Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

91

Sûredeki Ayet No: 

8

Ayet No: 

6051

Sayfa No: 

595

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا

Çeviriyazı: 

feelhemehâ fücûrahâ vetaḳvâhâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,

Diyanet İşleri: 

Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki:

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken ona kötülüğünü de, çekinmesini de ilham etmiştir.

Şaban Piriş: 

Sonra da ona kötülüğü ve korunmayı ilham edene.

Edip Yüksel: 

Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini bildirene andolsun ki;

Ali Bulaç: 

Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).

Suat Yıldırım: 

Ona hem kötülük, hem de ondan sakınma yolu ilham eden hakkı için ki:Nefsini maddî ve manevî kirlerden arındıran, felaha erer. [90,10; 76,3]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sonra da ona günahını ve takvâsını ilham etmiş olana (andolsun ki),

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki,

Bekir Sadak: 

Onu yalanladilar ve deveyi bogazladilar. Bunun uzerine Rableri, suclarindan dolayi onlarin uzerine katmerli azap indirdi

İbni Kesir: 

Sonra da ona, hem kötülüğü hem de takvayı ilham edene,

Adem Uğur: 

Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki,

İskender Ali Mihr: 

Sonra ona (nefse) fücurunu ve takvasını ilham etti.

Celal Yıldırım: 

Sonra da ona fenalıklarını ve (bunlardan) sakınmasını ilham edene yemîn olsun ki,

Tefhim ul Kuran: 

Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).

Fransızca: 

et lui a alors inspiré son immoralité, de même que sa piété !

İspanyolca: 

instruyéndole sobre su propensión al pecado y su temor de Dios!

İtalyanca: 

ispirandole empietà e devozione.

Almanca: 

dann ihr sowohl Taqwa-Losigkeit als auch Taqwa eingab,

Çince: 

并启示他善恶者发誓,

Hollandaca: 

En haar het vermogen van onderscheiding ingaf, en de macht, tusschen zonde en godsvrucht te kiezen.

Rusça: 

и внушил ей порочность и богобоязненность!

Somalice: 

Una tusiyay Jidka xun iyo ka Eebe kayaabiddaba.

Swahilice: 

Kisha akaifahamisha uovu wake na wema wake,

Uygurca: 

روھ بىلەن ۋە ئۇنى چىرايلىق قىلىپ ياراتقان، ئۇنىڭغا ياخشى - يامانلىقنى بىلدۈرگەن زات بىلەن قەسەمكى،

Japonca: 

邪悪と信心に就いて,それ(魂)に示唆した御方において(誓う)。

Arapça (Ürdün): 

«فألهمها فجورها وتقواها» بيَّن لها طريق الخير والشر وأخر التقوى رعاية لرؤوس الآي وجواب القسم:

Hintçe: 

फिर उसकी बदकारी और परहेज़गारी को उसे समझा दिया

Tayca: 

แล้วพระองค์ทรงดลใจมันให้รู้ทางชั่วของมันและทางสำรวมของมัน

İbranice: 

והדריך אותה להבחין בין טוב לרע

Hırvatça: 

pa je nadahnu da zna šta je razvrat a šta bogobojaznost;

Rumence: 

Ferice de cel care şi-l mântuie!

Transliteration: 

Faalhamaha fujooraha wataqwaha

Türkçe: 

Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki,

Sahih International: 

And inspired it [with discernment of] its wickedness and its righteousness,

İngilizce: 

And its enlightenment as to its wrong and its right;-

Azerbaycanca: 

Sonra da ona günahlarını və pis əməllərdən çəkinməsini (xeyir və şəri) öyrədənə ki,

Süleyman Ateş: 

Ona bozukluğunu ve korunmasını (isyanını ve ita'atini) ilham edene andolsun ki:

Diyanet Vakfı: 

Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki,

Erhan Aktaş: 

Sonra ona fucûrunu(1) ve takvâsını(2) ilham(3) etti.(4)

Kral Fahd: 

iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki,

Hasan Basri Çantay: 

sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene ki,

Muhammed Esed: 

ve nasıl ahlaki zaaflarla olduğu kadar Allah´a karşı sorumluluk bilinciyle de donatıldığını!

Gültekin Onan: 

Sonra ona fücurunu ve takvasını ilham edene (andolsun).

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra da o nefse, isyanını ve itaatını öğretene ki,

Portekizce: 

E lhe imprimiu o discernimento entre o que é certo e o que é errado,

İsveççe: 

och nedlagt i henne både syndfullhet och gudsfruktan.

Farsça: 

پس بزه کاری و پرهیزکاری اش را به او الهام کرد.

Kürtçe: 

ئەمجا ڕێگای چەوت وخراپ وچاك وخواپەرستیشی پیشاندا

Özbekçe: 

Бас, у(нафс)га фужурини ва тақвосини билдирди.

Malayca: 

Serta mengilhamkannya (untuk mengenal) jalan yang membawanya kepada kejahatan, dan yang membawanya kepada bertaqwa; -

Arnavutça: 

e ua ka shpjeguar të mirën e të keqen, -

Bulgarca: 

и на нея е посочил [що е] нечестивост и богобоязливост!

Sırpça: 

па је надахнуо да разликује грехе од богобојазности;

Çekçe: 

a vdechl jí hříšnost i bohabojnost!

Urduca: 

پھر اُس کی بدی اور اُس کی پرہیز گاری اس پر الہام کر دی

Tacikçe: 

сипас бадиҳову парҳезгориҳояшро ба ӯ илҳом карда,

Tatarca: 

Өйрәтте Аллаһ ул нәфескә явызлыкны һәм өйрәтте тәкъвалекне, яхшылыкны.

Endonezyaca: 

maka Allah mengilhamkan kepada jiwa itu (jalan) kefasikan dan ketakwaannya.

Amharca: 

አመጽዋንና ፍርሃትዋንም ባሳወቃት (አምላክ እምላለሁ)፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவன் அதன் தீமையையும் அதன் நன்மையையும் அதற்கு அறிவித்தான்.

Korece: 

선과 악이 무엇인가를 이해하 도록 하셨나니

Vietnamca: 

Ngài đã làm cho nó có ý thức và cảm nhận được điều ác và điều thiện.