Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

76

Ayet No: 

1030

Sayfa No: 

160

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا بِالَّذِي آمَنتُم بِهِ كَافِرُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâle-lleẕîne-stekberû innâ billeẕî âmentüm bihî kâfirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandığınızı inkâr edenleriz!" dediler.

Diyanet İşleri: 

Büyüklük taslayanlar, "Sizin inandığınızı biz inkar ediyoruz" dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar, "Ey Salih, eğer sen peygambersen bizi tehdit ettiğin azaba uğrat bakalım" dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O ululanmak isteyenler, o kibirliler, dediler ki: Hiç şüphe yok ki biz, sizin inandıklarınızı inkar ettik, kafir olduk.

Şaban Piriş: 

Büyüklük taslayanlar ise: Biz de sizin iman ettiklerinize küfredenleriz, dediler.

Edip Yüksel: 

Büyüklük taslayanlar, "Biz, sizin inandığınız şeyi inkar ediyoruz," dediler.

Ali Bulaç: 

Büyüklük taslayanlar (müstekbirler de şöyle) dedi: "Biz de, gerçekten sizin inandığınızı tanımayanlarız."

Suat Yıldırım: 

O kibirlenenler ise, “Doğrusu, biz sizin iman ettiğiniz şeyi inkâr ediyoruz.” dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Kendilerini büyük görenler ise dedi ki: «Biz muhakkak sizin o imân ettiğiniz şeye kâfirleriz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kibre sapanlar şöyle konuştu: "Biz sizin inandığınızı inkâr edenleriz."

Bekir Sadak: 

7:80

İbni Kesir: 

Büyüklük taslayanlar dediler ki: Biz, doğrusu sizin iman ettiğinizi inkar edenleriz.

Adem Uğur: 

Büyüklük taslayanlar dediler ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

Kibirlenenler şöyle dedi: “Muhakkak biz, sizin inandığınız şeyi inkâr edenleriz.”

Celal Yıldırım: 

(76-77) Büyüklük taslayanlar, «biz sizin imân ettiğiniz şeyi inkâr ediyoruz» dediler ve o yüzden devenin bacaklarını kesip onu yere devirdiler de Rablarının buyruğuna baş kaldırıp tuğyan ettiler ve: «Ey Salih ! Eğer (cidden) peygamberlerden isen bizi tehdîd edip durduğun azabı haydi getir görelim» dediler.

Tefhim ul Kuran: 

Büyüklük taslayanlar (müstekbirler de şöyle) dedi: «Biz de, gerçekten sizin inandığınızı tanımayanlarız.»

Fransızca: 

Ceux qui s'enflaient d'orgueil dirent : "Nous, nous ne croyons certainement pas en ce que vous avez cru".

İspanyolca: 

Los altivos dijeron: «Pues nosotros no creemos en lo que vosotros creéis».

İtalyanca: 

Gli orgogliosi dissero: «Certamente neghiamo ciò in cui credete!».

Almanca: 

Diejenigen, die sich in Arroganz erhoben haben, sagten: "Gewiß, wir betreiben Kufr dem gegenüber, woran ihr den Iman verinnerlicht habt."

Çince: 

那些骄做的人说:我们绝不信你们所确信的。

Hollandaca: 

Doch zij die door hoogmoed waren opgeblazen, zeiden: Waarlijk, wij gelooven niet aan datgene waarin gij gelooft.

Rusça: 

Те, которые превозносились, сказали: "А мы отказываемся уверовать в то, во что уверовали вы".

Somalice: 

Waxayna dheheen kuwii iskibriyey annagu waxaad Rumeeyseen waan ka Gaaloownay.

Swahilice: 

Wakasema wale wanao jivuna: Sisi tunayakataa hayo mnayo yaamini.

Uygurca: 

ھېلىقى تەكەببۇرلار: «سىلەر ئىشەنگەنگە بىز ھەرگىز ئىشەنمەيمىز» دېدى

Japonca: 

高慢な者たちは言った。「わたしたちは,あなたがたが信じるものを認めない。」

Arapça (Ürdün): 

«قال الذين استكبروا إنا بالذي آمنتم به كافرون».

Hintçe: 

तब जिन लोगों को (अपनी दौलत दुनिया पर) घमन्ड था कहने लगे हम तो जिस पर तुम ईमान लाए हो उसे नहीं मानते

Tayca: 

“บรรดาผู้ที่แสดงโอหังกล่าวว่า แท้จริงเราเป็นผู้ปฏิเสธศรัทธา ต่อสิ่งที่พวกท่านได้ศรัทธากัน”

İbranice: 

אמרו המתייהרים 'אנו כופרים בכל אשר בו תאמינו

Hırvatça: 

"A mi, doista, ne vjerujemo u to u što vi vjerujete", rekoše oni koji su bili oholi.

