Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

132

Ayet No: 

1086

Sayfa No: 

166

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَالُوا مَهْمَا تَأْتِنَا بِهِ مِنْ آيَةٍ لِّتَسْحَرَنَا بِهَا فَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

veḳâlû mehmâ te'tinâ bihî min âyetil litesḥaranâ bihâ femâ naḥnü leke bimü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve sen büyülemek için her ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz, dediler.

Diyanet İşleri: 

Firavun ailesi: "Bizi sihirlemek için ne mucize gösterirsen göster, sana inanmayacağız" dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bizi büyülemek, kandırmak için hangi delili gösterirsen göster demişlerdi, biz sana inanmayacağız.

Şaban Piriş: 

Bizi, kendisiyle büyülemek için her ne zaman bize bir ayet/mucize getirirsen, biz sana iman edecek değiliz, dediler.

Edip Yüksel: 

"Bizi büyülemek için ne kadar mucize (ayet) getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz," dediler.

Ali Bulaç: 

Onlar: "Bizi büyülemek için mucize (ayet) olarak her ne getirirsen getir, yine de biz sana inanacak değiliz" dediler.

Suat Yıldırım: 

Ve şöyle derlerdi: “Bizi büyülemek için sen hangi mûcizeyi getirirsen getir, imkânı yok, sana inanacak değiliz!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve dediler ki: «Kendisiyle bize sihir etmek için bize her ne mûcize getirirsen getir, biz sana imân edecek değiliz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şunu da söylediler: "Bizi büyülemek için, bize istediğin kadar ayet getir. Sana inanmayacağız."

Bekir Sadak: 

Hor gorulen yahudileri, bereketlendirdigimiz yerin dogularina ve batilarina mirasci kildik. Rabbinin Israilogullarina verdigi guzel soz, sabirlarina karsilik yerine geldi. Firavun ve milletinin yaptigini ve yukselttiklerini yiktik.

İbni Kesir: 

Dediler ki: Bizi büyülemek için ne kadar mucize gösterirsen göster

Adem Uğur: 

Ve dediler ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve şöyle dediler: “Onunla bizi büyülemek için bize âyetlerden (mucizelerden) ne getirsen gene de biz sana inanacak değiliz.”

Celal Yıldırım: 

Musa´ya dediler ki: «Bizi büyülemek için ne kadar âyet (mu´cize) getirirsen getir, sana inanıcılar değiliz!»

Tefhim ul Kuran: 

Onlar: «Bizi büyülemek için bize mucize (ayet) olarak her ne getirirsen getir, yine de biz sana inanacak değiliz» dediler.

Fransızca: 

Et ils dirent : "Quel que soit le miracle que tu nous apportes pour nous fasciner, nous ne croirons pas en toi".

İspanyolca: 

Dijeron: «Sea cual sea el signo que nos traigas para hechizarnos con él, no te creeremos».

İtalyanca: 

Dissero: «Qualunque segno addurrai per stregarci, noi non crederemo in te».

Almanca: 

Und sie sagten: "Egal welche Aya du uns vollbringst, um uns damit zu verzaubern, wir werden dir keinen Iman schenken ."

Çince: 

他们说:无论你拿什么迹象来迷惑我们,我们绝不信仰你。

Hollandaca: 

En zij zeiden tot Mozes: Welk wonder gij ons ook toont, om ons daarmede te betooveren, wij zullen daaraan niet gelooven.

Rusça: 

Они сказали: "Какие бы знамения ты ни показывал, чтобы околдовать нас ими, мы не поверим тебе".

Somalice: 

Waxayna dheheen wax kasta oo aayad ah ood noola timaaddo inaad nagu Sixirlo anagu kuma rumaynayno.

Swahilice: 

Na wakisema: Hata ukituletea Ishara yoyote kutuzuga hatuto kuamini.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى پىرئەۋن قەۋمى): «كۆزىمىزنى باغلاش ئۈچۈن ھەرقانداق مۆجىزە كەلتۈرسەڭمۇ بىز ساڭا ھەرگىز ئىشەنمەيمىز» دېدى

Japonca: 

かれらは言った。「あなたがどんな印を(強?)してわたしたちを魅惑しようとしても,わたしたちは決してあなたを信じません。」

Arapça (Ürdün): 

«وقالوا» لموسى «مهما تأتنا به من آية لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين» فدعا عليهم.

Hintçe: 

और फिरऔन के लोग मूसा से एक मरतबा कहने लगे कि तुम हम पर जादू करने के लिए चाहे जितनी निशानियाँ लाओ मगर हम तुम पर किसी तरह ईमान नहीं लाएँगें

Tayca: 

“และพวกเขากล่าวว่า ท่านจะนำสัญญาณหนึ่งสัญญาณใดมายังพวกเราอย่างไร ก็ตามเพื่อที่จะลวงเราให้หลงเชื่อต่อสัญญาณนั้น เราก็จะไม่เป็นผู้ศรัทธาต่อท่าน ”

İbranice: 

אמרו (פרעה ואנשיו) 'כל אות אשר תביא לנו לפתות אותנו בו, לא נאמין לך

Hırvatça: 

I govorili su: "Kakav god da nam dokaz doneseš da nas njime opčaraš, mi ti nećemo vjerovati!"

Rumence: 

Ei spuseră: “Oricare ar fi semnul pe care ni-l aduci ca să ne vrăjeşti, noi nu vom crede în tine!”

Transliteration: 

Waqaloo mahma tatina bihi min ayatin litasharana biha fama nahnu laka bimumineena

Türkçe: 

Şunu da söylediler: "Bizi büyülemek için, bize istediğin kadar ayet getir. Sana inanmayacağız."

Sahih International: 

And they said, "No matter what sign you bring us with which to bewitch us, we will not be believers in you."

İngilizce: 

They said (to Moses): "Whatever be the Signs thou bringest, to work therewith thy sorcery on us, we shall never believe in thee.

Azerbaycanca: 

(Fir’on adamları Musaya) dedilər: “Sən bizi ovsunlamaq üçün nə mö’cüzə gətirsən də, yenə sənə iman gətirən deyilik!”

Süleyman Ateş: 

Ve dediler ki: "bizi büyülemek için ne kadar mu'cize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz!"

Diyanet Vakfı: 

Ve dediler ki: "Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz."

Erhan Aktaş: 

“Bizi büyülemek için ne kadar âyet(1) getirirsen getir, biz sana asla inanacak değiliz.” dediler.

Kral Fahd: 

Ve dediler ki: «Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.»

Hasan Basri Çantay: 

Dediler: «Bizi büyülemek için her ne mu´cize getirsen sana îman ediciler değiliz biz».

Muhammed Esed: 

(Musaya) şöyle dediler: "Bizi büyülemek için her ne işaret ortaya koyarsan koy, sana inanmayacağız!"

Gültekin Onan: 

Onlar: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Bir de: “- sen bizi büyülemek için her ne mu’cize getirsen, asla sana inanacak değiliz, biz” dediler.

Portekizce: 

Disseram-lhe: Seja qual for o sinal que nos apresentares para fascinar-nos, jamais em ti creremos.

İsveççe: 

Och de sade [till Moses]: "Vilka tecken du än gör inför oss för att förvända synen på oss, kommer vi inte att tro på dig!"

Farsça: 

فرعونیان گفتند: [ای موسی! از دعوتت دست بردار که] هر چه را به عنوان معجزه برای ما بیاوری تا به وسیله آن ما را جادو کنی به تو ایمان نمی آوریم.

Kürtçe: 

دەیانووت (بە موسا) ھەر موعجیزەیەکمان بۆ بھێنی بۆ ئەوەی جادومان لێ بکەی پێی ئەوە ئێمە باوەڕت پێ ناھێنین

Özbekçe: 

Улар: «Ҳар қанча оят келтириб бизни сеҳрламоқчи бўлсанг ҳам, биз сенга иймон келтиргувчи эмасмиз», дедилар.

Malayca: 

Dan mereka berkata: "Walau apa sahaja (jenis-jenis) keterangan (mukjizat) yang engkau bawa kepada kami; (wahai Musa), untuk menjalankan sihirmu kepada kami, maka kami tidak sekali-kali akan beriman kepadamu".

Arnavutça: 

Dhe ata kanë thënë: “Çfarëdo argumenti të na sjellësh ti, që të na magjepsish me të, na nuk jemi besimtarë tu”.

Bulgarca: 

И казаха: “Каквото и знамение да ни донесеш, за да ни омагьосаш с него, не ще ти повярваме.”

Sırpça: 

И говорили су: „Какав год да нам доказ донесеш да нас њиме опчараш, ми нећемо да ти верујемо!“

Çekçe: 

I řekli: 'I kdybys nám předvedl jakékoliv znamení, abys nás jím očaroval, nikdy ti neuvěříme!'

Urduca: 

انہوں نے موسیٰؑ سے کہا کہ "تو ہمیں مسحور کرنے کے لیے خواہ کوئی نشانی لے آئے، ہم تو تیری بات ماننے والے نہیں ہیں"

Tacikçe: 

Ва гуфтанд: «Ҳар гуна мӯъҷиза барои мо биёварӣ, ки моро ба он ҷоду кунӣ, ба ту имон нахоҳем овард!

Tatarca: 

Фиргаун кауме кәферләр әйттеләр: "Безне сихерләр өчен берәр галәмәт китерсәң дә, без барыбер сиңа ышанучы кешеләр түгелбез".

Endonezyaca: 

Mereka berkata: "Bagaimanapun kamu mendatangkan keterangan kepada kami untuk menyihir kami dengan keterangan itu, maka kami sekali-kali tidak akan beriman kepadamu".

Amharca: 

(ለሙሳም) «በማንኛይቱም ተዓምር በእርሷ ልትደግምብን ብትመጣብን እኛ ለአንተ የምናምንልህ አይደለንም» አሉ፡፡

Tamilce: 

(ஃபிர்அவ்னின் சமுதாயத்தினர் மூஸாவை நோக்கி) கூறினார்கள்: “நீர் எந்த அத்தாட்சியை எங்களிடம் கொண்டு வந்தாலும், - அதன் மூலம் எங்களை ஏமாற்றுவதற்காக - நாங்கள் உம்மை நம்பிக்கை கொள்பவர்களாக இல்லை.”

Korece: 

이때 그들이 말하길 그대 가 우리에게 가져온 예중은 우리 를 유혹할 뿐이니 우리는 그대를 믿지 않으리라

Vietnamca: 

(Đám quần thần của Pha-ra-ông) nói với (Musa): “Cho dù ngươi có mang đến bất cứ phép lạ nào để làm mê hoặc bọn ta thì bọn ta cũng không có đức tin nơi Ngươi.”