Arapça:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ۙ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ
Çeviriyazı:
ve`ade-llâhü-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm magfiratüv veecrun `ażîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah, iman edenlere ve salih amel işleyenlere şöyle vaad etmiştir: Onlar için mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
Diyanet İşleri:
Allah, inananlara ve yararlı işler işleyenlere mağfiret ve büyük ecir olduğunu vadetmiştir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah, inanıp iyi işlerde bulunanlara vaat etti, onlarındır yarlıganma ve pek büyük mükafat.
Şaban Piriş:
Allah, iman edip salih amel işleyenlere mağfiret ve büyük bir mükâfat olduğunu vaat etmiştir.
Edip Yüksel:
ALLAH, inanıp iyi işler yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödülü söz verdi.
Ali Bulaç:
Allah, iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.
Suat Yıldırım:
Allah iman edip makbul ve güzel işler yapanları affedip kendilerine büyük mükâfat vermeyi vâd etmiştir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah Teâlâ, imân edip sâlih amellerde bulunanlara vaad buyurmuştur ki, onlar için mağfiret ve azim bir mükâfaat vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah, inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Bekir Sadak:
Sozlerini bozduklari icin onlara lanet ettik, kalblerini katilastirdik. Onlar sozleri yerlerinden degistirirler. Kendilerine belletilenin bir kismini unuttular. Iclerinden pek azindan baskasinin daima hainliklerini gorursun, onlari affet ve gec. Allah iyilik yapanlari suphesiz sever.
İbni Kesir:
Allah
Adem Uğur:
Allah, iman eden ve iyi şeyler yapanlara söz vermiştir
İskender Ali Mihr:
Allah, âmenû olup, ıslah edici ameller (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi)yapanlara vaad etti, onlar için mağfiret ve “Ecrun Âzim (en büyük mükâfat)” vardır.
Celal Yıldırım:
Allah, imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara va´detti: Onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Tefhim ul Kuran:
Allah, iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va´detmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.
Fransızca:
Allah a promis à ceux qui croient et font de bonnes oeuvres qu'il y aura pour eux un pardon et une énorme récompense.
İspanyolca:
Alá ha prometido a quienes crean y obren bien perdón y una magnífica recompensa.
İtalyanca:
Allah ha promesso a coloro che credono e compiono il bene, il perdono e un'immensa ricompensa.
Almanca:
ALLAH hat den Mumin und denjenigen, die gottgefällig Gutes tun, versprochen, daß für sie Vergebung und übergroße Belohnung bestimmt ist.
Çince:
信道而且行善的人,真主应许他们得享赦宥和重大的报酬。
Hollandaca:
God heeft hun beloofd, die gelooven en doen wat recht is, dat zij vergiffenis en eene groote belooning zullen ontvangen.
Rusça:
Аллах обещал тем, которые уверовали и совершали праведные деяния, прощение и великую награду.
Somalice:
Wuxuu u Yaboohay Eebe kuwa Rumeeyey (Xaqa) oo falay Camal Fiican inuu u sugnaaday Dambi dhaaf iyo Ajir wayn.
Swahilice:
Mwenyezi Mungu amewaahidi walio muamini na wakatenda mema kwamba watapata maghfira na malipo makubwa.
Uygurca:
اﷲ ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلارغا مەغپىرەت ۋە كاتتا ساۋاب ۋەدە قىلدى
Japonca:
信仰して善い行いに励む者に,アッラーは約束なされた。かれらには,御赦しと偉大な報奨がある。
Arapça (Ürdün):
«وعد الله الذين آمنوا وعملوا الصالحات» وعدا حسنا «لهم مغفرة وأجر عظيم» هو الجنة.
Hintçe:
और जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए ख़ुदा ने वायदा किया है कि उनके लिए (आख़िरत में) मग़फेरत और बड़ा सवाब है
Tayca:
และอัลลอฮ์ได้ทรงสัญญาแก่บรรดาผู้ที่ศรัทธา และประกอบสิ่งที่ดีงามทั้งหลายว่าสำหรับพวกเขานั้นคือ การอภัยโทษ และรางวัลอันยิ่งใหญ่
İbranice:
אלוהים הבטיח השולחן הערוך לאלה אשר האמינו ועושים את הטובות סליחה וגמול אדיר (ביום הדין)
Hırvatça:
Allah je onima koji vjeruju i dobra djela čine obećao oprost i nagradu veliku;
Rumence:
Dumnezeu făgăduieşte celor care cred şi săvârşesc fapte bune iertare şi o mare răsplată.
Transliteration:
WaAAada Allahu allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati lahum maghfiratun waajrun AAatheemun
Türkçe:
Allah, inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Sahih International:
Allah has promised those who believe and do righteous deeds [that] for them there is forgiveness and great reward.
İngilizce:
To those who believe and do deeds of righteousness hath Allah promised forgiveness and a great reward.
Azerbaycanca:
Allah iman gətirib yaxşı işlər görənlərə onlara bağışlanma və böyük mükafat gözlədiyini və’d buyurmuşdur!
Süleyman Ateş:
Allah, inanıp iyi işler yapanlara va'detmiştir: Bağışlama ve büyük mükafat onlarındır.
Diyanet Vakfı:
Allah, iman eden ve iyi şeyler yapanlara söz vermiştir; onlara bağışlama ve büyük mükafat vardır.
Erhan Aktaş:
Allah, îmân edip sâlihâtı(1) yapanlara söz verdi, onlar için bağışlanma ve büyük bir karşılık vardır.
Kral Fahd:
Allah, iman eden ve salih ameller işleyenlere söz vermiştir, onlara bağışlama ve büyük mükâfaat vardır.
Hasan Basri Çantay:
Allah îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlara va´d etdi: Onlar için bir mağfiret ve çok büyük bir mükâfat vardır.
Muhammed Esed:
Allah, imana eren ve iyi işler yapanlara günahlarının bağışlanacağını ve büyük bir mükafatın onların olacağ(ını) vaat etmiştir:
Gültekin Onan:
Tanrı, inananlara ve salih amellerde bulunanlara vaadetmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Allah, iman edip sâlih amel işleyenlere vaad etti ki, onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Portekizce:
Deus prometeu aos fiéis que praticam o bem uma indulgência e uma magnífica recompensa.
İsveççe:
Gud har lovat dem som tror och lever rättskaffens förlåtelse [för deras synder] och en rik belöning.
Farsça:
خدا به کسانی که ایمان آورده اند و کارهای شایسته انجام داده اند، وعده داده است که برای آنان آمرزش و پاداشی بزرگ است.
Kürtçe:
خوا بەڵێنی داوە بەوانەی بڕوایان ھێناوە و کردەوەی چاکەکانیان کردوە بۆیان ھەیە لێخۆش بوون و پاداشتێکی گەورە
Özbekçe:
Аллоҳ иймон келтириб яхши амалларни қилганларга ваъда қилди: Уларга мағфират ва улкан ажр бўлур.
Malayca:
Allah menjanjikan kepada orang-orang yang beriman dan beramal soleh, mereka akan beroleh keampunan dan pahala yang besar.
Arnavutça:
Perëndia u ka premtuar atyre që besojnë dhe bëjnë vepra të mira – falje (të mëkateve) dhe shpërblim të madh;
Bulgarca:
Аллах обеща на онези, които вярват и вършат праведни дела, опрощение за тях и огромна награда.
Sırpça:
Аллах је онима који верују и добра дела чине обећао опрост и награду велику;
Çekçe:
Bůh přislíbil těm, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, že dostane se jim odpuštění i nesmírné odměny,
Urduca:
جو لوگ ایمان لائیں اور نیک عمل کریں، اللہ نے ان سے وعدہ کیا ہے کہ ان کی خطاؤں سے درگزر کیا جائے گا اور انہیں بڑا اجر ملے گا
Tacikçe:
Худо ба касоне, ки имон овардаанд ва корҳои некӯ кардаанд, ваъдаи омурзиш ва музде бузург додааст.
Tatarca:
Иман китереп Коръән юлы белән изге гамәлләр кылучы мөэминнәргә гафу итү һәм олы әҗер булыр дип Аллаһ вәгъдә кылды.
Endonezyaca:
Allah telah menjanjikan kepada orang-orang yang beriman dan yang beramal saleh, (bahwa) untuk mereka ampunan dan pahala yang besar.
Amharca:
እነዚያንም ያመኑትንና በጎ ሥራዎችን የሠሩትን አላህ (ገነትን) ተስፋ አደረገላቸው፡፡ ለእነርሱ ምሕረትና ታላቅ ምንዳ አላቸው፡፡
Tamilce:
நம்பிக்கை கொண்டு நற்செயல்களைச் செய்தவர்களுக்கு அல்லாஹ் (மகத்தான வெற்றியை) வாக்களித்தான். அவர்களுக்கு மன்னிப்பும் மகத்தான கூலியும் உண்டு.
Korece:
믿음을 갖고 선을 행하는 자들에게 하나님은 약속을 하셨나니 이는 그들을 위한 관용과 커다란 보상이라
Vietnamca:
Allah đã hứa với những người có đức tin và hành thiện rằng họ sẽ được tha thứ và được ban thưởng phần thưởng vĩ đại (Thiên Đàng).
Ayet Linkleri: