Arapça:
وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا
Çeviriyazı:
veiẕâ messehü-lḫayru menû`â.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.
Diyanet İşleri:
Bir iyiliğe uğrarsa onu herkesten meneder;
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bir hayır elde ederse vermez, kıskanır.
Şaban Piriş:
Bir iyilik dokununca da çok cimridir.
Edip Yüksel:
Kendisine iyilik dokunduğu zaman ise cimridir.
Ali Bulaç:
Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder).
Suat Yıldırım:
Ama servet sahibi olunca da pinti kesilir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(21-22) Ve ona hayır dokunduğu zaman da çok cimridir, kıskançtır. Namaz kılanlar müstesna.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur.
Bekir Sadak:
70:22
İbni Kesir:
Kendisine bir hayır dokununca da çok cimridir.
Adem Uğur:
Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir.
İskender Ali Mihr:
Ve kendisine bir hayır dokunduğu zaman cimrilik edendir.
Celal Yıldırım:
Bir iyilik erişince de (kıskanır da onu başkasından) men´eder.
Tefhim ul Kuran:
Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder) .
Fransızca:
et quand le bonheur le touche, il est refuseur.
İspanyolca:
mezquino cuando la fortuna le favorece.
İtalyanca:
arrogante nel benessere ;
Almanca:
und wenn ihn das Gute trifft, ist er äußerst geizig,
Çince:
获得财富的时候是吝啬的。
Hollandaca:
Maar als het goede hem toevloeit, word hij karig.
Rusça:
и скупым, когда его касается добро.
Somalice:
Hadduu khayr helana wuu reebaa.
Swahilice:
Na inapo mgusa kheri huizuilia.
Uygurca:
بىرەر ياخشىلىق يەتكەن چاغدا، بېخىللىق قىلغۇچىدۇر
Japonca:
好運に会えば物惜しみになる。
Arapça (Ürdün):
«وإذا مسه الخير منوعا» وقت مس الخير أي المال لحق الله منه.
Hintçe:
और जब उसे ज़रा फराग़ी हासिल हुई तो बख़ील बन बैठा
Tayca:
และเมื่อคุณความดีประสบแก่เขา ก็หวงแหน
İbranice:
וכאשר מגיע אליו טוב, הוא שומר זאת לעצמו ומונע זאת מאחרים
Hırvatça:
a kada ga zadesi dobro, on ga uskraćuje,
Rumence:
când îl atinge binele, este zgârcit
Transliteration:
Waitha massahu alkhayru manooAAan
Türkçe:
Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur.
Sahih International:
And when good touches him, withholding [of it],
İngilizce:
And niggardly when good reaches him;-
Azerbaycanca:
Ona bir xeyir nəsib olduqda isə xəsis olar.
Süleyman Ateş:
Kendisine hayır dokundu mu yardım etmez (sıkı sıkı tutar).
Diyanet Vakfı:
Ona imkan verildiğinde ise pinti kesilir.
Erhan Aktaş:
Mal-mülk sahibi olunca da ondan kimseyi yararlandırmaz.(1)
Kral Fahd:
Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir.
Hasan Basri Çantay:
ona hayır dokununca da çok cimri dir.
Muhammed Esed:
bir iyilik ile karşılaşınca da onu bencilce (sahiplenip başka insanlardan) uzak tutar.
Gültekin Onan:
Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder).
Ali Fikri Yavuz:
Ona hayır (mal) isabet edince de kıskanç...
Portekizce:
Mas, quando o bem o acaricia, torna-se tacanho;
İsveççe:
men om det goda kommer på hennes lott visar hon [de behövande] ifrån sig.
Farsça:
و هنگامی که خیر و خوشی [و مال و رفاهی] به او رسد، بسیار بخیل و بازدارنده است،
Kürtçe:
کە خێر وسامانیش ڕووی تێ بکات ئەی گرێتەوە (لە خەڵکی)
Özbekçe:
Ва агар яхшилик етса, кўп ман қилувчидир.
Malayca:
Dan apabila ia beroleh kesenangan, ia sangat bakhil kedekut;
Arnavutça:
e kur t’i bie e mira – bëhet koprrac (nuk jep – refuzon),
Bulgarca:
а щом го настигне доброто - скъперник,
Sırpça:
а када га задеси добро, он га ускраћује,
Çekçe:
když dotkne se jej dobré, je odmítavý.
Urduca:
اور جب اسے خوشحالی نصیب ہوتی ہے تو بخل کرنے لگتا ہے
Tacikçe:
Ва чун моле ба дасташ афтад бахилӣ мекунад,
Tatarca:
Әгәр аңа байлык ирешсә – саранлана, малының тиешле өлешен бирми.
Endonezyaca:
dan apabila ia mendapat kebaikan ia amat kikir,
Amharca:
መልካምም ነገር (ድሎት) ባገኘ ጊዜ ከልካይ (ኾኖ ተፈጠረ)፡፡
Tamilce:
அவனுக்கு வசதி ஏற்பட்டால் (பிறருக்கு தனது செல்வத்தை கொடுக்காமல்) முற்றிலும் தடுப்பவனாக (படைக்கப்பட்டான்).
Korece:
행운이 찾아들 때는 인색해 하더라
Vietnamca:
Nhưng khi gặp điều tốt lành (giàu có, khỏe mạnh) thì lại keo kiệt.
Ayet Linkleri: