Arapça:
فَوَقَعَ الْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
feveḳa`a-lḥaḳḳu vebeṭale mâ kânû ya`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık hakikat ortaya çıkmış ve onların bütün yaptıkları boşa gitmişti.
Diyanet İşleri:
Hak tahakkuk etti, onların yaptıkları boşa gitti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Böylece de hak üstün oldu, yerine geldi ve yaptıkları şeyler, mahvolup gitti.
Şaban Piriş:
Böylece her şey ortaya çıktı. Onların yaptıkları boşa çıktı.
Edip Yüksel:
Böylece, gerçek gerçekleşti ve yaptıkları boşa çıktı.
Ali Bulaç:
Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.
Suat Yıldırım:
Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları boşa gitti.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık hak tezahür etmiş, onların yapar oldukları ise bâtıl olup gitmişti.
Yaşar Nuri Öztürk:
Böylece hak ortaya çıktı, onların yapıp ettikleri, işe yaramaz hale geldi.
Bekir Sadak:
(123-12) 4 Firavun: «Ben size izin vermeden mi O´na inandiniz? Dogrusu bu, halki sehirden cikarmak icin duzdugunuz bir hiledir, fakat siz goreceksiniz. And olsun ki, ellerinizi ayaklarinizi caprazlama kesecegim, sonra da hepinizi asacagim» dedi.
İbni Kesir:
Böylece hak yerini buldu ve onların yapmakta oldukları şeyler de boşa gitti.
Adem Uğur:
Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.
İskender Ali Mihr:
Böylece hak (gerçek) vuku buldu (ortaya çıktı). Ve onların yapmış oldukları şeyler bâtıl oldu (yok oldu).
Celal Yıldırım:
Böylece hak (bütün açıklığıyla) gerçekleşti
Tefhim ul Kuran:
Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.
Fransızca:
Ainsi la vérité se manifesta et ce qu'ils firent fût vain.
İspanyolca:
Y se cumplió la Verdad y resultó inútil lo que habían hecho.
İtalyanca:
Così si affermò la verità e vanificò quello che avevano fatto.
Almanca:
Dann war die Wahrheit erkennbar. Und annulliert wurde, was sie zu tun pflegten.
Çince:
于是,真理昭著,而他们所演的魔术变成无用的。
Hollandaca:
Daardoor was de waarheid bevestigd, en dus wat zij gemaakt hadden ijdel geworden.
Rusça:
Истина подтвердилась, и тщетным оказалось то, что они совершали.
Somalice:
Waxaana Sugnaaday Xaqii waxaana Buray waxay Falayeen.
Swahilice:
Kweli ikathibiti na yakabat'ilika waliyo kuwa wakiyatenda.
Uygurca:
ھەقىقەت ئاشكارا بولدى، ئۇلارنىڭ كۆرسەتكەن سېھىرلىرى بەربات بولدى
Japonca:
こうして真理が現われ,かれらの行ったことは虚しくなり,
Arapça (Ürdün):
«فوقع الحق» ثبت وظهر «وبطل ما كانوا يعملون» من السحر.
Hintçe:
अल किस्सा हक़ बात तो जम के बैठी और उनकी सारी कारस्तानी मटियामेट हो गई
Tayca:
“และความจริง ก็ได้เกิดขึ้น และสิ่งที่พวกเขากระทำ กันขึ้นก็ตกไป”
İbranice:
אז נתגלה הצדק והתבטל כל אשר עושים
Hırvatça:
I tako istina na vidjelo izbi i pokaza se da je bilo lažno ono što su oni priredili,
Rumence:
Astfel Adevărul a biruit, iar ceea ce făcură ei zădărnicie a fost.
Transliteration:
FawaqaAAa alhaqqu wabatala ma kanoo yaAAmaloona
Türkçe:
Böylece hak ortaya çıktı, onların yapıp ettikleri, işe yaramaz hale geldi.
Sahih International:
So the truth was established, and abolished was what they were doing.
İngilizce:
Thus truth was confirmed, and all that they did was made of no effect.
Azerbaycanca:
Artıq haqq zahir, olanların uydurub düzəltdikləri yalanlar isə batil oldu.
Süleyman Ateş:
Gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları batıl oldu.
Diyanet Vakfı:
Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.
Erhan Aktaş:
Böylece, hakikat(1) ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları bâtıl(2) oldu.
Kral Fahd:
Böylece hak (gerçek) ortaya çıktı ve onların yapmış oldukları şeyler ise, bâtıl oldu (yok olup gitti.)
Hasan Basri Çantay:
İşte, bu suretle hak yerini buldu, onların yapmakda oldukları şeyler de bir hiç olub gitdi.
Muhammed Esed:
Böylece gerçek kendini göstermiş, berikilerin bütün o yapıp becerdiklerinin boş olduğu ortaya çıkmış oldu.
Gültekin Onan:
Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.
Ali Fikri Yavuz:
Artık hak meydana çıktı ve onların bütün yaptıkları boşa gitti.
Portekizce:
E a verdade prevaleceu, e se esvaneceu tudo o que haviam fingido.
İsveççe:
Och sanningen segrade och det blev uppenbart att [deras] trolldom inte var annat än konster och knep.
Farsça:
پس حق ثابت شد و آنچه را همواره جادوگران [به عنوان سِحر] انجام می دادند، باطل و پوچ گشت.
Kürtçe:
ئیتر ڕاستی دەرکەوت و ڕوون بوویەوە ئەوانیش ھەرچی (سیحر) یان کرد بوو پووچەڵ بوویەوە
Özbekçe:
Бас, ҳақ қарор топди ва уларнинг қилаётганлари ботил бўлди.
Malayca:
Maka sabitlah kebenaran (mukjizat Nabi Musa), dan batalah (sihir) yang mereka telah lakukan.
Arnavutça:
Dhe, kështu, doli në shesh e vërteta dhe dështoi ajo që vepruan ata.
Bulgarca:
И се установи правдата, и се провали онова, което направиха.
Sırpça:
И тако је истина на видело изашла и показало се да је било лажно оно што су они приредили,
Çekçe:
A vyjevila se pravda a ukázalo se nicotným vše, co oni dělali.
Urduca:
اس طرح جو حق تھا وہ حق ثابت ہوا اور جو کچھ اُنہوں نے بنا رکھا تھا وہ باطل ہو کر رہ گیا
Tacikçe:
Пас ҳақ ба субут расид ва корҳои онон ботил шуд.
Tatarca:
Хаклык өскә чыгып аларның сихергә таянып эшләгән ялган эшләре батыл булды – юкка чыкты.
Endonezyaca:
Karena itu nyatalah yang benar dan batallah yang selalu mereka kerjakan.
Amharca:
እውነቱም ተገለጸ፡፡ ይሠሩት የነበሩትም (ድግምት) ተበላሸ፡፡
Tamilce:
ஆக, உண்மை (உறுதியாக) நிகழ்ந்தது. அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்த (சூனியமான)து பொய்ப்பித்து விட்டது (-செயலற்றதாக ஆகிவிட்டது).
Korece:
그렇게하여 진리가 입중되 고 그들이 하던 모든 일들이 공 허하게 되었더라
Vietnamca:
Sự thật đã được thiết lập, mọi thứ mà họ đã làm giả trở nên vô hiệu.
Ayet Linkleri: