Arapça:
هَمَّازٍ مَّشَّاءٍ بِنَمِيمٍ
Çeviriyazı:
hemmâzim meşşâim binemîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Daima kusur arayıp kınayan, hep lâf götürüp getiren,
Diyanet İşleri:
Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ayıp arayan, kovucu ve söz getirip götürücüyle.
Şaban Piriş:
Ayıp arayana ve laf götürüp getirene.
Edip Yüksel:
İftiracı, söz götürüp getiren,
Ali Bulaç:
Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan),
Suat Yıldırım:
Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Bu eski insanların masalları!” diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız. [74,11-26; 6,25; 8,31; 46,17]
Ömer Nasuhi Bilmen:
68:10
Yaşar Nuri Öztürk:
Alaycı/gammaz, koğuculuk için dolaşıp duran,
Bekir Sadak:
(17-18) Biz bunlari, vaktiyle bahce sahiplerini denedigimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahceyi devsireceklerine bir istisna payi birakmaksizin yemin etmislerdi.
İbni Kesir:
Daima ayıplayan ve laf getirip götürene.
Adem Uğur:
(Herkesi) kötüleyen, söz götürüp getiren,
İskender Ali Mihr:
Devamlı kusur arayanlara, lâf taşıyanlara (itaat etme).
Celal Yıldırım:
68:10
Tefhim ul Kuran:
Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan).
Fransızca:
grand diffamateur, grand colporteur de médisance,
İspanyolca:
al pertinaz difamador, que va sembrando calumnias,
İtalyanca:
al diffamatore, seminatore di maldicenza,
Almanca:
(der) bloßstellend, Namima verbreitend,
Çince:
说谎的、进馋的、
Hollandaca:
Luister niet naar den lasteraar, die met leugens omgaat.
Rusça:
хулителю, разносящему сплетни,
Somalice:
oo Xanlow ah, isku diraa ah.
Swahilice:
Mtapitapi, apitaye akifitini,
Uygurca:
قەسەمخور، پەس، غەيۋەتخور، سۇخەنچى، بېخىل، ھەددىدىن ئاشقۇچى، گۇناھكار، قوپال، ئۇنىڭ ئۈستىگە ھارامدىن بولغان ئادەم (يەنى ۋەلىد ئىبن مۇغىرە) گە ئىتائەت قىلمىغىن
Japonca:
中傷し,悪口を言い歩く者,
Arapça (Ürdün):
«هماز» غياب أي مغتاب «مشاء بنميم» ساع بالكلام بين الناس على وجه الإفساد بينهم.
Hintçe:
जो आला दर्जे का चुग़लख़ोर माल का बहुत बख़ील
Tayca:
ผู้นินทาตระเวนใส่ร้ายผู้อื่น
İbranice:
ואל תקשיב לרכלן אשר מוציא דיבה
Hırvatça:
onoga koji tuđe riječi radi smutnje prenosi,
Rumence:
şi nici clevetitorului care umblă cu bârfa,
Transliteration:
Hammazin mashshain binameemin
Türkçe:
Alaycı/gammaz, koğuculuk için dolaşıp duran,
Sahih International:
[And] scorner, going about with malicious gossip -
İngilizce:
A slanderer, going about with calumnies,
Azerbaycanca:
Qeybət edənə, söz gəzdirənə;
Süleyman Ateş:
Kötüleyip duran, söz götürüp getiren,
Diyanet Vakfı:
(Herkesi) kötüleğen, söz götürüp getiren,
Erhan Aktaş:
Devamlı kusur arayıp laf taşıyan iftiracılara,
Kral Fahd:
Aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren,
Hasan Basri Çantay:
68:10
Muhammed Esed:
(yahut) iğrenç dedikodular yapan iftiracıya,
Gültekin Onan:
Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan),
Ali Fikri Yavuz:
Çok ayıplayanı, koğuculukla gezeni...
Portekizce:
Detrator, mexeriqueiro,
İsveççe:
och springer med skvaller och illvilligt förtal,
Farsça:
آنکه بسیار عیب جوست، و برای سخن چینی در رفت و آمد است،
Kürtçe:
پیتك گری ھاتووچۆکەر بۆ قسە ھێنان وبردن
Özbekçe:
Кишиларни айбловчи, чақимчилик қилиб юрувчига.
Malayca:
Yang suka mencaci, lagi yang suka menyebarkan fitnah hasutan (untuk memecah belahkan orang ramai), -
Arnavutça:
lajkatarit dhe atë që transmeton fjalët për të keq;
Bulgarca:
клеветник, който разнася сплетни,
Sırpça:
онога који преноси туђе речи ради смутње,
Çekçe:
klevetníka s pomluvami obcházejícího,
Urduca:
طعنے دیتا ہے، چغلیاں کھاتا پھرتا ہے
Tacikçe:
айбҷӯе, ки барои суханчинӣ ин ҷову он ҷо меравад,
Tatarca:
Кешене мәсхәрәләп ґәйбәт сөйләүче, сүз йөртүчегә.
Endonezyaca:
yang banyak mencela, yang kian ke mari menghambur fitnah,
Amharca:
ሰውን አነዋሪንና በማሳበቅ ኼያጅን፡፡
Tamilce:
அதிகம் புறம் பேசுபவன், அதிகம் கோல் சொல்பவன் ஒவ்வொருவனுக்கும் கீழ்ப்படியாதீர்!
Korece:
그들은 중상모략하는 자들로 비방하고 배회하면서
Vietnamca:
Kẻ chuyên nói xấu sau lưng và chuyên tới lui mách lẻo chuyện thiên hạ.
Ayet Linkleri: