Arapça:
قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ اسْتَعِينُوا بِاللَّهِ وَاصْبِرُوا ۖ إِنَّ الْأَرْضَ لِلَّهِ يُورِثُهَا مَن يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ ۖ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ
Çeviriyazı:
ḳâle mûsâ liḳavmihi-ste`înû billâhi vaṣbirû. inne-l'arḍa lillâh. yûriŝühâ mey yeşâü min `ibâdih. vel`âḳibetü lilmütteḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Musa, kavmine dedi ki: "Allah'ın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonunda kurtuluş müttakilerindir."
Diyanet İşleri:
Musa milletine: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin; yeryüzü şüphesiz Allah'ındır, kullarından dilediğini ona mirasçı kılar; sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Musa, kavmine dedi ki: Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Şüphe yok ki yeryüzü Allah'ındır, kullarından dilediğine miras olarak kalır ve sonuç, çekinenlerindir.
Şaban Piriş:
Musa kavmine şöyle dedi: Allah’tan yardım dileyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ve O, kullarından dilediğini ona varis kılar. Güzel son, Allah’tan sakınanlarındır/takvalı olanlarındır.
Edip Yüksel:
Musa, halkına: "ALLAH'tan yardım dileyin, sabırla direnin. Yeryüzü ALLAH'ındır ve onu kullarından dilediğine verir. Sonuç erdemli davrananlarındır," dedi.
Ali Bulaç:
Musa kavmine: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah'ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir" dedi.
Suat Yıldırım:
Mûsâ kavmine şöyle dedi: “Allah'tan yardım dileyin ve sabredin.Muhakkak ki dünya Allah’ın mülküdür; kullarından dilediğini oraya vâris kılar.Güzel âkıbet, elbette müttakilerindir.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Mûsa kavmine dedi ki: «Allah Teâlâ´dan yardım isteyiniz ve sabrediniz. Şüphe yok ki, yer Allah Teâlâ´nındır. Ona kullarından dilediğini varis kılar. Akibet ise muttakîler içindir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Mûsa kendi toplumuna şöyle dedi: "Allah'tan yardım dileyin, sabırlı olun. Yeryüzü Allah'ındır, Allah ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç, takvaya sarılanlarındır."
Bekir Sadak:
Bunun uzerine su baskinini, cekirgeyi, haserati, kurbagalari ve kani birbirinden ayri mucizeler olarak onlara musallat kildik
İbni Kesir:
Musa kavmine dedi ki: Allah´tan yardım isteyin ve sabredin. Yeryüzü muhakkak ki Allah´ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar ve akıbet müttakilerindir.
Adem Uğur:
Musa kavmine dedi ki: "
İskender Ali Mihr:
Musa (A.S) kavmine şöyle dedi: “Allah´tan yardım isteyin ve sabredin! Şüphesiz yeryüzü Allah´ındır. Kullarından dilediğini ona varis kılar. Ve sonuç (zafer) takva sahiplerinindir.”
Celal Yıldırım:
Musa, kavmine dedi ki: «Allah´tan yardım dileyin ve sabredin
Tefhim ul Kuran:
Musa kavmine: «Allah´tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah´ındır
Fransızca:
Moïse dit à son peuple : "Demandez aide auprès d'Allah et soyez patients, car la terre appartient à Allah. Il en fait qui Il veut parmi Ses serviteurs. Et la fin (heureuse) sera aux pieux".
İspanyolca:
Moisés dijo a su pueblo: «¡Implorad la ayuda de Alá y tened paciencia! La tierra es de Alá y se la da en herencia a quien Él quiere de Sus siervos. El fin es para los que temen a Alá».
İtalyanca:
Disse Mosè al suo popolo: «Chiedete aiuto ad Allah e sopportate con pazienza: la terra è di Allah ed Egli ne fa erede colui che sceglie tra i Suoi servi. L'esito felice sarà per coloro che [Lo] temono.
Almanca:
Musa sagte zu seinen Leuten: "Fleht ALLAH um Hilfe an und übt euch in Geduld! Gewiß, die Erde gehört ALLAH und ER überläßt sie, wem ER will von Seinen Dienern. Und das Anschließende ist für die Muttaqi bestimmt."
