Arapça:
ثُمَّ لَمْ تَكُن فِتْنَتُهُمْ إِلَّا أَن قَالُوا وَاللَّهِ رَبِّنَا مَا كُنَّا مُشْرِكِينَ
Çeviriyazı:
ŝümme lem tekün fitnetühüm illâ en ḳâlû vellâhi rabbinâ mâ künnâ müşrikîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra, (Onlar): "Rabbimiz, Allah'a yemin ederiz ki, biz müşriklerden değildik" demekten başka bir özür bulamayacaklar.
Diyanet İşleri:
Sonra, "Rabbimiz Allah'a and olsun ki bizler ortak koşanlar değildik" demekten başka çare bulamazlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra onlar ancak Rabbimiz Allah, sana andederiz ki biz şirk koşanlardan değildik demekten başka bir özür serdedemezler.
Şaban Piriş:
Sonra onların (bu fitneye) mazeretleri, "Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz ortak koşanlar olmadık!" demekten başka bir şey olmadı.
Edip Yüksel:
Onların tek savunması şu olacak: "Rabbimiz ALLAH'a andolsun ki biz ortak koşmadık."
Ali Bulaç:
(Bundan) Sonra onların: "Rabbimiz olan Allah'a andolsun ki, biz müşriklerden değildik" demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı.)
Suat Yıldırım:
Sonra onların şirklerinin vardığı son nokta, (sığınacakları tek yalancı özrü) “Rabbimiz Allah hakkı için, vallahi biz müşrik değildik!” demekten ibaret olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sonra onların hilesi, «Vallahi ey Rabbimiz! Bizler müşriklerden olmadık,» demekten başka olmayacak.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: "Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik."
Bekir Sadak:
Onlarin, atesin kenarina getirilip durdurulduklarinda, «keske dunyaya tekrar dondurulseydik, Rabbimiz´in ayetlerini yalanalamasaydik ve inananlardan olsaydik» dediklerini bir gorsen!
İbni Kesir:
Sonra onların sadece: Andolsun Allah´a ki, ey Rabbımız
Adem Uğur:
Sonra onların mazeretleri, "
İskender Ali Mihr:
Sonra onların: “Vallahi Rabbimiz, biz müşrikler olmadık.” demekten başka onların fitnesi olmayacak.
Celal Yıldırım:
Sonra onların bir başka fitnesi olmayacak, sadece şu sözleri olacak: «Rabbimiz Allah´a yemin ederiz ki, biz ortak koşanlar değildik !»
Tefhim ul Kuran:
(Bundan) Sonra onların: «Rabbimiz olan Allah´a and olsun ki, biz müşriklerden değildik» demelerinden başka bir fitneleri (mazeretleri) olmadı (kalmadı) .
Fransızca:
Alors il ne leur restera comme excuse que de dire : "Par Allah notre Seigneur ! Nous n'étions jamais des associateurs".
İspanyolca:
En su confusión, no sabrán decir más que: «¡Por Alá, Señor nuestro, que no éramos asociadores!»
İtalyanca:
E non avranno altra possibilità che dire: «Per Allah, nostro Signore! Non eravamo associatori!».
Almanca:
Dann wird ihre Fitna nichts anderes sein, als daß sie sagen: "Bei ALLAH, unser HERR! Wir waren keine Muschrik."
Çince:
然后,他们唯一的托辞是:指真主--我们的主发誓,我们没有以物配主。
Hollandaca:
Maar zij zullen geene andere verontschuldiging hebben, dan dat zij zullen zeggen: Bij God, onzen Heer, zweren wij, dat wij geene afgodendienaars waren.
Rusça:
Тогда у них не будет никакого оправдания, кроме слов: "Клянемся Аллахом, нашим Господом, мы не были многобожниками!"
Somalice:
Markaas Xujadoodii ma ahayn inay Dhahaan Eebaan ku Dhaarannaye Maanaan ahayn Mushrikiin (Wax la wadaajiya).
Swahilice:
Kisha hautakuwa udhuru wao ila ni kusema: Wallahi! Mola wetu Mlezi! Hatukuwa washirikina.
Uygurca:
ئاندىن ئۇلار پەقەت ئۆزرە ئېيتىپ (دۇنيادىكى چاغلىرىدىكىگە ئوخشاش يالغانغا ئىلتىجا قىلىپ): «پەرۋەردىگارىمىز! اﷲ بىلەن قەسەم قىلىمىزكى، بىز مۇشرىك بولمىغان ئىدۇق» دەيدۇ
Japonca:
その時かれらは,こう言う外にロ実はないであろう。「わたしたちの主,アッラーにかけて誓います。わたしたちは決して外の神々を信仰した者ではありません。」
Arapça (Ürdün):
«ثم لم تكن» بالتاء والياء «فتنتّهم» بالنصب والرفع أي معذرتهم «إلا أن قالوا» أي قولهم «والله ربِّنا» بالجر نعت والنصب نداء «ما كنا مشركين».
Hintçe:
फिर उनकी कोई शरारत (बाक़ी) न रहेगी बल्कि वह तो ये कहेगें क़सम है उस ख़ुदा की जो हमारा पालने वाला है हम किसी को उसका शरीक नहीं बनाते थे
Tayca:
แล้ว(ผลแห่ง) การทดสอบพวกเขาก็มิได้เป็นอย่างอื่น นอกจากพวกเขากล่าวว่า พวกข้าพระองค์ขอสาบานต่ออัลลอฮ์ ผู้เป็นพระเจ้าของพวกข้าพระองค์ว่า พวกข้าพระองค์ไม่เคยเป็นผู้ให้มีภาคีขึ้น
İbranice:
אז מבחנם יהיה באמרם: 'נשבעים אנו באלוהים ריבוננו, כי לא היינו משתפים (לאלוהים)
Hırvatça:
neće im nikakvo opravdanje preostati nego da reknu: "Allaha nam, Gospodara našeg, mi nismo višebošci bili."
Rumence:
Dezvinovăţirea lor va fi doar să spună: “Pe Dumnezeu, Domnul nostru! Noi nu am fost închinători la idoli!
Transliteration:
Thumma lam takun fitnatuhum illa an qaloo waAllahi rabbina ma kunna mushrikeena
Türkçe:
Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: "Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik."
Sahih International:
Then there will be no [excuse upon] examination except they will say, "By Allah, our Lord, we were not those who associated."
İngilizce:
There will then be (left) no subterfuge for them but to say: "By Allah our Lord, we were not those who joined gods with Allah."
Azerbaycanca:
Onların: “Rəbbimiz Allaha and olsun ki, biz müşrik deyildik!” deməkdən başqa heç bir çarələri qalmayacaq.
Süleyman Ateş:
Sonra onların: "Rabbimiz Allah'a andolsun ki biz ortak koşanlar değildik." demelerinden başka çareleri kalmadığı (gün);
Diyanet Vakfı:
Sonra onların mazeretleri, "Rabbimiz Allah hakkı için biz ortak koşanlar olmadık!" demekten başka bir şey olmadı.
Erhan Aktaş:
Sonra başvurdukları fitne(1) “Rabb’imiz Allah’a ant olsun ki, biz Müşriklerden değildik.” demelerinden başka bir şey olmadı.
Kral Fahd:
Fakat onların (bu şirklerinin ve) fitnelerinin neticesi, "Rabbimiz olan Allah'a yemin ederiz ki, biz ortak koşanlardan değildik" demekten başka bir şey olmayacaktır.
Hasan Basri Çantay:
(Bu suâlden) sonra (gûyâ kurtulabilmeleri için) onların (baş vuracakları) fitne: «Rabbimiz olan (Sen) Allaha andederiz ki biz eş tutanlardan değildik» dedelerinden başka (bir şey) olmadı (olmayacakdır).
Muhammed Esed:
Bunun üzerine, çaresiz bir şaşkınlık içinde, ancak, "Rabbimiz Allaha yemin ederiz ki Ondan başka bir şeye ilahlık izafe et(mek iste)medik!" diye(bile)ceklerdir.
Gültekin Onan:
(Bundan) Sonra onların: "
Ali Fikri Yavuz:
Sonra (kurtuluş için) özürleri mevcut olmayıp sadece şöyle diyeceklerdir: “- Rabbimiz olan Allah’a yemin ederiz ki, biz, müşriklerden değildik.”
Portekizce:
Então, não terão mais escusas, além de dizerem, Por Deus, nosso Senhor, nunca fomos idólatras.
İsveççe:
Då skall de i sin förvirring inte kunna säga annat än: "Herre! Det var vid Gud inte vår avsikt att sätta någon vid Din sida!"
Farsça:
پس [آن روز] بهانه و عذرشان [برای رهایی از عذاب] فقط این است که خواهند گفت: به خدا پروردگارمان سوگند، که ما مشرک نبودیم!!
Kürtçe:
پاشان بەھانەیان ھیچ نەبوو بێجگە لەوەی کە ووتیان سوێند بە خوای پەروەردگارمان ئێمە بەھیچ جۆرێک ھاوبەشدانەر نەبووین بۆخوا
Özbekçe:
Сўнгра, Роббимиз Аллоҳга қасамки, мушрик бўлмаган эдик, дейишдан бошқа фитналари бўлмас. (Боқий дунёда кўпчилик наздида сўроққа тутилганларида ва ҳамма нарса аниқлангандан сўнг ҳам мушриклар қасам ичиб, ўзларини ҳеч қандай гуноҳ қилмаган, ширк келтирмагандек тутишади.)
Malayca:
Kemudian tidaklah ada akidah kufur mereka selain dari mereka menjawab dengan dusta: "Demi Allah Tuhan kami, kami tidak pernah menjadi orang-orang yang mempersekutukan Allah (dengan sesuatu yang lain)".
Arnavutça:
E, ata nuk do të kenë kurrfarë arsyetimi, përveç se të thonë (rrejnë): “Pasha Perëndinë, Zotin tonë, nuk kemi qenë paganë!”
Bulgarca:
После те не ще имат друго оправдание, освен само да рекат: “Кълнем се в Аллах - нашия Господ, не бяхме съдружаващи!”
Sırpça:
Неће никакво оправдање да им преостане осим да кажу: „Аллаха нам, Господара нашег, ми нисмо друге обожавали поред Аллаха.“
Çekçe:
Potom nebudou mít jinou výmluvu než tu, že řeknou: 'Při Bohu, Pánu našem, my jsme nic nepřidružovali.'
Urduca:
تو وہ اِس کے سوا کوئی فتنہ نہ اٹھا سکیں گے کہ (یہ جھوٹا بیان دیں کہ) اے ہمارے آقا! تیری قسم ہم ہرگز مشر ک نہ تھے
Tacikçe:
Узре, ки меоваранд, ғайри ин нест, ки мегӯянд: «Савганд ба Худо, Парвардигори мо, ки мо мушрик набудаем!»
Tatarca:
Мөшкирләр хөкем ителгәндә: "Ий тәрбиячебез Аллаһ! Без дөньяда чагыбызда мөшрикләрдән булмадык", – дип үзләренең мөшриклекләрен инкяр итүләре үзләренә фетнә булыр – ягъни дөньяда киреләнеп мөшриклек белән мөбтәлә булдылар, ахирәттә шул гаепләрен инкяр итеп, ґәзаб өстенә – ґәзабны кәсеп итәрләр.
Endonezyaca:
Kemudian tiadalah fitnah mereka, kecuali mengatakan: "Demi Allah, Tuhan kami, tiadalah kami mempersekutukan Allah".
Amharca:
ከዚያም መልሳቸው «በጌታችን በአላህ ይኹንብን አጋሪዎች አልነበርንም» ማለት እንጅ ሌላ አትኾንም፡፡
Tamilce:
பிறகு, “எங்கள் இறைவனாகிய அல்லாஹ் மீது சத்தியமாக நாங்கள் இணைவைப்பவர்களாக இருக்கவில்லை!” என்று அவர்கள் கூறுவதைத் தவிர அவர்களுடைய சோதனை(யில் வேறு பதில் அவர்களிடம்) இருக்காது.
Korece:
이때 그들은 변명 할 뿐이 니 주여 맹세하나니 저희는 여러 신을 받들지 아니했습니다 라고 하더라
Vietnamca:
Rồi họ không còn lời nào để chạy tội ngoại trừ phải nói: “Xin thề với Allah, Thượng Đế của bầy tôi, trước đây bầy tôi không phải là những người đa thần.”
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: