Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

125

Ayet No: 

914

Sayfa No: 

144

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَمَن يُرِدِ اللَّهُ أَن يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ ۖ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُ يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقًا حَرَجًا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي السَّمَاءِ ۚ كَذَٰلِكَ يَجْعَلُ اللَّهُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ

Çeviriyazı: 

femey yüridi-llâhü ey yehdiyehû yeşraḥ ṣadrahû lil'islâm. vemey yürid ey yüḍillehû yec`al ṣadrahû ḍayyiḳan ḥaracen keennemâ yeṣṣa``adü fi-ssemâ'. keẕâlike yec`alü-llâhü-rricse `ale-lleẕîne lâ yü'minûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah kimi hidayete erdirmek isterse, onun gönlünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, sanki göğe yükseliyormuş gibi, göğsünü dar ve sıkıntılı yapar. Allah, inanmayanları işte böyle pislik içinde bırakır.

Diyanet İşleri: 

Allah kimi doğru yola koymak isterse onun kalbini İslamiyet'e açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah böylece, inanmayanları küfür bataklığında bırakır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah, kimi doğru yola götürmek isterse Müslümanlığı kabul etmesi için gönlünü açar ve kimi sapıtmak isterse gönlünü öyle bir daraltır, sıkar ki sanki göğe ağacakmış da imkan bulamıyor sanır kendisini. İşte Allah, inanmayanlara böyle azap verir.

Şaban Piriş: 

Allah kimi doğru yola eriştirmek isterse, onun gönlünü İslam’a açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlere, işte böyle pislik/azap verir.

Edip Yüksel: 

ALLAH kimi doğru yola ulaştırmak dilerse onun gönlünü islama (Tanrı'ya teslim olmaya) açar. Kimi de saptırmak dilerse göğsünü, göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. ALLAH inanmıyanları işte böyle kötü duruma sokar.

Ali Bulaç: 

Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.

Suat Yıldırım: 

Hasılı Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini İslâm'a açar.Kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü sanki o kişi gökte yükseliyormuşcasına dar ve tıkanık yapar. İşte Allah böylece, imana gelmeyenlere rüsvaylık verir. [20,25; 39,22; 49,7] {KM, II Makkabe 1,4; Resullerin işleri 16,14}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İmdi Allah Teâlâ her kime hidâyet etmek isterse onun göğsünü İslâm için genişletir. Ve her kimi dalâlete düşürmek dilerse onun göğsünü daraltır, sıkışmış bir hale getirir, sanki zorla göğe yükselecek imiş gibi (bulunur). İşte Allah Teâlâ imân etmeyenlerin üzerine böylece pisliği (havale) kılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir.

Bekir Sadak: 

«Ey cin ve insan toplulugu! Size ayetlerimi anlatan, bugunle karsilasmanizdan sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?» «Kendi hakkimizda sahidiz» derler. Dunya hayati onlari aldatti da inkarci olduklarina, kendi aleyhlerinde sahidlik ettiler.

İbni Kesir: 

Allah, kimi hidayete erdirmek isterse

Adem Uğur: 

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm´a açar

İskender Ali Mihr: 

Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah´a) teslime (İslâm´a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü´min olmayanların üzerine pislik (azap, darlık, güçlük) verir.

Celal Yıldırım: 

Allah kimi doğru yola eriştirmeyi dilerse, onun kalbini İslâm´a açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi göğsünü daraltıp sıkıştırır. İşte böylece Allah imân etmiyenler üzerine murdarlık ve rüsvaylık, azâb ve ıztırab getirir.

Tefhim ul Kuran: 

Allah, kimi hidayete eriştirmek isterse, onun göğsünü İslâm´a açar

Fransızca: 

Et puis, quiconque Allah veut guider, Il lui ouvre la poitrine à l'Islam . Et quiconque Il veut égarer, Il rend sa poitrine étroite et gênée, comme s'il s'efforçait de monter au ciel. Ainsi Allah inflige Sa punition à ceux qui ne croient pas.

İspanyolca: 

Alá abre al islam el pecho de aquél a quien Él quiere dirigir. Y estrecha y oprime el pecho de aquél a quien Él quiere extraviar, como si se elevara en el aire. Así muestra Alá la indignación contra quienes no creen.

İtalyanca: 

Allah apre il cuore all'Islàm a coloro che vuole guidare, colui che vuole sviare, lo stringe e opprime il suo petto, come a chi fa sforzo a salire verso il cielo. Così Allah impone l'infamità a coloro che non credono.

Almanca: 

Und wen ALLAH rechtleiten will, dessen Brust weitet ER für den Islam, und wen ER abirren lassen will, dessen Brust macht ER eng, zusammengepreßt, als ob er in den Himmel aufsteigen würde. Solcherart läßt ALLAH das Üble auf diejenigen kommen, die den Iman nicht verinnerlichen.

Çince: 

真主欲使谁遵循正道,就使谁的心胸为伊斯兰而敞开;真主欲使谁误入迷途,就使谁的心胸狭隘,(要他信道),难如登天。真主这样以刑罚加于不信道的人。

Hollandaca: 

En hij, wien het Gode behaagt te leiden, zal zijne borst openen om het geloof van den Islam te ontvangen: doch wien het hem zal behagen in dwaling te brengen, diens borst zal hij sluiten en vernauwen als diegene, welke zich ten hemel wil verheffen. Zoo legt God eene vreeselijke straf aan hen op, die niet gelooven.

Rusça: 

Кого Аллах желает наставить на прямой путь, тому Он раскрывает грудь для ислама, а кого Он желает ввести в заблуждение, тому Он сдавливает и сжимает грудь, словно тот забирается на небо. Так Аллах насылает скверну (или наказание) на тех, кто не верует.

Somalice: 

Cidduu Eebe Hanuuniyo wuxuu u Waasieiyaa Laabtiisa Islaamka, Cidduu Doono inuu Dhumiyana wuxuu ka sidii Isagoo kori Samada saasuuna u Yeelay Eebe Xumaanta korka Kuwaan Rumaynin Xaqa.

Swahilice: 

Basi yule ambaye Mwenyezi Mungu anataka kumhidi humfungulia kifua chake kwa Uislamu. Na anaye taka apotee hukifanya kifua chake kina dhiki, kimebana, kama kwamba anapanda mbinguni. Namna hivi Mwenyezi Mungu anajaalia uchafu juu ya wasio amini.

Uygurca: 

اﷲ كىمنى ھىدايەت قىلماقچى بولسا، ئۇنىڭ كۆكسىنى ئىسلام ئۈچۈن ئاچىدۇ (يەنى ئۇنىڭ قەلبىنى ئىمانغا كېڭەيتىپ بېرىدۇ)، اﷲ كىمنى ئازدۇرماقچى بولسا، ئۇنىڭ كۆكسىنى شۇنچە تارايتىۋېتىدۇكى، (ئىمان ئېيتىش) ئۇنىڭغا گويا ئاسمانغا چىقىشتىنمۇ قىيىن تۇيۇلىدۇ، ئىمان ئېيتمىغانلارنى اﷲ مۇشۇنداق ئازابلايدۇ

Japonca: 

凡そアッラーが導こうと御望みになった者は,イスラームのためにその胸を開く。だが迷うに任せようと御考えになった者には,その胸をまるで天に登ろうとするかのようにしめせばめる(もがき苦しめる)。このようにアッラーは,信仰を拒否する者に恥辱を加えられた。

Arapça (Ürdün): 

«فمن يرد الله أن يهديه يشرح صدره للإسلام» بأن يقذف في قلبه نورا فينفسح له ويقبله كما ورد في حديث «ومن يردْ» الله «أن يضلَّه يجعل صدره ضَيْقا» بالتخفيف والتشديد عن قبوله «حرَجا» شديد الضيق بكسر الراء صفة وفتحها مصدر وصف فيه مبالغة «كأنما يصَّعَّد» وفي قراءة يصَّاعد وفيهما إدغام التاء في الأصل في الصاد وفي أخرى بسكونها «في السماء» إذا كلف الإيمان لشدته عليه «كذلك» الجعل «يجعل الله الرجس» العذاب أو الشيطان أي يسلطه «على الذين لا يؤمنون».

Hintçe: 

तो ख़ुदा जिस शख़्श को राह रास्त दिखाना चाहता है उसके सीने को इस्लाम (की दौलियत) के वास्ते (साफ़ और) कुशादा (चौड़ा) कर देता है और जिसको गुमराही की हालत में छोड़ना चाहता है उनके सीने को तंग दुश्वार ग़ुबार कर देता है गोया (कुबूल ईमान) उसके लिए आसमान पर चढ़ना है जो लोग ईमान नहीं लाते ख़ुदा उन पर बुराई को उसी तरह मुसल्लत कर देता है

Tayca: 

ผู้ใดที่อัลลอฮ์ทรงต้องการจะแนะนำเขาก็จะทรงให้หัวอกของเขาเบิกบาน เพื่ออิสลาม และผู้ใดที่พระองค์ทรงต้องการจะปล่อยให้เขาหลงทาง ก็จะทรงให้ทรวงอกของพวกเขาแคบ อึดอัด ประหนึ่งว่าเขากำลังขึ้นไปยังฟากฟ้า ในทำนองนั้นแหละอัลลอฮ์จะทรงให้มีความโสมม แก่บรรดาผู้ที่ไม่ศรัทธา

İbranice: 

ומי שאלוהים רוצה להדריכו, יפתח את לבו לאסלאם (להיכנע לאלוהים,) אך את מי שירצה להישאר בתעייה, יעשה את לבו צר ולחוץ כאילו היה מנסה לטפס השמימה. כך ישפוך אלוהים את העונש מן השמיים על אלה אשר לא מאמינים

Hırvatça: 

Onome koga Allah želi uputiti -On srce njegovo prema islamu raspoloži, a onome kome hoće dati da je u zabludi - On srce njegovo tijesnim i stegnutim učini, kao kad čini napor da na nebo uzleti. Eto, tako Allah učini da gnusoba - šejtan ovlada nad onima koji ne vjeruju.

Rumence: 

Dumnezeu deschide spre supunere inima celui ce voieşte a-l călăuzi. El strâmtorează inima celui pe care vrea să-l rătăcească ca şi cum acesta s-ar urca până la cer. Dumnezeu face ca întinăciunea să fie asupra celor care tăgăduiesc.

Transliteration: 

Faman yuridi Allahu an yahdiyahu yashrah sadrahu lilislami waman yurid an yudillahu yajAAal sadrahu dayyiqan harajan kaannama yassaAAAAadu fee alssamai kathalika yajAAalu Allahu alrrijsa AAala allatheena la yuminoona

Türkçe: 

Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir.

Sahih International: 

So whoever Allah wants to guide - He expands his breast to [contain] Islam; and whoever He wants to misguide - He makes his breast tight and constricted as though he were climbing into the sky. Thus does Allah place defilement upon those who do not believe.

İngilizce: 

Those whom Allah (in His plan) willeth to guide,- He openeth their breast to Islam; those whom He willeth to leave straying,- He maketh their breast close and constricted, as if they had to climb up to the skies: thus doth Allah (heap) the penalty on those who refuse to believe.

Azerbaycanca: 

Allah kimi düz yola yönəltmək istəsə, onun köksünü islam (dini) üçün açıb genişləndirər, kimi azdırmaq istəsə, onun ürəyini daraldıb sıxıntıya salar. O, sanki (sıxıntının şiddətindən) göyə çıxar. Allah iman gətirməyənlərə pisliyi belə edər!

Süleyman Ateş: 

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun göğsünü İslam'a açar, kimi de saptırmak isterse onun göğsünü, (o kimse) göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar. Allah. inanmayanların üstüne işte böyle pislik (sıkıntı) çökertir.

Diyanet Vakfı: 

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslam'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.

Erhan Aktaş: 

Allah, kim hidâyeti hak ederse(1) onun kalbini İslâm’a açar; kime de sapkınlığı hak ederse(1) göğe çıkmaya çalışıyormuşçasına kalbini daraltır, sıkar. Allah, îmân etmeyenleri işte böyle sıkıntı içinde bırakır.

Kral Fahd: 

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. İşte Allah, iman etmeyenlerin üzerine, (bütün işlerinde görülen) pisliği ve azabı böyle çökertir.

Hasan Basri Çantay: 

Allah kime doğru yolu gösterir, îmana muvaffak ederse onun göksünü islâm için açar (genişletir). Kimi de sapıklıkda bırakmak dilerse onun da kalbini son derece daraltır, sıkar. O, (İslâmı kabul hususunda) gûyâ zorla göğe çıkacakmış gibi (kendinde bir imkânsızlık ve) zahmet (görür). Allah îman etmeyeceklerin üstüne işte böyle murdarlık çökertir.

Muhammed Esed: 

Allah kimi doğru yola ulaştırmak isterse, kalbini (Ona) teslim olma arzusuyla genişletir; kimin de sapmasına izin verirse onun kalbini daraltır ve sıkıştırır, adeta göklere tırmanıyormuş gibi: böylece Allah, inanmayanları dehşete düşürür.

Gültekin Onan: 

Tanrı kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü islama açar

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, kime hidayet etmeği dilerse, İslâma onun göğsünü açar, gönlüne genişlik verir. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse, onun kalbini öyle daraltır sıkıştırır ki, iman teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi (zorlukta) olur. Allah, iman etmiyenler üzerine, böyle azab bırakır.

Portekizce: 

A quem Deus quer iluminar, dilata-lhe o peito para o Islam; a quem quer desviar (por tal merecer), oprime-lhe o peito,como aquele que se eleva na atmosfera. Assim, Deus cobre de abominação aqueles que se negam a crer.

İsveççe: 

Gud vidgar bröstet hos den som Han vill vägleda, så att det kan fyllas av underkastelsen under Hans vilja, men hos den som Han vill låta gå vilse låter Han bröstet pressas samman i ångest, som hos den som stiger uppför ett högt [berg]. Så låter Gud nederlagets skam drabba dem som inte vill tro.

Farsça: 

پس کسی را که خدا بخواهد هدایت کند، سینه اش را برای [پذیرفتن] اسلام می گشاید؛ و کسی را که [به خاطر لجاجت و عنادش] بخواهد گمراه نماید، سینه اش را چنان تنگ می کند که گویی به زحمت در آسمان بالا می رود؛ خدا این گونه پلیدی را بر کسانی که ایمان نمی آورند، قرار می دهد.

Kürtçe: 

جا ھەرکەسێک خوا بیەوێت ڕێنمونی بکات سینگی فراوان دەکات بۆ ئیسلام (و بڕوا ھێنان) وە ھەر کەس خوا بیەوێت گومڕای کات (لەبەر نەشیاوی وسەرکەشی خۆی) سنگی زۆر تەنگ دەکات وەک ئەوەی (بیەوێت) بەرز ببێتەوە بەرەو ئاسمان ( چونکە مرۆڤ تا بەرەو ئاسمان بەرز ببێتەوە ھەست بە تەنگە نەفەسی دەکات وبەناڕەحەت ھەناسەی بۆ دەدرێت) بەو جۆرە خوا پیسی و ناپاکی دادەنێت لەسەر ئەوانەی کەبڕوا ناھێنن

Özbekçe: 

Кимни Аллоҳ ҳидоят қилмоқчи бўлса, унинг кўксини Исломга очиб қўядир. Кимни залолатга кетказишни ирода қилса, унинг кўксини худди осмонга кўтарилаётгандек, тор ва танг қилиб қўядир. Шундай қилиб, Аллоҳ иймон келтирмайдиганларга азобни дучор қилур. (Аллоҳ таоло бандаларидан кимга ҳидоятни раво кўрса, ўша банданинг кўксини кенг қилиб қўяди. У банда иймон ва Исломни кенг қалб ила қабул қилади. Аксинча, Аллоҳ таоло кимга залолат ва куфрни раво кўрса, унинг қалбини тор ва танг қилиб қўяди. Иймон ва Ислом ҳақида бирор гап эшитса, сиқилаверади. Илм ривожланиб, одамлар фазога учадиган бўлганларида, инсон қанчалик баландга кўтарилса, юраги–кўкси шунчалик сиқилиши кашф этилди. Агар Қуръон ҳақиқий илоҳий китоб бўлмаганда, бундан ўн тўрт аср аввал бу илмий ҳақиқатни қандай қилиб кашф этар эди?)

Malayca: 

Maka sesiapa yang Allah kehendaki untuk memberi hidayah petunjuk kepadanya nescaya Ia melapangkan dadanya (membuka hatinya) untuk menerima Islam; dan sesiapa yang Allah kehendaki untuk menyesatkannya, nescaya Ia menjadikan dadanya sesak sempit sesempit-sempitnya, seolah-olah ia sedang mendaki naik ke langit (dengan susah payahnya). Demikianlah Allah menimpakan azab kepada orang- orang yang tidak beriman.

Arnavutça: 

Atë që Perëndia don ta shpie (në udhë të mbarë) – Ai, zemrën e atij, ia disponon për islamizëm, e atë që don ta lë në humbje – Ai zemrën e tij ia shtrëngon dhe ia bënë të ngushtë, si të jetë duke u ngjitur në qiell. Kështu, Perëndia, i ndëshkon ata që nuk besojnë.

Bulgarca: 

И когото Аллах поиска да напъти, разтваря Той гърдите му за Исляма, а когото поиска да остави в заблуда, прави гърдите му тесни, свити, сякаш се издига към небето. Така Аллах отрежда скверността за онези, които не вярват.

Sırpça: 

Ономе кога Аллах жели да упути, Он његово срце према Исламу расположи, а ономе коме хоће да подари да је у заблуди, Он срце његово тесним и стегнутим учини, као кад чини напор да на небо узлети. Ето, тако Аллах учини да нечисто овлада над онима који не верују.

Çekçe: 

Koho Bůh chce vést cestou správnou, tomu otevře hruď pro islám; tomu, komu chce dát zbloudit, tomu zúží a uzavře hruď, jako by měl stoupat k nebi. A takto Bůh dává pocítit hněv svůj těm, kdož neuvěřili.

Urduca: 

پس (یہ حقیقت ہے کہ) جسے اللہ ہدایت بخشنے کا ارادہ کرتا ہے اُس کا سینہ اسلام کے لیے کھول دیتا ہے اور جسے گمراہی میں ڈالنے کا ارادہ کرتا ہے اُس کے سینے کو تنگ کر دیتا ہے اور ایسا بھینچتا ہے کہ (اسلام کا تصور کرتے ہی) اُسے یوں معلوم ہونے لگتا ہے کہ گویا اس کی روح آسمان کی طرف پرواز کر رہی ہے اِس طرح اللہ (حق سے فرار اور نفرت کی) ناپاکی اُن لوگوں پر مسلط کر دیتا ہے جو ایمان نہیں لاتے

Tacikçe: 

Ҳар, касро Худо хоҳад, ки ҳидоят кунад, дилашро барои ислом мекушояд ва ҳар касро, ки хоҳад гумроҳ кунад, қалбашро чунон фурӯ мебандад, ки гӯё мехоҳад, ки ба осмон боло равад. Ба ин тавр Худо ба онҳое, ки имон намеоваранд, палидӣ мениҳад!

Tatarca: 

Аллаһу тәгалә, бер кешене һидәяткә – диндә туры юлга салырга теләсә, ислам дине өчен аның күкрәген ачып куяр, янә Аллаһ, бер кешене хак диннән адаштырырга теләсә, ул кешенең күкрәген тар, күңелен хактан шикләнүче кылыр, шуннан соң бу кеше, күкрәге тар булу сәбәпле, хаклыктан тыгызланып – Аллаһ хөкемнәрен яратмыйча, гүя күккә чыгардай булыр. Әнә шулай Аллаһу тәгалә, Коръән аятьләренә ышанмаган яки ышанып та аның белән гамәл кылмаган кешеләрнең күңелләренә көферлек, мөшриклек яки монафикълык нәҗесен салыр.

Endonezyaca: 

Barangsiapa yang Allah menghendaki akan memberikan kepadanya petunjuk, niscaya Dia melapangkan dadanya untuk (memeluk agama) Islam. Dan barangsiapa yang dikehendaki Allah kesesatannya, niscaya Allah menjadikan dadanya sesak lagi sempit, seolah-olah ia sedang mendaki langit. Begitulah Allah menimpakan siksa kepada orang-orang yang tidak beriman.

Amharca: 

አላህም ሊመራው የሚሻውን ሰው ደረቱን (ልቡን) ለኢስላም ይከፍትለታል፡፡ ሊያጠመውም የሚሻውን ሰው ደረቱን ጠባብ ቸጋራ ወደ ሰማይ ለመውጣት አንደሚታገል ያደርገዋል፡፡ እንደዚሁ አላህ በእነዚያ በማያምኑት ላይ ርክሰትን ያደርጋል፡፡

Tamilce: 

ஆக, அல்லாஹ் எவரை நேர்வழி செலுத்த நாடுகிறானோ அவருடைய நெஞ்சை இஸ்லாமை ஏற்பதற்கு விரிவாக்குகிறான். எவரை, அவன் வழிகெடுக்க நாடுகிறானோ அவருடைய நெஞ்சை வானத்தில் ஏறுபவனைப் போல் இறுக்கமானதாகவும் சிரமமானதாகவும் ஆக்குவான். இவ்வாறே, நம்பிக்கை கொள்ளாதவர்கள் மீது அல்லாஹ் தண்டனையை ஆக்குவான்.

Korece: 

하나님의 뜻이 있어 인도하고자 하는 자를 위해서는 그들의 가슴을 이슬람에로 열었으며 그분 의 뜻이 있어 방황케 하고자 하는 자를 위해서는 그들의 가슴을 좁 게 하시니 이는 그들이 하늘에 오 르는 것과 같더라 이렇듯 하나님 은 믿음을 거역하는 이들 위에 벌 을 내리심이라

Vietnamca: 

Do đó, người nào mà Allah muốn hướng dẫn y thì Ngài sẽ mở lồng ngực của y để y tiếp nhận Islam còn người nào mà Ngài muốn làm cho y lầm lạc thì Ngài sẽ làm cho lồng ngực của y trở nên chặt cứng và khó khăn như thể y đang đi lên trời. Allah đặt sự ô uế lên những kẻ vô đức tin như thế đấy.