Rumence: 

Cei care erau plini de trufie spuseră: “Noi nu credem în ceea ce voi credeţi.”

Transliteration: 

Qala allatheena istakbaroo inna biallathee amantum bihi kafiroona

Türkçe: 

Kibre sapanlar şöyle konuştu: "Biz sizin inandığınızı inkâr edenleriz."

Sahih International: 

Said those who were arrogant, "Indeed we, in that which you have believed, are disbelievers."

İngilizce: 

The Arrogant party said: "For our part, we reject what ye believe in."

Azerbaycanca: 

(Təkəbbür üzündən iman gətirməyi) özlərinə ar bilənlər: “Sizin inandığınıza (Salehin peyğəmbərliyinə) biz inanmırıq!” – dedilər.

Süleyman Ateş: 

Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandığınızı inkar edenleriz!" dediler.

Diyanet Vakfı: 

Büyüklük taslayanlar dediler ki: "Biz de sizin inandığınızı inkar edenleriz."

Erhan Aktaş: 

Büyüklük taslayan kimseler de dediler ki: “Biz de sizin îmân ettiğiniz şeyi kesin olarak küfredenleriz.(1)”

Kral Fahd: 

Büyüklük taslayanlar dediler ki: «Biz de sizin inandığınızı inkâr edenleriz.»

Hasan Basri Çantay: 

(Yine) o kibirlenen kimseler: «Biz, doğrusu o sizin îman etdiğinizi inkâr ile kâfir olanlarız» dedi (ler).

Muhammed Esed: 

Büyüklük peşinde olanlarsa: "Bakın" dediler, "sizin o kadar emin olduğunuz şeyi biz asla doğru bulmuyoruz!"

Gültekin Onan: 

Büyüklenenler (şöyle) dedi: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

O kibirlenerek iman etmiyenler, “ - Doğrusu biz, o sizin iman ettiğiniz şeyi inkâr eden kâfirleriz.” dediler.

Portekizce: 

Mas os que se ensoberbeceram lhes disseram: Nós negamos o que credes.

İsveççe: 

[Men] de högmodiga äldste sade: "Vi förnekar [sanningen i] det som ni tror på."

Farsça: 

مستکبران گفتند: ما به آیینی که شما به آن ایمان آوردید، کافریم!

Kürtçe: 

ئەوانەی خۆیان بەزل دەزانی ووتیان بەڕاستی ئێمە بێ باوەڕین بەوەی کەئێوە بڕواتان پێ ھێناوە

Özbekçe: 

Мутакаббир бўлганлар: «Албатта, биз сиз иймон келтирганга кофирмиз», дедилар.

Malayca: 

Orang-orang yang sombong takbur itu berkata: "Sesungguhnya kami tetap ingkar akan orang yang kamu beriman kepadanya".

Arnavutça: 

Ata që madhëroheshin thanë: “Na nuk besojmë në atë që besoni ju”.

Bulgarca: 

Онези, които се възгордяха, казаха: “Ние не вярваме в онова, в което вие повярвахте.”

Sırpça: 

„А ми, заиста, не верујемо у то у шта ви верујете“, рекоше они који су били охоли.

Çekçe: 

Řekli ti, kdož pyšní byli: 'My však nevěříme v to, v co vy věříte.'

Urduca: 

اُن برائی کے مدعیوں نے کہا جس چیز کو تم نے مانا ہے ہم اس کے منکر ہیں"

Tacikçe: 

Гарданкашон гуфтанд: «Мо ба касе, ки шумо имон овардаед, имон намеоварем».

Tatarca: 

Тәкәбберләнеп иман китермәгәннәре әйттеләр: "Сез иман китергән нәрсәләрне без инкяр итүчеләрбез", – дип.

Endonezyaca: 

Orang-orang yang menyombongkan diri berkata: "Sesungguhnya kami adalah orang yang tidak percaya kepada apa yang kamu imani itu".

Amharca: 

እነዚያ የኮሩት፡- «እኛ በዚያ እናንተ በርሱ ባመናችሁበት ከሓዲዎች ነን» አሉ፡፡

Tamilce: 

பெருமையடித்தவர்கள் கூறினார்கள்: “நீங்கள் நம்பிக்கை கொண்டதை நிச்சயமாக நாங்கள் நிராகரிப்பவர்கள் ஆவோம்.”

Korece: 

거만한 자들은 우리는 당신 들이 믿는 것을 불신함이라 말하 더라

Vietnamca: 

Những tên kiêu ngạo kia bảo: “Bọn ta phủ nhận điều mà các người đã tin.”