Arapça:
أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
Çeviriyazı:
em tes'elühüm ecran fehüm mim magramim müŝḳalûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Diyanet İşleri:
Yoksa, sen onlardan ücret istiyorsun da, ağır bir borç altında mı kalıyorlar? Elbette hayır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa onlardan ücret istiyorsun da derken onlar da ağır bir borç altında mı kaldılar?
Şaban Piriş:
Yoksa, onlardan bir ücret istiyorsun da ağır bir borç altındalar mı?
Edip Yüksel:
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Ali Bulaç:
Sen, onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, onlar, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altında kalmışlar?
Suat Yıldırım:
Yoksa sen onlardan bu risalet hizmetinden ötürü bir ücret istiyorsun da onlar cereme ödemekten ezilmişler mi?
Ömer Nasuhi Bilmen:
68:45
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir ücret mi istiyorsun kendilerinden de onlar, bir borç altında eziliyorlar!
Bekir Sadak:
Oysa Kuran, alemler icin bir ogutten baska bir sey degildir. *
İbni Kesir:
Yoksa sen, onlardan bir ücret istiyorsun da ağır bir borç altında mı kalmışlardır?
Adem Uğur:
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
İskender Ali Mihr:
Yoksa onlardan ücret mi istiyorsun? Böylece onlar ağır bir borç altındalar mı?
Celal Yıldırım:
Yoksa sen, onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden kendileri ağır bir borç altına mı girmiş bulunuyorlar?
Tefhim ul Kuran:
Yoksa sen, onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, onlar, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altında kalmışlar?
Fransızca:
Ou bien est-ce que tu leur demandes un salaire, les accablant ainsi d'une lourde dette ?
İspanyolca:
¿O es que les reclamas un salario tal que se vean abrumados de deudas?
İtalyanca:
Forse chiedi loro un compenso che li gravi di un peso insopportabile?
Almanca:
Oder verlangst du von ihnen Lohn, so daß sie durch ihre Verpflichtung belastet sind?!
Çince:
你向他们索取报酬,教他们担负太重呢?
Hollandaca:
Vraagt gij hun eenige belooning voor uwe prediking? Maar zij zijn met schulden beladen.
Rusça:
Или же ты просишь у них вознаграждения, и они обременены обязательствами?
Somalice:
Nabiyow ma waxaad weydiisatay Gaalada Ujuuro oo markaas Cuslleeyey.
Swahilice:
Au unawaomba ujira, na wao wanaemewa na gharama hiyo?
Uygurca:
ياكى ئۇلاردىن (دىنغا دەۋەت قىلغانلىقىڭغا) ھەق سوراپ، ئۇلارنىڭ (ئىقتىسادىي) يۈكىنى ئېغىرلاشتۇرۇۋەتتىڭمۇ؟
Japonca:
それともあなたがかれらに報酬を求め,それでかれらは負担を課せられたのか。
Arapça (Ürdün):
«أم» بل أ «تسألهم» على تبليغ الرسالة «أجرا فهم من مغرم» مما يعطونكه «مثقلون» فلا يؤمنون لذلك.
Hintçe:
(ऐ रसूल) क्या तुम उनसे (तबलीग़े रिसालत का) कुछ सिला माँगते हो कि उन पर तावान का बोझ पड़ रहा है
Tayca:
หรือว่าเจ้าได้ขอค่าตอบแทนจากพวกเขา ดังนั้นพวกเขาจึงแบกภาระหนักเพราะมีหนี้
İbranice:
או שאתה דורש מהם גמול, והחובות מכבידים עליהם
Hırvatça:
Ili ti tražiš od njih nagradu, pa su nametom opterećeni?!
Rumence:
Le ceri tu vreo răsplată? Atunci ar fi împovăraţi de datorii strivitoare.
Transliteration:
Am tasaluhum ajran fahum min maghramin muthqaloona
Türkçe:
Bir ücret mi istiyorsun kendilerinden de onlar, bir borç altında eziliyorlar!
Sahih International:
Or do you ask of them a payment, so they are by debt burdened down?
İngilizce:
Or is it that thou dost ask them for a reward, so that they are burdened with a load of debt?-
Azerbaycanca:
Yoxsa sən (risaləti təbliğ etmək müqabilində) onlardan ücrət (muzd) istəyirsən və onlar ağır borc yükü altında qalıblar?!
Süleyman Ateş:
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır borç altında mı kalıyorlar?
Diyanet Vakfı:
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Erhan Aktaş:
Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borca mı giriyorlar?
Kral Fahd:
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Hasan Basri Çantay:
Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da onlar (sana ödeyecekleri) bir borcdan dolayı ağır yük altında mı bırakılmışlardır.
Muhammed Esed:
Yoksa, (ey Peygamber,) onlardan bir karşılık isteyeceğinden ve böylece (seni dinledikleri için) borç yükü altında kalacaklar(ından mı korkuyorlar)?
Gültekin Onan:
Sen, onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, onlar, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altında kalmışlar?
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa sen, (Mekke halkına risaletini tebliğden dolayı) onlardan bir ücret istiyorsun da, borçlu kalmaktan, yük altında ezilmişlerdir?
Portekizce:
Acaso lhes exiges recompensa e por isso lhes pesa o débito?
İsveççe:
Eller begär du en avgift av dem [för att framföra ditt budskap], så att de nu tyngs av skuldbördor
Farsça:
[اینکه دعوتت را نمی پذیرند] مگر از آنان در برابر ابلاغ رسالت پاداشی می طلبی که از خسارت و زیانش سنگین بارند؟
Kürtçe:
ئاخۆ تۆ لە بێ بڕوایان داوای کرێی (کۆششی پێغەمبەرێتی) یان لێ دەکەیت، ئەوانیش لە بژاردنی قەرزداری گران بارن
Özbekçe:
Ёки сен улардан ҳақ сўраяпсану, улар қарзга ботиб қолдиларми?
Malayca:
Pernahkah engkau (wahai Muhammad) meminta sebarang bayaran kepada mereka (mengenai ajaran Islam yang engkau sampaikan), lalu mereka merasa berat menanggung bayaran itu (sehingga menjauhkan diri daripada menyahut seruanmu)?
Arnavutça:
A po kërkon ti shpërblim nga ata, e ata janë të rënduar nga borxhet?
Bulgarca:
Или търсиш от тях отплата, та са обременени с дълг?
Sırpça:
Или ти тражиш од њих награду, па су наметом оптерећени?!
Çekçe:
Či žádáš od nich odměnu a zatímco je dluhy tíží
Urduca:
کیا تم اِن سے کوئی اجر طلب کر رہے ہو کہ یہ اس چٹی کے بوجھ تلے دبے جا رہے ہوں؟
Tacikçe:
Ё аз онон музде талабидаӣ ва акнун аз адои он дар ранҷанд?
Tatarca:
Ислам динен өйрәткән өчен син әллә алардан хезмәт хакын сорыйсыңмы, алар шул хакны түләргә авырсынып Ислам динен кабул итмиләрме?
Endonezyaca:
Apakah kamu meminta upah kepada mereka, lalu mereka diberati dengan hutang?
Amharca:
በእውነቱ ዋጋን ትጠይቃቸዋለህን? ስለዚህ እነርሱ ከዕዳ የተከበዱ ናቸውን?
Tamilce:
(நபியே!) இவர்களிடம் கூலி ஏதும் நீர் கேட்கிறீரா? (அதனுடைய) கடனால் அவர்கள் சிரமப்படுகிறார்களா?
Korece:
그대가 그들에게 보상을 요 구하여 그들이 부채로 짐을 지고 있느뇨
Vietnamca:
Hoặc có phải Ngươi (hỡi Thiên Sứ) đã đòi chúng tiền thù lao nên chúng nặng nề vì phải gánh nợ?
Ayet Linkleri: