Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَكَاذِبُونَ
Çeviriyazı:
iẕâ câeke-lmünâfiḳûne ḳâlû neşhedü inneke lerasûlü-llâh. vellâhü ya`lemü inneke lerasûlüh. vellâhü yeşhedü inne-lmünâfiḳîne lekâẕibûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Münafıklar sana geldikleri vakit: "Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'ın elçisisin." derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder.
Diyanet İşleri:
İkiyüzlüler sana gelince: "Senin şüphesiz Allah'ın Peygamberi olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah, senin kendisinin peygamberi olduğunu bilir; bunun yanında Allah, ikiyüzlülerin yalancı olduklarını da bilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Münafıklar, sana gelince, tanıklık ederiz ki dediler, sen, şüphe yok, elbette Allah'ın peygamberisin ve Allah bilir ki şüphe yok, sen, onun peygamberisin ve Allah tanıklık eder ki şüphe yok, münafıklar, elbette yalancılardır.
Şaban Piriş:
Münafıklar sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik ederiz" dediler. Allah, senin kendi Rasûlü olduğunu bilir. Allah, münafıkların yalancı olduklarına da şahitlik eder.
Edip Yüksel:
İkiyüzlüler sana geldiklerinde, "Senin ALLAH elçisi olduğuna şehadet ederiz," derler. ALLAH senin kendi elçisi olduğunu bilir ve ALLAH ikiyüzlülerin yalan söylediğine de şehadet eder.
Ali Bulaç:
Münafıklar sana geldikleri zaman: "Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah'ın elçisisin" dediler. Allah da bilir ki sen elbette O'nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.
Suat Yıldırım:
Münafıklar sana geldiklerinde: “Biz, senin Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik ederiz.” derler. Allah da senin Kendisinin elçisi olduğunu elbette bilir. Bununla beraber, Allah, onların bunu söylerken yalan söylediklerine, samimî olmadıklarına şahitlik eder.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Münafıklar sana geldiği zaman dediler ki: «Şahadet ederiz, elbette sen Allah´ın peygamberisin.» Allah da bilir ki sen muhakkak O´nun elbette peygamberisin ve Allah şehâdet eder ki, şüphe yok münafıklar elbette yalancıdırlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Münafıklar sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz." derler. Senin kesinlikle O'nun elçisi olduğunu Allah zaten biliyor. Ve Allah tanıklık eder ki, münafıklar kesinlikle yalancıdırlar.
Bekir Sadak:
Bunlar: «Allah´in peygamberinin yaninda bulunanlara bir sey vermeyin de dagilip gitsinler» diyen kimselerdir. Oysa goklerin ve yerin hazineleri Allah´indir, ama ikiyuzluler bu gercegi anlamazlar.
İbni Kesir:
Münafıklar sana geldiklerinde: Şehadet ederiz ki muhakkak sen, Allah´ın peygamberisin, derler. Allah da bilir ki
Adem Uğur:
Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah´ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O´nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.
İskender Ali Mihr:
Münafıklar sana geldikleri zaman: “Biz şahadet ederiz. Muhakkak ki sen, gerçekten Allah´ın Resûl´üsün.” dediler. Ve Allah, muhakkak ki senin, gerçekten Kendisinin Resûl´ü olduğunu biliyor. Ve Allah şahadet eder ki, münafıklar gerçekten yalancıdırlar.
Celal Yıldırım:
Münafıklar sana geldikleri zaman derler ki: «Biz elbette senin Allah´ın Peygamberi olduğuna şehâdet ediyoruz.» Allah, senin, kendi peygamberi olduğunu elbette bilir ve Allah, münafıkların şüphesiz yalancılar olduklarına şehâdet eder.
Tefhim ul Kuran:
Münafıklar sana geldikleri zaman: «Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah´ın elçisisin» dediler. Allah da bilmektedir ki sen elbette O´nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylemekte olduklarına şahidlik etmektedir.
Fransızca:
Quand les hypocrites viennent à toi, ils disent : "Nous attestons que tu es certes le Messager d'Allah"; Allah sait que tu es vraiment Son messager; et Allah atteste que les hypocrites sont assurément des menteurs.
İspanyolca:
Cuando los hipócritas vienen a ti, dicen: «Atestiguamos que tú eres, en verdad, el Enviado de Alá». Alá sabe que tú eres el enviado. Pero Alá es testigo de que los hipócritas mienten.
İtalyanca:
Quando vengono a te, gli ipocriti dicono: «Attestiamo che sei veramente il Messaggero di Allah», ma Allah attesta che tu sei il Suo Messaggero e attesta, Allah, che gli ipocriti sono bugiardi.
Almanca:
Als die Munafiq zu dir kamen, sagten sie: "Wir bezeugen, daß du doch ALLAHs Gesandter bist." Und ALLAH weiß, daß du doch Sein Gesandter bist. Und ALLAH bezeugt: "Gewiß, die Munafiq sind doch Lügner."
Çince:
当伪信者来见你的时候,他们说:我们作证,你确是真主的使者。真主知道你确是他的使者,真主作证,伪信的人们确是说谎的。
Hollandaca:
Als de huichelaars tot u komen, zeggen zij: Wij leggen de getuigenis af, dat gij werkelijk Gods gezant zijt. En God weet, dat gij inderdaad zijn gezant zijt; maar God legt de getuigenis af, dat de huichelaars zekerlijk leugenaars zijn.
Rusça:
Когда лицемеры приходят к тебе, они говорят: "Свидетельствуем, что ты - Посланник Аллаха". Аллах знает, что ты - Его Посланник, и Аллах свидетельствует, что лицемеры являются лжецами.
Somalice:
Markay kuu timaadaan (Nabiyow) munaafiqiintu waxay dhihi waxaan marag ka nahay inaad tahay Rasuul Eebe, Ilaahayna waa ogyahay inaad tahay, rasuulkiisii Eebana wuxuu marag ka yahay inay Munaafiqiintu beenaalayaal yihiin (xaqa niyada).
Swahilice:
Wanapo kujia wanaafiki husema: Tunashuhudia ya kuwa wewe ni Mtume wa Mwenyezi Mungu. Na Mwenyezi Mungu anajua kuwa wewe ni Mtume wa Mwenyezi Mungu, na Mwenyezi Mungu anashuhudia ya kuwa hakika wanaafiki ni waongo.
Uygurca:
مۇناپىقلار سېنىڭ ئالدىڭغا كەلگەن چاغدا: «گۇۋاھلىق بېرىمىزكى سەن ھەقىقەتەن اﷲ نىڭ پەيغەمبىرىدۇرسەن» دەيدۇ، سېنىڭ ھەقىقەتەن اﷲ نىڭ پەيغەمبىرى ئىكەنلىكىڭنى اﷲ بىلىدۇ، اﷲ گۇۋاھلىق بېرىدۇكى، مۇناپىقلار چوقۇم يالغانچىلاردۇر
Japonca:
偽信者たちがあなたの許にやって来ると,「わたしたちはあなたが,本当にアッラーの使徒であることを証言する。」と言う。アッラーは,あなたが確かに使徒であることを知っておられる。またアッラーは,偽信者たちが真に嘘言の徒であることを証言なされる。
Arapça (Ürdün):
«إذا جاءك المنافقون قالوا» بألسنتهم على خلاف ما في قلوبهم «نشهد إنك لرسول الله والله يعلم إنك لرسوله والله يشهد» يعلم «إن المنافقين لكاذبون» فيما أضمروه مخالفا لما قالوه.
Hintçe:
(ऐ रसूल) जब तुम्हारे पास मुनाफेक़ीन आते हैं तो कहते हैं कि हम तो इक़रार करते हैं कि आप यक़नीन ख़ुदा के रसूल हैं और ख़ुदा भी जानता है तुम यक़ीनी उसके रसूल हो मगर ख़ुदा ज़ाहिर किए देता है कि ये लोग अपने (एतक़ाद के लिहाज़ से) ज़रूर झूठे हैं
Tayca:
เมื่อพวกสับปลับ (มุนาฟินกูน) มาหาเจ้า พวกเขากล่าวว่า เราขอปฏิญาณว่า แท้จริงท่านเป็นร่อซูลของอัลลอฮฺแต่อัลลอฮฺทรงรู้ดียิ่งว่า แท้จริงเจ้านั้นเป็นร่อซูลของพระองค์อย่างแน่นอน และอัลลอฮฺทรงเป็นพยานว่า แท้จริงพวกมุนาฟิกีนนั้นเป็นผู้กล่าวเท็จอย่างแน่นอน
İbranice:
כאשר באים אליך הצבועים הם אומרים: 'אנו מעידים כי אתה השליח של אלוהים.' אך אלוהים יודע שאתה השליח הצבועים שלו, והוא גם יודע שהצבועים משקרים
Hırvatça:
Kad ti licemjeri dolaze, oni govore: "Mi svjedočimo da si ti, zaista, Allahov poslanik!", i Allah zna da si ti, zaista, Njegov poslanik, a Allah svjedoči i da su licemjeri pravi lašci.
Rumence:
Când făţarnicii vor veni la tine, îţi vor spune: Noi mărturisim că tu eşti trimisul lui Dumnezeu!” Dumnezeu ştie că tu eşti trimisul Său., precum Dumnezeu mărturiseşte şi că făţarnicii sunt mincinoşi.
Transliteration:
Itha jaaka almunafiqoona qaloo nashhadu innaka larasoolu Allahi waAllahu yaAAlamu innaka larasooluhu waAllahu yashhadu inna almunafiqeena lakathiboona
Türkçe:
Münafıklar sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz." derler. Senin kesinlikle O'nun elçisi olduğunu Allah zaten biliyor. Ve Allah tanıklık eder ki, münafıklar kesinlikle yalancıdırlar.
Sahih International:
When the hypocrites come to you, [O Muhammad], they say, "We testify that you are the Messenger of Allah." And Allah knows that you are His Messenger, and Allah testifies that the hypocrites are liars.
İngilizce:
When the Hypocrites come to thee, they say, "We bear witness that thou art indeed the Messenger of Allah." Yea, Allah knoweth that thou art indeed His Messenger, and Allah beareth witness that the Hypocrites are indeed liars.
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) Münafiqlər (riyakarlar) sənin yanına gəldikləri zaman: “Biz sənin, doğrudan da, Allahın Peyğəmbəri olduğuna şəhadət veririk! – deyirlər. Allah sənin Onun həqiqi Peyğəmbər olduğunu bilir. Allah həm də münafiqlərin xalis yalançı olduqlarına şəhadət verir.
Süleyman Ateş:
Münafıklar sana geldikleri zaman: "Senin muhakkak Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz" derler. Senin muhakkak kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına tanıklık eder.
Diyanet Vakfı:
Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O'nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.
Erhan Aktaş:
Münâfıklar(1) sana geldiklerinde: “Biz, tanıklık ederiz ki, kuşkusuz sen, Allah’ın Resûl’üsün.” dediler. Elbette ki Allah, senin, Kendisinin Resûl’ü olduğunu biliyor. Fakat Allah tanıktır ki, Münâfıklar, kesinlikle yalancıdırlar.
Kral Fahd:
Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O'nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.
Hasan Basri Çantay:
Münafıklar sana geldiği zaman «Şehâdet ederiz ki sen muhakkak ve mutlak Allahın peygamberisin» dediler. Allah da bilir ki sen elbette ve elbette Onun peygamberisin. (Fakat) Allah o münafıkların hiç şübhesiz yalancılar olduğunu da biliyor.
Muhammed Esed:
İkiyüzlüler sana geldiklerinde: "Senin gerçekten Allah´ın Elçisi olduğuna tanıklık ederiz!" derler. Ama Allah, senin kendi elçisi olduğunu bilir; ve Allah, ikiyüzlülerin (inandık demelerinde) asla samimi olmadıklarına tanıklık eder.
Gültekin Onan:
Münafıklar sana geldikleri zaman: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), münâfıklar sana geldiği zaman şöyle dediler: “- Şehadet ederiz (kalbimizdeki inancı beyan ederiz) ki, doğrusu sen, muhakkak Allah’ın peygamberisin.” Allah’da biliyor ki, gerçekten sen, O’nun şübhe götürmez peygamberisin. Bununla beraber Allah, şehadet ediyor ki, münâfıklar tamamen yalancıdırlar, (sözleri inançlarına uymamaktadır, yalan yere yemin ediyorlar).
Portekizce:
Quando os hipócritas se apresentam a ti, dizem: Reconhecemos que tu és o Mensageiro de Deus. Porém, Deus bem sabeque tu és o Seu Mensageiro e atesta que os hipócritas são mentirosos.
İsveççe:
NÄR HYCKLARNA kommer till dig säger de: "Vi vittnar att du är Guds Sändebud!" Men Gud vet att du är Hans Sändebud, och Gud vittnar att hycklarna ljuger.
Farsça:
چون منافقان نزد تو آیند، می گویند: گواهی می دهیم که تو بی تردید فرستاده خدایی. و خدا می داند که تو بی تردید فرستاده اویی، و خدا گواهی می دهد که یقیناً منافقان دروغگویند.
Kürtçe:
کاتێك کە دووڕوان بێنە لات دەڵێن شایەتی دەدەین کە بەڕاستی تۆ پێغەمبەری خوایت وە دیارە خوایش دەزانێت کە تۆ ڕەوانەکراوی ئەوی وەخوا شایەتی دەدات کە بێگومان دووڕوان درۆزنن
Özbekçe:
Мунофиқлар ҳузурингга келганларида, гувоҳлик берамизки, сен, албатта, Аллоҳнинг Расулисан, дерлар. Ҳолбуки, Аллоҳ албатта сен Унинг Расули эканингни биладир. Ва Аллоҳ гувоҳли берурки, албатта, мунофиқлар ёлғончидирлар.
Malayca:
Apabila orang-orang munafik datang kepadamu (wahai Muhammad), mereka berkata: "Kami mengakui bahawa sesungguhnya engkau - sebenar-benarnya Rasul Allah". Dan Allah sememangnya mengetahui bahawa engkau ialah RasulNya, serta Allah menyaksikan bahawa sesungguhnya pengakuan mereka adalah dusta.
Arnavutça:
Kur të vijnë te ti hipokritët, ata thonë: “Ne dëshmojmë, se ti, me të vërtetë, je i dërguari i Perëndisë!” – E Perëndia e di, se ti, me siguri, je i dërguari i Tij, por Perëndia dëshmon edhe se hipokritët janë gënjeshtarë të qartë.
Bulgarca:
Когато идват при теб, лицемерите казват: “Свидетели сме, че ти си Пратеника на Аллах.” Аллах знае, че ти си Неговият Пратеник. Аллах е свидетел, че лицемерите са лъжци.
Sırpça:
Кад ти лицемери долазе, они говоре: „Ми сведочимо да си ти, заиста, Аллахов посланик!” И Аллах зна да си ти, заиста, Његов посланик, а Аллах сведочи и да су лицемери прави лажљивци.
Çekçe:
Když k tobě přicházejí pokrytci, říkají: 'Dosvědčujeme, že jsi vskutku posel Boží!' A Bůh dobře ví, žes vskutku Jeho posel, a Bůh dosvědčuje, že pokrytci jsou vskutku lháři.
Urduca:
اے نبیؐ، جب یہ منافق تمہارے پاس آتے ہیں تو کہتے ہیں "ہم گواہی دیتے ہیں کہ آ پ یقیناً اللہ کے رسول ہیں" ہاں، اللہ جانتا ہے کہ تم ضرور اُس کے رسول ہو، مگر اللہ گواہی دیتا ہے کہ یہ منافق قطعی جھوٹے ہیں
Tacikçe:
Чун мунофиқон назди ту оянд, гӯянд: «Шаҳодат (гувоҳӣ) медиҳем, ки ту паёмбари Худо ҳастӣ». Худо медонад, ки ту паёмбараш ҳастӣ ва Худо шоҳидӣ медиҳад, ки мунофиқон дурӯғгӯянд.
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м, әгәр монафикълар сиңа килсәләр әйтәләр: "Без гуаһлык бирәбез тәхкыйк син Аллаһуның расүлесең", – дип. Аллаһ беләдер тәхкыйк син Аның расүлесең, әлбәттә, монафикълар ялганчылар, дип Аллаһ гуаһлык бирәдер.
Endonezyaca:
Apabila orang-orang munafik datang kepadamu, mereka berkata: "Kami mengakui, bahwa sesungguhnya kamu benar-benar Rasul Allah". Dan Allah mengetahui bahwa sesungguhnya kamu benar-benar Rasul-Nya; dan Allah mengetahui bahwa sesungguhnya orang-orang munafik itu benar-benar orang pendusta.
Amharca:
መናፍቃን በመጡህ ጊዜ «አንተ የአላህ መልክተኛ መኾንህን በእርግጥ (ምለን) እንመሰክራለን» ይላሉ፡፡ አላህም አንተ በእርግጥ መልክተኛው መኾንህን ያውቃል፡፡ አላህም መናፍቃን (ከልብ እንመሰክራለን በማለታቸው) ውሸታሞች መኾናቸውን ይመሰክራል፡፡
Tamilce:
வானங்களில் உள்ளவர்களும் பூமியில் உள்ளவர்களும் பேரரசனாகிய, மிக பரிசுத்தவனாகிய, மிகைத்தவனாகிய, மகா ஞானவானாகிய அல்லாஹ்வை துதித்து தொழுகின்றன.
Korece:
위선자들이 그대에게 이르러저희는 그대가 하나님의 선지자임을 증언하도다 라고 말하나 실로 하나님께서는 그대가 그분의 선지자임을 알고 계시며 또한 하나님 은 위선자들이 거짓하고 있는 것 도 목격하고 계시니라
Vietnamca:
Khi những kẻ giả tạo đức tin đến gặp Ngươi (Thiên Sứ Muhammad), chúng nói: “Chúng tôi xác nhận Người đích thực là Sứ Giả của Allah.” Allah biết rõ Ngươi đích thực là Sứ Giả của Ngài (chứ không cần sự xác nhận của chúng), và Allah xác nhận những kẻ giả tạo đức tin chính là những tên nói dối.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: