Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

67

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

5259

Sayfa No: 

563

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ

Çeviriyazı: 

veleḳad keẕẕebe-lleẕîne min ḳablihim fekeyfe kâne nekîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama beni inkâr nasıl oldu?

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Beni inkar etmek nasılmış?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve andolsun ki onlardan öncekiler de yalanlamışlardı, derken nasıl da gelip çattı azabım.

Şaban Piriş: 

Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Fakat, benim inkârım nasılmış?

Edip Yüksel: 

Onlardan öncekiler de inkar etmişti. Beni tanımamak da nasıl mış?

Ali Bulaç: 

Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat Beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış?

Suat Yıldırım: 

Onlardan öncekiler de (dini, peygamberleri) yalan saydılar. Ama Ben'im red ve inkâr edişim, intikamım nasıl olurmuş, anladılar!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak ki, onlardan evvelkiler tekzîp etmişlerdi. Artık nasıl oldu inkârım?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Ama nasıl olmuştu benim azabım?!

Bekir Sadak: 

Sizi yerde yaratip yayan O´dur ve O´nun huzurunda toplanacaksiniz.

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar. O zaman azabım nasıl oldu?

Celal Yıldırım: 

And olsun ki, onlardan öncekiler de (hakkı) yalanlamışlardı. Beni tanımamak nasılmış (bir görün) ?

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkâr (etmelerine karşılık verdiğim azab) nasılmış?

Fransızca: 

En effet, ceux d'avant eux avaient crié au mensonge. Quelle fut alors Ma réprobation !

İspanyolca: 

Quienes fueron antes que ellos desmintieron y ¡cuál no fue Mi reprobación!

İtalyanca: 

Invero coloro che li precedettero già tacciarono di menzogna. Quale fu la mia riprovazione!

Almanca: 

Und gewiß, bereits leugneten ab diejenigen, die vor ihnen waren. Also wie war denn Meine Mißbilligung?!

Çince: 

在他们之前逝去的人们,确已否认众使者,我的谴责是怎样的?

Hollandaca: 

Ook zij die vóór u waren, geloofden niet. Hoe vreeselijk was mijn toorn!

Rusça: 

Жившие до них сочли это ложью. Каким же было Мое обличение!

Somalice: 

Waxaa Eebe beeniyey Gaaladii (reer Makaad) ka horreeyey, sidayse ahayd Ciqaabti Eebe.

Swahilice: 

Na bila ya shaka walikwisha kanusha walio kuwa kabla yao; basi kulikuwaje kukasirika kwangu?

Uygurca: 

ئۇلاردىن ئىلگىرى ئۆتكەنلەر (پەيغەمبەرلىرىنى) يالغانغا چىقاردى، (ئۇلارنى ئازاب چۈشۈرۈش بىلەن) ئەيىبلىگەنلىكىم قانداق ئىكەن؟

Japonca: 

本当にあなたがた以前の者たちも,(わが警告を)嘘であるとした。それであが不興が如何に(恐ろしいもので)あったか。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد كذب الذين من قبلهم» من الأمم «فكيف كان نكير» إنكاري عليهم بالتكذيب عند إهلاكهم، أي أنه حق.

Hintçe: 

और जो लोग उनसे पहले थे उन्होने झुठलाया था तो (देखो) कि मेरी नाख़ुशी कैसी थी

Tayca: 

และโดยแน่นอน บรรดา (หมู่ชน) ก่อนหน้าพวกเขาได้ปฏิเสธมาก่อนแล้ว ดังนั้นการปฏิเสธคำเตือนของข้ามีผลเป็นอย่างไร?

İbranice: 

אלה שקדמו להם כבר כפרו, וכמה קשה היה העונש

Hırvatça: 

A poricali su i oni prije njih, pa kakva je bila osuda Moja!

Rumence: 

Cei dinaintea lor au hulit. Şi cum a fost mustrarea Mea!

Transliteration: 

Walaqad kaththaba allatheena min qablihim fakayfa kana nakeeri

Türkçe: 

Yemin olsun, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Ama nasıl olmuştu benim azabım?!

Sahih International: 

And already had those before them denied, and how [terrible] was My reproach.

İngilizce: 

But indeed men before them rejected (My warning): then how (terrible) was My rejection (of them)?

Azerbaycanca: 

Onlardan (Məkkə mürşiklərindən) əvvəlkilər də (öz peyğəmbərlərini) təkzib etmişdilər. (Ya Peyğəmbər! Bir görəydin) Mənim onları cəzalandırmağım (inkar etməyim) necə oldu.

Süleyman Ateş: 

Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama benim (onların yaptıklarını) inkarım nasıl oldu?

Diyanet Vakfı: 

Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!

Erhan Aktaş: 

Ant olsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar. Yok saymam nasılmış gördüler.

Kral Fahd: 

Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki onlardan evvelkiler de tekzîb etmiş (ler) di. (Bak) benim inkârım (da) nice oldu !

Muhammed Esed: 

Doğrusu, daha önce yaşamış olanlar(ın birçoğu) da (Benim uyarılarımı) yalanlamıştı ve Benim (onları) yok sayıp dışlamam ne korkunçtu!

Gültekin Onan: 

Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat benim inkarım nasılmış?

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm), doğrusu onlardan (senin kavminden) evvelkiler de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. (Bunun için sen üzülme). Fakat beni inkâr etmeleri nasıl oldu, (azabımı bir gerçek olarak bulmadılar mı)!...

Portekizce: 

Em verdade, os seus antepassados desmentiram os Meus enviados. Porém, que terrível foi a Minha rejeição!

İsveççe: 

Före dem levde helt visst andra som förnekade sanningen - och hur [hård] var inte Min dom över dem!

Farsça: 

و مسلماً کسانی که پیش از آنان بودند [آیات خدا و پیامبران را انکار کردند] ، پس [بنگر] عذاب من چگونه بود!

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی ئەو (گەلانەی) کە لەپێش ئەماندا بوون (پێغەمبەرانی ئێمەیان) بە درۆزن دانا، جا چۆن بوو بەگژدا چوونەوەی ئێمە (لەوان)

Özbekçe: 

Ва дарҳақиқат улардан аввалгилари ҳам ёлғонга чиқарган эдилар. Бас инкорим қандай бўлди?!

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya! orang-orang (kafir) yang terdahulu daripada mereka telah mendustakan (rasul-rasulnya lalu mereka dibinasakan); dengan yang demikian, (perhatikanlah) bagaimana buruknya kesan kemurkaanKu.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, i kanë konsideruar gënjeshtarë ata që kanë qenë përpara këtyre. E sa i ashpër ka qenë dënimi (pezmi) Im!

Bulgarca: 

И онези преди тях отричаха. А какво бе Моето наказание!

Sırpça: 

А порицали су и они пре њих, па каква је била Моја осуда!

Çekçe: 

Již ti, kdo před nimi byli, posly za lháře prohlásili. A jaká byla Má nevole?

Urduca: 

اِن سے پہلے گزرے ہوئے لوگ جھٹلا چکے ہیں پھر دیکھ لو کہ میری گرفت کیسی سخت تھی

Tacikçe: 

Албатта касоне, ки пеш аз онҳо буданд, паёмбаронро дурӯғ бароварданд. Пас азоби Ман чӣ гуна буд!

Tatarca: 

Тәхкыйк бу кәферләрдән элгәреге кәферләр пәйгамбәрләрне ялганга тоттылар, аларга Минем мәкерем, ґәзаб белән тотмаклыгым ничек булды?

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya orang-orang yang sebelum mereka telah mendustakan (rasul-rasul-Nya). Maka alangkah hebatnya kemurkaan-Ku.

Amharca: 

እነዚያም ከእነርሱ በፊት የነበሩት በእርግጥ አስተባበሉ፡፡ ጥላቻዬም እንዴት ነበር!

Tamilce: 

இவர்களுக்கு முன்னர் இருந்தவர்களும் திட்டவட்டமாக பொய்ப்பித்தனர். ஆக, எனது மறுப்பு(ம் மாற்றமும்) எப்படி இருந்தது? (என்று சிந்தித்து பாருங்கள்!)

Korece: 

실로 그들 이전 백성들이 나의 경고를 거역했을 때 그들 위에 내려진 나의 벌이 얼마나 무서웠 더뇨

Vietnamca: 

Quả thật trước chúng đã có những kẻ phủ nhận. Và những kẻ đó đã chịu sự trừng phạt của TA (khủng khiếp) thế nào?