Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

70

Sûredeki Ayet No: 

21

Ayet No: 

5396

Sayfa No: 

569

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا

Çeviriyazı: 

veiẕâ messehü-lḫayru menû`â.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.

Diyanet İşleri: 

Bir iyiliğe uğrarsa onu herkesten meneder;

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bir hayır elde ederse vermez, kıskanır.

Şaban Piriş: 

Bir iyilik dokununca da çok cimridir.

Edip Yüksel: 

Kendisine iyilik dokunduğu zaman ise cimridir.

Ali Bulaç: 

Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder).

Suat Yıldırım: 

Ama servet sahibi olunca da pinti kesilir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(21-22) Ve ona hayır dokunduğu zaman da çok cimridir, kıskançtır. Namaz kılanlar müstesna.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur.

Bekir Sadak: 

70:22

İbni Kesir: 

Kendisine bir hayır dokununca da çok cimridir.

Adem Uğur: 

Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir.

İskender Ali Mihr: 

Ve kendisine bir hayır dokunduğu zaman cimrilik edendir.

Celal Yıldırım: 

Bir iyilik erişince de (kıskanır da onu başkasından) men´eder.

Tefhim ul Kuran: 

Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder) .

Fransızca: 

et quand le bonheur le touche, il est refuseur.

İspanyolca: 

mezquino cuando la fortuna le favorece.

İtalyanca: 

arrogante nel benessere ;

Almanca: 

und wenn ihn das Gute trifft, ist er äußerst geizig,

Çince: 

获得财富的时候是吝啬的。

Hollandaca: 

Maar als het goede hem toevloeit, word hij karig.

Rusça: 

и скупым, когда его касается добро.

Somalice: 

Hadduu khayr helana wuu reebaa.

Swahilice: 

Na inapo mgusa kheri huizuilia.

Uygurca: 

بىرەر ياخشىلىق يەتكەن چاغدا، بېخىللىق قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

好運に会えば物惜しみになる。

Arapça (Ürdün): 

«وإذا مسه الخير منوعا» وقت مس الخير أي المال لحق الله منه.

Hintçe: 

और जब उसे ज़रा फराग़ी हासिल हुई तो बख़ील बन बैठा

Tayca: 

และเมื่อคุณความดีประสบแก่เขา ก็หวงแหน

İbranice: 

וכאשר מגיע אליו טוב, הוא שומר זאת לעצמו ומונע זאת מאחרים

Hırvatça: 

a kada ga zadesi dobro, on ga uskraćuje,

Rumence: 

când îl atinge binele, este zgârcit

Transliteration: 

Waitha massahu alkhayru manooAAan

Türkçe: 

Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur.

Sahih International: 

And when good touches him, withholding [of it],

İngilizce: 

And niggardly when good reaches him;-

Azerbaycanca: 

Ona bir xeyir nəsib olduqda isə xəsis olar.

Süleyman Ateş: 

Kendisine hayır dokundu mu yardım etmez (sıkı sıkı tutar).

Diyanet Vakfı: 

Ona imkan verildiğinde ise pinti kesilir.

Erhan Aktaş: 

Mal-mülk sahibi olunca da ondan kimseyi yararlandırmaz.(1)

Kral Fahd: 

Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir.

Hasan Basri Çantay: 

ona hayır dokununca da çok cimri dir.

Muhammed Esed: 

bir iyilik ile karşılaşınca da onu bencilce (sahiplenip başka insanlardan) uzak tutar.

Gültekin Onan: 

Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder).

Ali Fikri Yavuz: 

Ona hayır (mal) isabet edince de kıskanç...

Portekizce: 

Mas, quando o bem o acaricia, torna-se tacanho;

İsveççe: 

men om det goda kommer på hennes lott visar hon [de behövande] ifrån sig.

Farsça: 

و هنگامی که خیر و خوشی [و مال و رفاهی] به او رسد، بسیار بخیل و بازدارنده است،

Kürtçe: 

کە خێر وسامانیش ڕووی تێ بکات ئەی گرێتەوە (لە خەڵکی)

Özbekçe: 

Ва агар яхшилик етса, кўп ман қилувчидир.

Malayca: 

Dan apabila ia beroleh kesenangan, ia sangat bakhil kedekut;

Arnavutça: 

e kur t’i bie e mira – bëhet koprrac (nuk jep – refuzon),

Bulgarca: 

а щом го настигне доброто - скъперник,

Sırpça: 

а када га задеси добро, он га ускраћује,

Çekçe: 

když dotkne se jej dobré, je odmítavý.

Urduca: 

اور جب اسے خوشحالی نصیب ہوتی ہے تو بخل کرنے لگتا ہے

Tacikçe: 

Ва чун моле ба дасташ афтад бахилӣ мекунад,

Tatarca: 

Әгәр аңа байлык ирешсә – саранлана, малының тиешле өлешен бирми.

Endonezyaca: 

dan apabila ia mendapat kebaikan ia amat kikir,

Amharca: 

መልካምም ነገር (ድሎት) ባገኘ ጊዜ ከልካይ (ኾኖ ተፈጠረ)፡፡

Tamilce: 

அவனுக்கு வசதி ஏற்பட்டால் (பிறருக்கு தனது செல்வத்தை கொடுக்காமல்) முற்றிலும் தடுப்பவனாக (படைக்கப்பட்டான்).

Korece: 

행운이 찾아들 때는 인색해 하더라

Vietnamca: 

Nhưng khi gặp điều tốt lành (giàu có, khỏe mạnh) thì lại keo kiệt.