Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

66

Sûredeki Ayet No: 

6

Ayet No: 

5235

Sayfa No: 

560

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَّا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû ḳû enfüseküm veehlîküm nârav veḳûdühe-nnâsü velḥicâratü `aleyhâ melâiketün gilâżun şidâdül lâ ya`ṣûne-llâhe mâ emerahüm veyef`alûne mâ yü'merûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.

Diyanet İşleri: 

Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyrulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, koruyun kendinizi ve ailenizi o ateşten ki yakacağı şeyler, insanlardır ve kibrit taşlarıyla da harareti ve alevi çoğalıp durur, kalpleri katı ve kuvvetli melekler de ona memurdur ki Allah ne emrettiyse isyan etmezler ve emredildikleri şeyi işlerler.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun. Onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında, katı ve sert melekler vardır. Allah’ın kendilerine emrettiğine isyan etmezler. Ne emredilirse yaparlar.

Edip Yüksel: 

Ey inananlar, yakıtı halk ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin üzerinde sert ve güçlü melekler olup, ALLAH'ın buyruğuna karşı gelmezler ve kendilerine ne emredilmişse onu uygularlar.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.

Suat Yıldırım: 

Ey iman edenler! Kendilerinizi ve ailenizi, yakıtı insanlarla taşlar olan o müthiş ateşten koruyun. Onun başında kaba yapılı, sert ve şiddetli melekler olup onlar asla Allah'a isyan etmez ve kendilerine verilen bütün emirleri tam yerine getirirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân etmiş olanlar! Nefislerinizi ve ailelerinizi bir ateşten koruyunuz ki, onun yakacağı, insanlardır ve taşlardır. Üzerinde iri gövdeli, sert tâbiatlı melekler vardır. Onlar, Allah´ın kendilerine emrettiği şeyde âsi olmazlar ve emrolundukları şeyi yapıverirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar.

Bekir Sadak: 

Mahrem yerini korumus olan Imran kizi Meryem de bir misaldir. Ona ruhumuzdan uflemistik

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah´ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler)! Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Onun üzerinde çok güçlü ve çok sert (acımasız) melekler vardır. Allah´ın onlara emrettiği şeyde, Allah´a asi olmazlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.

Celal Yıldırım: 

Ey imân edenler! Kendinizi ve ailenizi Cehennem ateşinden koruyun ki onun yakıtı insan ve taştır

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır, üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.

Fransızca: 

ô vous qui avez cru ! Préservez vos personnes et vos familles, d'un Feu dont le combustible sera les gens et les pierres, surveillé par des Anges rudes, durs, ne désobéissant jamais à Allah en ce qu'Il leur commande, et faisant strictement ce qu'on leur ordonne.

İspanyolca: 

¡Creyentes! Guardaos, vosotros y vuestras familias, de un Fuego cuyo combustible lo forman hombres y piedras, y sobre el que habrá ángeles gigantescos, poderosos, que no desobedecen a Alá en lo que les ordena, sino que hacen lo que se les ordena.

İtalyanca: 

O credenti, preservate voi stessi e le vostre famiglie, da un fuoco il cui combustibile saranno uomini e pietre e sul quale vegliano angeli formidabili, severi, che non disobbediscono a ciò che Allah comanda loro e che eseguono quello che viene loro ordinato.

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Schützt euch selbst und die Eurigen vor einem Feuer, dessen Brennstoff die Menschen und die Steine sind, über ihm (dem Feuer) sind strenge, harte Engel, die sich ALLAH nicht in dem widersetzen, was ER ihnen gebot, und sie machen, was ihnen geboten wird.

Çince: 

信道的人们啊!你们当为自身和家属而预防那以人和石为燃料的火刑,主持火刑的,是许多残忍而严厉的天神,他们不违抗真主的命令,他们执行自己所奉的训令。

Hollandaca: 

O ware geloovigen! redt uwe zielen en die uwer gezinnen, van het vuur, dat door menschen en steenen wordt gevoed, waarover onvermurwbare en vreeselijke engelen zijn geplaatst, die God niet ongehoorzaam zijn, in hetgeen hij hun heeft bevolen; maar die volvoeren, wat hun werd geboden.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Оберегайте себя и свои семьи от Огня, растопкой которого будут люди и камни. Над ним есть ангелы суровые и сильные. Они не отступают от повелений Аллаха и выполняют все, что им велено.

Somalice: 

Kuwa xaqa rumeeyow ka dhawra Naftiina iyo ehelkiinna naar lagu shido dad iyo dhagax ay kana (shaqeeyaan) malaa'ig adag oo daran oon Eebe ku caasiyeyn wuxuu faro, falana wixii la amru.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Jilindeni nafsi zenu na ahali zenu na Moto ambao kuni zake ni watu na mawe. Wanausimamia Malaika wakali, wenye nguvu, hawamuasi Mwenyezi Mungu kwa anayo waamrisha, na wanatenda wanayo amrishwa.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! ئۆزۈڭلارنى ۋە بالا - چاقاڭلارنى ئىنسان ۋە تاشلار يېقىلغۇ بولىدىغان، رەھىم قىلمايدىغان قاتتىق قول پەرىشتىلەر مۇئەككەل بولغان دوزاختىن ساقلاڭلار، ئۇ پەرىشتىلەر اﷲ نىڭ بۇيرۇقىدىن چىقمايدۇ، نېمىگە بۇيرۇلسا شۇنى ئىجرا قىلىدۇ

Japonca: 

あなたがた信仰する者よ,人間と石を燃料とする火獄からあなたがた自身とあなたがたの家族を守れ。そこには厳格で痛烈な天使たちが(任命されて)いて,かれらはアッラーの命じられたことに違犯せず,言い付けられたことを実行する。

Arapça (Ürdün): 

«‌يا أيها الذين آمنوا قوا أنفسكم وأهليكم» بالحمل على طاعة الله «نارًا وقودها الناس» الكفار «والحجارة» كأصنامهم منها، يعني أنها مفرطة الحرارة تتقد بما ذكر لا كنار الدنيا تتقد بالحطب ونحوه «عليها ملائكة» خزنتها عدتهم تسعة عشر كما سيأتي في (المدثر) «غلاظ» من غلظ القلب «شداد» في البطش «لا يعصون الله ما أمرهم» بدل من الجلالة، أي لا يعصون أمر الله «ويفعلون ما يؤمرون» تأكيد والآية تخويف للمؤمنين عن الارتداد وللمنافقين المؤمنين بألسنتهم دون قلوبهم.

Hintçe: 

और बिन ब्याही कुंवारियाँ हो ऐ ईमानदारों अपने आपको और अपने लड़के बालों को (जहन्नुम की) आग से बचाओ जिसके इंधन आदमी और पत्थर होंगे उन पर वह तन्दख़ू सख्त मिजाज़ फ़रिश्ते (मुक़र्रर) हैं कि ख़ुदा जिस बात का हुक्म देता है उसकी नाफरमानी नहीं करते और जो हुक्म उन्हें मिलता है उसे बजा लाते हैं

Tayca: 

โอ้บรรดาผู้ศรัทธาเอ๋ย จงคุ้มครองตัวของพวกเจ้าและครอบครัวของพวกเจ้าให้พ้นจากไฟนรก เพราะเชื้อเพลิงของมันคือมนุษย์ และก้อนหิน มีมะลาอิกะฮฺผู้แข็งกร้าวหาญคอยเฝ้ารักษามันอยู่ พวกเขาจะไม่ฝ่าฝืนอัลลอฮฺในสิ่งที่พระองค์ทรงบัญชาแก่พวกเขา และพวกเขาจะปฏิบัติตามที่ถูกบัญชา

İbranice: 

הוי, אלה אשר האמינו! שמרו על עצמכם ועל בני משפחתכם מפני האש אשר הדלק שלה הוא האנשים והאבנים. מופקדים עליה מלאכים עזים וקשוחים, אשר לא יפרו את פקודות אלוהים, ויעשו את כל אשר הוא יצווה עליהם

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, sebe i porodice svoje čuvajte od Vatre kojoj su ljudi i kamenje gorivo, o kojoj se meleki strogi i snažni brinu, koji se onome što im Allah zapovjedi ne opiru, i koji ono što im se naredi izvršavaju.

Rumence: 

O, voi cei ce credeţi! Păziţi-vă pe voi şi pe ai voştri de Focul care se hrăneşte cu oameni şi pietre! Îngeri uriaşi şi aprigi veghează asupra Focului, iar ei nu nesocotesc porunca lui Dumnezeu, ci fac întocmai ce li se porunceşte.

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo qoo anfusakum waahleekum naran waqooduha alnnasu waalhijaratu AAalayha malaikatun ghilathun shidadun la yaAAsoona Allaha ma amarahum wayafAAaloona ma yumaroona

Türkçe: 

Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar.

Sahih International: 

O you who have believed, protect yourselves and your families from a Fire whose fuel is people and stones, over which are [appointed] angels, harsh and severe; they do not disobey Allah in what He commands them but do what they are commanded.

İngilizce: 

O ye who believe! save yourselves and your families from a Fire whose fuel is Men and Stones, over which are (appointed) angels stern (and) severe, who flinch not (from executing) the Commands they receive from Allah, but do (precisely) what they are commanded.

Azerbaycanca: 

Ey iman gətirənlər! Özünüzü və əhli-əyalınızı elə bir oddan qoruyun ki, onun yanacağı insanlar və daşlar (daşdan düzəlmiş bütlər), xidmətçiləri isə Allahın onlara verdiyi əmrlərə asi olamayan, buyurduqlarını yerinə yetirən daş qəlbli (heç kəsə zərrəcə rəhm etməyən) və çox sərt təbiətli mələklərdir (zəbanilərdir).

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.

Diyanet Vakfı: 

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı, yakıtı taşlar ve insanlar olan ateşten koruyun. Onun üzerinde, Allah’ın buyruklarına karşı gelmeyen ve buyrulan şeyi yapan çok güçlü ve acımasız melekler(1) vardır.

Kral Fahd: 

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, gerek kendilerinizi, gerek ailelerinizi öyle bir ateşden koruyun ki onun yakacağı insanla taşdır. (O ateşin) üzerinde iri gövdeli, sert tabiatlı melekler vardır (me´murdur) ki onlar Allahın kendilerine emretdiği şeylere asla isyan etmezler. Neye de me´mur edilirlerse yaparlar.

Muhammed Esed: 

Siz ey imana ermiş olanlar! Yakıtı insanlar ve taşlar olan (öteki dünyanın) ateş(in)den kendinizi ve size yakın olanları koruyun! Onun başında (gözetici olarak) bulunanlar, emrettiği hiçbir şeyde Allah´a karşı gelmeyen, ama (daima) kendilerinden isteneni yapan kararlı (ve) azimli meleklerdir.

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, kendinizi ve ehlinizi (yakınlarınızı) ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler! Kendinizi ve aile halkınızı öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır. (O ateşin) üzerinde öyle melekler vardır ki, çok sert, çok kuvvetlidirler. Allah kendilerine ne emretti ise, ona isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar.

Portekizce: 

Ó fiéis, precavei-vos, juntamente com as vossas famílias, do fogo, cujo alimento serão os homens e as pedras, o qual é guardado por anjos inflexíveis e severos, que jamais desobedecem às ordens que recebem de Deus, mas executam tudo quanto lhes é imposto.

İsveççe: 

TROENDE! För er egen skull och för deras som står er nära bör ni frukta den Eld som har människor och stenar till bränsle, och som mäktiga och stränga änglar [vakar över, änglar] som aldrig brister i lydnad för Gud, vad Han än befaller dem, och som utför allt som åläggs dem.

Farsça: 

ای مؤمنان! خود و خانواده خود را از آتشی که هیزم آن انسان ها و سنگ ها است، حفظ کنید. بر آن فرشتگانی خشن و سخت گیر گمارده شده اند که از آنچه خدا به آنان دستور داده، سرپیچی نمی کنند، و آنچه را به آن مأمورند، همواره انجام می دهند.

Kürtçe: 

ئەی ئەوانەی کەباوەڕتان ھێناوە خۆتان وکەس وکارتان بپارێزن لەئاگرێك کە سووتەمەنیەكەی ئادەمی وبەردە، سەرپەرشتی ئەو (ئاگری دۆزەخەن) چەند فریشتەیەکی زبر وتوند وتیژی وان کە نافەرمانی خوا ناکەن لەوەی کەفەرمانیان پێ ئەدات وە چ فەرمانێکیان پێ بدرێت دەیکەن

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Ўзингизни ва аҳли аёлингизни ёқилғиси одамлару тошдан бўлган ўтдан сақланг. Унинг тепасида қўпол, дарғазаб фаришталар бўлиб, улар Аллоҳнинг амрига исён қилмаслар ва нимага буюрилсалар, шуни қилурлар.

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman! Peliharalah diri kamu dan keluarga kamu dari neraka yang bahan-bahan bakarannya: manusia dan batu (berhala); neraka itu dijaga dan dikawal oleh malaikat-malaikat yang keras kasar (layanannya); mereka tidak menderhaka kepada Allah dalam segala yang diperintahkanNya kepada mereka, dan mereka pula tetap melakukan segala yang diperintahkan.

Arnavutça: 

O ju që besoni! Ruani veten dhe familjet tuaja nga zjarri, karburante (lëndë djegëse) të të cilit janë njerëzit dhe gurët, dhe të cilin e mbikëqyrin engjëjt e fuqishëm dhe të ashpër, të cilët nuk u kundërshtojnë urdhërave të Perëndisë dhe të cilët punojnë për atë që urdhërohen.

Bulgarca: 

О, вярващи, пазете себе си и вашите семейства от Огъня, горивото на който са хората и камъните! Пазят го строги и сурови ангели, които не се противят на Аллах в Неговата повеля към тях и вършат, каквото им се повели.

Sırpça: 

О ви који верујете, себе и своје породице чувајте од Ватре којој су гориво људи и камење, о којој се брину анђели строги и снажни, који се ономе што им Аллах заповеди не опиру, и који оно што им се нареди извршавају.

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Střezte sebe i rodiny své před ohněm, jehož palivem budou lidé a kamení. Na něj dohlížejí andělé přísní a silní, kteří se neodváží neuposlechnout Boha v ničem, co jim přikázal, a vykonají vše, co jim bylo poručeno.

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، بچاؤ اپنے آپ کو اور اپنے اہل و عیال کو اُس آگ سے جس کا ایندھن انسان اور پتھر ہوں گے جس پر نہایت تند خو اور سخت گیر فرشتے مقرر ہوں گے جو کبھی اللہ کے حکم کی نافرمانی نہیں کرتے اور جو حکم بھی انہیں دیا جاتا ہے اسے بجا لاتے ہیں

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, худ ва хонаводаи худро аз оташе, ки ҳезуми он мардум ва сангҳо ҳастанд, нигаҳ доред. Фариштагоне дуруштгуфтору сахтгир бар он оташ муваккаланд (вазифадор). Ҳар чӣ Худо бигӯяд, нофармонӣ намекунанд ва ҳамон мекунанд, ки ба он амр шудаанд.

Tatarca: 

Ий мөэминнәр үзегезне һәм өй җәмәгатегезне җәһәннәм утыннан саклагыз, ягъни үзегез шәригать хөкемнәрен дөрес үтәп җәмәгатьләрегезгә шәригать хөкемнәрен дөрес өйрәтегез, ул утның утыны – кешеләр һәм ташлардыр. Ул җәһәннәмгә билгеләнгән ґәзаб фәрештәләре бар, алар җәһәннәм әһеленә каты сүзле, каты куллы ґәзаб кылуда бик куәтлеләрдер, алар үзләренә булган боерыкларда Аллаһуга һич хилафлык кылмаслар, Аллаһудан нинди боерык булса – шуны эшләрләр.

Endonezyaca: 

Hai orang-orang yang beriman, peliharalah dirimu dan keluargamu dari api neraka yang bahan bakarnya adalah manusia dan batu; penjaganya malaikat-malaikat yang kasar, keras, dan tidak mendurhakai Allah terhadap apa yang diperintahkan-Nya kepada mereka dan selalu mengerjakan apa yang diperintahkan.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! ነፍሶቻችሁንና ቤተሰቦቻችሁን መቀጣጠያዋ ሰዎችና ደንጋዮች ከኾነች እሳት ጠብቁ፡፡ በእርሷ ላይ ጨካኞች፣ ኀይለኞች የኾኑ መላእክት አልሉ፡፡ አላህን ያዘዛቸውን ነገር (በመጣስ) አያምጹም፡፡ የሚታዘዙትንም ሁሉ ይሠራሉ፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களே! உங்களையும் உங்கள் குடும்பத்தார்களையும் நரகத்தை விட்டு பாதுகாத்துக் கொள்ளுங்கள்! அதன் எரிபொருள் மக்களும் கற்களும் ஆவார்கள். கடுமையானவர்களான மிகவும் வலிமைமிக்கவர்களான வானவர்கள் அவற்றின் மீது இருப்பார்கள். அல்லாஹ்விற்கு அவன் அவர்களுக்கு ஏவியதில் அவர்கள் மாறுசெய்ய மாட்டார்கள். அவர்கள் எதை ஏவப்பட்டார்களோ அதையே செய்வார்கள்.

Korece: 

믿는 사람들이여 인간과 돌들이 연료가 되어 타고 있는 불로 부터 너희 자신과 너희 가족을 구 하라 그 위에 천사가 있어 하나 님께서 명령한 대로 거역하지 아 니하고 명령받은 대로 엄하게 행 할 뿐이라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin! Các ngươi hãy bảo vệ bản thân và gia đình khỏi Hỏa Ngục, nơi mà chất đốt của nó là con người và đá, được những vị Thiên Thần lạnh lùng và nghiêm nghị cai quản. Họ không trái lệnh Allah bất cứ điều gì, họ chỉ biết thi hành đúng theo lệnh (của Ngài).