamente,

İsveççe: 

och talat offentligt till dem på allmän plats, och jag har talat med dem i förtrolighet

Farsça: 

سپس آشکار و پنهان آنان را خواندم.

Kürtçe: 

ئەمجا (دەمێك) بۆم ئاشکرا دەکردن، (دەمێك) بۆم پەنھان دەکردن بە پەنھان کردنێکی تەواو

Özbekçe: 

Сўнгра, албатта мен уларга эълон ва сиррий (даъват) қилдим.

Malayca: 

"Selain dari itu, aku (berulang-ulang) menyeru mereka secara beramai-ramai dengan berterus-terang, dan menyeru mereka lagi secara berseorangan dengan perlahan-lahan.

Arnavutça: 

e mandej ua shpalla publikisht atë, si dhe në besim u përshpërita (i thirra në të gjitha format).

Bulgarca: 

после им прогласявах явно и им шепнех тайно.

Sırpça: 

а онда сам им јавно објављивао и у поверењу им шапутао,

Çekçe: 

pak jsem vystoupil otevřeně a jednal s nimi skrytě i tajně

Urduca: 

پھر میں نے علانیہ بھی ان کو تبلیغ کی اور چپکے چپکے بھی سمجھایا

Tacikçe: 

Боз ба ошкор гуфтам ва дар ниҳон гуфтам.

Tatarca: 

Соңра исламга чакыруымны ачык игълан кылдым, вә яшерен генә аулакта да өндәп карадым.

Endonezyaca: 

kemudian sesungguhnya aku (menyeru) mereka (lagi) dengan terang-terangan dan dengan diam-diam,

Amharca: 

«ከዚያም እኔ ለእነርሱ ገለጽኩ፡፡ ለእነርሱም መመስጠርን መሰጠርኩ

Tamilce: 

பிறகு, நிச்சயமாக நான் அவர்களிடம் (பொது இடத்தில்) வெளிப்படையாகப் பேசினேன். இன்னும் அவர்களிடம் தனியாக இரகசியமாகப் பேசினேன்.

Korece: 

대중 앞에서도 그랬고 보이지 않게도 호소했으며

Vietnamca: 

“Rồi (có lúc) bề tôi đã thuyết giảng cho họ trước công chúng, (có lúc) bề tôi đã nói chuyện với họ một cách riêng tư.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: