Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

97

Ayet No: 

886

Sayfa No: 

140

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ النُّجُومَ لِتَهْتَدُوا بِهَا فِي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ ۗ قَدْ فَصَّلْنَا الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

vehüve-lleẕî ce`ale lekümü-nnücûme litehtedû bihâ fî żulümâti-lberri velbaḥr. ḳad feṣṣalne-l'âyâti liḳavmiy ya`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan O'dur. Şüphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.

Diyanet İşleri: 

O, yıldızları kara ve denizin karanlıklarında yol bulasınız diye sizin için var edendir. Bilen millet için ayetleri uzun uzadıya açıkladık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öyle bir mabuttur ki karada ve denizde, karanlıklar içine dalmışken yolunuzu bulmanız için yıldızları yaratmıştır. Bilen topluluğa delillerimizi apaçık anlatmadayız.

Şaban Piriş: 

Bu, Aziz ve Alim olanın takdiridir. Karaların ve denizlerin karanlıklarında kendileriyle yolunuzu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan O’dur. Ayetleri bilen bir toplum için genişçe açıklamışızdır.

Edip Yüksel: 

Karanın ve denizin karanlıklarında yollarınızı bulasınız diye sizin için yıldızları yaratan O'dur. Bilen bir toplum için ayetleri detaylı olarak açıklamış bulunuyoruz.

Ali Bulaç: 

O, karanın ve denizin karanlıklarından yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için Biz ayetleri birer birer (bölüm bölüm) açıkladık.

Suat Yıldırım: 

Karanın ve denizin karanlıkları içinde size yıldızlardan yararlanıp yol bulma imkânı veren O'dur. Gerçekten bilmek, öğrenmek isteyen kimseler için âyetlerimizi açıkça bildirdik.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve O, o zât-ı akdesdir ki, yıldızları sizin için yaratmıştır. Tâ ki onlar ile karanın ve denizin karanlıklarında yollarınızı dosdoğru takib edesiniz. Biz muhakkak âyetleri bilir kişiler olan bir kavim için mufassalan beyan eyledik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır.

Bekir Sadak: 

Iste Rabbiniz, Allah budur. O´ndan baska tanri yoktur, her seyin yaratanidir. Oyleyse O´na kulluk edin

İbni Kesir: 

O´dur, yıldızları yaratmış olan, karanın ve denizin karanlıklarında onlarla yol bulasınız diye. Ayetlerimizi bilen bir kavim için uzun uzadıya açıkladık.

Adem Uğur: 

O, kara ve denizin karanlıklarında kendileri ile yol bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Gerçekten biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş geniş açıkladık.

İskender Ali Mihr: 

Ve kara ve denizin karanlıklarında (nefsin afetlerinin karanlığında) onunla yolunuzu bulmanız (hidayete ermeniz) için yıldızları (nebîler, resûller, mürşidler) kılan O´dur. Bilen bir kavim için, âyetleri detayları ile açıkladık.

Celal Yıldırım: 

Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanız için yıldızları size düzenlemiştir. Gerçekten biz âyetlerimizi bilip anlayan bir millet için açık açık belirttik.

Tefhim ul Kuran: 

O, karanın ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için biz ayetleri birer birer (bölüm bölüm) açıkladık.

Fransızca: 

Et c'est Lui qui vous a assigné les étoiles, pour que, par elles, vous vous guidiez dans les ténèbres de la terre et de la mer. Certes, Nous exposons les preuves pour ceux qui savent !

İspanyolca: 

Y Él es Quien ha hecho, para vosotros, las estrellas, con objeto de que podáis dirigiros por ellas entre las tinieblas de la tierra y del mar. Hemos expuesto así los signos a gente que sabe.

İtalyanca: 

Egli è Colui che ha fatto per voi le stelle, affinché per loro tramite vi dirigiate nelle tenebre della terra e del mare. Noi mostriamo i segni a coloro che comprendono.

Almanca: 

Auch ist ER Derjenige, Der euch die Sterne gemacht hat, damit ihr euch an ihnen in den Finsternissen des Festlandes und des Meeres orientieren könnt. Bereits haben WIR die Ayat verdeutlicht für Menschen, die über Wissen verfügen.

Çince: 

他为你们创造诸星,以便你们在陆地和海洋的重重黑暗里借诸星而遵循正道。我为有知识的民众确已解释一切迹象了。

Hollandaca: 

Hij is het, die de sterren voor u heeft bevolen, dat gij daardoor geleid zoudt worden in de duisternis, te land en ter zee. Wij hebben overal teekens doen schitteren voor hen, die verstaan willen.

Rusça: 

Он - Тот, Кто сотворил для вас звезды, чтобы вы находили по ним путь во мраках суши и моря. Мы уже разъяснили знамения для людей знающих.

Somalice: 

Eebe waa kati idiin Yeelay Xiddigo inaad ku Toostaan Mugdiga Barriga iyo Badda, waxaan u Caddaynay Aayaadka Ciddii Garan.

Swahilice: 

Na Yeye ndiye aliye kuwekeeni nyota ili mwongoke kwazo katika kiza cha bara na bahari. Hakika tumezichambua Ishara hizi kwa watu wanao jua.

Uygurca: 

قۇرۇقلۇق ۋە دېڭىزنىڭ قاراڭغۇلۇقلىرىدا (يەنە كېچىلىك يول يۈرگىنىڭلاردا) يول تېپىشىڭلار ئۈچۈن اﷲ سىلەرگە يۇلتۇزلارنى يارىتىپ بەردى. (اﷲ نىڭ ئۇلۇغلۇقىنى) بىلىدىغان قەۋم ئۈچۈن، (اﷲ نىڭ قۇدرىتىنىڭ) دەلىللىرىنى ھەقىقەتەن ئوچۇق بايان قىلدۇق

Japonca: 

かれこそは,あなたがたのため群星を置かれた方で,あなたがたはそれによって,暗黒の陸でも海でも(正しい道に)導かれる。われは知識ある人びとに印の特恵を与えている。

Arapça (Ürdün): 

«وهو الذي جعل لكم النجوم لتهتدوا بها في ظلمات البر والبحر» في الأسفار «قد فصَّلنا» بينا «الآيات» الدلالات على قدرتنا «لقوم يعلمون» يتدبرون.

Hintçe: 

और वह वही (ख़ुदा) है जिसने तुम्हारे (नफे के) वास्ते सितारे पैदा किए ताकि तुम जॅगलों और दरियाओं की तारिक़ियों (अंधेरों) में उनसे राह मालूम करो जो लोग वाक़िफकार हैं उनके लिए हमने (अपनी क़ुदरत की) निशानियाँ ख़ूब तफ़सील से बयान कर दी हैं

Tayca: 

และพระองค์คือ ผู้ที่ทรงให้มีแก่พวกเจ้า ซึ่งดวงดาวทั้งหลาย เพื่อพวกเจ้าจะได้รับการชี้นำด้วยดวงดาวเหล่านั้น ทั้งในความมืดแห่งทางบกและทางทะเล แน่นอนเราได้แจกแจงโองการทั้งหลายไว้แล้ว สำหรับกลุ่มชนที่รู้

İbranice: 

והוא אשר עשה לכם את הכוכבים למען תודרכו על-פיהם בחשיכת היבשה והים. כך נבהיר את האותות לאנשים אשר יודעים

Hırvatça: 

On vam je stvorio zvijezde da se po njima u mraku upravljate, na kopnu i moru. Mi smo obrazložili ajete i znakove ljudima koji znaju.

Rumence: 

El este Cel ce v-a rânduit vouă stelele ca voi să vă călăuziţi după ele prin întunecimile uscatului şi ale mării. Noi am lămurit deja semnele unui popor care ştie!

Transliteration: 

Wahuwa allathee jaAAala lakumu alnnujooma litahtadoo biha fee thulumati albarri waalbahri qad fassalna alayati liqawmin yaAAlamoona

Türkçe: 

Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır.

Sahih International: 

And it is He who placed for you the stars that you may be guided by them through the darknesses of the land and sea. We have detailed the signs for a people who know.

İngilizce: 

It is He Who maketh the stars (as beacons) for you, that ye may guide yourselves, with their help, through the dark spaces of land and sea: We detail Our signs for people who know.

Azerbaycanca: 

Suyun və qurunun zülmətində (yolunuzu) düz getmək üçün ulduzları sizin üçün yaradan da Odur. Biz bu ayələri anlayan bir camaat üçün bu cür ətraflı izah etdik.

Süleyman Ateş: 

O'dur ki size, karanın ve denizin karanlıklarında, yıldızlardan yararlanıp yol bulma imkanı verdi. Gerçekten biz, bilen bir toplum için ayetleri geniş geniş açıkladık.

Diyanet Vakfı: 

O, kara ve denizin karanlıklarında kendileri ile yol bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Gerçekten biz, bilen bir toplum için ayetleri geniş geniş açıkladık.

Erhan Aktaş: 

Karanın ve denizin karanlıklarında yönünüzü bulasınız diye yıldızları size kılavuz yapan O’dur. Kuşkusuz akleden bir halk için âyetleri böylece ayrıntılı şekilde açıkladık.

Kral Fahd: 

O, kara ve denizin karanlıklarında kendileri ile yol bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Gerçekten biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş geniş açıkladık.

Hasan Basri Çantay: 

O, karanın ve denizin karanlıkları içinde kendileriyle yollarınızı doğrultmanız için, sizin fâidenize, yıldızları yaratandır. Biz âyetlerimizi bilir kimseler için, hakıykat, açıkça bildirdik.

Muhammed Esed: 

Karanın ve denizin zifiri karanlığında onlara bakıp yolunuzu bulabilesiniz diye yıldızları sizin için var eden Odur: Gerçek şu ki, Biz bu mesajları kavrama yeteneği olan insanlara açık ve anlaşılır kılıyoruz!

Gültekin Onan: 

O, karanın ve denizin karanlıklarından yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için biz ayetleri birer birer açıkladık.

Ali Fikri Yavuz: 

Karanın ve denizin karanlıklarında doğru yolu kendileriyle bulasınız diye sizin için yıldızları yaratan O’dur. Gerçekten, bilenler için, âyet ve alâmetleri açıkça bildirdik.

Portekizce: 

Foi Ele Quem deu origem, para vós, às estrelas, para que, com a sua ajuda, vos encaminhásseis, nas trevas da terra e domar. Temos esclarecido os versículos para os sábios.

İsveççe: 

Och Han har gjort stjärnorna som hjälper er att finna vägen genom de djupa mörkren över land och hav. Vi har sannerligen framställt budskapen fast och klart för de insiktsfulla.

Farsça: 

و اوست که ستارگان را برای شما قرار داد تا به وسیله آنها در تاریکی های خشکی و دریا راه یابید؛ مسلماً ما آیات خود را برای قومی که دانایند بیان کردیم.

Kürtçe: 

وە ھەر خوایە کەئەستێرەی داناوە بۆتان بۆ ئەوەی ڕێیان پێدەرکەن لە تاریکیەکانی وشکانی و دەریادا بەڕاستی ئایەتەکانمان ڕوون کردۆتەوە بۆ کۆمەڵێ کەبزانن و تێ بگەن

Özbekçe: 

У сизларга қуруқлик ва денгиз зулматларида йўл топишингиз учун юлдузларни қилиб қўйган зотдир. Биладиган қавмлар учун оят-белгиларни батафсил қилиб қўйганмиз.

Malayca: 

Dan Dia lah yang menjadikan bintang-bintang bagi kamu supaya kamu berpedoman kepadanya dalam kegelapan (malam) di darat dan di laut. Sesungguhnya kami telah jelaskan tanda-tanda kebesaran (Kami) satu persatu bagi orang-orang yang mengetahui.

Arnavutça: 

Ai është që ju ka krijuar yjet, për t’u orientuar në errësirat e tokës dhe të detit. Na u shpjegojmë hollësisht dokumentet Tona, njerëzve që dinë.

Bulgarca: 

Той е Онзи, Който създаде за вас звездите, за да се напътвате с тях в тъмнините на сушата и на морето. Разясняваме знаменията на хора знаещи.

Sırpça: 

Он вам је створио звезде да се по њима у мраку управљате, на копну и мору. Ми смо образложили речи и доказе људима који знају.

Çekçe: 

A On je ten, jenž pro vás stvořil hvězdy, abyste se mohli podle nich řídit v temnotách souše i moře. Takto My činíme srozumitelnými znamení pro lid, jenž schopen je poznáni.

Urduca: 

اور وہی ہے جس نے تمہارے لیے تاروں کو صحرا اور سمندر کی تاریکیوں میں راستہ معلوم کرنے کا ذریعہ بنایا دیکھو ہم نے نشانیاں کھول کر بیان کر دی ہیں اُن لوگوں کے لیے جو علم رکھتے ہیں

Tacikçe: 

Ӯст Худое, ки ситорагонро бароятон офарид, то ба онҳо дар торикиҳои хушкиву дарё роҳи худро биёбед. Оётро барои онон, ки медонанд, батафсил баён кардаем!

Tatarca: 

Янә Ул – Аллаһ, сезнең өчен йолдызларны бар кылды, караңгы төннәрдә сахраларда вә диңгезләрдә йөргән вакытыгызда юл табар өчен маяк итеп. Белгән кешеләр өчен, тәхкыйк аятьләребезне ачык бәян кылдык.

Endonezyaca: 

Dan Dialah yang menjadikan bintang-bintang bagimu, agar kamu menjadikannya petunjuk dalam kegelapan di darat dan di laut. Sesungguhnya Kami telah menjelaskan tanda-tanda kebesaran (Kami) kepada orang-orang yang mengetahui.

Amharca: 

እርሱም ያ ከዋክብትን በየብስና በባሕር ጨለማዎች ውስጥ በእርሷ ትመሩ ዘንድ ለእናንተ ያደረገ ነው፡፡ ለሚያውቁ ሕዝቦች አንቀጾችን በእርግጥ ዘረዘርን፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நட்சத்திரங்களை உங்களுக்கு அவன்தான் அமைத்தான், நீங்கள் தரையிலும் கடலின் இருள்களிலும் அவற்றின் மூலம் நேர்வழி பெறுவதற்காக. அறிவுள்ள சமுதாயத்திற்காக அத்தாட்சிகளை திட்டமாக நாம் விவரித்து விட்டோம்.

Korece: 

하나님은 또한 별들을 두어 육지와 바다의 어두운 영역을 그 것으로하여 너희를 안내하고자 하였으니 그분은 지혜를 가진 백성 을 위해 말씀을 세분화 하셨노라

Vietnamca: 

Ngài là Đấng đã tạo ra cho các ngươi các vì sao, dựa vào chúng các ngươi có thể xác định được phương hướng trong các bóng tối của đất liền và biển cả. Quả thật, TA đã giải thích các dấu hiệu (của TA) cho đám người hiểu biết.