Çince:
穆萨对他的宗族说:你们要求助于真主,要忍受虐待;大地确是真主的,他使他意欲的臣仆继承它;优美的结局只归敬畏者。
Hollandaca:
Mozes zeide tot zijn volk: Vraag God om ondersteuning en lijdt geduldig; want de aarde behoort Gode en hij geeft haar tot erfenis, aan diegene zijner dienaren, welke hem behagen, en het einde van hen die hem vreezen, zal voorspoedig zijn.
Rusça:
Муса (Моисей) сказал своему народу: "Просите помощи у Аллаха и терпите. Воистину, земля принадлежит Аллаху. Он дарует ее в наследие тому из Своих рабов, кому пожелает, и благой конец уготован богобоязненным".
Somalice:
Muusana wuxuu ku yidhi Qoomkiisa Kaalmaysta Eebe, samrana Dhulka Eebaa iska leh wuxuuna dhaxalsiin Cidduu doono oo addoomadiisa ka mida, Cidhibta (Fiicanna) waxaa iska leh kuwa Dhawrsada.
Swahilice:
Musa akawaambia watu wake: Ombeni msaada kwa Mwenyezi Mungu, na subirini. Hakika ardhi ni ya Mwenyezi Mungu. Naye humrithisha amtakaye katika waja wake. Na mwisho ni wa wachamngu.
Uygurca:
مۇسا ئۆز قەۋمىگە: «اﷲ تىن مەدەت تىلەڭلار، سەۋر قىلىڭلار، يەر يۈزى ھەقىقەتەن اﷲ نىڭ مۈلكىدۇر، (اﷲ) ئۇنىڭغا بەندىلىرىدىن ئۆزى خالىغان كىشىلەرنى ۋارىس قىلىدۇ؛ ياخشى ئاقىۋەت تەقۋادارلارغا مەنسۇپ» دېدى
Japonca:
ムーサーはその民に言った。「アッラーの御助けを祈り,耐え忍べ。本当に大地はアッラーの有である。かれは御好みになるしもべたちに,これを継がせられる。最後は(主に対し)義務を果す者に,帰するのである。」
Arapça (Ürdün):
«قال موسى لقومه استعينوا بالله واصبروا» على أذاهم «إنَّ الأرض لله يورثها» يعطيها «من يشاء من عباده والعاقبة» المحمودة «للمتقين» الله.
Hintçe:
(ये सुनकर) मूसा ने अपनी क़ौम से कहा कि (भाइयों) ख़ुदा से मदद माँगों और सब्र करो सारी ज़मीन तो ख़ुदा ही की है वह अपने बन्दों में जिसकी चाहे उसका वारिस (व मालिक) बनाए और ख़ातमा बिल ख़ैर तो सब परहेज़गार ही का है
Tayca:
“มูซาได้กล่าวแก่พวกพ้องของเขาว่า จงขอความช่วยเหลือต่ออัลลอฮ์เถิด และจงอดทนด้วย แท้จริงแผ่นดินนั้นเป็นสิทธิของอัลลอฮ์ ซึ่งพระองค์จะทรงให้มันสืบทอดแก่ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ จากปวงบ่าวของพระองค์ และบั้นปลายนั้นย่อมเป็นของผู้ยำเกรงทั้งหลาย
İbranice:
אמר משה לבני עמו 'בקשו עזרה מאלוהים והיו סבלנים, כי הארץ היא לאלוהים והוא יוריש אותה למי שירצה מעבדיו, והניצחון הסופי יהיה ליראים
Hırvatça:
Musa reče narodu svome: "Molite Allaha da vam pomogne i budite strpljivi, Zemlja je, doista, Allahova. On je daje u naslijeđe kome On hoće od robova Svojih; a lijep ishod pripada bogobojaznima."
Rumence:
Moise spuse: “Cereţi ajutor lui Dumnezeu şi fiţi răbdători. Pământul este al lui Dumnezeu şi El îl dă moştenire cui voieşte dintre robii Săi. Răsplata este a celor pioşi.”
Transliteration:
Qala moosa liqawmihi istaAAeenoo biAllahi waisbiroo inna alarda lillahi yoorithuha man yashao min AAibadihi waalAAaqibatu lilmuttaqeena
Türkçe:
Mûsa kendi toplumuna şöyle dedi: "Allah'tan yardım dileyin, sabırlı olun. Yeryüzü Allah'ındır, Allah ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç, takvaya sarılanlarındır."
Sahih International:
Said Moses to his people, "Seek help through Allah and be patient. Indeed, the earth belongs to Allah. He causes to inherit it whom He wills of His servants. And the [best] outcome is for the righteous."
İngilizce:
Said Moses to his people: "Pray for help from Allah, and (wait) in patience and constancy: for the earth is Allah's, to give as a heritage to such of His servants as He pleaseth; and the end is (best) for the righteous.
Azerbaycanca:
Musa öz tayfasına: “Allahdan kömək diləyin və səbr edin. Yer üzü Allahındır. Bəndələrindən istədiyini onun varisi edər. Aqibət (dünyada zəfər, axirətdə yüksək məqamlar) müttəqilərindir!” - dedi.
Süleyman Ateş:
Musa, kavmine; "Allah'tan yardım isteyin, sabredin!" dedi; yeryüzü Allah'ındır, onu kullarından dilediğine verir. Sonuç, korunanlarındır!"
Diyanet Vakfı:
Musa kavmine dedi ki: "Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona varis kılar. Sonuç (Allah'tan korkup günahtan) sakınanlarındır."
Erhan Aktaş:
Mûsâ, halkına: “Allah’tan yardım dileyin ve sabredin. Kuşkusuz yeryüzü Allah’ındır. Dilediği kulunu ona mirasçı kılar. Mutlu son takvâ sahibi olanlar içindir.” dedi.
Kral Fahd:
Musa kavmine dedi ki: «Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. İyi sonuç Allah'tan sakınanlarındır.»
Hasan Basri Çantay:
Musa, kavmine: «Allahdan yardım isteyin. Katlanın. Şübhesiz ki yer, Allahındır. Ona kullarından biri dilerse onu mirascı yapar. Sonuç ise (fenalıklardan) sakınanlarındır» dedi.
Muhammed Esed:
(ve) Musa kendi halkına: "Yardım için Allaha sığının ve (dar günde) sabırlı olun" dedi, "Bilin ki, bütün bir yeryüzü Allaha aittir: onu, kullarından kimi dilerse ona miras bırakır; ve gelecek Allaha karşı sorumluluk bilincine sahip olanlarındır!"
Gültekin Onan:
Musa kavmine: "
Ali Fikri Yavuz:
Mûsa kavmine: “- Allah’dan yardım dileyin ve sabredin. Muhakkak ki yeryüzü Allah’ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. Sonunda kurtuluş, Allah’dan korkanlar içindir.” dedi.
Portekizce:
Moisés disse ao seu povo: Implorai o socorro de Deus e perseverai, porque a terra só é de Deus e Ele a dá em herançaa quem Lhe apraz dentre os Seus servos. A recompensa será para os tementes.
İsveççe:
Moses sade till sitt folk: "Anropa Gud om hjälp och stå fasta [i prövningen]! Jorden är Guds; Han ger den i arv till den Han vill av Sina tjänare. Den slutliga segern tillhör dem som fruktar Gud."
Farsça:
موسی به قومش گفت: از خدا یاری بخواهید، و شکیبایی ورزید، یقیناً زمین در سیطره مالکیّت و فرمانروایی خداست، آن را به هر کس از بندگانش که بخواهد می بخشد، و سرانجام نیک، برای پرهیزکاران است.
Kürtçe:
موسا بەگەلەکەی ووت داوای یارمەتی لە خوا بکەن و خۆ ڕاگر بن بێگومان ھەموو زەوی موڵکی خوایە دەیدا بەھەرکەس لەبەندە (شیاوە) کانی کەخۆی بیەوێت و سەرئەنجامی چاک بۆ خواناسانە
Özbekçe:
Мусо ўз қавмига: «Аллоҳдан ёрдам сўранглар ва сабр қилинглар. Ер Аллоҳники, уни бандаларидан кимни хоҳласа, ўшанга мерос қилиб беради. Ва оқибат тақводорларникидир», деди.
Malayca:
(Pengikut-pengikut Nabi Musa merayu, lalu) Musa berkata kepada kaumnya: "Mintalah pertolongan kepada Allah dan bersabarlah, sesungguhnya bumi ini kepunyaan Allah, diwariskannya kepada sesiapa yang dikehendakiNya dari hamba- hambaNya; dan kesudahan yang baik adalah bagi orang-orang yang bertaqwa".
Arnavutça:
Musai i tha popullit të vet: “Kërkoni ndihmë nga Perëndia dhe duroni, se, me të vërtetë, toka është e Perëndisë. Ai ia jep trashëgim kujt të dojë prej robërve të Tij. E, përfundim i bukur do të jetë për ata që i druajnë Perëndisë”.
Bulgarca:
Каза Муса на своя народ: “Зовете за подкрепа Аллах и търпете! Земята е на Аллах. Дава я Той в наследство на когото пожелае от Своите раби, а краят принадлежи на богобоязливите.”
Sırpça:
Мојсије рече своме народу: „Молите Аллаха да вам помогне и будите стрпљиви, Земља је, заиста, Аллахова. Он је даје у наслеђе коме Он хоће од Својих робова; а леп исход припада богобојазнима.“
Çekçe:
I pravil Mojžíš lidu svému: 'Proste Boha o pomoc a buďte trpěliví, vždyť země Bohu náleží a On v dědictví ji dává tomu, komu chce ze služebníků Svých. A šťastný konec náleží bohabojným!'
Urduca:
موسیٰؑ نے اپنی قوم سے کہا "اللہ سے مدد مانگو اور صبر کرو، زمین اللہ کی ہے، اپنے بندوں میں سے جس کو چاہتا ہے اس کا وارث بنا دیتا ہے، اور آخری کامیابی انہی کے لیے جو اس سے ڈرتے ہوئے کام کریں"
Tacikçe:
Мӯсо ба қавмаш гуфт: «Аз Худо мадад ҷӯед ва сабр пеша созед, ки ин замин аз они Худост ва ба ҳар кас аз бандагонаш, ки бихоҳад, онро ба мерос медиҳад. Ва оқибати нек аз они парҳезгорон аст!»
Tatarca:
Муса, үзенең кауменә әйтте: "Аллаһудан ярдәм сорагыз һәм залимнәрнең золымына чыдагыз! Бит Җир Аллаһу тәгаләнеке, ул Җиргә Үзе теләгән бәндәсен хуҗа кылыр, эшнең ахырындагы шатлык вә уңыш тәкъва мөэминнәргә".
Endonezyaca:
Musa berkata kepada kaumnya: "Mohonlah pertolongan kepada Allah dan bersabarlah; sesungguhnya bumi (ini) kepunyaan Allah; dipusakakan-Nya kepada siapa yang dihendaki-Nya dari hamba-hamba-Nya. Dan kesudahan yang baik adalah bagi orang-orang yang bertakwa".
Amharca:
ሙሳ ለሰዎቹ፡- «ለአላህ ተገዙ ታገሱም፡፡ ምድር ለአላህ ናትና፡፡ ከባሮቹ ለሚሻው ያወርሳታል፡፡ ምሰጉንዋም ፍጻሜ ለጥንቁቆቹ ናት» አላቸው፡፡
Tamilce:
மூஸா தன் சமுதாயத்திற்கு கூறினார்: “அல்லாஹ்விடம் உதவிதேடுங்கள்! இன்னும், (உறுதியுடன்) பொறுத்திருங்கள்! நிச்சயமாக பூமி அல்லாஹ்விற்குரியதே. அவன் தன் அடியார்களில் தான் நாடியவர்களை அதற்கு வாரிசாக்குவான். இன்னும், (வெற்றியின் நல்ல) முடிவு அல்லாஹ்வை அஞ்சுகிறவர்களுக்கே.”
Korece:
이때 모세가 그의 백성에게일러 하나님께 구원하고 기도하 라 그리고 인내하라 실로 대지가 하나님의 것이니 그분의 뜻에 따 라 그분의 종복들에게 그것을 상 속하리라 그리하여 결과는 경외 하는 이들의 것이 되리라
Vietnamca:
Musa nói với người dân của mình: “Mọi người hãy cầu cứu Allah và hãy kiên nhẫn. Quả thật, trái đất này là của Allah, Ngài muốn ban quyền thừa kế cho ai trong đám bầy tôi của Ngài là tùy ý Ngài; và kết cuộc (tốt đẹp) sẽ thuộc về những người ngoan đạo (sợ Allah).”
Ayet Linkleri: